bu da benim nickim alaybey
-50 (sokaktaki adam)
on birinci nesil silik 8 takipçi 75.16 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sözlükçülerin zeka testi sonuçları

    1.
  1. uludağ sözlük yazarlarının zeka testi sonuçlarıdır. az önce yarım saatlik testi 10 dakikada bitirdim, 142 çıktı yüksek zeka falan diyo acaba doğru mu bilgisi olan var mı?
    0 ...
  2. mesaj atmak isteyen bayan yazarlar

    1.
  3. mesajlaşmak isteyen sıkılmış yalnız bayan yazarlardır. mesajlaşabiliriz amme hizmeti vermektir amaç.
    2 ...
  4. bu sabah da şeytanın bacağını kırdık

    1.
  5. Elhamdülillah bu sabah da namaza kalkmış mümin kardeşlerin sarfederekleri sözdür.
    Allah kabul etsin bugün de şeytana boyun egmedik. Ibadetimizi yaptık cümle muhammed ümmetine de dualar ettik.
    Amin.
    1 ...
  6. sabah namazınız kabul olsun

    1.
  7. Allah sabah namazinizi kabul etsin demektir. Güzel ülkemde sırf ezan sesi duymak bile güzel. Değerini bilin bu cennet vatanın hayırlı sabahlar...
    10 ...
  8. kadın memesi paha biçilemez hazinedir

    1.
  9. sol frame de kadın paranın kölesidir, kadını köle etmek için gerekecek para minvalde başlıklardan sonra ufak bi uyarı niteliğinde diletirilen durumdur.

    sen ne kadar zengin olursan ol kaynak sen değilsin ve paranın bi değeri olmayacak olacaksa da birgün tükenme tehlikesi hep vardır. ama ne ekadar paran olursa olsun bir kadının hazinesi olan memelerine değer biçemezsin. çünkü memeler ebedidir. hep kadına hastır. kadını köle yapacağım derken kendini köle olmuş bulursun.

    kadının memesinin paha biçilemez şahsi hazinesidir. bu hazinelere herkes ulaşamaz. hakeden veya kadının keyfine göre ulaşılabilir.
    1 ...
  10. müslüman olduğu halde ahlaklı olabilen insan

    1.
  11. ahlakın sadece müslümanlara has olmadığının da bilincinde olabilen saygılı insandır.
    müslümanlardaki yanılgılardan biridir, ateistsen ahlaksızsın veya müslüman değilse kesin ahlaksızdır!

    neden kendi işine bakmak yerine başkalarıyla ilgilisin! bak ezan da okunuyor namazını kıl.

    müslüman olmayanlara da haklaksızmış gibi bakmayın çünkü bu sizin ahlaksızlığınız olur!
    2 ...
  12. sözlükteki kültür yumağı sanılan yazarlar

    1.
  13. sözlüğe kültürlüymüş gibi yazılar yazan yazarlardır.

    sahiden kültür yumağı olan varsa takibe alacağım da.
    3 ...
  14. gay evladınızı mutlu etmek mi ondan utanmak mı

    1.
  15. siz değerli sözlük yazarlarına sormak istediğim bir sorudur bu, sizin evladınız eşcinsel olduğunu sizinle paylaşsa siz onu mutlu mu edersiniz yoksa onun aldığı bu kararrından ve eğiliminden ötürü ondan utanıp kendinize de ona da hayatı zindan mı edersiniz? sadece bu soruyu düşünmenizi istiyorum bir kaç dakika. sizce hangisi daha doğru olur?

    sırf sizinle aynı fikre sahip değil, sizin gibi düşünmüyor ve sizden farklı eğilimleri var diye insanları dışlamak ne kadar ahlaki? ne kadar doğru?

    ah doğru ya ülkemizde hiç tanımadığımız insanlar bile böyle süreçlerden geçerken haddimizi aşıp insanları aşağılama hakkını kendimizde gören bir topluluğuz, dolayısıyla evladınız böyle bir durumla karşınıza çıksa acaba ne yaparsınız? dimi dimi bende öyle düşünmüştüm!
    2 ...
  16. restoranlarda su bedava olmalı mı

    1.
  17. abi su yahu su bunu bile hala parayla satın alıyoruz ülkemizde, amerikada bile hani kapitalist sandığınız tü kaka dediğiniz abd de restoranlarda su bedavadır. kapitalizm in ağa babasıdır güzel ülkem. ama cennetimdir vatanım di mi!

