bugatti
413 (örnek şahsiyet)
yedinci nesil yazar 2 takipçi 40.94 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    evine taksi ile dönen dilenci aile

    1.
  1. Akşam vakti eşimle birşeyler içmek için gittiğimiz bağdat caddesinde karşılaştığımız iki çocuklu dilenci ailedir. ilk olarak park yeri sorun olur düşüncesiyle caddeye yakın bir sokakta aracımızı park ederken bir baba ve şirin kızıyla karşılaştık. Kıyafetleri eski ama temiz olan ,ihtiyaç sahibi gözüken adam kucağındaki bebeği ile klasik cümlelerle para istedi ve biz de gönlümüzden kopan bir meblağda yardım ettik. Daha sonra eşimle kahve içeceğimiz mekana gittik ve cam kenarı olan bir masada oturduk. Siparişi verdikten sonra mekanın önünde bebek arabasıyla dilenci bir kadın belirdi ve aç olduklarını söyleyerek yardım istedi. Buraya kadar alışılagelmiş bir seyir izleyen dilenci kadının hareketleri aldığı paraları bir adama doğru götürmesiyle renk değiştirmeye başladı. Çünkü topladığı paraları verdiği adam az önce bizden park yerinde para isteyen kişiydi. işin garibi bir taksi çeviren adamın evlerine gitmek üzere eşini ve çocuklarını iş çıkışı almaya giden normal iş sahibi bir aile reisi gibi rahat rahat gülerek arabaya bindirmesiydi. Dilencilik sektörleşiyor dediklerinde inanmak gerekiyormuş.
    2 ...
  2. cins dergisi

    1.
  3. 1 ekim 2015 tarihinde yayın hayatına başlayacak yeni bir aylık popüler kültür dergisi.Ekim sayısında kadrosu hayli kalabalık ve ünlü isimlerle dolu olacak;
    Haşmet Babaoğlu, Selahattin Yusuf, Tarık Tufan, Furkan Çalışkan, Mustafa Akar, ibrahim Tenekeci, ismail Kılıçarslan,Yusuf Armağan, Samet Doğan, Hakan Arslanbenzer, Melih Tuğtağ, Muhammed Berdibek, Güven Adıgüzel, Abdullah Kibritçi,Bekir Develi, Turgay Bakırtaş, Ersin Çelik, Tesbihli Abi, Betül Nurata, Merve Taşçı, Aykut Ertuğrul, Arda Arel "Cins" Ekim sayısında.
    http://cins.com.tr/
    2 ...
  4. yazarların şimdi dinlediği şarkıdan bir cümle

    1221.
  5. ayşe şasa

    13.
  6. Ardında gül kokuları bırakıp ölümsüzlüğe yürüyen bilge kadındır. Cenaze namazı er kişi niyetine kıldırılmıştır.
    1 ...
  7. 10 çocuk yapacağız ve hepsi militan olacak

    1.
  8. Gezi Parkı'ndaki revirde tanışan ve evlenen çiftin enteresan beyanıdır.
    http://i.ensonhaber.com/r...diger/gezi-parki_8542.jpg
    3 ...
  9. özcan deniz in yeni dizisinden 6 milyon tl alması

    14.
  10. nuri bilge ceylan ın feyiz alması gereken durumdur.altın palmiye nerede altı milyon nerede.
    1 ...
  11. yazarların şu an dinlediği şarkılar

    9054.
  12. miraç kandili

    148.
  13. inanların hakkıyla idrak etmesini dilediğim özel zaman dilimidir.
    --spoiler--
    Ey benim gibi Nefis Taşıyan Dostlarım!
    Dikkat edin! Dünya arkasını dönmüş gidiyor Ahiret yüzünü Çevirmiş bize Doğru geliyor...
    Ikisinin de Taliplileri var... SiZ Ahiret insani Olmaya bakin. Unutmayin Bugün Amel var, Hesap yok.
    Yarin Hesap var Amel yok....

