maç motoru fm13'ün çok gerisindedir. motor bakımından fm12 serinin zirvesindedir lakin 13 yenilikleriyle 12'yi geçiyordu. ancak 14 bu haliyle bile 12'nin gerisinde. he ben sade oynarım, taktiğimi yapar, antremanımı kurarım, diğer görsel unsurları önemsemem diyorsan çak 12yi, 13-14 ile uğraşma. 14 görsel olarak 13'ten bir iki özellik bakımından çok az iyi ve işleyiş olarak daha hızlı olmasına rağmen maç motoru batırıyor. transferde nabız yoklama, konuşmaları basına sızdırma, taktik ekranda yeni oyuncu rolleri ve roldeki seviyeleri yok mesela 13'te ama maç kalitesi iyi, diğer her şey de aynı. bu yüzden 13 > 12 > 14 diyoruz ya da 13=12 > 14.
asıl adı plütonik aşk olan sözde sorunsaldır. platonla alakası yok. zira biz hala plütonun gezegen olup olmadığını bilmiyoruz ya da derin şüphelerimiz var ancak plüton diğer gezegenlerin var olduğunu biliyor. ya da biliyordur. bilmeli. sen git hayvan kadar gezegenlerin etrafında gez dolaş lakin onların farkına varma. oldu.
sırt yapısı ve koşuşu aynı mustafa sarp olan galatasaray oyuncusu. ben bu sırtı, koşuşu hangi renkli forma altında görsem tanırım dediğim mustafa sarp hakkındaki görüşümden bu akşamki elazığspor maçında salih'i görmemle vazgeçmişimdir. artık her zaman iki ihtimal olacak.
fazla yevmiye istemesi sebebiyle trabzonspor'un transferini iptal ettiği oyuncu. olum bu adam kiralık gidiyordu nasıl ekstra para istiyor. fm'nin duruma el atması lazım demek sadece maaş yüzdesi ödemekle olmuyormuş bu kira işi. iyi iyi oldu yalnız iyi.
elinden geldiğini yaptığına inanılandır. cümledeki fiilimsilere geel. neyse. galatasarayda başarısız olmasının temel nedeni olarak, kayseride oynadığı rolde galatasarayda oynayamaması olduğunu düşünüyorum. adam kanada hapsedildi, standart bir kanat oyuncusu olarak oynatıldı, rahat olmadığı belliydi. bu duruma örnek mehmet topuzda da vardı ama adam büyük takım ağırlıığını, sistemin önemli elemanı değil, parçası olmayı başardı ama amrabat bunu yapamadı. topuz fenerde ön libero bile oynadığı zamanlar oldu hatta. neyse. antalyada uyumu çabuk yakalarsa önceki amrabat olabilir ama galatasarayda iş yapmaz görüldü ki. fazla uzun oldu beyler kusura bakmayın. swh.
zamanımızda sıkça karşılaştığımız teknik direktörlerin başkanlarla nasıl anlaşamadığını bize bünyesinde çok iyi gösteren oyundur.
bursa ile ilk sezonum. bütçe verme demişim zaten oyun başlangıcında takımda para yok orijinal kadroyla başlıyorum sezona. öyle böyle ligi 7. bitiriyoruz. yalnız 4. ile arandaki puan farkı da 4 onu da diyim. neyse benim sözleşme 30 haziranda bitiyor. sezon bitince başkan çağırdı gel senle geleceğini konuşak diye.
adam diyor takım neden böyle oldu.
dedim daha dur ne oldu aga bu oyuncularla bu kadar, bu sezon takımı geliştiricem üstlere çıkıcaz.
bana kalktı dedi biz sana güvenmiyoruz, önümüzdeki sezon 5 maçta 11 puan alamazsan seni göndericez.
bi\' hışımla çıkmışım ki odadan.
gereksiz tüm oyuncuları gönderdim gittim ronaldinho\'yu, altidore\'u, olcan adın\'ı aldım. batalla var diye ronaldinho solda oynuyor ama gene yardırıyor. neyse 5 maçta 15 puan aldık. yenilince kapattıysam çoçuğum olmasın. başkandan ses soluk yok. gittim kapıyı çalmadan girdim.
ulan dedim hani sözleşme, imansız sen bana demedin mi 11 puan al diye, 15 puan aldım.
diyor ki bana hala güven sağlayamadın.
manyak, ronaldinho\'yu getirmişim altidore\'u getirmişim formalardan 250bin yuro çakmışım, 5 maçta 15 puan almışım, adam bana sözünü tutmuyor. gittim basına sızdırdım. bu özelliği de çok sevdim. başkana dayadım dayadım lafları. basında yayıldı menajer mutsuz, geleceği belirsiz, başkan hakkında şunu dedi falan. sonra bizimkinden ses falan çıkmadı kalp krizi mi geçirdi ne olduysa artık.
kapattım uyudum. yalnız şuraya yazayım, bu it beni olur da kovarsa başka takıma gittiğimde hemen bi\' hazırlık maçı ayarlayıp ben o ronaldinho\'nun ayağını kırdırmazsam ne olayım.
