burchaq
0 (düz adam)
beşinci nesil silik 1 takipçi 0.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    yaftalamadan düşünün

    45.
  1. yaftalamadan düşünemeyen insanlara bir uyarıdır.

    zaman gazetesi okurluğu yaftası. *
    3 ...
  2. yaftalamadan düşünün

    40.
  3. ilk etapta radikal reklamı sandığım akabinde zaman olduğunu görünce, neyi düşünmeye sevk ettiğini anladığım reklam.

    satışlarımız berbat, faşistiz diye satmıyoruz. nolur al bi oku abi be yaftalama hemen ekmek parası. *
    2 ...
  4. vakit ten ahlaksizlara pankartli cevap

    4.
  5. şeriatcı gazetenin kendi yediği * ve desteklediği naneye bakmadan muhalefete cevap yetiştirmesidir.

    sizin yazarınız değil mi çocuğu taciz eden? siz savunmuyor musunuz bu * ırz düşmanı çocuk istismarcısını? diyalog halinde olduğunuz hükümet değil mi adlitıp kurumuna çocuk için sağlıklıdır raporu verdiren?

    zina yapın * daha şerefli olursunuz! *
    3 ...
  6. i belong to che

    187.
  7. turk musun turkiyeli mi

    1.
  8. hem turk hem sunni hem fasist

    9.
  9. sivas-kahramanmaraş katliamı zanlıları.
    şeyhlerin dizi dibinde fotoğraf çektirenler. *
    3 ...
  10. devrimciyiz biz

    2.
  11. iki kelimeden oluşan cümleden korkan insanların açtığı başlık.

    ne yanan dolarla ne zippo çakmakla ne de koka kolayla dar kalıplara sıkıştırılmaya çalışılabilir bir cümledir kendisi. devrim kelimesinden korkan insan güruhları onu bi kalıba uydurmak istedikçe zihinlerine baskı yapmakta akıllarını durduracak boyutlara varmakta ve kişileri çaresiz bırakmaktadır.

    siz uğraştıkça dahada fazla varız biz.
    *
    0 ...
  12. 5 kasim 2008

    2.
  13. sivas katliamı davası zamanaşımına mı uğrayacak

    1.
  14. bir katliamın yüz kızartıcı olarak sonuçlandırılmak istenmesidir.

    zaman aşımı davası ek davadır. müvekkillere ve avukatlara tebligat yapılması gereklidir. fakat basından öğrenilmiştir. yakalanamamış, olayı yönlendiren 7 zanlı bulunaktadır.bu davada sanıkların önemli bir bölümü ele geçmemiştir. 130 kişinin yargılanması yanlıştır binlerce kişi vardır. örgütler koalisyonu suçudur. örgütlü suçtur. zaman aşımı süresi dolmamıştır. 23 yıl geçmiş olması gerekmektedir.

    insanlık suçu olan davalarda zaman aşımı olmalı mıdır olmamalı mıdır?

    (bkz: geç kalmış adalet, adalet değildir)
    (bkz: madımak yanmaya devam ediyor)
    1 ...
  15. solo care soft

    1.
  16. 360ml lik duble boyu bulunan internette çok uygun fiyata satılan * bir lens solüsyonu.
    0 ...
  17. cesar vallejo

    5.
  18. iNSANLARI ÇOCUKLARA BÖLEN ÖFKE şiirinin sahibi.

    insanı çocuklara bölen öfke,
    çocuğu eşit kuşlara bölen,
    kuşu, küçük yumurtalara;
    yoksulun öfkesi
    bir zeytin taşır iki üzüme karşı.

    Ağacı yapraklara bölen öfke,
    yaprağı, eşit olmayan tomurcuklara bölen,
    tomurcuğu, görünmez gözeneklere;
    yoksulun öfkesi
    iki ırmak taşır bir çok denize karşı.

    iyiyi kuşkulara bölen öfke,
    kuşkuyu, benzer kavislere bölen,
    kavisi, umulmayan mezarlara;
    yoksulun öfkesi
    bir çelik taşır iki hançere karşı.

    Canı bedenlere bölen öfke,
    bedeni, benzersiz organlara bölen,
    organı, sekiz düşünceye;
    yoksulun öfkesi
    bir yanardağ ateşi taşır iki kratere karşı.

