12.06.2018 tarihinde kimse entry girmesin.sebebi şudur,maddeler halinde aşağıya yazacağım.
---modların sözlükle yeteri kadar ilgilenmemesi.
-zall'ın sözlüğü siklememesi.
-her 2 hesapdan birinin troll olması.
-halkı kin ve nefrete sürükleyecek entryler gerçekleşmesi ve zamanında müdahale edilmemesi
-din,fikir ve yaşam tarzına hakaret dolu entryler gerçekleşmesi ve zamanında müdahale edilmemesi
-atatürk ilke ve inkılaplarına hakaret yapılan entryler gerçekleşmesi ve zamanında müdahale edilmemesi.
bu gibi bir çok sebepten dolayı modlara tepki göstermek ve uyarmak için gerçekleştirdiğim kampanya.
kuantum fiziği dahilinde kuantum dalgalanma (veya kuantum çalkalanma, quantum fluctuation), uzayın belli birnoktasında, werner heisenberg'ün tanımladığı belirsizlik ilkesi dahilinde, enerji miktarındaki geçici değişmedir. bu olay, enerji korunumu ilkesinin ihlal edilebileceğini göstermektedir. ancak bu ihlal; sadece çok küçük zaman aralıklarında olabilmektedir. buna rağmen fizikçiler, bu ihlalin yapıldığı anda var olan koşullara bağlı olarak sürenin uzatılabileceğini ve hatta, evren'i yaratabilecek bir baloncuğun yoktan oluşup genişleyebileceğini ileri sürmektedir.
edit:bunun her türlü evren modeli için mümkün olduğunu
ben dinlere inanmıyorum,sevdiğim kız ise müslüman diyelim ki.ben müslüman olmadığım için onunla evlenemeyceğim, halbuki ikimizinde eli ayağı var bedensel olarak aynı özelliklere sahibiz ikimizde insanız.sadece çocukluktan kafasına koyulmuş ilkel kurallar yüzünden biz beraber olamayacağız. bu durumun mantıklı bir açıklamasını yaparmısınız.neden biz beraber olamıyoruz.
Kocias, Yunanistan devlet televizyonu ERT'ye verdiği röportajda, devam eden müzakere sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Müzakerelerin genel olarak düz bir çizgide ilerlemediğini, inişli çıkışlı bir yol olduğunu vurgulayan Kocias, meseleye dikkat ve sabırla eğildiklerini belirtti.
Kocias, önemli bir "evet ya da hayır" dönemecinde Makedonya hükümetinin bazı zorlukların farkına vardığına ifade ederek, "Önümüzdeki birkaç gün içinde sorunların çözüleceğine inanıyorum." dedi.
Bakan Nikos Kocias, Birleşmiş Milletler (BM) Özel Temsilcisi Matthew Nimetz'in sunduğu 5 isim önerisinden, "Yeni Makedonya", "Yukarı Makedonya" ve "Kuzey Makedonya" seçeneklerinin halen masada olduğunu kaydetti.
Makedonya Başbakanı Zoran Zaev dün Üsküp'te yaptığı açıklamada, olası bir çözüme yakın olduklarını ifade etmişti.
Son haftalarda hızlanan görüşme trafiğinin ardından, çeyrek asırdır devam eden sorunun çözümüne yakın olunduğu yorumları yapılmıştı.
iSiM SORUNU
Başta Türkiye olmak üzere birçok ülke, Makedonya'yı anayasal adı olan "Makedonya Cumhuriyeti" ismiyle tanırken, Yunanistan, kendi sınırları içinde "Makedonya" isimli bir bölge bulunduğu gerekçesiyle bu ülkenin isminin değiştirilmesini talep ediyor.
Makedonya, bağımsızlığını ilan ettiği 1991'den beri güney komşusu Yunanistan ile devam eden isim sorunu nedeniyle Avrupa Birliği (AB) ve NATO'ya üye olamıyor.
Makedonya'nın uluslararası tanınırlığı, ülkenin BM Genel Kurulunda oy birliğiyle BM üyeliğine kabul edildiği 1993 yılının nisan ayında kesinlik kazanmış ancak güney komşusu Yunanistan'ın itirazıyla geçici referans olarak "Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya" (FYROM) adıyla üyeliğe kabul edilmişti.