    Hz. Ali
    --spoiler--
    2 ...
  14. yazarların şu an dinlediği şarkılar

    9009.
  15. hala bakirim dedi ve ölüm saçtı

    4.
  16. hayat çizgisini bakirliğe göre belirleyen amerikalı gencin ölümlerle son bulan eylemidir.
    http://www.aksam.com.tr/d...i-olum-sacti/haber-310621
    4 ...
  17. yazarların şu an dinlediği şarkılar

    8987.
  18. sabahin besinde kosmaya giden insan

    7.
  19. sağlıklı spor aktivitelerinin insanıdır. azminin sonucu yaşam kalitesini artıracak ve daha sağlıklı günler geçirme ihtimalini yükseltecek insandır.
    1 ...
  20. sözlük yazarlarının şu an duymak istedikleri cümle

    548.
  21. üstünden kalem kalktı şeklinde bir cümle olabilir.
    1 ...
  22. yazarların şu an dinlediği şarkılar

    8977.
  23. tek kelime ile kayseri

    17.
  24. hayırlı vatan evlatlarının yetiştirildiği yer.
    1 ...
  25. ali şen

    78.
  26. torunu ali alp şen 17 yaşında trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Başın sağ olsun başkan.
    http://spor.haber7.com/fe...-torunu-hayatini-kaybetti
    2 ...
  27. fotoğraf çekerken zorla güldüren fotoğrafçı

    22.
  28. sanat yalandan doğar

    1.
  29. ünlü fotoğraf sanatçısı ara güler'in beyanıdır.
    --spoiler--
    Sanat yalandan doğar... Bir ressam gökyüzünü maviye boyar, acaba gerçekten mavi midir?.. Her gece bir salonda Hamlet ölüyor, hangisi gerçektir?.. Fotoğraf da sanat değildir, sanata yakındır... Sinemadan daha gerçektir ama realitenin bir kopyasıdır..

    --spoiler--
    http://karnaval.com/#/art...id=6694&channel_id=30

    edit: imla.
    2 ...
  30. mühendislerine önem vermemek

    2.
  31. asgari ücrete yakın ücretlerle mühendis çalıştırarak kendi egolarını tatmin etmeye çalışan sermaye sahipleri olduğu sürece devam edecek musibettir. bu tutum öyle bir hale gelmiştir ki iş adamlarının bazıları en iyi üniversitelerden mezun olmuş mühendisleri kimin en ucuza çalıştırdığıyla ilgili övünür olmuşlardır.
    2 ...
  32. göğsüne soma yazan türk kızları

    12.
  33. müthiş geleceğimizin mimarı olacak kızlardır. Mükemmel duyarlılıklarıyla ve seçtikleri süper eşleriyle ülkemize hayırlı evlatlar yetiştirecek kızlardır.
    1 ...
  34. türkiye de ambulansa yol vermeme zihniyeti

    5.
  35. duyma mesafesindeki herkes çığlıktan sorumludur

    1.
  36. Yüzyıllar boyunca Osmanlı ülkesinin dört bir yanındaki kadıların dilinden düşmeyen bir hukuk cümlesidir. Günümüzde de karşılaştığımız hukuki durumlarda modern anlayışın bu cümlenin neresinde kaldığı da büyük tartışma konusudur.
    Hem hukuki gelişmişliğimizi sorgularken hem de karşılaştığımız felaketlerde sorumluları bulmaya çalışırken; ibrahim Paşalı' nın gazetedeki yazısında belirttiği bu tek cümlenin önemli bir düstur oluşturacağı kanaatindeyim "Çünkü yerinden altından bile gelse, bu çığlık duyma mesafesindedir.
    http://yenisafak.com.tr/y...ar/akil-da-kaderdir/53201

    --spoiler--
    Akıl da kaderdir

    Duyma mesafesindeki herkes, çığlıktan sorumludur. Bu cümle, ne hümanist bir festival filminden ne de bir aydınlar dilekçesinden alıntı. Yüzyıllar boyunca, Osmanlı ülkesinin dört bir yanındaki kadı efendilerin dilinden düşmeyen bir cümle bu.

    Bir yerde, faili meçhul bir ceset bulunduğunda; kader deyip örtbas etmeyen, duyma mesafesindeki herkesi de cinayetten sorumlu tutan ve tazminata mahkûm eden bir hukuk kaidesi. Bir hukuk kaidesinde olması gerektiği gibi, açık ve anlaşılır. Saldırıya uğrayan insan, doğası gereği, can havliyle mutlaka çığlık atmış ve yardım dilemiştir; fakat duyma mesafesindekiler, bir mazlumu kurtarmak için ellerinden geleni yapmayıp cinayete ortak olmuşlardır.

    Soru şu: Biz bu hukuki zemini nasıl kaybettik?

    Yani: ilkokul sıralarında ezberlediğiniz cümlelerle, hala 'din ve bilim' ve 'inanç ve akıl' konulu münazaralar yapmaktan sıkılmadınız mı?

    Birilerine cevap vermek veya birilerini ikna etmek için harcadığınız zamanı, biraz susup anlamak için kullansaydınız, Türkiye daha güzel bir ülke olmaz mıydı?

