vatan gazetesinden cengiz özdemir'in haberine göre 25 mart'ta yayınlanacak kayıt muhsin yazıcıoğlu ile ilgiliymiş. tabi haber yine "komplo, montaj, şantaj" haykırışları ile verilmiş. ulan dereyi görmeden paçalar sıvanmış ama sanki biraz erken olmuş. bakalım gerçekleri hep beraber göreceğiz.
Bugün yayınlanan inanılmaz heyecanlı bölümde ortaya çıkan karakterdir. yine şanssız bir tesadüf eseri osman aga'nın arabasına binmiştir. her olayı kolayca çözen tombik komiser tarafından kolayca yakalanacaktır. bölüm sonunda seyit'in şarkıları ile eğlenecektir tüm durak.
yıkımdır. onca zamandır her gördüğünüzde yüreğiniz pır pır eder, her sesini duyduğunuzda eliniz ayağınıza dolanır ve her adı geçtiğinde yüzünüzde aptal bir gülümseme oluşur, sanki o sizin için doğmuştur, ve "ruh eşi" geyikleri bile inandırıcı gelmektedir. ama hayat hiç bu kadar toz pembe olmayabilir. ve bir gün her şey bambaşka bir hal alabilir.
artık başka biri vardır. el eledir onunla, göz gözedir. çaresizliğin en üst noktasıdır. eve kapanırsınız, içersiniz, günlerce, sabah akşam, hiç durmadan...
sonra yavaş yavaş kabullenirsiniz, artık gözyaşları yoktur, sadece içiniz acır, adını anmaktan kaçarsınız. ama acı bakidir.
hep sürecek, her gün olacaktır.
o mu ? o bir daha gelmeyecektir. aylarca, hatta yıllarca bekleseniz de gelmeyecektir. hayat onun için bambaşka bir şekil almıştır artık, siz ise hala ilk gün olduğunuz yerde, o çaresizlikte bekliyorsunuzdur, ve hep de bekleyeceksinizdir.
ilginç ve komik bir haber, diyor ki aziz yıldırım, hukuki süreçte aklanana kadar ve sağlığım müsaade ettiği sürece fenerbahçenin başında kalacağım. fenerbahçeyi çakallara bırakmayacağım. bu arada aziz yıldırımın kardeşi acar yıldırım da dün suskunluğunu bozarak çok sert bir açıklama yaptı ve önemli iddialarda bulundu. bu bir şike operasyonu değildir. bu, aziz yıldırımı bitirmeye yönelik bir operasyondur diyen yıldırım, soruşturmayı yürüten savcıların şüpheliler ile aziz yıldırım pazarlığı yaptığını ileri sürdü.
şimdi adama sormazlar mı o çakallar kim, savcılar nasıl pazarlıklar yapıyor, savcıların fenerbahçe ile ilgili nasıl amaçları var da fenerbahçeyi bitirmek istiyorlar ?
hala fenerbahçeyi kendisi olarak gören bir zihniyet ile karşı karşıyayız ki bana kalırsa tüm bu yaşananların sebebi aziz yıldırım'ın bu kişisel hırsı, egosu dışında hiç bir şey değil.
şike haberleri çıktığı ilk günlerde fatih altaylı ve bir kaç gazeteci emniyetten bir kaç dostundan bilgi aldıklarından, emniyetteki dellilerin çok kesin olduğundan ve teknik takibe takılan kimselerin ağır bedel ödeyeceklerinden bahsetmişti ama gel gör ki aziz bey hala sallamaya, aba altından sopa göstermeye devam ediyor, aynı dün fenerbahçe'de ki aziz yıldırım zihniyetinin devleti fenerbahçe'yi küme düşürmemesi konusunda uyarması gibi. ( ekonomi gerekçe gösterilerek )
şimdi umarım bu işte gerçekten suçlu olanlar unutamayacakları bir ceza alırlar da akılları başlarına gelir. türkiye'de böyle futbol oynanacaksa, böyle adamlar olacaksa futbol falan olmasın!