    sömürgeciliğin merkezi olan ülkemizde artık temel ihtiyaçlardan para alınmaması gerekliliğidir.

    onu geçtim temelin de dediği gibi: 50 kuruşa aldığın suyu adamlar sana 1 liraya işetiyor. hemde bunu cami tuvaletlerinde yapıyor. sonra da yüzde sekseni müslüman olan ülkede bla bla... müslümanlıktan soğumak için bir neden daha.

    restoranlarda suyun bedava olması gerekliliğinin sorgulanmasıdır.

    arkadaşlar bakın şimdi üç tarafımız denizlerle çevrili ama en güzel sahil plajları zengin otellere tahsis edilmiş olup halk buralara giremiyor neden çünkü ankaradaki üç beş dingilin paravan otellerden kara para aklayacak veya insanları sömürecek diye üstelik hiç gitmediği bilmediği tanımadığı halkın hayatına olumsuz müdahale etmesi durumudur. buna kapitalizm diyoruz biz. amerikada böyle bir şey yapamazsınız işte ne yerel yönetimler ne de yerel halk buna izin vermez. amerikadaki siyasette belirleyici etken halktır yöneticiler halktan korkar. bizde diktatörlük siyaseti olduğundan halk korkar.

    bu yazıyı yazmama eşlik eden şarkıyı da paylaşmak isterim;

    https://www.youtube.com/watch?v=yCC_b5WHLX0
    2 ...
  18. hastanelere yüzde üç yüz zam gelmesi

    1.
  19. 24 aralık 2015 günü hastanedeki muayenelere gelen zamdır.
    askeri ücreti artırıyoruz yalanıyla insanları soyup soğana çevirmenin yolunu bulmuşlar. keşke asgeri ücret öylece kalsaydı.

    geçenlerde yıllık 700 küsür olan otomobil vergisinin 2 bin küsürlere çıkmasından sonra şimdide dün itibari ile devlet hastanesinde muayeneye giden babam her seans için 80 lira öderken ki iki sefer gitmiştir, dün üçüncü sefere gittiğinde 250 lira fatura çıkarmışlar, neymiş efendim artık zam gelmiş 250 liraymış her seans.

    bunlar insanların başına geldikçe ortaya çıkan durumlar kim bilir bilmediğimiz başka insanların başına gelen neler vardır.

    bu kadar millet sana oy verdi diye bu insanları neden sömürürsün be devlet baba. artık itibarın falan kalmadı.

    her boka vergi alarak yavaş yavaş insanların burasına kadar geliyorsunuz ama kaçırdığınız nokta siz kurtulsanız bile evlatlarınız kurtulamaz. burada yada başka bir yerde inandığınız her ne ise ona göre kul hakkından yakanıza yapışacağız.

    allah belanızı verir inşallah. inşallah böyle hastalıklar başınıza gelir de kurtulamazsınız. varlığınızda boğulun.
    1 ...
  20. sözlük olarak silikon vadimizi kuralım

    1.
  21. uludağ sözlük olarak kendi fırsatlarımızı yapıp fikirlerimizi projelerimizi paylaşarak gerçekleştirmek için yardımcı olalım.

    sözlükteki yazılımcılar ve mühendisler başta olmak üzere herkesin katılım göstermesiyle birlikte kurulması gerekli bilgi ortamıdır.
    2 ...
  22. tanrı var mıdır yok mudur bir karar verin artık

    1.
  23. tanrı sorunsalına bir karar verilmesi gerekliliğinin ifade edilme şeklidir.
    allah var mı yok mu bilmek isteyenler için kaynak ve ilham olabilecek bir başlıktır.

    bence vardır. ve her yerdedir. dikkate alsanız iyi edersiniz.
    3 ...
  24. meme süt verip emilen bir organdır

    1.
  25. memenin çok amaçlı kullanım alanlarının olduğudur.

    meme emilir, yalanır ama yutulmaz.
    1 ...
  26. kadınların değerini sıçarken daha iyi anlamak

    1.
  27. kadınların değerini iki durumda en iyi anlıyorum, birincisi sıçarken, aga biz sıçarken bazen ıkınmaktan nefesimiz kesilir gibi oluyo falan ben kadınları doğum yaparken düşünemiyorum bile bu yüzden sonsuz saygın var kadınlar önünüzde eğilirirm. bir ikincisi de bi keresinde bacağıma ağda yaptırmıştır sevgilim yüzünden o ağdadan sonra bir güzel terk ettim onu da o ayrı konu, abi o acıya düzenli olarak katlanıyorlar ya erkek halimle utandım ve büyük saygı duydum. allah kadınların yardımcısı olsun.