Yunan halkının bir kısmı ise sorunun sadece isim değil, tarih ve kültüre ilişkin olduğunu savunarak, Üsküp yönetimini "Makedon kimliğini" çalmaya çalışmakla suçluyor. Antik dönemde Makedon Kralı olan Büyük iskender'in mirası iki ülke arasında önemli bir rekabet alanı olarak görülüyor.
Geçen yıl başlayan müzakerelere tepki olarak, başkent Atina'da yüz binlerce kişinin katıldığı bir gösteri düzenlenmişti. Anketlere göre, Yunanistan'da halkın yarısından fazlası, içinde "Makedonya" ibaresi geçen yeni bir isim istemiyor.
Makedonya'nın, Avrupa ekseninde kalmasını isteyen başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri, sorunun çözüme kavuşmasını destekliyor.
ben olsam yok ederdim.her başlangıcın bir sonu olmalı.aslında konu bu değil böyle bir dünya olacağına hiç olmasın daha iyi.insanlar bencillikleri yüzünden hayvanlara soy kırım uyguluyor.bizde siyaset,din,felsefe,ekonomi vb tartışıyoruz.şuan çok büyük bir adaletsizlik var.insanlar diğer insanların kölesi konumunda.düşünsene yarın hiçbir şey yok işe kalkma derdi yok aslında hiçbir dert yok.ne güzel olurdu hercanlı öldüğüne göre panda ile insanlar eşit.
10 dakika önce şahit olduğum olay.kadın çıktı GOP meydana,cumhur başkanımızı başkan yapacağız vs zırvalıyor burada sorun yok ama çoluk çocuğu zorla oraya getirmişler yüzlerinden belli.zorla siyasi şeyler sokmaya çalışıyorlar kafalarına.
eyer çekilmez ise tayyip başa geçecek çünkü özgür düşünenlerin seçim oyları 2 ye bölünecek tayyip %40 falan yaparken bu ikisi %20 %20 bölüşcekler oyları.
yazarlara yönelik sorum olacak.
bu kaçak sigarayı deneyen oldumu.merakımdan sordum,normalde j&j içiyorum. sigara aldığım dayı yeni sigara geldi çok güzel falan dedi,eyer aranızda bu sigarayı içen varmı varsa sizce j&j mi iyi 2015 mi.
evet o şahıslardan biride benim.news republic sayesinde sevdiğim gazeteleri ücretsiz bir şekilde okuyorum.bence daha güzel haberi okurken o an kafamda canlanıyor herşey sanki roman okurmuş gibi bence sizde bu yolu tercih edebilirsiniz.gayet iyi birşey.televizyon izlerken torunun yanıma gelirdi dede pis dede pis derdi,şimdi torunum yanıma geliyor dede mis dede mis diyor.
tl’nin serbest düşüşünü durdurmak icin yalnız üç seçenek var.
1. tcmb rezervlerini tuketmek pahasina dolar satacak.
2. faizlerde ciddi bir artis yapilacak.
3. sermaye kontrolleri.
zehirlerden zehir begen.
bunlarda kalıcı bir çözüm değil mecbur ithalat yapmamız veya ülkeye turist çekmemiz gerekiyor.turist gelmesi içinde savaşın bitmesi gerekiyor.savaş biterse erdoğan'ın prim yapacak birşeyi kalmıyor.
erdoğan prim yapamayınca iktidarı sallanacağı için dolar rezervlerinden çalacak sonra sar baştan. güzel bir döngü oldu.
genelde geri kalmış toplumlar dinine çok bağlıyken.bilimi, teknolojiyi,felsefeyi ve sağlığı vs iyi bilen ve takip eden kişiler değişik dinlere veya fikirlere sahip oluyor.sizce bu bir algı mı yoksa gerçekmi?
Türkiye ekonomisi üzerine olan analizi, isviçre’nin en saygın gazetesi Neue Zürcher Zeitung’da çıktı. Yaptığı analizde, küresel piyasalarda 1980’lerin yeniden yaşanacağını ve Türkiye’yi büyük bir krizin beklediğini iddia eden Napier “Türkiye’nin iflası başladı” iddiasında bulundu.
En geç seçimlerden sonra, Türk Lirasının muazzam değer kaybedeceğini söyleyen ekonomist, Türkiye’nin 400 milyar doları bulan borcunu ödeyemeyecek duruma geldiğini ifade etti. Bunun yaratacağı krizin en çok Fransız ve italyan bankalarını vuracağını öngören iktisatçı, AB’nin bu bankaları kurtaracağını da ifadelerine ekliyor.
