bütün oyuncular koşar, debelenir, çalım yapar burak hemen kalenin karşısında biri pas versin diye bekler, bir kerede topu hakkıyla alıp kaleye koştursa içim yanmayacak, drogba'yla aynı pozisyonda oynamalarına rağmen, drogba topu kapsın burak kalenin yakınında diye ona pas atılsın o da hooop goool. galatasaraylı olup sevemediğim tek adam.
başörtüyü siyasal rant için kullananlarla, güya ondan korunmaya çalışanlar arasında yaşanan saçmalığın ortasında kalmış kızdır.
suçu var mıdır, yok mudur? bu bilinemez yargılamayalım.
bu tehdit ve cezaların yanında yazan ödül, mükafat vb. bilgileri ya göremediğini ya da görmek istemediğini düşündüğümüz mükemmel insanın açtığı başlıktır. he görse ne olurdu buraya yazmaz, kendiside birdaha kuranı eline almaz ve aynı karanlık cahilliğinde ömrünü geçirmeye devam ederdi. aydınlanmak kıyas yapmakla, araştırmakla, tarafsız olmakla, mantıkla olur. kimse için geç değildir umarım bir daha okurken (ki okuduğuna inanmıyorum sadece ordan burdan duydukların bunlar) diğer cümleleri de değerlendirir ve insanları yanlış yola sevketmezsin, dedirten sözlükdaşımın talihsiz başlığıdır.
sıcak bir ramazan gününde restoranda ezanı beklerken bardağına ibrikle soğuk su doldurulurken yutkunan ve devamında ki beş dakika susuzluktan yerinde duramayan kişinin ezanı duyunca alkışlamak suretiyle yaptığı komik eylemdir. *
hangi din ise artık o dini araştırmamış, cahiliyetini sürdüren ve bu cahilliğini diğer insanlarla rahatça paylaşan kişilerin yaptığı durumdur.
ama gün gelir kendi inandıklarıyla da alay edilir. ne demişler "ne ekersen onu biçersin."
çok hüzünlü anlar yaşamamıza neden olan durumdur. heleki bir evde yalnız yaşıyorsan içler acısıdır.annen arar, sevgilin arar öyle bir konuşurlar ki insanın kendisi bile kendine acımaya başlar. ama hayırlısı olsun bu da bir sınavdır belkide.
kendini bişey sanan, engin hayat görüşlerini bizle paylaşan (!), kendini namusunu sorgulamadan başkalarının namusunu sorgulayan, dini bilmeden, araştırmadan naval okuyan, çok politik yazardır.
kıramayıp arkadaşına borç verdikten sonra zamanında geri vermemesi ve herşey üst üste gelir dedirten masrafların çıkamsıyla, uzun süre parasız kalıp kredi kartıyla geçinmek ama pazarda kredi kartı geçmediğinden elinde kalan son beş liranın iki lirasıyla kavun alıp çıkmak. valla tekrar üzüldüm halime offf.
olumsuzlukların üst üste gelmesiyle bunu taşıyamayacak duruma gelen yurdum insanının çaresizce söylediği sözdür. nafiledir yeter denildiğinde olumsuzlukların bittiğini hiç görmedim ama umut fakirin ekmeği işte. bir umut...
hayatın kullanma klavuzu kurandır. herşeyin kullanma klavuzunu okuyoruz, bazı ülkeler bizim dilimize yer vermediği zaman da ingilizcesini anlamaya çalışıyoruz çünkü o nesneye ihtiyacımız var ve kullanmak istiyoruz. peki hayatı ve bu hayatta nasıl daha iyi yaşayacağını anlatan bir kitap okunmuyor anlayamıyorum. acaba insanların herşeyi kendisinin öğrenme isteğinden midir? peki o zaman neden başka bir aleti okumadan kullanmıyoruz? çünkü bozmaktan korkuyoruz. evet ama hayatımızı bozmaktan korkmuyoruz ve kendimizde dahil çevremize baktığımızda görüyoruz ki biçoğumuz hayatımızı evirip çevirmiş, kurcalamış, kendimiz öğrenmeye çalışmış ve bozmuşuz.
hiçbirşey için geç değildir birçok şey, hayat da dahil tamir edilebilir diyorum ve yeni bir başlangıca davet ediyorum herkesi. sadece okuyalım birşey kaybetmeyiz.
böyle bir davette bulunma sebebim sabahtan beri bazı arkadaşların islamla ilgili atıp tutmasıdır. neye dayanarak atıp tuttuklarını bilemiyorum.
sabah sabah hüzünlenmeme sebep olan başlık. okurken tatile eve giderdim. sabah annem erken kalkardı sobanın külünün alındığını duyardım, nazlanır kalkmazdım, annem sobayı yakardı. sobanın çıkardığı kendine has ses ve hissettiğim sıcaklıkla yatağımdan kalkar kahvaltıyı hazırlardım, sobanın üstündede ekmek ısıtıp yerdik. çok güzel anlardır ve bizim orda hala soba var bu sene de doğalgaz gelmediği için belki de bu olayı yapmak için son senem diye düşünüyorum.
bana bu sözlükte hiç kuran okumayan insanlar olduğunun ispatını yapan günün ikinci girişidir.
öyle bi başlık açmış ki sanki ya zaten fakirler ne diye oruç tutuyolar bu ne biçim salaklık böyle demek istiyor ama işte parayla pulla olmuyor olmuyor.