    tanım yapmamışım:

    kadınları sıçarken daha iyi anlamaktır.
    1 ...
  28. ben bu şiiri kadınlara yazdım

    1.
  29. uludağ sözlükteki kadınlara şiir yazmaktır. ben bu şiiri sözlükteki guzide kadınlarımıza yazdım.

    ab-endam'ına ab'ab olmuş bu a'şa
    bedihi ama zuhuru muğlak bir temaşa
    beldah suretle secde-i tilâvet eder gibi
    en'camı bulma gayretindedir hülasa

    viladeten muîd olmak pür cehir
    etme cüda akar rihme kan revan
    can'a canan olmak ezeli dehr
    kalbi karar etti ruhum sana pür mehr

    bezm-i aşklar kurulur divan-ı âlî'de
    maşuklara müdevven sunulur huzur-u kalb ile
    ahiri afet bir son yazılır kan ile
    aşk'a yenik, sana meftun, sana celib olmak bundandır.

    ve kadın...
    neydi ki adın?
    3 ...
  30. doğudaki kürtler izmir e yerleştirilsin

    8.
  31. Malum ırk gavurların bol olduğu yere gitsin demektir. Tencere kapak. Ülke temizlenir.
    2 ...
  32. 25 yaşında çaresizce koca arayan sözlük kızı

    1.
  33. uludağ sözlükte koca arayan zavallı evde kalmış kızdır.

    zenginse alaybeyle tanışması mümkün olabilecektir.
    3 ...
  34. uludağ sözlük on yaşında şenliği

    1.
  35. sevgili zall abimizden sözlük yazarlarına yapacağı beklenen bir jest organizasyonudur. zall abi sözlük hep sana çalıştı, artık şu garibanlara şöyle şarabın ve kadının gırla olduğu bi eğlenceyi çok görmezsin umarım. onuncu yıla özel bir organizasyon beklenmektedir.

    sevgili zall moderatöre mesajlar mailler atılarak ve gerekli yardımlarda bulunularak yapılmaya teşvik edici mesajlar atalım.

    karı kız şarap alkol ve dansöz olmazsa olmaz olacaktır. olum ilk defa sapsız bara girebileceksiniz hemde kızların ve alkolun gırla aktığı bir bara.

    destek verilmesi ve gerçekleştirilmesi gereken organizasyon.
    3 ...
  36. sevgili ile dinlene dinlene günboyu sevişmek

    1.
  37. sevgili ile cumartesi akşamı başlanıp pazar akşamına kadar dinlenip dinlenip bütün gün sevişmektir.
    bir kere tam 23 saat boyunca yataktan çıkmamıştık.
    2 ...
  38. kadınlar hamileyken bile aldatır

    1.
  39. kadınara güvenmemek gerektiğini kontrolü kesinlikle elde tutmak gerektiğini anlamanız açısından önemli bir uyarı niteliğinde söylenen sözdür. umarım dikkate alırsnız.

    kadınlar gizli de olsa aldatır. erkeklerin aklı hep sikinde olduğundan ve kadınların o masum yüzlerine inandıklarından konduramasalarda gerçekler acıdır arkadaşlar, erkek nasıl ki düşünen seks hayvanıysa, erkek nasıl ki hep seks düşünüyorsa, kadın da dayanamaz hep aldatır.

    kadına iki yakınlaş biraz iltifat et güzel sürprizler yap kesin seninle sevişir. sevgilisini, eşini falan aldatır.

    kadınlar bu dünyadaki iğrenç duygu içinde duygusuzlaşmış yaratıklardır.

    bir ateist olarak islamın en doğru bulduğum yanıdır, kadınları muhafaza etme gerekliliği.
    4 ...
  40. hayata dair sevgilinin iç burkan detayları

    1.
  41. hayatta kalabilmek için yapılan ama iç sızlatan görülmeyen detayladır.

    --spoiler--

    sevgilimle üniversitede tanıştık. onun en büyük hayali yönetmen olmaktı. benimse iktisat bitirip bir bankada çalışmak, boş zamanlarımda yazdığım senaryolarla onun çekebileceği filmler oluşturmak ve diğer yandan kendi hayalimdeki diğer şiir ve roman kitaplarımı çıkarmaktı. üniversite hayatımızı dolu dolu yaşadık. ailesi baskıcı tiplerden oluşuyordu. ağabeyi sık sık ziyarete geliyor, kardeşini kolaçan ediyordu. ağabeyinin ziyaretlerinde ben ortadan kayboluyordum. görüşemiyorduk ta ki ağabeyi gidene kadar.

