izlenilesi en farklı filmdir o..insanı burkmakla birlikte bir hoş da hissettirir..
hem o kadar biçimsiz görünen suratlar nasıl olur da böyle güzel dans eder de dedirtir sonunda..
"kadın,alkol,hipodrom" bu üçlemi yaşama sebebi olarak belirlemiş bir postacı heriftir..
yirmi günde bir kitap çıkarmak ve içindekini aklındakini böyle aktarabilmek büyük bir yetenek olsa gerek..
bir de bu kadar içten aklındakini söyleyişi hoştur.
"kadın olsam fahişe olurdum" deyişi ise varoluşunu benimsediğinin güzel bir kanıtıdır..
bu kadar pis moruk oluşuyla yarı yaşındkai hatunlarla sürdüğü ilişkiler,küfürleri * baştan çıkarıcıdır.
seninle ne zaman yalnız kalsam
tekrar evdeymişim gibi hissetmemi sağlıyorsun
seninle ne zaman yalnız kalsam
beni tekrar tammış gibi hissettiriyorsun
seninle ne zaman yalnız kalsam
tekrar gençmişim gibi hissettiriyorsun
seninle ne zaman yalnız kalsam
tekrar eğlenceliymişim gibi hissettiriyorsun
ne kadar uzak olursan ol seni her zaman seveceğim
ne kadar uzun kalırsam kalayım seni her zaman seveceğim
ne söylersem söyleyeyim seni herzaman seveceğim
seni her zaman seveceğim
ne zaman seninle yalnız kalsam
beni tekrar özgürmüşüm gibi hissettiriyorsun
seninle ne zaman yalnız kalsam
beni tekrar temizmişim gibi hissettiriyorsun
ne kadar uzak olursa olsun seni her zaman seveceğim
ne kadar uzun kalırsam kalayım seni her zaman seveceğim
ne söylersem söyleyeyim seni her zaman seveceğim
seni her zaman seveceğim.
sevgiliye aitleştirilesi şarkı..*the cure'a bir ayrı yakışır..
dinledikçe dinleme ihtiyacı duyduran şarkıdır.cem özkan'ın o sevimli sesiyle de bir ayrı anlamlıdır.dinlediğinizde içinize bir sevinç ekler ve dersiniz ki "hadi söyleyim bu kadar güzel şeyler madem hissettiklerim.." ama biraz zordur o aşaması..
büyüleyici olarak nitelenebilecek,daha iyi bir son bulunamayacak filmlerdendir.. *
bir ara (bkz: the prestige) aklıma gelmedi değil ama bu filmin sonunu gördükten sonra "ne diyorsun be!" dedim kendime..
bir daha izletirir kendini..*
anadolu lisesindekilere hakaret niteliğindedir..üstelik sınıfr çekme oranı (bilinmiyormuş gibi) imamhatipliler içindir.. *
yök başkanı bir de açıklamasında "ilk 30.000'i hedef alarak bu sistem getirildi gibisinden laflar gevelemedi mi..
üstelik imamhatipliler sanki okula girmeden o okuldan ne olabileceğini bilmiyormuş gibi önü açılmaya çalışılıyormuş.. *
ağlatacak kadar hüzün verici,depresyona girdirecek kadar tetikleyici,sinir krizi geçirtcek kadar da ironik,.. ve daha nicesi kadar fena bir durumdur..**
bir de yaşadıysan böylesine,deneme bile çünkü bilmelisiniz ki yeniden yaşıyormuşçasına içine işleyecek sözler yazmış adamlar..müziklerindeki sakinlik hissi de içinize bir ayrı koyar..tüm bunların yanında "mecburi hizmetteyken ben
yaşam bölüğünde." gibi sözler de hayranlık verici bir nitelik daha katar..
kesmeşeker dinleyicisidir ki "uçsuz bucaksız azınlıktır" onlar kaç,değil kimdir...
diye bir söz sonucu merak edip dinlediğim gruptur ki iyi ki dedirtmeyi becermiştir..
adamların sözlerindeki ciddiyet ve ahenkle ses tonundaki asalet çok yakışıyor müzikleirine..size de ayıla bayıla dinlemek kalıyor azınlık insanları..
(bkz: tek kişiyim ben hala)
(bkz: köksal engür)nün sesiyle o replikleriyle bir ayrı hoş kıvama gelmiş filmdir..
izlediğim Türk filmeleri arasında diyologlarıyla beni çelen ilk filmdir..*
ayıla bayıla dinlenmesi gereken hayatın gerekleri gibi bir şarkıdır..herkese hitap edebilecek nitelikte sözleri olup müziği de ruh haline göre şekillenmektedir..*
bir de ihtiyaç duyar insan böyle bir şarkıyı armağan edip de hakedecek insanlara..
kalıtlanmış biyolojik bir gerçektir ki,
biz belli bir yaşa geldikten sonra, bedenimizin büyük bölümü büyüme işlemini bitiriyorse de kulaklarımız büyümeye devam eder -yaşımız kaç olursa olsun- bu sebepten yaşlılarda kulaklar hugo'yu anımsatması olağan durumdur..*
gerçekten olduğuna yaşanmadıkça inanılması pek olağan olmayan durumdur..ama bir kez yaşayınca ömür boyu bileceğini de garantidir..
herhangi bir üçünü tekil olarak belirivermesiyle heyecanlar,düşler,sevimli anlar eklenir de eklenir..yavaş yavaş sıkılırsınız ama vazgeçemezsini sonra tartışmalar büyüdükçe içinizden opmayan nefretler birikir..yok dersiniz olmuyor..acı çekerek de olsa bir inattır ayrılır gidersiniz..sonra zaten dayanamayacağınızı bildiğinden o da sabreder 5 gün * ardından bir gün ne tesadüfse karşılaşır ya da bir şekilde konuşursunuz hiç ayrılmamış gibi sonra muhabbet ilk güne döner..ama kalp kırıkları daha sonraki üçüncü tartışmayı bulmadan canınızı yapıp kalbinizi boşlaştırmaya başlar..içinizden bir ses "asla" dese de engel olunamaz ve kızgın bir anda kötü sözlerle bitiverir..ardından bu kötü sözler telafi edilip * buruk tebessüm haliyle "hayatımın bir ayrı dönüm noktası" olarak anar geçersin..ama görmeye gelmez sakın sakın..sonra içiniz ağladıkça ağlar..*
ama bu genellikle uzun ilişkilerde alışkanlıkla sevginin nefretle yoğurulmuş halinin bir sonucudur..
o buruk tebessümünüzü takıp boşvermeniz de önerilecek tek şeydir..yoksa ne köy olur ne de kasaba.. **
operatör,şu numarayı bağla artık
zor tutuyorum gözyaşlarımı
yıllar oldu,bakalım tanıyacak mı yaşlı sesimi,benim,tom frost,
evet,şehirlerarası arıyorum
kaç para yazar derrt etme ne olur
kırk yıldan fazla oldu martha,
anımsa beni lütfen
seninle bir kahve içelim
eski günlerden bahsedelim
şiirler,yazılar ve martha,
her şeyim sendin,
senin her şeyindim
yarını hiç dert etmedik
kederlerimizi kaldırdık rafa
yağmurlu bir günde indirmek için
kendimi çok yaşlı hissediyorum
sen de yaşlandın tabi
kocan,çocukların nasıl?
biliyorsun,ben de evlendim
şanslısın,seni koruyacak birini buldun
o günlerde çok gençtik,aptaldık
şimdi olgunuz ve güzel günler geride kaldı
şiirler,yazılar ve martha
her şeyim sendin,senin her şeyindim
yarını hiç dert etmedik
kederlerimizi kaldırdık rafa yağmurlu bir günde indirmek için
hep düşünmeden davranırdım
sanırım hala öyleyim
o günlerde önemli olan erkek olmamdı
seninle birlikte yaşamayı hiç kavrayamadım
martha,seni seviyorum,görmüyor musun
eski güzel günler geride kaldı
şiirler ,yazılar ve martha
her şeyim sendin,senin her şeyindim
yarını hiç dert etmedik
kederlerimizi rafa kaldırdık
yağmurlu bir günde indirmek için
yanı başında titrediğim sakin akşamları hatırlıyorum.
(bkz: tom waits)'in sesindeki o tonlar hiç sözlerini bilmeseniz de şarkıyı eleverir niteliktedir..tom waits'in dehasını ortaya çıkaran günlerce dinlenilebilecek nitelikteki şarkıdır..*..*
sözlerinin anlamını keşfettikten sonra solistin sesindeki o farklı tınıyı farkedip unutamadığınız biri varsa ona kadar ulaşacak bir aşkla yanıp tutuşturan müziktir..
tüm bunların yanında grubun dehasını ortaya çıkaran mükemmel şarkıdır..
ama kesinlikle anlamını keşfedip bir kez daha dinleyiniz.. *
ve yüzyılın şarkısı olabilecek nitleiktedir benim gibiler için. *