Özellikle döviz üzerinden borcu olan firmaların borçlarını ödemekte zorlandığını söyleyen ekonomist, Türkiye’den OTAŞ (Türk Telekom) ve Doğuş holding örneklerini vererek bu şirketlerin şimdiden borç yapılandırmasına gittiğinin de altını çiziyor.
“Türkiye’nin de dahil olduğu ‘Eşik ülkeler’de küresel bir ekonomik kriz tetiklenebilir”
Odatv’den Osman Çutsay’ın analizine göre; uluslararası mali piyasalardaki krizin Türkiye’nin de dahil olduğu “Eşik Ülkeler”de her an küresel bir çöküşü tetikleyebileceği; Arjantin’de yaşanan paniğin yüzde 40’lara varan ani gösterge faiz artırımıyla sonuçlandığını; Türkiye’nin ise bazı açılardan bu ülkeden daha da kötü durumda olduğu vurgulandı. Çeşitli haber ve analizlerde Erdoğan rejiminin “seçim nedeniyle dağıttığı bahşişlerin” ekonomik kriz sorununu daha da derinleştireceğine işaret ediliyor.
Die Welt: Arjantin’deki yatırımcı kaçışlarını de devlet tahvillerindeki değer kayıpları Türkiye’de de yaşanabilir!
Alman Die Welt’te yayımlanan ayrıntılı bir haber-analizde, korkutucu tablonun ayrıntıları sıralandı. ABD Merkez Bankası’nın bir süredir faizlerde artışa giderek gelişmekte olan ülkelerdeki yatırımları kendisine çektiği belirtilen haberde; yatırımcı kaçışının önce Arjantin’i vurduğu, onu Türkiye’nin izleyebileceği hatırlatıldı. Haberde, Türkiye piyasalarındaki gelişmelerin ayrıntıları verilirken; bu tür ‘ekonomik kriz’lerde çöken bir ülkenin başka ülke veya ülkeler dizisini de uçuruma çekebileceği kaydedildi. Arjantin’deki 100 yıllık devlet tahvillerinin yüzde 15 değer yitirdiği belirtilen haberde, tahvil piyasalarında yangının başladığı uyarıları da dikkat çekti.
“Türkiye’de ciddi bir ekonomik kriz olabilir”
Die Welt’in haber analizinde; Mayıs ayı içinde TL’nin dolar karşısında yüzde 4.3 değer yitirdiği kaydedilirken, 10 yıllık devlet tahvillerinin de yüzde 13’lük rekor bir getiriyle “donatılarak” krizin önlenmeye çalışıldığı; ancak “Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz artışı istemediği için” sorunun daha da büyüyebileceği belirtildi. Arjantin’deki köklü baz faiz düzenlemelerinin henüz görülmediği Türkiye’de faizlere yönelik ufak tefek rötuşların başarı getirmekten çok uzak olduğunun altı çizildi.
Büyük krizin iki ülkesi
Die Welt’in haberinde Türkiye’deki cari açığın GSYiH’nın yüzde 6’sını bulduğu, panik halindeki Arjantin’de ise bu oranın yüzde 4’e yaklaştığı hatırlatıldı. Türkiye’nin “eşik ülkelerde” patlayacak büyük ‘ekonomik kriz’in ilk iki ülkesinden biri olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
CHP’li Sarıbal: Benzersiz bir ekonomik kriz geliyor! 2001 ekonomik krizinden daha ağır sonuçları olacak!
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, iktidarın ‘masallarına’ rağmen Türkiye’nin ekonomik krize sürüklendiğini, söz konusu krizin 1994 ve 2001 yıllarında yaşanan krizlerden farklı ve daha ağır sonuçları olacağını söyledi.
Gayri Safi Yurt içi Hasıla’nın (GSYH) 2017’de yüzde 7.4 büyüdüğünün açıklandığını, ancak milli gelirin dolar bazında azaldığına değinen Sarıbal, “2016’da 863 milyar dolar olan GSYH, 2017’de 851 milyar dolara geriledi. Kişi başına düşen gelir 2016’da 10 bin 883 dolar iken 2017’de 10 bin 597 dolara düştü” diye konuştu.