    2. senemizde ağabeyi yurtdışına gidince rahatladık. beraber eve çıktık. dilediğimizce yaşıyorduk. bu arada kısa filmler çekmeye de başladık ikimizin de oynadığı. ağabeyi eskisi gibi gelmiyor derken geleceği tuttu. yurtdışından türkiye'ye gelişinde önce ailesine uğradı. kız kardeşi bize de gizli şekilde uğrayacağını söyledi. sevgilimle evi toparladık. bir kız arkadaşımız sanki evde kalıyormuş gibi eşyaşarını taşıdı. ben tüm eşyalarımı toplayıp başka bir arkadaşımda kalmaya gittim. o ara canımızı sıkan bir kız vardı. benden hoşlanan, yüz vermediğim, nevrotik eğilimleri olan, takıntılı bir kızdı. sevgilim ve ağabeyi evde kaldığı 2. gün onları ziyarete gitmiş. sevgilimin benle birlikte evde yaşadığını, ağabeyini kandırdığını söylemiş. ağabeyi hiddetlenmiş. işin aslını öğrenmek için sevgilimi dövmüş. benden hoşlanan kız, söylediklerini ispatlamak için bazı fotoğraflar göstermiş. fotoğraflarda sevgilim ve ben varmışız. tüm bunları sevgilimin evine yerleştirdiğimiz kız arkadaşımızdan öğrendim o gece. ertesi gün beni arayacağını söylüyordu sevgilimin ağabeyinin.

    ona göre hazırlık yaptım. her ihtimali tek tek düşündüm. öğleye yakın kapım çaldı. önde bir adam, arkada korkmuş halde sevgilim vardı. yanında da eve yerleştirmeye ikna ettiğimiz kız arkadaşımız. hiddetle beni iterek ağabeyi, içeri girdi. ardından da sevgilim ve kız arkadaşımız. sinirli şekilde her şeyi bilmek istediğini haykırdı. şaşırmış halde n'olduğunu sordum. sevgili olduğumuzu falan söyledi. kızdı. tam üzerime yürüyordu ki, rahat ve sakin bir ses tonuyla bir yanlış anlaşılma olacak, neyi kastettiğini sordum. kıvırmamam içib fotoğrafları gösterdi. ben de güldüm ve yine kendinden emin ve sakin ses tonuyla "gelin size göstereyim" dedim.

    içeri bilgisayarıma doğru götürdüm herkesi. çektiğimiz kısa filmleri gösterdim ve izlettim. kardeşinin öğrenciliği gereği bu tür çalışmalar yaptığını, fotoğraf çekimleri de yaptığını söyledim. "keşke ona kızmak yerine dinlemeyi seçmiş olsaydınız" dedim. siniri hafif yatışmış ama kuşkusu devam eden tavırla bunların doğru olacağını nerden bilebileceğini sordu. ben de sevgilimle kendimiz için hazırladığımız ve sadece ikimizin olduğu bazı resimlerimizi gösterdim. sevgilim özenle çektirmişti bu fotoğrafları arkadaşlarına. ağabeyine bunları gösterecek olduğumu anladığında ürktü. ama risk almıştım. "bakın burda yeni çalışmamızın resimleri var" dedim ve kıskanabileceği fotoğrafları gösterdim. hepsi profesyonel çekim resimler olduğundan kıvırma şansımız vardı ve olası ortaya çıkabilecek resimler için bize kredi oluşturabilirdi bu resimler. zira benden hoşlanan kızdan her şey beklenirdi. bu riski en başta almak mantıklı olandı bana göre. ağabeyi öncelikle resimlerin yakınlığından dolayı kızdı. ama sonra üçümüz de bunun iş olduğunu anlattık. benim senaryoları yazdığıma, kardeşinin yönettiğine ve ikimizin de aynı zamanda bu çalışmaların oyuncusu olduğumuza ikna oldu. ama kuşkuları bitmiyordu.

    her şeye rağmen sevgili olamayacağımızın ispatının olmadığını söyledi. ben de aniden sevgilim olduğunu söyledim. sevgilimin bakışları değişmişti. ama ağabeyini kandırmak için söylediğini anlamıştı. "tanıştır o zaman" dedi ağabeyi bir hışımla. "tanıştıramam" dedim. "korkun mu var lan" diye yürüdü üstüme. "kardeşin değil emin ol, ama tanıştıramam" dedim. sonra boğazıma sarıldı. "neden" diye haykırdı. nefes almakta zorlanıyordum. kimsenin araya girecek cesareti yoktu. "tamam tamam" dedim. "söyleyeceğim!" diyerek devam ettim:

