bu ülke gençlerine söylenen en büyük yalanlar listesine ilk üçten girecek iddia. daha doğrusu önce oku sonra çalışarak zengin oldur ki buna inananlar daha sonra master felan da yapmalarına karşın hayal kırıklığına uğrarlar.
ömrüm boyunca tadamadığım hafiflik. bunun yanında çevremde az da olsa bu hafifiliği tadan erkek/kadın insana bakıyorum ve gerçekten süper bir şey olsa gerek demekten de kendimi alamıyorum.
saçma sapan kelime oyunları yerine mesleğini icraa eden fotoğrafçıdır. resimmiş, fotoğrafmış bırakın bu fotokritik ayaklarını da ortaya çıkardığınız ürüne bakın. yoksa yemişim fotoğraf diyen ama kadrajı dahi doğru yapamayan adamın resim denilmesine takmasını.
aylar sonra bu sözlüğe entry girmeme neden olan oluşum.
diyeceğim ise oldukça kısa ve net. son hali ile bu sözlükten hiçbir farkı kalmamış olmasının yanında yakında atsızcılarla da arasında bir fark kalmayacak gibidir. buradan bu sözlüğe de laf çakmıyor değilim.
yazan kişinin seceresi iddianın doğruluğuna dair yeterli bilgiyi vermektedir. anlaşılan hilton ve diğer sorunlar ya çözüldü ya da çözülme yoluna girdi.
haber alma hakkımızı iş bağlama aracı olarak kullanan şahsiyetlerin bilmediği bir şey var. ben açıklayayım bari yazdıkları güdümlü yazıları bölgede sikleyenin olmadığı.
tanım:medya etiği konusunda sözüne en son inanacağım kişinin iddiası.
fenerbahçelilerin kandırıldığının resmi olan futbolcu. trasferi; ömrü hayatında adı iyi futbolcu olarak anılmamış, ispanya'da 500bin avroluk sözleşme imzalayamayacak olan ve jubile hazırlıklarına başlamış bir kişinin fenerbahçe'yi şampiyonlar ligi şampşyonluğuna taşıyacağını iddid eden bir yönetimin eseridir.
bu mu lan? aurelio, appiah, anelka ve kezmanlı kadrodan kala kala ne kaldı elimizde. yazıklar olsun.
ayrıca şampiyonlar ligine kalma sevincimizin içine eden futbolcu.
resmi sitede yalanlanmasına karşın fenerbahçe'nin gerçekleştirdiği transferlerin olduğunu düşününce, fenerbahce'de yeni bir dönemin başlamak üzere olduğuna işaret edecek transferdir. fenerbahçe'nin bu yeni dönemini (umarım sadece asılsız bir iddiadır.) emre transferi ile de birlikte düşünmek gerekiyor.
mevzu olan bu şahısların son beş yıl içindeki başarıları nedir gerçekten bilmek istiyorum. avrupa şampiyonası eleme turnuvasının gelmiş geçmiş en kolay grubunda ikinci olmuş bir takımın teknik direktörüdür mevzu olan (şanslı yine de ikinci olan takımlar eleme oynamadan finallere kaldılar aksi halde ikinci bir isviçre vakası yaşanacaktı). bir diğeri ise uefa şampiyonluğu sonrasında bonservissiz olarak inter'e transfer olan ve o günden bugüne futbol adına gelişme göstermeyen bir futbolcudur.
fenerbahçe'nin olası terim transferi ile kazanmak için her yolun mubah olacağı yeni bir evreye girmiş olacağız. örneğin cl 3. ön eleme maçınında arsenal ile oynuyoruz maçta son 30 dakika arsenal fırtına gibi geliyor gol olursa onlar cl'ye kalacak diyelim. o esnada saha kenarından mister terim parmakları ile 10 işaretini yapar ve rosicky'nin sezonu kapattığını öğrenebiliriz. eğer ki sayın yıldırım böylesi bir fenerbahçe görmek istiyorsa belki sayıca fazla olmayan ama bu oyunu gerçekten seven yenilse de yense de takımının yanında olan taraftarlarını kaybedecektir.
bu transfer haberleri doğru ise fenerbahçe'de are you player diye adlandırabileceğim futbol anlayışı egemen olacaktır.
yazdığımız yerin kamuya açık olmasından kelli erdem, iffet gibi kavramlarla hakir görülmeye çalışılan hayatta kalma eylemi.
elimizdeki verilere bakalım önce
yaşadığımız yerin türkiye olduğunu unutmayalım, bu güzelim ülkede aileden sıfır katkı ile okumuş hemen her üniversite mezununun bugün istanbul'un orta sınıf semtlerinden bir ev alması için yıllarca çalışması gerekmekte (tabi iş bulabilirse) tabi ki bu da yeterli değil hayatı boyunca çalışsa bile bir ev sahibi olma olasılığı gerçekten çok azdır. ev örneğini diğer şeyler içnde genellemek mümkün, iyi bir hayat sürdürebilmek için üniversite mezunumuz köpek gibi çalışacak ama ona vaad edilmiş olan (oku oğlum, kızım oku) zenginliğe belki yıllar sonra erişebilecek. bunun yanında bu güzelim ülkede yasadışı binbir yolla bizim okumuş çocuktan daha iyi kazanan insanlar olacak hatta onlar her daim daha fazla kazanıyorlar. bu yasadışıdan kastı da açmak gerek polisiyelik işlerden bahsetmiyorum bile örneğin içki ruhsatı olmadığı halde içkili mekan işleten (beyoğlunda yüzlerce mekan var) yerler. bu örnekler artırılabilir.
şimdi hal böyleyken bırakın zengin olmayı orta sınıf bir hayatı idame ettirmek için köpek gibi çalışmak bir tarafta (hangi arda derede o hayatı yaşıyacan di mi ama) bir diğer tarafta ise sadece güzelliğini kullanarak zaten maddi problemleri aşmış birini bulma ve sorunların üstesinden gelmeyi hedef edinmiş bir insan olmak var.
bu kızlarımıza tavsiyem zengin kocayı bulurlarsa eğer yaşları geçmeden kendilerini sağlama almalarını, iyi bir avukat danışman bulmalarını salık veriyorum.
bir fenerbahçe tarafrarı olarak, galatasaray'ın önde gelenlerinin araya girerek bu transferi engellemesini dilemekten başka bir seçeneğimin kalmadığını beyan ederim.
fenerbahçemde görmek istemediğim bir kaç türk futbolcudan biri. tamam fenerbahçe endüstriyel futbola entegre olmaya çalışıyor yani en azından benim gibi futbolun romantik yönlerini pek iplemediğini biliyoruz. lakin kazanmak için her yol mubah mıdır? ahde vefa profesyonellikte fazla olmayabilir belki, onu da anlamak mümkün ama basın tribunune yaptığı hareket için özür dilemeyen, galatasaray'dan beleş gittikten sonra futbol adına ortaya hiçbir şey koymayan (yurtdışında toplam aldığı süre herhalde milli takımda aldığı süreden fazla değil, en azından bu sezon için olmadığını biliyoruz) bunların yanında şu karşı dağları ben yarattım diyen, rakibine saygısı olmayan bir futbolcudan bahsettiğimizi unutmamak gerekiyor. bütün bunları alt alta koyduğumuz zaman fenerbahche taraftarının sıcak bakmayacağı bir transfere imza atacaktır.
ayrıca;
fatih terim'in oyun anlayışının simgesi olan futbolcu.
yazarlarının çoğunun (veya benim denk geldiğim) entry sayısı inanılmaz derecede yüksek olan sozluk. kişinin 5. nesil olmasına karşın 1500-2000 küsür entry girmiş olması akla (en azından benim aklıma) yatkın değil.
yani yeni yazar olmuş bir bünyenin (ki bu kadar boş vakti nereden buluyorlar anlamak mümkün değil, bu noktada yaş dağılımının fazlaca genç olduğunu tahmin ediyorum) onlarca hata yapması gerekmez mi?
lakin bu olay gerçekleşir ise trt'nin taksim'de yapacağı olası kutlmaya mor ve ötesi'nin katılmaması gerekiyor. bu grup değil mi ki emekten yana olduğunu dillendiren. bu durumda emekçiye açık olmayan bir meydanda yapılacak kutlamaya da katılmamaları gerekir diye düşünüyorum.
edit:görünen o ki gerçekleşmeyecek olan dilek.durum böyle olunca naçizane polemik konum gerçekleşme imkanı bulamadı.
system of a down'ın ermenistan adına yarışmaya katılması ile gerçekleşecek hadisedir.
system of a down'ın yarışmaya katılması halinde trt'nin grubun performansını yayınlamayacağını düşünüyorum. grup türkiye'den puan alır ve bir de derece yaparsa eğer daha ilginç bir durum oluşur ki seyreyle gümbürtüyü.
öncelikli hedefin gol yememek olduğu diğer maçlar gibi seyir eden karşılaşma. ancak defansın bir hatası üzerine inşaa edilen oyun felsefesi sebebi ile maçın en önemli pozisyonu 118. dakikada yaşandı. hak eden kazansın mantığı geçerli olamıyor çünkü iki takımda benzer performans gösterdi.
kendi adıma diyarbakırspor'un kazanmasını diliyorum yine.
tatlı versiyonu da olan yiycek.
tarif; öncelikle sahanımıza tereyağını ekliyoruz, o kendini hafiften verdiğinde ise devreye daha önceden çırpmış olduğumuz yumurtalar giriyor (buraya kadar hatta ilerleyen iki dakikaya kadar bildiğin yumurta) daha sonra yumurtalar pişmeye yazdığında pekmezimizi* ekliyoruz ve yaklaşık 45 saniye pişiriyoruz. netice öyle aman aman olmasa da farklı bir tat ve uzun süreli bir tokluk hissi.