neyse lafı fazla uzattım buyrun bu da haberin linki :
25 yaşındaki bünyemi saçma sapan hallere sokmuş durumdur. içmediğim ilaç kalmamasına rağmen 3 gündür tam anlamıyla düşürebilmiş değilim. sıtmalanma ve halüsinasyonlarda cabası. o değil sevgilime hayatı zindan ettim, kızcağız koşturmaktan yorgun düştü, üstüne üstlük bir o kadar da korktu.
siz siz olun yüksek ateş görüldüğünde benim yaptığım hatayı yapmayın ve zangır zangır titresenizde elbiselerinizden kurtulun.
dövülesi, nefret edilesi, küfürler yağdırılası adamdır. hayır zaten ağır hareket eden yaşlı bir amca ve teyze ise genelde yardım edilerek sorun çözülür ancak bu tipler asla o yaş grubundan olmazlar .
orta yaşlarda olan bu insanlar genellikle siz bankamatiğe ulaşmadan hemen önce önünüzde belirirler, turist ömer uzay yolu filmindeki atılgan mürettebatı hareket ve davranışlarını benimser gerekli gereksiz binlerce tuşa basarlar, para yatırırlar, çekerler, ekrana boş boş, uzun uzun bakarlar .
hele ki finali bankamatik kartını çıkarıp tekrar takarak 2 kez ayrı ayrı para çekmeyi deneyerek yapıyorsa en tehlikeli türdür. böyle tipler uzaktan kendini belli ederler, uzaktan göründükleri an hızlanarak bankamatiğe önce varmak dışında
hiç bir çareniz yoktur, yoksa hiç bitmeyecek o dakikalar başlayacaktır.
eskişehirspor'un fenerbahçe'ye maçı sattığını iddia etmiş eskişehirspor'un yaşar isimli amigosu , trabzonspor'dan da küme düşmelerinin intikamını almış olduklarını söylemiş . şimdi böyle sözler deli saçması gibi görünse de mide bulandırıyor değil mi?
sözlükte sıkça karşılaşılan durumdur . yazar genelde bir kişiye yada güruha bok atarak aslında arzularını ironi yolu ile dışa vurur . genelde sap ve bekar kişilerin kızlara bok attıkları entrylerde , başlıklarda kolaylıkla gözlemlenir.
bildiğiniz her şeyin kaybolup gittiği , çaresizliği tüm benliğinizde hissettiğiniz anlardır . ne elden bir şey gelir , ne de
bir çözümü vardır uğraştığınız durumun . eğer varsa bir yerlerde ufacık bir umut ya sizin göremeyeceğiniz kadar uzaktadır
ya da karşı karşıya olduğunuz durum yanında o umut bazen bir hiçtir .
işte böyle bir andır ki telefonunuz çalar , açarsınız ve karşıdaki ses ; "dedeni kaybettik" der , en soğuk ve en geri dönüşü olmayan hali ile .inanmak istemezsiniz ,"benim dedem ölmez" dersiniz ama o kahkahayı , o kokuyu bir daha hiç duyamayacaksınızdır . elinizde bir kasket ve bir gözlük ve bir fotoğraf dışında hiç bir şey kalmaz bazen yada bir gün evden içeri girersiniz salonda gözleri kıpkırmızı olan sevgiliniz görürsünüz , bir yakını yoktur artık hayatında ve iki kelime bekler umutsuzca sizden , ağlar ve iki kelime bekler ,onu o dünyanın , o karmaşanın içerisinden çekin alan diye . ama diyemezsiniz , iki kelime çıkamaz olur dudaklarınız arasından , sessizce mağlubiyeti kabul edersiniz . başını göğsünüze dayar ve ağlar sevgili ama siz bir şey yapamazsınız .
bazen öyle çirkin , öyle adi ve öyle acımasız halleri vardır ki hayatın , inanamazsınız , şaka zannedersiniz, ağlarsınız , kabullenemezsiniz . üzerinden aylar geçer hala eve gittiğinizde dedenizi ararsınız , akşam eve gelsin diye beklersiniz belki de hala umutsuzca telefon ediyorsunuzdur , kapalı olan telefonu bir gün çalar diye .