    - "muhtemelen bu olaylar benden hoşlanan bir kızın başının altından çıkıyor. benimle birlikte olmak için her yolu denedi ama hasta ruhlunun biri. hep reddettim. kimle birlikte olmaya kalksam kızların başına dert açıyor. ya ailelerini olaydan haberdar ediyor, ya da yalan yanlış şeyler söylüyor. aslında sevgilimi kardeşin sanması iyi oldu. lütfen yardımcı ol. sevgilim aslında kardeşinin ev arkadaşı. ama takip etse de beni muhtemelen eve geldiğimi gördüğünden iki seçenekten yanlış olanı algılayıp kardeşin sanmış. ben kardeşinle sevgili değilim. ev arkadaşı sevgilim" dedim. o ara sevgilim de kız arkadaşımız da şaşkındı. ama doğaçlama olarak ayak uydurmaları gerektiğini anlamışlardı.

    "sana yardım falan edemem, kardeşimden uzak dur yeter" diye bağırdı sevgilimin ağabeyi. kardeşini kardeşim gibi sevdiğimi, onunla aramızda bir şey olamayacağını söyledim. sadece sevgilimi görmek için evlerine gittiğimi söyledim. biraz kızsa da içi biraz rahatlamıştı. ama yine de kuşkuculuğu elden bırakmıyordu. ev arkadaşı ile sevgili olduğumuzdan emin olmak istiyordu. "akşama yemeğe gidiyoruz, mazeret istemem" dedi ve sevgilimin kolundan tutup götürdü. kız arkadaşımız da gidecekken "sen kal aşkım, konuşacaklarım var" dedim. ve kız arkadaşımızla durum değerlendirmesi yapmak istedim.

    sevgilim ve ağabeyi gittikten sonra "iyi kıvırdın diyerek" gülümsedi heyecanla arkadaşımız. sonra bir "huuuh" çekti, "ne gündü be" dedi. yüzünde rahatlamışlık net şekilde görülüyordu. "bu herif kolay ikna olmayacak, muhtemelen bizi zorlayacak" dedim. ne gerekirse yapabileceğini, durumu iyi kıvırdığımı, aksi halde sevgilimin ağabeyinin ikimize de kötü şeyler yapabileceğini söyledi. korkmuştuk. sonra elini koluma dokundurarak gözlerimin içine baktı. "rahat ol, atlatacağız" dedi. ama öyle bir söyleyişti ki, arkadaşça söyleyişten fazlasıydı. bu güne kadar sadece arkadaş olarak üstüne düşmeden baktığım o gözlerde, arkadaşlıktan fazlası olduğunu anlamıştım. bu durumun çok enteresan şeylere gebe olduğunu o an anlamıştım. korkmuştum ve bir yandan da insan doğası gereği en azından benim için her şeyi yapabileceğini düşünüp rahatlamıştım. tek derdim dengeyi korumaktı.

    akşam kız arkadaşımızla ben, sevgilimin yanına gittik. ağabeyi arabasıyla bizi bir restorana götürdü. arkadaşımla beni süzüyordu. hareketlerimizi, gerçekten sevgili olup olmadığımızı... çok yakın durmayınca biz, "sevgili değil misiniz, rahat olsanıza diye" sert bir giriş yaptı. utandığımızı söyledim ve gergin olduğumuzdan bahsettim. "rahat olun" diyerek gülümsedi sevgilimin ağabeyi. biraz yakınlaştık ama iğreti duruyorduk hala. bunun farkındaydık. sevgilimle küçük bir an dilimi göz göze geldim. beni kıskandığı açıktı ama çaresizdi, çaresizdik.

    o ara arkadaşımın fırsattan istifade daha rahat olduğunu hissedebiliyordum. ağabeyin göremediği yerlerde de bana temas etmekte çekinmiyordu. bacaklarını bacaklarıma temas ettirmeden oturmak istemiyordu adeta. durum çok rahatsız etmişti beni ama görmezden gelmek zorundaydım. o ara yemeğin ortasında benden hoşlanan kız geldi. benle sevgilimin sevgili olduğunu bildiğini, ağabeyini kandıramayacağımızı söyledi. sonra da gitti. bir şey söylememize bile izin vermedi. derdi, sadece ağabeyin kuşkularını kaşımaktı, cevap vermemizi sağlayıp kendisini alt etmemizi görmesini sağlamak değil.