bu tip taşıma araçlarını kullananların yanına bir top alarak faydalanabileceği olanaktır. * toplu taşıma aracı. her duyduğumda aklımda aynı şey. hadi biri de çıksın gay muhabbeti yapsın neşemizi bulak. o da ne smile'ın korkudan tabanlarını poposuna vura vura kaçtığını görüyorum. evet popo dedim ben. başka bir şey değil. deme öyle. ayıp.
kapanmasıyla milleti ağlayacak düzeye getirmiştir. olum manyak mısınız. internet denen yerde sadece burası mı var. şahsımı pek etklemedi, aradığımı başka yerlerde çok rahat bulabilirken ben mi iyi araştırmacıyım, millet mi bir şeyden anlamıyor da ağlayıp zırlıyor.
spikerin penaltı pozisyonunda ısrarla sabri reisimizin ayağının dışı ile vurduğu klas şutuna orta dediği maç. mal amk. penaltı da değildi adamın kolu bitişik toptan korkup kıçını dönüyor çarpıyor.
milyonları ekrana kitleyecek, heyecanla merakla beklenen, sokakları bomboş yapan galatasarayın kader maçıdır. hadi aslanım yaz bi' tarih daha. o değilde yazık la bu atv'ye. sen git o kadar para dök.
msn reviver nedir bilmeyen kişi söylemi. biz hatunla teke tek takılıyoz valla. onlarca kayıtlı kişi arasında bi' ikimiz varız online. bizden başka kimsenin olmadığı, sarı düşük ayarlı ışıkların aydınlattığı, loş, küçük, sıcacık, salaş bilinmedik bir kafe gibi. ay romantik oldum.
teatone bunlardan biriydi. zira artık yok. 33 gündür buradaki bimde teatone yok. üzüntümü, her gittiğimde yerinde onları göremediğimdeki hayal kırıklığını bilemezsiniz. diğer bimlerde de yok mu artık bilmek istenilesidir.
görgüsüz erkektir. bir de bunların kızları var, onlara da görgüsüz kızlar deniyor. ikisini birleştirince de görgüsüz insanlar oluyorlar. instagramda fotolara yorum yapılabiliniyor mu bilmiyorum ama olm görgüsüz müsün lan sen yazılabilir ve onlara sanal şok yaşatılabilir. zira her fotoyu böyle alenen paylasan kişide buna yapılan yorumu da bütün gün kafaya takacak ve mutsuz olacak psikoloji vardır.
aksiyon izlemeyi tercih etmeyenlere, aksiyon filmi vurdulu kırdlı filmler olarak düşünenlere, bu filmlere bakış açısını değiştirecek, farklı bir açı kazandıracak düzeyde güzel bir filmdi.
--spoiler--
bourne polis aracında arkasındaki tetikçi de bizim elemanı kovalıyor. neyse çarpıyor ediyor polis aracı kağıt gibi oluyor. bizim elemanın da bu hareketten birkaç saniye önce yan koltuğa yatıp oradaki emniyet kemerine de yüklendiğini, sonrasında da arabadan topallayarak çıktığını görüyoruz.
--spoiler--
işte burada gülerek ağızdan dökülen lafsa a*ına koduğum terminatörü gene ölmedi oluyor. başlıktaki girdimin son cümlesinin küfür içerikli olmamasını istedim. ondan şimdi bunu yazdım. zira son cümle çok göze çarpıyor, itici oluyor. neyse.
başlamadan önce ve bitirdikten sonra kişide ne gibi değişiklilerin olduğunun merak edildiği ağır işsiz ya da öğrenci davranışıdır. merak ettim ben de yapabilirim belki. denizdeki sular kadar boş ve amaçsız geçen zamanım var. ve canım çok sıkkın adamım. duydun mu beni. canım çok sıkkın. hadi şimdi defol burdan. serseri. sana defol dedim. işte böyle.
ronaldo'nun mensup olduğu takım ve o klasmandaki takımlarla maç bile yapamayan bazı takım taraftarlarının sözde dalga geçtiği galatasaraylıdır. ronaldo'yu sükrü saraçoğlunda, inönüde vs. gören var mı. galatasaray real madrd ile karşılaşırken dünya spor basınında diğer türk takımlarından bahseden var mı. evet. insanlar neden bahsetsin ki zaten. değil mi.
söylenene göre, 40 çalışanın aşağı yukarı yarısıyla boş kalan, gerekli iş bölümlerinde devam edecegini söyleyen acun ılıcanın yayına koyacağı belgesel olabilir. kendisi belgesel konusuyla ilgili bir gece programında;
- sana bir şey söyleyeyim mi, belgesel koymazsam en adiyim. belgesel koyucam ya. kanal benim değil mi abi. bakalım izlenicek mi.
demiştir gülerek.
jardel-yardel muhabbetinin de içinde bulunduğu durumdur. şimdi ufağım, küçüğüm jardel galatasaraya yeni gelmiş. başlarda adama yardel diyenler oldu sonra olay jardele döndü öyle de kaldı. bitti. bu kadar. anı mı anlatıcam sandınız. yok la öyle bir şey.
yüksek olasılıkla haklı bir davranıştır. abi adam eyvallah oynuyor, parası yatıyor olabilir ama daum ile bir problem yaşadıkları, aralarında bir anlaşmazlık olduğu açık. kendi mevkisinde de oynuyor olabilir evet ama oyun anlayışında bir bokluk olduğu bursa maçlarını izleyenlerin gayet açık şekilde görebileceği bir şey. sevmediği bir oyun yapısından oynamak istememesi bundan ötürü gitmek istemesi anlayışla karşılanabilir ancak daum kim amk ya, s*kerim daumu. geldiği günden beridir hoş gözle bakmıyorum şu adama zaten alaman kedisi.
son zamanlarda biraz takılmaya başladım önceden o kadar bakmazdım, dikkatimi çeken şey format dışı yığınla girdilerin olduğu sözlük olmuştur iyice. uludag forum olsa daha iyi. ne bir tanım ne bir düzgün girdi, ne başlık. dikkat edenler çok az. eksi basmayan biriydim öncesine kadar ancak artık gördüğümde eksiyi basıyorum. başka yerlere gitmek lazım.
öğrenciyseniz öğrenci belgenizle sgk'ya gidip gss bölümüne başvurup sildirilebilecek borçtur. bende de 2500 civarı vardı, silinmesi 2 dakika bile sürmedi.
oyuncu özellikleri gösterim biçimi olan grafik bar özelliğinin unutulduğu oyun. oynanmıyor. yıllardır grafik görüntüsüyle oynamayı tercih etmişlere işkence gibi geliyor. en azından bana. tanımadığım bir oyuncunun özelliklerine bakmak istediğimde grafikli olan serilerde 2 saniye ile oyuncunun nasıl bir yapısı olduğu anlaşılıyodu, şimdi ise uğraş ki sayıları göreceksin de hıı bu böylemiş, şu şöylemiş diyeceksin. sayı renklerini değiştirsen bile olmuyor grafikteki gibi. ya bir skin çıkması beklenecektir şahsım tarafından ya da 13'e devam. la harbi niye kaldırdınız ki. olum değişiklik olsun diye niye güzel olan şeyi kaldırıyorsunuz.
daha az hatası olan yazardır. mesela ilk cümledeki tanım subjektif olmamalı. benimdir, şuyumdur, yaptığım şeydir gibi. bazıları da nokta koymuyor bak mesela. bu yazıdan sonra entrilerime bakılıp ilk cümlelerimde öznelllik aranacağını biliyorum. hadi şimdi gidin burdan. olum yoksa böyle bir kural yok mu. ilk yazdığım yerde vardı. okumadım ki. evrenseldir diye. neyse.
vakti zamanında liseli kızlar gibi terim'e sürekli nyse sn msglsn snrm ii gclr tarzında mesajlarıma cevap yazmıyor, telefonlarıma çıkmıyor tripleri atan başgan. kendisinin süper sms paketi falan olduğunu düşünüyorum maç öncesi, sonrası, aralarda, boş kaldıkça mesaj atmalar falan. şimdi de manciniye aynılarını yapıyor mu acaba. italyanca mi çekiyor mesajları, ingilizce mi. ne dedin bu gece ona ünal aysal. manciniden de cevap gelince başına yastığa rahatça koydun mu. kadroyu görüp, la biz buraya niye geldik dedin mi. maçtan sonra mesajına cevap ne dedi. üzülme başgan, zaten bu maçi görmezden geldiydim real madrid maçı gibi, bizim için önemli olan sivas maçı. bunu mu dedi. napıcaz olum biz senle.
böyle tatlı bir şey yoktur. daha gece yatmadan önce saati kurduğunuz zamandan daha erken kalkmayı düşünün. böylece daha diken üstünde yatacaksınız. insan uykusunda ara ara uyanıyor bilmiyorum farkediyor musunuz. eger uyumadan önce böyle bir şey düşünmediyseniz, ki buna şartlanmak deniyor, uyanır gibi olup hemen yeni bir uykuya dalıyorsunuz, ki buna uykunun evreleri deniyor. ama kendinizi bu konuda şartlandıgınızda her sabah uyanmak zorunda oldugunuz saatten daha erken saatte kalktığınızı göreceksiniz. yukarda dediğim lafları kafamdan attım. yok öyle uyku evresiymiş sartlanmakmış filan. sadece ben öyle olduklarına inanıyorum. neyse zaten ben yıllardır alarmla uyanmıyorum.
dar bir şey olmalı. hani böyle insanı sıkan. skinny sonuçta. skinny jean gibi. bence bir film ismi olsaydı türkçe'ye sıkıntılı aşk diye geçerdi. aşka gelme jean'e gel. jeansel aşk. şarkıyı bilmiyorum ama sanırım güzel bir şey. böyle bir başlığın altını bu entry ile kirletmek hoşuma gitmedi.