    Evrimden kuşkunuz mu var, televizyonlardaki tartışma programlarına bakın: Okuldaki münazara kulüpleri evrim geçirip tartışma programı olmuş. Yıllardır aynı kişiler, aynı argümanlarla, aynı konular hakkında ileri-geri konuşuyorlar.

    Çok değil, beş dakika susmayı başarıp Selçuklu-Osmanlı Aklı'nın hatırası olan zarif bir camiyi temaşa edebilsek, bu ilkokul münazaraları bitecek, hayat başlayacak, memleket canlanacak. 'Pause' edilmiş insanlığın kadim birikimi, kaldığı yerden devam edecek.

    Asırlardır bu kubbeleri ve minareleri ayakta tutan nedir?

    'Hendese' dediğimizde, Allah'a inanan hacı amcalar da bilime inanan mühendisler de boş gözlerle yüzümüze bakmıyorlar mı?

    Geçen yıllar içinde, muhasebenin anlamını nasıl da daralttık; insanın kendisini hesaba çekmesine 'nefs muhasebesi' diyorduk. Gerçeklere kâfirlik etmeyip itiraf edelim. Sünnilik, artık meşhur birkaç vaizin sunuculuğunu yaptığı, kâfir bulma yarışmasına döndü. Oysa bir zamanlar, beşerin insan olmasını engelleyen kafa karışıklığını gideren biricik terkipti. Bugünün kötü Türkçesine tercüme edecek olursak: Sünnilik, Selçuklu-Osmanlı Aklı'nın eseri, hayatın doğal akışını hesaba katan bir konsept idi. Sünnilik her büyük fikir gibi, vaizlerin zannettiğinin aksine emirden çok ilham verdi bize. Delilim olmadığı için, kuşkularımı sizinle paylaşabilirim: Mehter takımının meşhur yürüyüşünün bu ilhamın eseri olduğunu düşünüyorum. iki adım ileri, bir adım geri. Entelektüellerimiz mehter takımını sarakaya almaya doyamazlar; ama hayallerindeki devlet mehter takımı gibidir. Her konuda ilerlemeyi şiar edinmiş devlet, geri adım atmasını da bilmelidir. Mehter takımı gibi.

    Tarih akıldır ve geri adım atmak da aklın gereğidir. Kulak tırmalasa da hakikati söyleyelim: ilerici olan kalptir, akıl gericidir; bu yüzden aklımız başımıza geç gelir. Bu ikisine adımlarımızı uydurmaya çalışırken yoruluruz. 'Hayat çok yordu' deriz.

    Sünni literatür, ne zaman dara düşsek, insan olmanın anlamını kulağımıza fısıldadı: insan ne melek ne şeytandır; ne süpermen ne figürandır.

    islam tarihi diye anlatılanların klişelerle dolu bir Hollywood filmi olduğunu hatırlarsak, bu filmin kötü adamını elimizle koymuş gibi buluruz: imam Gazzali.

    Ne ilginçtir ki ezberci eğitime karşı olduğunu iddia edenler, Gazzali hakkında hep ezbere konuşurlar: 'Felsefeyi yasakladı, içtihat kapılarını kapadı.'

    Ezberci eğitime karşı olanlar, 'kopyala-yapıştır'a da karşı olabilselerdi, şu kader konusunu anlamış olabilirlerdi. Gazzali gibi büyük metafizikçiler, meseleyi tek cümlede özetlemişlerdi. 'Her şey Allah'ın kazasıyladır, rızasıyla değildir.' Hafızam beni yanıltmıyorsa, örnek Cündioğlu'na ait: islam'a göre intihar etmek haramdır, ama intihar edenin canını alan da Allah'tır. Başkası değil. Çünkü 'O'ndan başka ilah yoktur.'

    'Öldürmeyen Allah öldürmüyor!' da olabilir. intihar girişimi mucizeyle de sonuçlanabilir. 'Tesadüf eseri' ölmedi de denebilir. Hakikat şu ki, şu hayatta tesadüften daha mistik bir kavram yoktur!

