yayabildiğimizce yaymamız gereken bir kampanyadır. sonuca ulaşınca daha mutlu insanlar olacaksınız. büyüklük ne kadar "küçük" olursa olsun daima insanla birlikte kalır.
inci ldp' yi kaptı, afedersiniz alevi kılıçdaroğlunu da ekşi kaptı. uludağ sözlük üyeleriyle görüşmekte bana kaldı. sorularınıza elimden geldiğince içtenlikle cevap vermeye çalışacağım.
Atatürk karşıtlığıyla alakam yok. Kendisi beğendiğim bir komutandır. O konulara hiç girmeyelim yani. Lenin de satsa, Öcalan da satsa, Tayyip te satsa aynı benim için. Hayır satıyoruz da demiyolar, sürekli yalan. Yok bir arkadaşın bebeği hasta, yok bilmem ne. Arada tuzağa düşenleri uyarıyorum da teşekkür ediyolar, bu tipler çok kötü bakıyor ama.
Video sonrası başlığı epey düşündüm, aklıma bu geldi. Ha bok gibi başlık oldu, o ayrı mesele. Ama konu çok mühim ahali. Şimdi biz ergenken tasolardan falan kavga çıkardı. Şu aralar 20-25 yaşında olan insanların çoğu tasodan kavga etmiştir, ceza-sagopa ikilisinden birini tutup diğerleriyle uğraşmıştır, bol bol mtv izlemiştir, arka sokaklar izlemiştir falan filan. 3 aşağı 5 yukarı benzer şeyler yaşadık, farklarımız da bizi biz yaptı.
Bu videodaki çocuklar 11-12 yaşında olsun. 11-12 yaşında sigara içen kaç çocuk vardı yahu bizler ergenken ? Biranın falan tadına en fazla amca-dayı-baba baktırırdı. Abi ben çocuğuma ne kadar içme, etme desem de çocuktur, merak edebilir. Bu yaşta şöyle işliyor bazen zihin, çocuğum sigara zararlı diyorsun. Etrafa bakıyor içenler ne sakat ne ölüyor. Çocuk merak ediyor, deniyor ya da etrafından ediniyor. Bu çocukların paketle gezenleri var, alanlarını da ben gördüm. Hangi orospu çocukları bu çocuklara paket satıyor ? Hangi orospu çocukları bunlara sigara veriyor ?
Bu ülkenin şimdilerdeki üniversite gençlerinde de acayip iğrenç insanlar var. Adam 22 yaşında üniversiteye başlamış, boyum kadar sakalı vardı ben lisedeyken. 15 yaşında kızla takılıyordu. Sonrası bilindik hikaye tabi. Amaç belli.
Neyse konudan çok sapmayalım, bu yaştaki çocuklardaki tavırlara bakın, ellerindeki sigaraya falan bakın. Gelsin 20 yaşına, isterse ot içsin. Aklı eriyor derim, umrumda olmaz. insanların hayatlarına karışılmamalı da, bunlar çocuk yahu. Hangi ara 10-11 yaşında çocuklar sigara içmeye başladı ? Hangi orospu çocukları bunlara sigara temin ediyor-satıyor ? Abi biz en fazla charizard tasosu için pazarlıkta anlaşamayınca küfür ederdik, ertesi gün de top falan oynarken aynı takımda aynı gole sevinirdik ya da hatunsak aynı şeye ağlaşırdık tuvalette kavgadan sonra. Neler değişti lan bu kadar ?
Anneleriniz, babalarınız evlen, çocuk yap diyorsa açın şu videoyu falan izletin. insan sinirlerine hakim olmakta güçlük çekiyor.
edit : köylerdeki ilginç lakaplara yazdığınız o çok önemli yazıların amk ben ya. çocuklarınız böyle olsun.
söykü gibi güzel bir oluşumun ötesinde, bizleri bizlerle direkt buluşturacak fasilite. ilk taşı atayım, yağdırın sonrasında. **
Sonbahar Saçlı Kadın
Sonbahar bir parça korkutucu aslında. Kara bulutların yarattığı o hapsolmuş olma hissi var. Ama hayat garip, bazen yanında öyle biri olur ki o hisleri alır götürür içinden. Hapsolmak... Hangi hapishane ruhu duvarları arasında tutabilir ki ? Hangi duvarlar benim sevgimi engelleyebilir, hangi yaz seni benim gönlümden söküp atabilir ki ?
