arkadaşımın annesinin bulduğu, yüzde yüz çözüm sağladığına inandığım inandığım bir yöntem. misal: caaaaancan caaaaancan caaaaancan caaaaancan caaaaancan caaaaancan caaaaancan caaaaancan. can hayattan nefret ederek gözlerini açar.
bundan yaklaşık bi ay önce yaptığım ve eksikliğini hiç hissetmediğim için facebook'un el alışkanlığı olduğu kanaatine vardığım eylemdir. hayırlı olmuştur zira kim ne demiş, acaba duvarımda ne yazılmış, biri beni dürtmüş müdür gibi saçma sorunlardan da uzaklaşmama vesile olmuştur.
kürtlerğin büyük çoğunluğu zaten iki dil biliyor: kürtçe ve türkçe. bütün dilciler söyler üçüncü dili öğrenmenin daha kolay olduğunu. zaten kürtçe de hint- avrupa dil ailesinden olduğu için inkar edilemez avrupa dillerini kolay öğrendikleri.
yıllar önce bir imza gününde tanışmıştık kendisiyle. kısa boyu, bembeyaz saçları ve gözlükleriyle çok tatlı görünüyordu ayrıca okuduğum ilk aşk romanlarının sahibidir kendisi. içimde çiçekler açınca, bütün sabahlarım senin olsun , dayak birincisi... gibi satısız eseri vardır. hayatını anlattığı romanı 'zıkkımın kökü' ise film yapılmıştır. boşrolde menderes samancılar'a verrilmiştir
düşününce bile boğazında bir şeyler düğümlenir, doyasıya sarıldığınız anlar gelir aklınıza, gözleriniz doluverir bi anda, çeneniz titremeye başlar, koşar bi fotoğrafını bulursunuz, sonra onu karşıdan görüp sarılmama ihtimali beliriverir... yapamazsınız işte çok severseniz yapamazsınız.
bu kadın bir yerlere geldiyse mutlaka üstün zekaya, iyi bir çalışma yöntemine sahiptir çünkü her şeyi kendi başarmak zorundadır. arkasında zengin bi sevgilisi ya da vucüdunu beğendiği için onu işe alan patronu yoktur. herhalde heyatında en büyük darbeyi de güzel hemcinslerinden almıştır