etrafa farkettirmeden gülmek. faydadılır. mesela mizah dergisi okurken için için gülebiliriz, "adama bak kağıda bakıp gülüyor, deli midir nedir" demesinler diye.
mine g. kırıkkanat'ın bir kitabı. kırıkkanat bu kitabıyla yıllardan beri dilden dile dolaşan "en çok satacak kitap ismi" efsanesini avlamaya çalışıyor sanırım.
bu söze karşılık hep "ya, sen hiç don yıkayan sultan gördün mü?" şeklinde bir cevap verilir. iyi de kardeşim don yıkamıyor ki artık kimse, atıyorsun makineye yıkıyor. ayrıca evlensen karının don yıkayacağını mı sanıyorsun, o da atacak makineye. bu don yıkama argümanından vazgeçmen gerekiyor netice itibariyle. tabii çamaşır makinen yoksa o ayrı bir durum, ama evlenince alabileceksen evlenmeden de alabilirsin. kadınlar don yıkamıyor artık malesef, mutlaka çamaşır makinesi alman lazım. no arçelik no woman.
- yaz kızım sanığın tahliyesine.
- sayın hakim bey, en azından bi 4-5 ay verseydiniz.
- oğlum sen manyak mısın? beraat ettin, daha ne istiyorsun?
- başıma gelecekleri biliyorum.
(iki gün sonra kahvede)
- vay hüseyin abimiz gelmiş, yırtmışsın paçayı abi hayırlı olsun.
- sağol koç.
- aslanım hüseyin abim be. yalnız karıyı bağırtamamışsın diye duyum aldık abi, ondan mı beraat verdiler, eki eki.
- yok şimdi hadise şöyle.
- hasta falan mıydın abi, ekü ekü.
baştan sona ezberlediğim bu şarkı bugün yani yıllar sonra dilime takıldığında şöyle bir şey farkettim: "arkadaşları ali derler" ne demek mfö abi? adamın adı ali ise elbette ali diyecekler; mahmut diyecek halleri yok. hani adamın adı ibrahim olur da arkadaşları "ibo" der anlarım, o zaman bunu belirtmen mantıklı olur. haa dersen ki adamın adı gerçekte süleyman ama arkadaşları ali diyor, kusura bakma ama bunu kimseye inandıramazsın. hatalı bir şarkı. netice olarak olay zaman aşımına uğradığından sanığın tahliyesine.
bir web siteniz varsa ve web sitenize gelen ziyaretçilerin nereden geldiklerini gösteren bir servis kullanıyorsanız (statcounter, vs) farkettiğiniz zihniyet. adam sormuş mesela google'a: "esenlere nasıl gidilir?" arkadaş utanmasan "gündüz tarifesi açar mısın" diye de soracaksın, taksici mi lan bu?
mc donanlds, burger king gibi müesseselerde verilen kızarmış patates türü. arkadaş benim bildiğim kızarmış patates hafiften kırmızı olur, kızarır yani. zaten bu yüzden kızarmış denmiyor mu? verdiğin patates sapsarı. ocak az yansın diye mi böyle yapıyorsun anlamadım? yahut adını değiştir. zaten çatal matal da verdiğin yok. hayvan gibi elimizle yiyoruz. iyice işi azıttınız olm.
servis atacak topu bitmiş tenisçinin, yandaki top toplayıcı veletten gelen üç adet topu şöyle bir süzdükten sonra birisini geri yollaması, birisini cebine koyması (ilerde lazım olur diye düşünüyor burada, aferin) ve birisini de o anki servisinde kullanması hadisesi.
fakat bu geri yolladığını niye geri yolluyor anlamak mümkün değil. neden iki tane istemiyor da, üç tane isteyip birini geri yolluyor? top bu arkadaşım, hepsi aynı, standart. geri yolladığın o topu birazdan o velet sana yine yollayacak. o zaman da "hmm iyi topmuş, dur şunu kullanayım, şu ise dandikmiş geri yollayayım" triplerine girecek, çoluk çocuğu kendine güldüreceksin. haa diyorsan ki, "yanlış biliyorsun arkadaşım, geri yolladığım top asla bir daha gelmez" o zaman sana "kusura bakma ama sırf sen artizlik yapacaksın diye parayı topa yatıramazlar arkadaş" derim. bir top kaç dolar biliyor musun? onu bulamayanlar da var.
(not: isim verip rencide etmek istemedim, ama anladın tabii, evet, senden bahsediyorum.)
yeni bir işyeri açan kişiye söylenen söz. taze işyeri sahibinin bizzat kendisinin söylediği de olur. seks şop açılışlarında kullanılması pek sık rastlanan bir durum değildir tabiyatiyle.
genellikle "ben çok farklı bir insanım" anlamına gelen bir davranış. tamam sen farklısın, eyvallah; ama "insanlar" diyerek herkesi tek bir kefeye koymak nedir kardeşim? üstelik bu cümleyi sarfettiğin kişi de bir insan. (henüz hayvanlarla dertleşecek mertebeye gelmediğini varsayıyorum.)
- kızımızı şehrazata çok benzetirler hamdullah bey.
- ya ya, maşallah maşallah. (allah sonunu benzetmesin.)
- ne demek sonunu benzetmesin?
- lan onu parantez içinde yazdık, düşünce balonu o. ne okuyon düşüncemi?
- pardon azizim. (doğru düşün lan o zaman, puşt!)
- (bu işin boku çıktı...)
türk pop müziğinde uzun yıllardan beri varolan "senin için ölürüm, mahvoldum, ne olur geri dön" akımı ile, son dönem gittikçe alevlenen "sktir git istemiyorum artık seni, yeni aşklara yelken açtım, beter ol" akımı (aka. hande yener ekolü) arasında bir yere konuşlanmış enteresan bir şarkı.
"hayatta başarılar diliyorum" dizelerini duyunca şarkının hande yener ekolünden olduğu düşünülüyor ister istemez; fakat sonra söz yazarının da aynen böyle düşünebileceğimizden işkillenerek "laf olsun diye değil samimiyim" dizesini eklediğini görünce öyle olmadığını anlıyoruz.
bunların hazır oynanmışları satanlar da var cadde ve sokaklarımızda. 6 kolonluk bir sayısal loto 3 ytl ediyor normalde, bu adamlardan 4 ytl'ye alıyorsunuz, size sundukları hizmet karşılığı olarak. ayrıca, zaten trilyoner olacağım 3 5 ytl'nin ne önemi var diye düşünüyorsunuz tabii. araya 5 kolonluk bir kupon sıkıştırdıklarını da lotonun açıklandığı gün farkediyorsunuz. neticede sayısal loto işinde iyi para var. ama oynamayacaksın, oynatacaksın.