    Her halükarda, ister helal ister haram olsun, insanın muradı, Allah'ın kazasıyla/eylemesiyle eylem olur. Yeni nesiller için örnek vermek gerekirse: Yazı yazmak için tuşlara basıyorum; ama önümdeki ekranın arkasındaki yazılım, donanım ve enerji gücü olmasaydı, bu yazı da olamazdı. Elbette bilgisayara mahkûm değilim, kalem ve kâğıtla da yazabilirim. Şüpheye mahal yok, kalemimle istediğimi yazmakta özgürüm; ama bu özgürlüğüm de kalem ve kâğıtla sınırlıdır. Musibet, adı üstünde, isabet eden demek. Kuran-ı Kerim'de Şura suresinin 30. ayeti, yapmamız gerekirken yapmadıklarımızın, yapmamamız gerekirken yaptıklarımızın er geç bedelini ödeyeceğimizi hatırlatıyor. Merhum Hasan Basri Çantay'ın mealiyle Türkçesini hatırlayalım:

    'Sizi çarpan her musîybet, kendi ellerinizin (ihtiyarınızın) işleyib kazandığı (günâhlar) yüzündendir. (Bununla beraber Allah) birçoğunu da afveder (de musıybete uğratmaz.)'

    Başımıza gelenler, ellerimizle yaptıklarımızdan veya yapmadıklarımızdan ötürüdür. insan görünümündeki bir beşeri insan mertebesine çıkaran vasıf, 'elinden gelenin en iyisini yap'maktır. Kuşku yok ki, akıl gibi her kaderin sahibi olan Allah, insanın bu samimi çabasını takdir edecek, musibetlerden koruyacaktır.

    Elinden gelenin en iyisini yapmayanlarsa, yazının başındaki örnekte olduğu gibi, suçun ortağıdırlar. Çünkü yerinden altından bile gelse, bu çığlık duyma mesafesindedir.

    ibrahim paşalı
    --spoiler--
    2 ...
  37. yazarların şu an dinlediği şarkılar

    8773.
  38. godiva

    19.
  39. ismail kılıçarslan ın güzel köşe yazılarından birinin başlığıdır.

    --spoiler--
    ismet Özel'in 'ne godiva geçer yoldan ne bir kimse kör olur' dizesini bilenleriniz vardır elbet. Dizede geçen Godiva'nın öyküsünü bilenleriniz de. Ben gene de, bilmeyenler için anlatayım.

    ingiltere kaynaklı bir öyküdür Leydi Godiva. Anlatıya göre, Coventry'de yaşayanlar, lordun koyduğu vergilerden bıkmış usanmışlardır. iyi yürekli bir insan olan lordun eşi Godiva, kocasına vergilerin düşürülmesi konusunda yalvarmaktadır. Sonunda bıkar lord. 'Tamam' der. Fakat bir şartı vardır. Leydi Godiva, anadan doğma şekilde bir ata binecek ve şehri baştanbaşa dolaşacaktır. Lord çok rahattır bu teklifi yaparken, zira eşinin asla böyle bir davranışa kalkışmayacağından emindir.

    Teklifi kabul eder Godiva. Bir gün, şehri baştan aşağı çırılçıplak dolaşır. Fakat sokaklar bomboş, işyerleri kapalı, evlerin perdeleri sıkı sıkıya kapalıdır. Coventry halkı, çok sevdikleri leydilerini çırılçıplak görmemek için evlerine kapanmışlardır.

    O gün, yalnızca bu durumdan haberdar olmayan biri, Leydi Godiva'yı bir atın üzerinde çırılçıplak şekilde görür. Şaşırır. Adama durumu anlatırlar. Adam, vergileri düşürmek için çırılçıplak soyunan leydisine hürmeten gözlerine mil çekip kör olur.

    imdi. Hikayenin bize önerdiği iki olumlu duygu vardır: Fedakarlık ve utanma.

    Doğrusu, pek çok temel duygumuz gibi bu ikisi de bu yüzyılın insanına hitap eden duygular değil.

    'Allah utanılacak iş vermesin' duası hayatımızdan çekiliyor. Tam tersine 'bunda utanılacak ne var' kalıbı olanca ağırlığıyla çöküyor insanın omzuna. O Filistinli küçük kız, şiirinde dünyaya 'utanmalısınız' diye seslenirken hep şunu düşünmüşümdür: 'Bize utanmalısınız diyorsun, ama artık dünyada kimse hakiki bir utanma duygusuyla hareket etmiyor. Dolayısıyla bu çağrın havada kalacak küçük kız.'

    Ben mesela, gündelik hayatta, filmlerde, hatta aptal TV dizilerinde birinin utanç verici bir anını, bir sahnesini gördüğümde onun yerine utanırım. Modern psikiyatrinin bunu bir çeşit hastalık kabul ettiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Hem kendimiz, hem de başkaları adına 'utanabilmek' iyi bir şey çünkü bence. Hatta diyebilirim ki insan olmamızı ve insan kalmamızı sağlayan en önemli duygulardan biri bu.