ne o telefon çalar bir daha , nede geri gelir sevgiliden dökülen gözyaşları . karar verdiyse hayat , eğer istediyse gerçekten çok acımasızdır ve haykırışınızı hiç duymayacaktır .
bursa'nın en tanınmış,en başarılı jeofizik mühendislerinden biridir . öğrenimini süleyman demirel üniversitesinde tamamamlayan karadeniz , öğrenim dönemi boyunca ısparta'da da hatırı sayılı çalışmaya destek vererek önemli projelere imza atmıştır.çalışmalarını bursa'da sürdüren karadeniz çalışmalarını erken uyarı sistemi üzerinde yoğunlaştırmıştır . önceden deprem tahmini konusunda önemli bir adım olan ve zel-b adı verilen projenin yakın zamanda sonuca ulaşması bekleniyor .
bahise gönül vermiş kişilerin , iddaa ateşi ile yanıp tutuşanların,istatistik bilmine güvenenlerin mottosudur. unutulmamalıdır ki her bahis severin en büyük kozu istatisiki verilerdir .
hararetli tartışmalarda özellikle tartışma istedikleri gibi şekillenmediğinde zaman kaybetmeden başvurdukları eylemdir. o saniyeden sonra erkek duruma kayıtsız kalamaz . sinir seviyesi çok yüksek ise bir kaç saniye daha direnmeyi ,söylemek istediklerini söylemeyi dener ancak başarılı olamaz. sevgilinin göz yaşlarına teslim olur ve itina ile teselli eder. ayrıca türlü şirinlikler ve de maymunluklar ile sevgilinin yüzünde bir tebessüm oluşsun diye çabalar.
peki değer mi ? tabi ki değer . hiç bir şey ağlayan sevgilinin yüzünde tekrardan o gülümsemeyi görmek kadar güzel ve değerli olamaz.
üniversite okurken yapılan eylemdir.çeşitli sebeplerle sabahlayan bünyeler uyku öncesi fırından yeni çıkmış,halen hamur olan poğaçalarla ödüllendirilir.uyuma sürecinde ise karın ağrıları ile boğuşulur ve kabuslardan kabus beğenilir.
seriye bağladıklarında durmak bilmedikleri ayrıca hali hazırda durmak istemedikleri sorulardır.zamanlama olarak en sakin olmak istediğiniz anlarda , bir şeye odaklanmış olduğunuz durumlarda,televizyon izlerken ,yada bilgisayar ile ilgilenirken saldırırlar .
en zayıf anınızda yakalar ve "ne,nasıl,kim,neden" gibi sözcükleri ardı ardına sıralayarak öldürücü soruları sormaya başlarlar. odaklandığınız şey sebebi ile cevap vermekte geç kalacağınız her 5-6 saniye size trip ve tavır olarak geri dönecektir. yapılacak en mantıklı davranış her an tetikte ve hazır olmak ve gelebilecek her soruya göğüs germektir.
yoksa allah yardımcınız olsun ...
özellikle genç,sevgilisi bulunan kızlarımızda görülen durumdur. beğendikleri herhangi bir durumu , olayı , müziği yada
yiyeceği heyecanla gelip size getirirler , anlatırlar ve karşılığında tereddütsüz beğeni ve övgü beklerler . istedikleri oranda reaksiyon alamdıklarında ise surat anında düşer , hareketler gıcıklaşır , konuşmalar ruhsuzlaşır. velhasılıkelam
kadın davranışlarını ,düşüncelerini anlamkta zorlanılan anların en güzel örneklerinden biridir . anlamak yerine kabul etmek ve ayak uydurmakta yarar var .