    söylendik, hayıflandık, ama ağabeyi suskundu. sadece gözlem yapıyordu. o ara ağabeyi 1 hafta kadar kardeşinde kalacağını söylüyordu. hepimiz iyice tırsmıştık. telaşla kuşkularını nasıl gidereceğini düşünüyorduk üçümüz. üçümüzün de bunu düşündüğünü birbirimize baktığımızda anlayabiliyorduk. yemekten sonra hep beraber sevgilimin kaldığı eve gittik. yani aslında ikimizin evine. ağabeyi, bu gece kız arkadaşımla kalabileceğimi söyledi. ondan çekinmemizin anlamsız olduğundan bahsetti. iyi polisi oynuyordu. emin olmaya çalışıyordu. gitmek istediğimi ima etsem de kalmamda sakınca olmadığını ısrarla vurguladı. bir şey diyemedik. hepimiz buz kesmiştik. o ara kız arkadaşımızın yüzündeki mutluluğu görünce ben de sevgilim de, onun bana hislerini anlamış olduk ve sevgilimin de anladığını, benim anladığımı da onu fark ettiğini görmüş oldum. aslında kartlar üçümüz için açılmış ama ağabeye karşı oynanan oyunda hepimizin amacına uygun yontabileceği kurtlar sofrası olmuştu durum.

    sevgilim deliriyordu. çaresizdik. bir şey yapamadık. akşam yatma zamanı gelince ağabeyi, arkadaşımla benim aynı odaya girdiğimden emin olmak için bizi izledi. sık sık da su içme bahanesiyle evde dolaşıyordu. oturduk. o bana bakıyordu bense yere. "rahat ol" dedi. yaptığı şeyin farkında olduğumu ama şöyle bir ortamda durumdan istifade etmeye çalışmasını kendisine yakıştıramadığımı söyledim. "nolmuş yani" diye çıkıştı. "ne zamandır senden hoşlanırken hep onunla birlikte oluşunu izledim, tüm bu acıyı ben çekerken her şey güzel de, siz sadece 1 gece bile yaşamazken mi kötü" dedi. " siz bunları yaşamayı düşünmeye bile cesaret edemezken ben ne zamandır hayallerime ağlıyorum karşınızda" diye gözlerimin içine bakarak konuştu. üzülmüştüm. onun kalbinin ilk defa çarptığına şahitlik etmiştim. ilk defa neden onun bir kalbi olduğunun dahi farkına varamayışımın sebebini anlamıştım. kızgınlığım yerine saygıya bıraktı. ama sevgilimi seviyordum. tek düşüncem bu durumdan kurtulmaktı.

    yatağa yattı. yarısını bana bıraktı. gece boyu ikimiz de uyumadık. sırtımız dönük olsa da biliyordum. o yanında hoşlandığı adam yattığından, bense sevgilime ihanet etmediğime, etmeyeceğime emin olma duygusundan dolayı sabaha kadar uyumadan yattık. birbirimizin nefes alışlarını dinledik. arada bir su içmeye yeltense birisi, diğerimiz de aynı anda yeltendi istemsiz ve göz göze geldik. sadece saygıydı birbirimize duyduğumuz. sonra uyuyamadan uzanmaya devam ettik. gece sevgilimden hiç mesaj gelmemesi şaşırtmıştı beni. belki içi içini yiyordu belki de ağabeyini atlatamamıştı odasında. ağabeyine yer yatağı yapmıştı odasında. ama onun da uyuyamadığına emindim.

    sabah oldu. kahvaltıya oturduğumuzda sevgilimin bitap bakışlarını bir ben anlayabilirdim. ağabeyi, sevgilim sandığı arkadaşımla yakınlaşmamız için elinden geleni yapıyordu. tedirgindik. ama her defasında biraz daha yakın olmaya kendimizi zorladık. benim için daha zor olsa da, arkadaşım duruma daha kolay ayak uydurur olmuştu.