    Gelelim fedakarlığa. 'Herhangi bir durumda, fakat özellikle de zor bir anda, kendi avantajımıza değil, bir başkasının lehine hareket edebilme yetisi' olarak tanımlayabilir miyiz fedakarlığı? Bence bir mahsuru yok. Peki bunu böylece başarabilen kaç kişi tanıyorsunuz etrafınızda?

    Kendine iyice, iyice, iyice gömülmüş olarak yaşayan bencil insan teklerinden yapılma bir dünyada yaşıyoruz artık. Dolayısıyla fedakarlık da, tıpkı utanma gibi güçlükle karşılaştığımız bir duygu. Hatta gerçek bir fedakarlık yaptığınızda artık insanlar 'acaba ne çıkarı var da bu fedakarlığı yapıyor' diye soruyor genellikle.

    Unutmadan söyleyeyim. Fedakarlık kelimesinin ikincil anlamlarından biri de 'davasında hiçbir karşılık gözetmeden sebat etmek' demek. Sözgelimi Beşiktaş'ın 'feda' sloganı, işte bu ikincil anlama daha bir uygun düşüyor.

    Peki artık kim davasında hiçbir karşılık beklemeden sebat etme başarısını gösteriyor günümüzde?

    Kendimizi kandırmayalım. Olağanüstü büyük bir başarıyla paketlenip süslenmiş modern bir kurmacanın içinde yaşayıp gidiyoruz. Hiçbirimiz daha fazlası değiliz.

    Hal böyle olunca, siz Godiva olsanız 'vergilerde indirim yapılsın diye' sokaklarda çırılçıplak dolaşır mısınız?

    Bir başka soru daha. Godiva yolda geziyor olsa ve siz onu yanlışlıkla görseniz, kendinizi kör eder misiniz?

    Hadi topu biraz ayağa indirelim.

    Mesela sizce çokça egemen bir eski bakanda 'kendini kör edebilecek' cesaret var mıdır? 'Öyle ya da böyle, ben bunca Müslümanı mahcup ettim, utandırdım, en iyisi kimseyi daha fazla zor durumda bırakmadan gözlerime mil çekmek' diyebilir mi sizce?

    Mesela sizce bir hoca, ya da bir başbakan 'halkımın iyiliği için' deyip at sırtında çırılçıplak dolaşmayı göze alabilir mi? Bütün ceketlerinden, bütün gömleklerinden, bütün elbiselerinden sıyrılabilmeyi başarabilir mi?

    Söz veririm bakmayacağım. Bakmayacak bir sürü insan da tanıyorum.

    Ne diyordu Shakespeare : 'Bu senin anlattığının çikolatası da var. Bizim yeğen geçen gün duty freeden getirmiş. Pek tatlı. insanın damaklarını şakırdatıyor.'

    --spoiler--

    http://yenisafak.com.tr/y...lkilicarslan/godiva/50917
    3 ...
  40. düz mantıkla tanrıyı ispatlamaya çalışmak

    2.
  41. Düz mantık çerçevesinde kelime tahlilleri ile irdelenebilecek durumdur.yaratık yaratıcı tarafından yaratılan varlık manasına gelir. aynı şekilde varlık kelimesi de düz mantıkla ya da ters mantıkla bakıldığında var edici tarafından var edilmiş olan şeye denilir. var eden bir gücün başka bir güç tarafından var edilebileceğini düşünmek ateist çelişkinin başlangıcıdır. yaratıcı yaratır , yaratık yaratılır. yaratıcı adını verdiğin bir gücün yaratılmış olduğunu düşünmek tenakuz olur.
    3 ...
  42. amerika da maphusa düşmek

    7.
  43. Yalnız dünyanızı değil imlanızı da kaydırır, mahpus olur size Maphusa amerikan rüyası işte.
    2 ...
  44. hayatınızın filmi çekilse filme konulacak isimler

    257.
  45. leyla ile mecnun

    8351.
  46. Çekilen ama yayınlanmayan 104.bölümü 30 ocak 2014 tarihinde 00:15 te trt 1 de yayınlanacak olan efsane dizidir.
    (bkz: Trt1 yayın akışı)
    5 ...
  47. sözlük yazarlarının duaları

    199.
  48. Elest bezminde verdiğim sözü tutmayı nasip et.
    2 ...
  49. peçeteyle yapılması muhtemel şeyler

    5.
  50. Mankenlerin peçete yiyerek zayıfladığı iddia ediliyor.tok tutuyormuş
    (bkz: Keçi diyeti)
    1 ...
  51. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük