pipisi olan, sakalları çıkan, koltukaltı iğrenç kokan, adem elması bulunan insan türünün yüz kaslarını germek sureti ile mutluluğa verdiği refleks.
çok basit bir olaydır.
(bkz: swh)
(bkz: gb)
muhtemelen ekşi'den uçurulmuş yazar. olur öyle üzülme diyoruz. eski sevgiliye çamur atma çabası gibi falan - ve diğer bilimum edatlar- hareketler olmuyor.
televizyona çıkıp ahkam kesen kendini adam sanan bunamış insanların iddiasıdır ve kesinlikle ütopyadır.
türkiye'de hiçbir zaman eğitim adil olmamıştır.
örnekleyelim:
ali ve veli adında iki kahramanımız olsun.
ali fakir bir ailede dünyaya gelmiştir. ilkokul masraflarını bile karşılayamayan ailesi onu okutmakta güçlük çekmektedir. eve geldiğinde ders çalışmak terine ailesinin maddi durumu düşünmektedir. bu elinde değildir. gece karanlığında tavana vuran sobanın içindeki alevin ışığı adeta yüreğinin yangısını tasvire çalışmaktadır. ilköğretimini zor da olsa tamamlamış ve muhtemelen bir yakınının eskisi olan ayakkabıları da onu taşımaz hale gelmiştir.
-bu aliler'den birçoğu liseye devam edemez ama biz devam ettiğini varsayalım-
ali dersaneye gidememiştir ve devlet okulunda yeterince temel öğrenim alamamıştır. bu yüzden lise sınavlarınında da umduğunu bulamamıştır. artık düz lise olarak tabir edilen liselerden birini seçecek ya da meslek lisesine gidecektir. sonunda bir seçim yapar ve lise hayatına devam eder. zar zor bitirdiği ve en deli çağ olarak tabir edilen ergenlik çağını da böyle zor şartlar altında geçirmiştir.
son olarak ise çokz az 'ali'nin yapabildiği şeyi yapmış ve üniversiteye gitmiştir. temeli olmadığından zorlanmış ve zaten çok da yüksek başarılı olmayan okulun mezun olmuştur.
mezuniyet yetmemiştir. ali ne iş yapacaktır?
veli cephesi ise bambaşkadır.
okul öncesi eğitim alan veli, okula başladığında artık ikinci bir dil öğrenme seviyesine gelmiştir. özel okulunda az kişilik sınıflarda eğitim görmüştür. babası gerekirse okuldaki öğretmeniyle bizzat ilgilenilmesini istemiş hatta çok zorlandığı zaman özel eğitmen desteği aldırmıştır.
veli için tek sorun dersleridir. oyunu istediği yerde oynuyor; en güzel kıyafet ve yemekler ona sunuluyor; adeta o yaşında dünyevi bir cennet yaşıyordur.
ilköğretim yıllarından fen ve sosyal bilimler alanında görsel ve deneysel birçok gözlem yapabilen ve bunun iyi eğitimini alan veli, sınavlarda başarılı olmuş ve ilköğretimde öğrendiği yabancı dilin yanına bir dil daha ekleme çabasına başlamıştır.
ailesi çocukluğunda yaptığı eğitim seferberliğini devam ettirmiş ve başarılı bir öğrenci olarak liseden mezun olmuştur.
hayatının baharı diye nitelendirilen çaıda istediklerini başarmış, arkadaşlarıyla her aktiviteyi yapmış, ergenlik çağının getirdiği sorunları psikolog desteği ile aşmıştır.
aldığı temel eğitim sayesinde üniversiteyi rahat bir şekilde kazanmıştır. zaten kazanamamış olsa da ailesi onun özel bir üniversitede okutacaktır.
artık iki yabancı dili vardır ve üniversitede bir yenisini ekleyecek, dillerin konuşulduğu ülkelere gidip pratiğini yapacaktır.
mezun olmuştur ve iş bulma sıkıntısı yoktur.
ali ve veli'nin ortak tek özelliği ise aynı kafeste mücadele etmek zorunda olmasıdır.
acaba bazılarının dediği bir adalet var mıdır?