gerçekten güven duygusu yola devam edebilmek adına çok önemliymiş bunu daha iyi anladım. Sana güvenmiyorum dendiğinde yav bu (ben) size naaptı diyodum. Ama dün daha iyi anladım. keşke bana öyle davranmasaydın başta, şu an çok farklı bir konumda olabilirdik. güzel de olurdu bence..
amca neyin peşindesin diicem ama peşini bırakmamışın ki sorgulayayım. haberi tam okumadım ama eminim bir tane daha düşünmüyoruz demişsindir. nispet canavarı seni (gülüşmeler)
Adam eşini çok seviyordur mesela, kızları olsun ki annelerine daha çok yardımcı olsunlar. bir de babaya daha düşkün olurlar. bu zamanda kız çocuu yetiştirmek zor tabi haliyle onu gözardı etmemek gerenk.
uzun zamandır olmayan şey, misal dün gece komşu geliyodu rüyamda, gürültü yapıyorsunuz lütfen biraz sessiz diyordu bende özür diliyordum, nasıl bir bilinçaltıdır lan bu
MHP nasıl olursa olsun da iktidar da olayım mantığı gütmediğini dün gece açıkca belli etmiştir, biraz acemice hazırlanmış bir yazı okunmuş olsa da tavır en baştan net belli edilerek zannımca diğer partilerden bir adım yine öne geçilmiştir. Erken seçimde bu konuşmanın bu tavrın kaymağı yenilebilir. Tabi sessiz kalınmazsa. Ayrıca CNNT deki yalaklar Bahçeli'nin kendi çıkarlarını partiden önde tuttuğu şeklinde açıklamalarla beni benden aldı, bensiz kaldım. Sallayayım da nasıl sallarsam sallayayım kafası.
Malatya, kuruluş ve isim itibariyle başlangıçtan zamanımıza kadar büyük bir değişikliğe uğramadan gelen Anadolu şehirlerinden birisidir. Kültepe vesikalarında "Melita" şeklinde görülen Malatya'dan Hitit vesikalarında "Maldia" olarak bahsedilmektedir. Asur lmparatorluk devri vesikalarında ise Meliddu, Melide, Melid, Milid, Milidia olarak geçmektedir. Urartu kaynaklarında ise Melitea denilmektedir. Malatya kelimesinin Hititçe "bal" anlamana gelen "Melid"den türediği anlaşılmaktadır. Şeklinde bilgi içeren yazılar da mevcuttur. O taştepe falan kesin hititlerden kalma o kesin bi kere.
fahri kayahan bulvarı adlı muhiti ile artık daha yaşanabilir hale gelmeye başlayan, ama zirveyi gördükten sonra kekoların istilası ile yine düşmesinden korktuğum şehir. Yeni mekanlar, devamı gelecek olan mekanlar.. Akşamları insanların eşiyle dostuyla bir diğerini rahatsız etmeden gönlünce gezmesi bir mekanda oturması bu şehrin hakettiği bir durum. Kernek bu iş için artık biraz niyeti bozukların kontrolüne geçmiş durumda...
Şehir ne yazık ki vekillerin rant kavgaları ile sarsılmadı değil. ne imar planları ne yol güzergahları neler değiştirildi.. umarım buna son verdiğimiz ya da dur be adam dediğimiz bir seçimin de arifesindeyiz. şehrim ile ilgili çook konuşmak yazmak isterim. ki bu şehir okulu bitirdikten sonra ömrümün 3 de 1ini beraber geçirdiğim ex hayat arkadaşım için geri döndüğüm ve artık büyüdüğümüzü ve kafa yapılarımızın farklı olduğunu farkettiğim ve yollarımızı ayırdığım şehir. Yalnız büyümeye devam ettiğim şehir...
(bkz: )332 o yürüyüşte bende vardım, (o gün çocuklar gibi şendik!) çocukluğumda yaşadığım coşkuyu uzun süre sonra tekrar yaşadım. umarım bunu yaşamaya da devam ederiz. Malatyalıya yakışan budur zira.
-- meslek ?
- blablabla (özel sekkktör)
-- cnm ya tipim değilsin ama biz yine şeyaparız hımm konuşuruz taam hadi byy
- ??!!?!?!?!
devlete atanamamış olman sebebiyle tipim değilsin cevabı aldığın bir kezbana ne diyebilirsin. 4 yıl okursun yırtarsın kendini, millet yaayaaa yaayaaa geçer bitirir sen belki 5 6 .. bu dünyada adalet arayan saflarız arkadaşlar. geçiniz..
o sabah arabamın lastiği yırtılmıştı, patlamıştı demiyorum arkadaş yırtılmıştı. haber gelmiş önceden zaten. not: o iş te olmadı zaten bekarlık tam gaz.
hiçbir fikri olmadan katıldığı bir konuşmadır, misal patron çağırır sen olasılıkları dizersin yürürken neden olabilir diye, ters köşe yapar hedehödö diye kalırsın, ortamdan ayrıldıktan sonra da lan keşke şunu deseydim'lerle kendinden geçersin. yazıktır.
az biraz daha inebilir miyiz ? denemem gereken, değiştirmem gereken o kadar çok şey birikti ki hayatımda, yoğurdun bir yerinden toplu alırsın su birikir ya aynı onun gibi. zaman makinesini bi yapsalar da gidip gelsek. oha paradoksa bak..
necip uysalın da dediği gibi, şampiyonluk hikayelerinin yazıldığı ve yazılmakta olduğu bir sezondayız, artık iyi oynayan değil hikayesi fazla olan o kupayı kaldıracak. ve bu sene için fazlasıyla hikayesi olan bir takım 'Beşiktaş'
üç takım için de konuşuyorum, hakemlerin güzelce eyyamladığı bir lig yürütülüyor, sadece kırmızı sarı lacivert formalara biraz daha iltimas geçiliyor, Beşiktaş'ın sert oyununa sözüm yok ama ehh be kardeşim birebir pozisyonlarda aynı hakemler ne kararlar veriyor görüyoruz. Üç büyükler maçlarında rakip takımı faullerle kartlarla iptal edip sonraki eyyam düdükleri bu ligin zaten özetidir.
mükemeliyetçilik gibi pis bir huyum var, bu iyi birşey değil arkadaşlar, herşey harika olsun derken herşey boka sarmaya başlıyor, insan her üstlendiği sıfatı layıkıyla taşıyamaz, bunun farkına varmam geç olsa da vardım ama hala 'nalet' üstüme yapıştı, değiştiremiyorum kendimi..
başladığınız her iş 100 e ulaşmak zorunda değil, yol bile bunu istemez senin sona varmana gerek olmayan yolların var, birileri bunu bana empoze etmeli nolur yardım edin lan.
zaten az buluşulan sevgiliyle gidilip ortak bir yere gözlerini dikme eylemi olarak görülüyorsa sinema gereksizdir. az gidin bi cafede oturun birbirinize bakın falan. tabi karanlık değil ya gitmezsiniz. sizi gidiler.
bence yalnız izlenilen sinema daha iyidir. (birlikte çok güldüğün arkadaşların hariç, o ayrı)