    akşam bir bara gittik. barda duygusal bir şarkı çalıyordu. ağabeyi, sevgilime sarılıp, "senin sevgilin yok bana sarıl" dedi ve gülümsedi. barda herkes sevgilisine sarılmış öpüşüyordu. sonra ağabeyi "öp öp" diye bize tempo tuttu. enteresan şekilde barda yan masadakiler de bize odaklandı ve tempo tuttu. herkes öpüşmemizi bekliyordu. sevgilimle göz göze geldik. içi içini yiyordu. sonra arkadaşımla göz göze geldik. eğer gözlerinde "senden istifade etmiyorum, ama mecbursun" der gibi bir bakış olmasaydı öpemezdim. içim acıya acıya öptüm. hissettiğim şey, sevgilimin yüreğindeki sızıydı. bendeki çaresizlikti.

    o gece birkaç kez daha öpüşmek zorunda kaldık. biz öpüşürken ağabeyde gereksiz bir sevinç, sevgilimde buruk bakışlar, arkadaşımda şaşkınlık bende de hissizlik hakimdi. o gece odaya beraber girdiğimizde yatağa uzandık. neredeyse bana sokulsa, beni öpse, hareket edemeyecek kadar uyuşuktum. sanki duygularım hissetme duyuma felç indirmişti. sevgilimden başka her şeye duyarsızlaşmıştım. arkadaşım yanıma sokuldu. kulağıma eğildi. "sana hissettiklerim için her geçen an ne kadar doğru şeyler hissettiğimi daha iyi anlıyorum ve sana acıyorum" dedi. "niye acıyorsun ki" dedim. "hiçbir şey sandığın gibi değil" dedi ve "aptalsın" dedi. garip gelmişti. üsteledim, söylemesini ve konuyu açmasını söyledim. söyleyemeyeceğini söyledi. sonra ısrarım artınca "gerçekten aptalsın, ama bu kadar sevmesen bu kadar kör olmazdın, seni suçlayamam" dedi. iyice kanım donmuştu. ne düşüneceğimi bilmiyordum ama çok kötü şeyler olacağını seziyordum. dizlerim titredi. yalvardım ne olduğunu söylememesi için. ama içimden bir ses, yüreğimden bir ağıt kötü bir şey söylememesi için yalvarıyordu. bunu çok iyi biliyorum. "o ağabeyi değil" dedi. konuşamadım, bir şey diyemedim. kalp atışlarımın hızından başım dönmeye başlamıştı. yalan olmasını umuyordum ama bir şekilde emin olmam lazımdı. birkaç dakika kendime gelemedim. gördüğüm şeyler net değildi, aldığım nefes nefes değildi, bedenimde duran ben değil, yaşadığım yer dünya değildi. sonra yavaş yavaş kendime geldim. takatsizdim, titriyordum. "doğru mu" dedim. "maalesef doğru, bunları hiç hak etmiyorsun, sana yaklaşırken senden faydalanmak için değil, hiç farkında olmadığın acılarına acıdığım için o kadar rahattım" dedi. saygı duydum, kızdım, burkuldum, üzüldüm, kızdım, kanım dondu, hiddetlendim... sonra kalktım yerimden ve bir hışımla sevgilimin odasına girdim.

    ağabeyi olması gereken kişi yerde yatmıyordu. sevgilimin yatağında idi. sevişiyorlardı. meğer onca zaman aldatılmışım hem de göz göre göre. hayatım boyu öyle bir acı yaşamadım, zamanlar boyu öyle bir acı yaşanabileceğini düşünmedim! kopsa dünya yerinden, altında kalsam, sonra yaksalar beni, oysalar içimi, ayırsalar her hücremi, yine de öyle bir acı yaşamazdım sanırım. hani söylenecek çok şey vardır, yapılması gereken çok şey; nefreti boşaltmak için kırılacak, öldürülecek, yakılacak şeyler vardır... hepsinin hıncını duyup da kılını bile kıpırdatamamaktı hissettiğim. öylesine alevli, öylesine yüklü, öylesine taşkın ama böylesine bezgin, yılmış ve çaresizdim. sadece yorganı çektiler üstlerine. beni izlediler. o halimi. acıdılar mı, korktular mı, güldüler mi bilmiyorum. gördüğüm şey hiçliğin ta kendisiydi. bulanık bir resim, içinde yanan hayallerim, umutlarım; dışında ahlarım eyvahlarım ve yamacında ben. dünya yıkılsa da üstüme, kahrolası bedenimle tüm acılarla ölmeyi beceremeyip her hücresi kanarken nefes alabilen yine ben...

