a: doktora gittim.
b: geçmiş olsun neyin var.
a: vize hastası oldum.
b: büyük geçmiş olsun o zaman,sıkı çalış.
unutmadan;bu şarkıyı da dinle ; http://fizy.com/#s/1qukrm (vize haftası olanlara telkin niyetine)
ilk okuduğumda güzel gelen ama ikinci okuduğumda aslı karakterinin baya baya abartılmış olduğunu düşündüğüm kitap.
(bkz: insan hayatında hep mi başarılı olur.)
sözlük formatını okumayan, sanane diye takılan arkadaşlara bir hatırlatma yapmak ister.
--spoiler--
entry/başlık hakaret, küfür, ağır derece argo ifadeler içermemelidir. uludağ sözlük bu konuda çok hassastır. küfür içeren entry silinir. buna devam eden yazar da silinir.
--spoiler--
bir takım şeylerin konuşulmaması taraftarı değildir. sol frameye bu gece bakmış, tanımdan ziyade, muhabbet yapalım torba dolsun mantığıyla açılmış mide bulandıran yazılara sinirlenmiş ve düşüncesini dile getirmiştir, sesli gammaz veya moderatör olmuştur. bu da haliyle insanların hemen sınıflandırma yapmasıyla sonuçlanmıştır. beni anlayan anlar. burası özgür bir ortam olabilir, ama tam bu noktada unutmamalıdır ki kişilik haklarına saldırı, saygısızlık, özgürlük olarak nitelendirilemez.
-teroristlerin sonu gelmek bilmiyor.
-erkekler duygusuzca kadın dövebiliyor.
-küçücük çocuklar kaçırılıyor.
-eski çocukluk dönemi yok.
-dizilerdeki ahlaksız gösterimler çoğaldı.
-türk aile yapısı bozulmaya çalışılıyor.
sonu sendin, ilkokuldan beri biriktirdiğim karnelerin yani. seni de aldığıma göre artık öğrenci bilgi sistemiyle işim bitti, kahretsin en kötüsü de öğrenci akbiliyle işim bitti. hoşgeldin gerçek hayat.
karşımdaki insan kötülükler yaparken, belki de hayatımı mahvetmişken, ben hala onun iyi yanlarını aramaya bakıyorum, hala yüzüne gülüyorum selam verdiğinde, eski dost nasıl olsa diyorum, benim sırlarımı, hayatımı başkalarına anlattığına göz yumarak. o napıyor ? arkasını dönerken bile beni konuşuyor arkadaşıyla belki ve ben hala iyi kız/çocuk diyorum.
bu yüzden bir arkadaşımla tartıştım. böyle yaparsan başka anlaşılır diyor, senin arkandan konuşan bir insanın yüzüne gülme, tam hak vericekken ona sana akıl veriyorum deyip saldırmaya başlıyor sözleriyle. şok oluyorum bir anda, tam akıl vermek ne demek dicekken, o başlıyor yüzüme diyemediği şeyleri yazmaya. ben kardeşim sanmıştım diyorum kendi kendime, çünkü çok güzel vakitlerimiz olmuş, birbirimizin her şeyini biliyoruz. saatlerce konuşuyoruz..
ben hayatım boyunca bir arkadaşıma akıl vermek sözcüğünü kullanmadım, birine derim evet akıl almak istiyorum senden, ama ben sorarım, sonrasında o neyse düşüncesi onu söyler, bu böyledir.herkesin aklı kendine yeter düşüncesindeyim. o da kullanmazdı. ne oldu birden ne oldu da o kadar değişti. yaklaşık 1 sene geçti hala anlamış değilim.
konuşmayı şöyle bitiriyoruz ardından ; birbirimize olan saygımızı yitirmeden bu konuşmayı bitirelim diyorum. cevap sadece peki, özür dilerim oluyor. bilmiyorum anlattı mı bana dair bir şey başkalarına, ama ben yapmadım onun hayatına dair hiçbir sır kimse de değil. olmaz da.
denildiği gibi el kadar çocuktur , giyinmesinde ne olabilir, aileye göre değişir haşema da giydirilir. el kadardır ya bebektir, yapmayın düşünmeyin böyle şeyler.
-evleri görülmeye değerdir, görsek işimize yarar mı, yarar, mistik bir havası var, bakınca rahatlatır.
-bisiklet özlemini gidermek için birebirdir. saatlerce istediğin kadar bin, o yokuşlardan kendini bıraktığın zaman dert tasa kalmaz, hafiflersin.
-sıcakta atlara eziyet edilmesi hoş değildir.
-girişte bir koku sarar etrafı, balık & bira ikilisinin ortak karışım kokusudur bu.
-denize girilebilir.
-gençken yapılacaklar listesindedir burada mangal yapmak. denenmeli.
-sinek boldur.hatta ada içinde ismi 'bahçede sinek cafe' olan bir cafe vardır.