çok farklı bir sevgidir.
ne kadar kavga etseniz de, tartışsanız da, kızsanız da çok farklıdır.
eğer bir de yaş farkı fazlaysa gurbetteyken en çok onu özlersiniz.
aklınıza ona kızdığınız, bağırdığınız anlar gelir.
üzülürsünüz.
bazen birkaç damla gözyaşı süzülür yanağınızdan ama en çok o hasta olduğunda anlarsınız onun kalbinizdeki yerini.
onu ne kadar çok sevdiğinizi...
onun ölümünü düşünmek bile çok acı verir "nasıl dayanırım ki ben bu acıya" dersiniz...
aklınıza onunla ilgili güzel anılar gelir, hayalleriniz gelir...
incelendiğinde bazen gülünecek, bazen ağlanacak profillerdir. çok çeşitleri vardır.
kilolu huzursuz kadın: otobüse bindiğinde oturacak yer bulamayınca ayaktakileri rahatsız eden kadındır. koridordan geçemez, geçmeye çalışırken herkesi sıkıştırır. oturacak yer bulduğunda ise koltuğuna sığamaz yanındaki kişinin koltuğundan da pay almaya çalışır. ama asıl huzursuzluğu ayaktayken verir. sürekli bi hareket halindedir. "of"lar "puff"lar yer verin dercesine.
yer veren kahraman kişi: yaşlı, sakat, gazi, hamile veya poşetli kişilere yer veren kişidir. yer verdikten sonra hafifçe tebessüm eder. içinden "şimdi herkes beni takdir ediyordur" der ama kimsenin umrunda olmadığının farkında değildir.** kız kesen abaza: olmazsa olmazlardandır. sürekli bi gözlem içerisindedir. kurbanı gözüne kestirir. sürekli keser. kız ise hiç oralı olmaz. kendi halinde yolculuğuna devam eder. arada bir etrafına bakarken o şahısla göz göze gelir ama bizim abaza hemen başka bir tarafa çevirir kafasını.
68 öğrenci olayları sonucunda ortaya çıkan 68 kuşağının sloganlarıdır. çoğu unutulmazlar arasına girmiştir.
- gerçekçi ol, imkansızı iste!
- bir şey talep etmeyeceğiz, bir şey istemeyeceğiz. alacağız, işgal edeceğiz.
- yasaklamak yasaktır.
- patron sana muhtaç, sen ona değil.
- insanlığın özgürleşmesi ya toptan olacak ya da olmayacak.
- lütfen çıkarken komünist parti yi bulmak istediğiniz gibi temiz bırakın!
- devrim inanılmaz bir şeydir, çünkü gerçektir.
avusturya da doğmuş olma açısından doğrudur ama 1.dünya savaşı nda tam bir alman vatanseveri olmuştur. ayrıca 1932 yılında cumhurbaşkanı olabilmek için alman vatandaşlığına geçmiştir.
bazen insanı çok mutlu eden bir durumdur. entry okunur, içten bir yuh denir, hatta bazen küfür bile edilir. moderasyon bu trolleri görmüyor mu denir ve eksi verilir. sonra bu yazar kimmiş, neyin nesiymiş diye bir bakayım derken o anda görülür yazarın silik olduğu. işte o anda içinizi bir mutluluk kaplar ve bir serinleme hissedersiniz.
risale i nur un kutsal olduğunu bilen kişilerdir. ama bunu kutsal gören her kişi şakirt midir? değildir. herkesi belirli bir şablona oturtmamak lazımdır.
ayrıca kutsalın manasını bilmeyenler için:
günlük siyaset yapan, günlük hesaplar peşinde koşan siyasetçidir kendileri. apo nun asılması konusunda hükümete destek vereceğini açıklayıp ne kadar samimi(!) olduğunu göstermiştir. o dönemde niye asmadınız sorusuna her zaman farklı bir şekilde cevap vermektedir.
"dönemin şartları gereği asmadık", "idam cezasının kaldırılması" falan filan... şimdi de hükümete yükleniyor niye asmıyorsun diye. madem böyle bir niyetin vardı neden asmadın o döenmde?
eğer o dönemin şartları gereği asılmadıysa bu dönemde de bazı şartlar gereği asılmamıştır belki nerden biliyorsun?
idam cezasının kaldırılması nedeniyle asamadık demişti bir ara. madem apo elinde niye idam cezasını kaldırıyorsun? onu idam et, sonra kaldırırsın. şimdi de biz terör, savaş suçluları hariç idam cezasını kaldırmıştık, akp tümden kaldırdı diyor. apo şerefsizi terör suçlusu değil miydi?
günlük siyaset yapma sayın bahçeli...