örneğin :
kız: aşkım süppper bir şarkı dinledim dün , baksana sen de bakalım beğenecek misin ? (aşkım süper bir gofret yedim , aşkım süper bir mekan keşfettim şeklinde çoğalabilir örnekler .sonuç itibarı ile hepsi aynı şekilde sonuçlanıyor )
2 dk sora :
kız: aşkım nasıl ,beğendin mi ?
erkek: fena değilmiş hayatım.
kız:nasıl fena değilmiş ? sen beğenmedin dimi ? (surat düşer )
erkek: yok hayatım ne alakası var .güzel işte ama bayılmadım manasında güzel ama yani .
kız: tamam bırak bırak dinleme .(pc anında kapatılır) ben bir şey gösterdim ya, benim beğendiğimi sen beğenme hiç .
erkek: sabır ..
din faşizminin kölesi olmuş, hiç bir konu hakkında bilgi sahibi olmamasına rağmen her konu hakkında atıp tutan , özellikle
kafayı osmanlıcılıkla bozmuş,600 sene geriden gelenlerle yaptığım ve yapmayı sürdüreceğim ve de her aklı selim insan kendi adına içerisinde olduğunu düşündüğüm mücadeledir efendim.
bu devleti o zorluklarla inşa edenler mirasçılarının böylesine kirli ve arızalı beyinler olduğunu bilseler mezarlarında ters dönerlerdi eminim.
hayatın her köşesinde görülebilecek saçma düşünce şeklidir.sözlükte de fazlasıyla göze çarpan bu durumun en acı tarafı da bu düşünce şekline sahip insanların bu durumu "iyi bir şey" olarak algılamalarıdır.
ne yazık ki böyle zihinler yetişiyor bu topraklarda .
tarihi karakterler üzerinden kurgulanan bir televizyon dizisini haddinden fazla ciddiye alan ve ecdadına küfür ediliyor izlenimi yaratan kesimin duyduğu rahatsızlıktır . sokakta,sözlükte,hatta mecliste bile kolaylıkla karşılaşabileceğiniz durumdur.
allah akıl fikir versin herkese.
adnan oktar'a göre gerçek olan görüntülermiş efendim. ayrıca 5-6 dakika boyunca görüntüleri anlatması da pek enteresan.
bildiğin görüntüler tekrar tekrar izlenmiş, yorumlar yapılmış, önemli noktalar tespit edilmiş. aslında bütün olayı iki cümle ile özetliyor görüntülerin bir noktasında; "bildiğin porno."
bunları söyleyenin, bu durumdan rahatsızlık duyanın da adnan oktar olması pek manidar.
ilk okul döneminde yaz tatillerinde verilen bütün yaz boyunca kapağı bile açılmayan , eylül ayı yaklaşırken arkadaki cevaplardan hızlıca doldurulup bitirilen kitaplardır.tabi otoriter anneler yaz boyu her allah'ın günü testler çözülmüyor bahanesi ile arıza çıkarıp tatili zehir etmek için uğraşılar.ayrıca mahalle maçlarının da en azılı düşmanıdır bu kalın,sevimsiz test kitapları.hala dağıtılmadığını ümit etmek istiyorum ve salçalı ekmek-mahalle maçı ikilisine yaz tatili kitapları karşısında başarılar diliyorum .
ergen erkek bünyelerinde vuku bulan hadiselerdir . ergenliğe giriş yapmış ve sakallarının uzaması için yanıp tutuşan genç erkekler çeşitli yöntemler ile şamil basayev olacaklarını düşünür ve bu yöntemleri uygularlar.yüzünde tek bir tüy tanesi olmayan arkadaşlarımın traş bıçaklarıyla suratlarındaki derileri kazıdıklarını hatırlarım ; hem de her gün.
eskişehir'de bulunan muhteşem balık restaurant'ıdır . hayatımda yediğim en lezzetli mezeleri ve levreği burada yemiş bulunmaktayım.ayrıca mekanda gördüğünüz ilgi ve alaka da cabası.eğer eskişehir'de bulunuyorsanız yada bulunacaksanız rakı balık için burada bir mola vermenizi öneririm. bruce nolan eskişehir'den bildirdi.