Ve o sonbahar... Öyle samimi ki...
Ruhum bir yaprak gibi ve aylarca iç içeyim kocaman bir ağacın içinde diğer yapraklarla.
Bunalıyorum.
Seni arıyor gözlerim,
Bulamıyorum.
Martın gelişi aşkın gelişi olmalı,
Açıyor tüm çiçekler, yeşeriyor yapraklar.
Gözlerim seni arıyor ama,
Bulamıyorum.
Sonra bir kuş konuyor nisan ayında göz ucumdaki dala.
Diyor ki, uzaklarda o,
Ulaşamazsın.
Mayıs geliyor ve kavruluyorum,
Ama hissediyor muyum, bilemiyorum.
Kalbim öyle yanıyor ki,
Haziran gelmiş, Temmuz gelmiş,
Hissedemiyorum.
Ağustos ayında haberini alıyorum,
Mutluymuşsun.
içimdeki alev hala canlı,
Dışım yeşil ama içim sapsarı.
Sonunda eylül geliyor.
Yavaş yavaş sararıyorum.
içim dışım bir,
Ey sevgili sonbahar,
Aç kollarını.
Ölüyorum.
Son olarak gitmeden, söylemek istediğim bir iki şey daha var.
Bunları hissedecek yürek bende var.
Ama ifade edebilecek söz yok.
Var mıdır tam emin değilim. iç savaş dediğimiz çok ayrı bir olay.
Tek emin olduğum, ülkenin durumunun çok boktan olduğu. Yurt dışında yaşama fikri gayet güzel gibi. Andorra olur, litvanya olur, san marino olur, almanya olur fark etmez, en azından yarın molotof atılır yanar mıyım, kurşun gelir ölür müyüm derdi yok.
Evet; benim, ailemin, dostlarımın, sokaktaki herhangi bir bireyin canını yakan her türlü şeye karşıyım. Türkçülük, kürtçülük, şeriatçılık ta umrumda değil, sikimde değil. Banane amk.
Bu arada, amerikanın oyunları bunlar geyiğinin de gerçek olduğu olaylardan biri bu. Amk yerinde 3-5 göt rahat edecek diye kürtler ölüyor, şehirlerdeki türkler tedirgin, millet yerinden yurdundan oluyor, iç savaş ihtimalleri havada uçuşuyor. Herkesin kendi götünü önce sağ tutması gerekiyor. Sonuçta savaş dediğin şeyde kurşuna kurşun, bombaya bomba. Ama insanlar ölmeyi bayılmak zannettiğinden ötürü, sürekli savaşalım, sürekli savaşalım. Siktirin amk.
Bu karman çorman yazıdan çıkarılması gereken şu, savaştan uzak durun. Çok savaşmak gerekiyorsa, toprağı terk edin. işe yarayacak, düzenli, can yakmayacak eylemlerle sesinizi tek bir ülkeye değil dünyaya duyurun. Baktınız olmuyor, kaçın amk. Şurada her bir insanın canının sağlığını onlardan çok düşünmem de ilginç olay ama, neyse. Fazla gurur göte vurur.
Evet berkin elvan olayı kesinlikle siyaset üstü bir meseledir. Tüm siyasi partilerin, tüm ideolojilerin üzerinde bir meseledir. Çünkü devlet elinin katlettiği bir çocuktur bu sefer. Kadın erkek meselelerindeki pozitif ayrımcılık bende de çocuklar için var. Çoğu insanda da vardır bu. Dolmuşta çocuğa yer vermekten tutun yolda bir çocuğun sevimli hallerini görünce gülümsemeye kadar çocuklar çoğu insanın içini ısıtır. Bende böyle en azından.
Siyaset üstü mesele dediğim, berkin elvanı savunmak ne chp' nin, ne tkp' nin ne ödp' nin tekelinde değildir. Ben mhp' li değilim mesela. Ama bir mhp' li tutup berkin dese hepimiz biliyoruz sik kafalı partizanların çoğu size mi kaldı, siz de şöyle böyleydiniz diye caz yapacaktır. Aynısı tabii ki ödp için de geçerli. Bu seferde tkp olsun, mhp olsun, chp olsun illa bir partizan gelip ötecektir. Gün evlerden çıkma vaktidir. Gün siyasi kimliklerimizi evimizden çıkarken içeride bırakma vaktidir. Gün insanlığımızı kuşanıp berkini, gezi şehitlerini, roboskiyi, hatayı, suriyede devlet eliyle gönderilen silahlarla ölenleri, doğuda ölen türk ve kürt kardeşlerimizi savunma günüdür. Unutmamalı ve siyasi kimliklerimizi bırakıp insanlığımızı kuşanmalıyız. Berkin için.
Berkin elvan siyaset üstü bir meseledir. insan olan herkesin öyle veya böyle sesini duyurması gerekir.
Felipe melo tipi orta sahadır kendisi. Agresiflik, taraftar ve tribünle iletişim konusunda meloya göre biraz daha noksan olsa da çok kaliteli bir orta sahadır, uzun boylu ve tekniktir.
işssizliğe ve abartılı verimsiz mesai saatlerine çözüm olacağını düşündüğüm durum.
Sabah 9 akşam 11 arasındaki mesailer vardiya sistemiyle bölünebilir. 14 saatin 5-5-4 / 5-4-5 / 4-5-5 gibi saatlere bölünmesiyle hem daha az süre çalışan memur mutlu olup o süreyi daha verimli kullanacaktır otomatik olarak, hem de daha fazla çalışan gerekeceği için istihdam artacaktır yalnız burada birkaç kilit nokta olmalı.
Öyle devlete sırtımı dayayayım adamlarının memur olmaması için aynı maaşla ilk bir yıl performansına bakarak çalıştırmak gerek. bu adam mesai süresi dolmadan çıkıyorsa, işleri eksik ya da hatalı yapıyorsa sürekli, kaytarıyorsa, rapor hakkını keyfi kullanıyorsa sene sonu işten çıkartırsın. ayrıca vatandaşa karşı o kasıntı saygı kalıplarıyla değil de daha içten daha güleryüzlü yaklaşan insanlar çalışması gerek kamuda. soyutlamamak gerek o kişileri. kaldı ki burada çalışan memur kendi işi için de tapuya gittiğinde başka memurla diyaloğa girecek. yani vatandaş genel olarak bir parça daha mutlu olacak.
ikincisi artacak mali külfet. Çok basit abicim. Zengini daha zengin yapmayacaksın, vergi alınması gereken yerden normal mümkünse normal vergini alacaksın, kulüplerin devasa, akıl almaz vergi borçlarını silmeyeceksin, ödemiyorsa kulübün başkanına kulüp yönetme yasağı getirip kulübü feshedecek göte sahip olacaksın, vatandaşı sikmeyeceksin, kaçak elektrik kullanımına izin vermeyeceksin, fantastik projelere sırf rant adına izin vermeyeceksin oldu bitti. Bir de toplu taşımayı insan dışı varlıkların kullandığını düşünüyorsunuz herhalde. Bizler maymun değil insanız. Sığamıyoruz dolayısıyla. Küçük boyutlu primatlar sanıldığımızı düşünüyorum o yüzden bağzı otobüs ve dolmuşlarda zorunlu sikiş sokuş dönüyor. Sayı artırılmalı.
Denetleme kısmında iş yükü yarıya indirilmiş bir memuru denetleyici olarak atayıp, onun genel müdüre, onun da yeni kurulacak sağlam veritabanlı bir merkeze bilgi vermesini sağlayacaksın. Sene sonu bakılacak hangi memur nasıl çalışmış, verim sınırının altında olan kimler diye. Bir de şekilciliğe gerek yok. Bırakın o adamlar kot pantolon ve polo tişört giyebilsin. Yazın hatta şort giyebilsin abi ne olacak ? Verimi mi azalacak ? Verim azalmadığı sürece çıplak gelmediği sürece sorun yok. Şekilciliği biraz bırakalım.
Mesela eski dönem roma, alman, fransız ve ingiliz imparatorluklarıyla birlikte el ele verip japonya, asya kısımlarına daha çok el mi atılırdı, kendi aralarında sidik yarışına mı döndürürlerdi olayı, güney ve kuzey amerika kıtalarına mı el atılırdı merak ediyorum.
Bir diğer nokta da hristiyan bir osmanlının bu kadar genişleyip genişleyemeyeceği tabiki. Tek tanrılı din sonuçta, araplardan önce hristiyanlarla daha çok etkileşim içinde olsaydık olabilirdi. Bize ve geçmişteki osmanlı devletine yarar mı getirirdi zarar mı getirirdi merak ediyor insan.
Şu an osmanlı ya da doğu roma, belki yine türkiye olabilirdik. Farklı varyasyonlar da düşünülebilir. Belki amerika kıtası ittifak oluşturup avrupaya son verirdi gibi.
insanları futboldan soğutan ya da illegal işlere sürükleyen şeydir.
Bugünkü beşiktaş maçına çekilen fiyat ortada, emirates cup için de 90 tl istenmişti, tek maç için bu. Üstüne bazı dsmart üyeleri avrupa maçları bizde taahhüdünü almalarına karşın bu günkü tromsö-beşiktaş maçını izleyememekte. Ayrıca bu kuruluşların federasyon etkisinde çok büyük etkisi olduğu ortada.
Türk futbolunun selameti ve gelişmesi diyoruz da, haketmediği paralar ödeniyor bu ligin yayın haklarına. O yayın hakları olmasa anadolu kulüplerinin hali yaman olacak, ses çıkaramıyorlar. Yabancı sınırı kalksa, genç kaliteli yabancıları parlatıp satarak, iyi futbolcu, teknik direktör getirerek stadyum gelirleri artırarak işi götürecekler lakin kazın ayağı öyle değil. Ceplerine para sokacak herşeye yol açıp, ceplerinden para çıkaracak herşeye köstek oluyorlar.
Kime göre neye göre denilebilecek, herkesçe değişen şarkıcılardır. Fatass nicki minaj reyiz ünlüyken Jessica Mauboy' un tanınmaması kanımca çok yanlıştır.
Performansları göz ardı edilerek, yazarların beğenilerine sempatilerine göre oluşacak 11' dir. *
------------------------Casillas------------------------
Cafu----------Puyol----------beckenbauer---------R.Carlos
Beckham-------Zidane---------Gattuso----------George best
---------------Elmander-------Ronaldo Fenomeno-----------
Büyük bir dramdır. Mesleği futbolculuk olmayan onlarca insanla birlikte sahadasın. Antrenmanlarını yapmış, taktik çalışmalarını bitirmişsindir. Hocan forma vermiş, büyük bir hırsla maça başlamışsındır. 1-2-3-4 derken fark iyice açılır, henüz ayağına top gelmemiştir. Sabri ayarında koşar, ernst ayarında hırslanır, hayrettin ayarında komik durumlara düşersin. Halbuki top gelse rıdvan gibi koşup koşup duracak rakibin belini kıracak, hami gibi frikikler atacak, george best gibi rakibi çalım manyağı yapacaksındır. Ama top gelmez. Rakip ampute takımı bile olsa o top gelmez. Sen san marino forvetisindir. Sen yalnızsındır.