    César VALLEJO
    0 ...
  19. obama yi fakirler egitimsizler ve gencler secti

    2.
  20. zamanın göstereceği bir olgu için son sözü baştan söylemek.
    0 ...
  21. brcyzdm

    49.
  22. halkevlerinin bağrından kopup gelmiş ileri görüşlü 'bize lazım' yazarıdır.
    2 ...
  23. lock

    214.
  24. ileri görüşlü ve demokrat bir insan olmasının yanı sıra çok ama çok sıcak kanlı bir o kadarda sevecen kişiliğiyle nam salmış bir yazardır. uzak doğu ve balkanların en iyi sözlük yazarı olmasıda cabası. kendisini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
    0 ...
  25. karadeniz sahil yolu

    10.
  26. Neredeyse büyük bir kısmı tamamlanan Karadeniz Sahil Yolu Projesi için Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe Güzellikleri kendi ellerimizle azar azar tüketiyoruz. Karadeniz de duble yola ihtiyacımız vardı. Ama bu yol keşke buradan geçmeseydi. Bunu yapanların eli kolu kırılsın demiş.

    Ne ilginçtir ki Osman Pepe nin bakan olduğu dönemde 16 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Çevre Etki Değerlendirilmesi (ÇED) yönetmeliği geçici madde değişikliğiyle bu yol çevre etki değerlendirilmesi raporundan muaf tutulmuştu!

    Peki neye rağmen?
    Mahkeme kararlarına, doğaya, topluma, bilime... Uzmanlara göre Karadeniz artık lineer (çizgisel) bir kent halini almıştır ve en kötüsü geri dönülemez bir aşamaya gelinmiştir. Kıyı kanununun uygulamasına dair yönetmelik yok sayılarak, çiğnenerek kentsel yerleşimler deniz tarafından geçilmektedir. Karadeniz sahil yolu, dehşet verici bir yanlışı simgelemektedir. Bir tarafı deniz olan bu yol; Karadeniz kıyıları boyunca sadece burunları, koyları, kumsalları, falezleri tahrip etmekle kalmadı; yapılaşmayı da üzerine çekerek Samsun Sarp arasının çizgisel (lineer) bir kent haline gelmesine neden olacaktır. Yüzlerce kilometre uzunluğunda Samsun Sarp kıyı kenti (!). Yolun güneyden geçmesi durumunda maliyetin daha da artacağı yönündeki söylemlerin gerçeklikten uzak olduğu, en azından bununla ilgili kapsamlı bir proje yapılmadığından bahsedilmektedir.

    Otoyol meraklısı bir başbakana sahip bir ülke olarak dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir manzarayla karşı karşıyayız. Şehirlerin içinden dört şeritli yollar geçiyor! Karadeniz insanı denizden koparılmış, egzoz dumanlarının ve motor gürültüsünün kirliliğine terk edilmiş, ve insanların yaşamı bu yolla tehlikeye atılmıştır.

    Projenin ne inşaatçılığın ne de şehir planlamacılığının esaslarına uygun olmadığı ortadadır. Bu proje iktidarın arkasına aldığı birkaç iş adamının ekonomik çıkarlarına dayalı, bilime aykırıdır. Bu proje doğayı hiçe sayan bir ticari zekânın çılgınlığını yansıtmakta ve Karadeniz kültürünü yansıtan balıkçılığa çok ağır darbeler vurmaktadır.

    Diğer yandan Karadenizde bu çevresel yıkıma karşı gelişen hareket kısmi ölçüde başarılı olmuşsa da iktidarın ve yandaşlarının bütün yalanlarına karşı örgütlü bir teşhir kampanyası gerçekleştirilememiştir. Başbakanın artık bu yolda daha hızlı bir şekilde gidilebileceği şeklindeki beyanatı gerçeklikten yoksun olup halkı suça teşvik etmekten başka bir anlam taşımamaktadır.

    Çünkü; yasalara göre şehir içinde hız limiti 50km/saattir. Herhalde bu yolun şehir içinden geçmediğini söyleyecek de değiller. Osman Pepe’nin açıklamasının arkasındaki tarihsel gerçeklik insanın kanını dondurur niteliktedir. Nereden bakılırsa bakılsın bu söylem yönetici sınıfın, yönetilenler üzerindeki amansız sömürüsünü yansıtmaktadır. Bu ülkede eğer yönetici sınıfındaysanız, insanların gözünün içine bakarak yalan söyleme özgürlüğünüz vardır. Oysa toplumun ve bilimin taraftarı olma yönündeki çabalarınız düşünce suçu kapsamına girecektir.

    Evet bu yol kara bir yoldur. Gelecek nesillerin yaşamına yalnızca kara izler bırakacaktır. Bence bundan sonra yapılması gereken şey, Türkiye haritasında Karadeniz’e dört şeritli yollar çizmek ve şehirleri silmektir. Belki o zaman bu şaheserleriyle gurur duyarlar! Karadeniz kendisine yapılan bu acımazsızlığı cezalandıracaktır. Karadeniz hırçındır, önüne taş koyanlara dalgalarıyla cevap verecektir. Karadeniz asidir, yuvasına sığmayacak taşacaktır. Karadeniz anadır, kıyılarındaki canlıları koruyacaktır. Ve yine o yemyeşil yamaçlarına ulaşmak için dalgalarını savuracaktır. Bekleyin...
    3 ...
  27. vişne suyu viski karışımı