    o günden sonra hiçbirini hiçbir yerde hiçbir zaman görmedim. görmeye de niyetlenmedim. bir köşede bir küçük resim var: gözleri oyulmuş, tümü buruşmuş, boyaları karışmış... baktıkça hüznüme, bir zamanlar yaşattığım iyilikleri anarım. şimdiyse kim oldum ona şaşarım.
    --spoiler--

    insanlar neler yaşıyor, sizin işiniz gücünüz geyik amina koyayım.
    yaşanmışlıklar felan zor be azizim.
    3 ...
  42. ben bu yazıyı sözlükteki kızlara yazdım

    1.
  43. ben bu yazıyı bu yazıyı okuyan sözlük kızlarına yazdımdır. sözlük hanfendilerine yazılmış yazıdır.

    erkeklere olan tavır ve davranışlarınıza dikkat edin biraz.

    yapmasını istediğiniz şeyleri çemkirerek veya kafa sikerek söylemeyin. biz erkekler düşünen bir hayvanız. inatçıyız. kafamız sikersen seni mutlu etmeyi değil, başımızı ağrıtmamayı düşünürüz. ama tatlı dille, güler yüzle yumuşak yumuşak istediklerini anlatırsan, biz erkeklere her şeyi yaptırabilme şansın artar. üstelik bu durumdan zevk de alır, severek yaparız. işin ucunda tatlı ödüller de varsa sizi mutl ederiz.

    rica edeceğim kafa ütülemeyin bak. siz bişi isterken ya seksle kandırma yoluna yada kafa ütüleyerek yapmayı deniyorsunuz bu yanlış yani!
    7 ...
  44. ortalama bir erkeğin aklının penisinde olması

    1.
  45. ortalama bir erkeğin aklının sikinde olmasıdır. başlığı bu şekilde açmam görüntü kirliliğine sebep olabileceği için azıcık yumuşatarak açtım. ama asıl duyguyu veren entry tanımıdır neyse.

    kadınların hoşuna gitse de gitmesede durum budur. eğer sevgili kızlar eğer şekilciyseniz kaybeden siz olursunuz ki erkekler şekilci kızlarla ciddi düşünmezler. erkeklerin akılları fikirleri sekstedir, sikinin keyfindedir ha sizde seks yapmak için birlikteyseniz sıkıntı yok ama hem şekilci hem ciddi düşünüyorsanız kusura bakmayın bu ortalama erkekten size yar olmaz, çünkü siz onun için sadece seks objesisiniz.
    1 ...
  46. bir kadına katlanmanın ilk kuralı

    1.
  47. kadınların erkek zekasını hiçe saymasından kellidir ki erkekleri uçkuru kaçık abazan olarak görürler ki haklılar da abazanın bayrak sallayanıyız ama salak değiliz! bak bacım sizin en büyük yanılgınız bizi salak yerine koyduğunuzu sanmanızdır bilakis biz sizi salak yerine koyuyoruz genelde.
    bir kadına katlanmanın ilk ve tek kuralı bir başak daha seksi kadın bulana kadar bu soytarıyı becermek ve yaptıkları oyunları felan görmezden gelmektir.

    başka bir kadın bulup emin olunduktan sonra bu haddini bilmez şıllığın yüzüne tükürmek suretiyle kıçına tekmeyi basmaktır.

    yalan dolanla işi olmayan "ahlaklı" bayanları tenzih ederim. aç parantez( sözlükte olmayan bayanlar ehehe)
    1 ...
  48. 18 yaş altına internet yasaklansın

    1.
  49. tez zamanda türkiye toplumuna dayatılması gereken kampanyadır.

    yeni nesil gençler günlük hayatta hanım hanımcık, beyefendi gibi takılırken, sanal alemlerde orospuluğun kahbeliğin, şerefsizliğin ahlaksızlığın alasını yapıyorlar.

    gelecek nesillerin ahlaklı ve namuslu olması için yapılması gerekendir.
    2 ...
  50. uludağ a kaymaya gidecek yazarlar

    1.
  51. uludağ'a kaymaya gidecek yazarlardır.

    daha ucuza olacaksa kaymaya birlikte gidelim, grup indirimi varsa.
    2 ...
  52. bebekli bayan yazarlar

    1.
  53. uludağ sözlükteki bebekli sözlük yazarlarıdır.
    1 ...
  54. sözlük senin olsa neyi değiştirirdin

    1.
  55. sözlükte olmasını ve olmamasını istediğiniz durumları ifade etme şeklidir. sözlük sahibi için de bir gözlem niteliği taşımaktadır.

    ben olsam ilk önce şu faşistleri tespit edip sikerdim pardon silerdim.
    1 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük