gaz bir eluveitie parçası. slania albümünde bulunur. sözleri;
In a virgin world primeval
A newborn bullcalf emerged
Wondrous and celestial
Three cranes to be its witness and droves
Its honour mantled the face of the earth
A blessing unleashed to the earth
Unseathed the embodiment of life
Tarvos - the embodiment of life
Tarvos - the genesis of time
The earthy heathlands roamed by esus
Questing condign sacrifice
A divine yearning hushed by the prodigy
Three cranes to wake up the slumbering taur
To warn him 'gainst the imminence of a huntergod ravenous
"A drawn struggle through innominate days
As ultimately the sword of esus
Pierced the bulls heart
Three cranes to lament as its blood laves
Creation wept under an eclipsing sun
As gloom descended upon world
Three cranes to catch a drop of blood
And leave far away..."
A blessing depraved from the world
As snow fell for the first time on earth
Three cranes returned
Pouring out the blood
To the ground of tarvos' death
And out of nothing
The soil sacrified, the divine bull was reborn
Under a newborn sun nature rejoiced
Thus spring came back on earth
Overcame the brumal reign
Through esus came back
To fell the bull, the eternal cycle has begun
Tarvos - will always be slain
Tarvos - ever to be reborn again
sınıf temsilcileri arasından seçilen, aslında hiçbir halta yaramayan, güya okulu temsil eden kişilerdir.
dediğim gibi bunlar sınıf temsilcileri arasından, oylama ile seçilir. hiç unutmam, bizim sınıfın bir kere temsilciğini devralmıştım. sınıf öğretmenimiz, yönetime el koyarak beni temsilci yapmıştı. öyle demeyin, ciddi ciddi adam yönetime el koydu yahu. neyse, ilk sınıf temsilcisi toplantımızda okul temsilcisi seçileceğini söylediler. gayet ciddi ortam zaten çıt çıkmıyor. müdür başta, yanında müdür yardımcıları, onun yanında rehber öğretmen falan, ortam şahane yani. dediler hadi bakalım, adayları görelim. ulan dedim, adaylığı koysam mı, koymasam mı, kısa süreli bir tereddüt yaşadıktan sonra, vazgeçtim aday olmaktan. çünkü daha sınıf temsilcisi olarak bir icraat yapamamışız, okul temsilciliği ne haddime.
neyse efendim, 1-2 lavuk çıktı aday oldu. 1 hafta bunlara propaganda süresi tanındı. siyasetçi gibi, tek tek sınıfları gezip oy istediler. sandıklar kuruldu, -sandık dediğime bakmayın, kartondan- okul oylamaya katıldı. birisi okul temsilcisi oldu.
iş bundan sonra farklı bir hal aldı. anasını satiyim, sanki başbakan olmuş gibi dolaşmaya başladı bu lavuk okulda. bir gün çektim köşeye bunu, napiyon lan sen? dedim. napiyim sen napiyon? dedi. ulan onu mu soruyorum, okul temsilcisi olarak ne yapıyorsun dedim. yer yer çatallaşan, olmadık zamanlarda kalınlaşıp inceleşen iğrenç ergen sesiyle öncelikle bir "heaaaaaa" çekip anlatmaya başladı. ilçenin okul temsilcilerinin katıldığı toplantılarda, okulumuz adına söz alıp okulumuzun şikayetlerini dile getiriyormuş. başka okulların sorunlarına çözüm önerisi sunuyormuş falan filan. "heaa adam ol!" şeklinde bir uyarı verip yanından uzaklaştım. üst sınıfım ağırlığımı koydum. zaten sonraları, üst sınıf olmanın verdiği avantajla bu lavuğu "icraatleri beğenmiyorum, ihtilal yaparım bak!" şeklinde defalarca korkutmuştum, eğlenceliydi vesselam.
kısacası; bu sınıf temsilciliği de, okul temsilciliği de bir halta yaramıyor. okul idaresi ve onun üst makamlarının güya, öğrencilerin sorunlarıyla ilgileniyor gibi gözükmesi için oluşturulmuş görevler bunlar.
not düşmek ihtiyacından doğan not: ben liseli değilim, bu başlık bir ukteydi.