    1.
  28. en az vişne-vodka kadar güzel olan farklı bir karışım. bir ölçek viskiye 4 öçek vişne şeklinde olamalıdır.
    0 ...
  29. orka

    1.
  30. bir yunus türü. balina yedikleri için katil balinalar olarak anılırlar. aslında yunusturlan ve balina katilidirler.
    3 ...
  31. paulo coelho

    43.
  32. kitaplarının berbat türkçe çevirilerini can yayınları nın yapmış olduğu eserler silsilesinin sahibi yazar.
    0 ...
  33. ezginin günlüğü

    127.
  34. Pınarından özgürlüğün al bir yudum,
    çek bir soluk rüzgarından sevdamızın
    seni benden ne bu kapı, ne bu duvar ayıracak,
    seni ne bu kara kara gelen ölüm.
    al bir yudum pınarından özgürlüğün
    rüzgarından sevdamızın çek bir soluk
    gelir bir el kırar birgün kapıları
    karanlığın bahçesinde açar gülüm.
    seni benden ne bu kapı, ne bu duvar ayıracak
    seni ne bu kara kara gelen ölüm...
    0 ...
  35. karanlik gelecegimiz nukleer

    1.
  36. KARANLIK GELECEĞiMiZ: NÜKLEER

    Nükleer endüstri, son dönemde çevre lobicilerinin kıskacından sıyrılmaya çalışıyor. Temiz enerji kategorisine girebilmek için sessiz sedasız paragöz, hedeflerini dünya kamuoyuna satabilecek politikacıları bekliyor. Nükleer reaktörler, parçalanabilir yakıttan sağlanan ısının buhara dönüşmesi, buharın da elektrik üreten türbinleri çalıştırması temeline dayanıyor. Eğer yakıt olarak uranyum kullanırsanız nükleer silah, fosil yakıt kullanırsanız çok güçlü bir sera gazı çıkışına sebep oluyorsunuz. Bir de buna olası kaza riski eklenince daha da içinden çıkılmaz korkunç bir hale dönüşüyor. Metal yorgunluğu, korozyon ve kırılganlaşma kazalara zemin hazırlayan en önemli faktörler. Sonuç ise yüksek radyasyon-sıcaklık, ciddi boyutlarda çevre kirliliği ve yapım maliyetinin tamamen çöpe atılması.

    Almanya ve isveç yeni nükleer güç tesislerinin kurulmasını yasaklamış ve var olanların 2010 yılına kadar devre dışı bırakılmasını kararlaştırmıştır. ABD, 1978 yılından bu yana hiç yeni reaktör siparişi vermemiş olduğu gibi her yıl nükleer enerji kullanım oranını %6 oranında azaltmaktadır.. Ayrıca Avusturya, ispanya, Danimarka ve italya hiç bir zaman nükleer reaktör inşa etmeme kararı almışlardır. Peki bu ülkeler enerji ihtiyaçlarını nasıl sağlıyorlar? Yoksa onlar tükenmez bir petrol, kömür ya da doğalgaz yatağı mı buldular? Hayır... Örneğin Danimarka ve italya çöp termik santralleri ve biokütle çiftlikleri kurdu. Çin ve Hindistan biyogaz enerjisinde başı çeken ülkeler olmuşlardır. Nükleer enerjiyi onaylamayan ve maskesinin altındakini geçte olsa gören ülkelerin pek çoğu, üçüncü dünya ülkelerinde kurulması için taşeron olarak ihale peşindeler.

    ABD zaten malum... Irak'ı zengin petrol yatakları için işgal etti. Eğer nükleer santraller kurulunca enerji sorunu çözülseydi Amerika bunu yapmazdı kuşkusuz. Irak'ta ocak 2003'te 75 yıllığına kiralamış oldukları petrol yatağının kira zamanı dolmuştu. Mart 2003'te ABD, Irak'ı sözde demokratikleştirme girişiminde bulundu. Irak'ın nükleer silahlarının olduğunu, bunları sakladığını iddia etti ve daha sonra 'bulamadık' gibi bir sonuçla ortaya çıktı. ABD'nin nükleer santralleri meşruydu nedense. Nükleer silahlar nükleer enerjinin, büyük miktarda ve ani denilebilecek kısa sürelerde, kontrolsüz şekilde üretimine dayanıyor. Nükleer santrali olan bir ülkenin zaten nükleer silahı var demektir. ABD, uranyum zenginleştirmenin kontrol altında tutulduğunu iddia etsede, denetimi yapan yine ABD'nin kendisi değil midir? Uranyum kullanmadıklarında da fosil yakıt kullandılar ve bu sera gazı emisyonlarının artmasına sebep oldu. Bugün ise Kyoto protokolünü imzalamak için masaya oturmuyor, en fazla sera gazını üçüncü dünya ülkelerinin yaydığını iddia ediyor.

    SÖYLENMiŞ YALANLAR VE SÖYLENMEMiŞ GERÇEKLER

    1955-63 yılları arasında atmosferde gerçekleştirilen nükleer denemeler sonucu diş minelerinde biriken radyokarbon miktarının ölçülmesiyle ölüm yaşının kolaylıkla ve erişilmemiş bir duyarlılıkla belirlenebileceğini buldular. Bu yöntemle erişkinlerin ölüm yaşı 1,6 yıl hata payıyla bulunabiliyor. Normalde hata payı ise 5-10 yıl arasında değişiyor. Bu sadece Adlitıpın işine yarar ne yazık ki...

    Tüm dünya, maden suları üstünde Piko Curie olarak verilen radyoaktivite değeri silindi. Değerler o kadar yüksek ve sakıncalıydı ki çözüm bu şekilde bulunmuştu.

    Çernobil kazasının ardından sadece inek sütü, bitki ve solunum yoluyla genç ve çocuklardan oluşan 4000 kişi kazanın ilk günleri troid kanserine yakalanmışlardır.

    Bugün TÜBiTAK, nükleer konusunu belli başlı 2-3 nükleer yandaşı akademisyenle yürütmektedir. Politik çıkarların ve hükümetlerin maddi ve manevi tutsağı olmuş bu 2-3 akademisyen, TÜBiTAK'ın yayın organı Bilim ve Teknik dergisinde topluma konuyu 'yanlış' empoze etmeye çalışmaktadırlar. Örnek verecek olursak; Yarının Enerjisi: Nükleer Fusion, Güvenli Gelecek. (Ekim 1975), Atom Enerjisi Çölleri Tekrar Yeşillendirecek. (Ocak1976), Nükleer Enerjiye Evet. (Mayıs 1997), Nükleer Can simidi. (Mart 1999) gibi... Öyle ki Bilim ve Teknik dergisinin 457. sayısında röntgenle alınan radyasyon dozunun Çernobil’in yaydığından daha fazla olduğu iddia edilmektedir. Ayrıca TÜBiTAK, uzun yıllardır Marmara Araştırma Merkezi nde Tatlı - Sorghum olarak bilinen bir enerji bitkisi (Biokütle) üzerinde çalışmaktadır. Türkiye'de Sinop ve Mersin'de ki nükleer santral kurulma alanları çabucak belirlenip, maliyetleri oluşturulabiliyorken, biokütle gibi ucuz, verimli ve güvenilir çiftlikler geciktirilmektedir. Dünya'da biokütle ile enerji üretilen 100.000 kadar çiftlik bulunmaktadır.

    Tünel açılmayacak yere tünel açmak, baraj yapılmayacak yere baraj yapmak, yol gitmeyecek yere yol götürmek üstün hükümet başarıları olmaktadır. Bu tip girişimlerin akabinde, tünellerde tavan çökmesi, barajlarda gövde problemleri ve bir deprem sonucu yolun uçuruma kayması gibi olaylarda gayet doğal olacaktır. Türkiye’de nükleer enerji araştırma ve geliştirme işini yürüten tüm kurum ve kuruluşların tek ekmek kapısının bu olmasından ayrıca hükümetlere yaranma gerekliliğinden bilgiyi kötü yönde kullanma söz konusudur. Hükümetler ise bütçe ayırmamak ve kolay yoldan zengin olmak için her yola başvurmaktalar. Artık nükleer santrallerin gerçek yüzleri ortaya çıkmış, nükleer lobicilerin 'nükleer santraller muhteşemdir' miti çökmüştür. Nükleer santrallerin maliyetleri fazla olduğu gibi yatırımın geri dönmeside onlarca yıl sürmektedir. Güvenlik ve uzun dönemli, imaj kâbusu radyoaktif atıklar bu mitin çöküşünü hızlandıran en önemli etkenlerdir. Nükleeri destekleyen bilim adamları bahsettikleri gibi güvenli, ucuz ve verimli bir santral örneğini yaparak bu iddialarını kanıtlayamadılar. Dürüst bilim adamlarına ve ciddi çalışmalar yürüten demokratik kitle örgütlerine ihtiyacımız var.
    0 ...
  37. universitelerin ozerk olmasi

    5.
  38. ülkedeki özgürlükçü, ilerici ve demokratların temel isteği.
    0 ...
  39. barack obama

    120.
  40. '80 ülkede faaliyet gösteren bir örgütü ırak'a girerek sonlandıramazsınız' gibi bir veciz söze sahip, babası ve büyük babası müslüman fakat kendisi hıristiyan olan demokrat.
    0 ...
  41. © 2025 uludağ sözlük