öpülmeye değer kızdır, öpüşmek paylaşmaktır, kızcağızım kendini her önüne gelenle paylaşmadığı için pek bilmez öpüşmeyi, çünkü paylaşmak onun için anlamlı bişeydir, değerlidir her önüne gelene, küçük, geçici , zavallı ihtiraslar için peşkeş çekeceği değersiz bir şey değildir.
burada bazıları hakkında entry yazar ama istiklal marşını bilmezler adam rezil tek başına olmamıştır, bir milletin ayıbını ortaya dökmüştür sadece o millet de türk milletidir. kimse kusura bakmasın, o ayıp sadece ona değil bütün milletimize aittir fert fert hepimize ve bütün olarak da bu millete.
siyasette en büyük yol göstericilerden biri gelenektir, hiçbir şey o gün ilk defa ortaya çıkmamıştır, her şeyin tarihe uzanan bir geçmişi vardır, kimin ne yapmak istediğini anlamak için tarih okumalı. bir gün aziz olanlar yarınında şeytan olmuyorlar, tıpkı şeytanların aziz olmadığı gibi.
ikincisi ise hiç kimsenin aptal olmadığını, yapılan her hareketin bir amacı olduğunu bilmektir,
üçüncüsü sözler yerine olaylar ve sonuçlarına itibar etmektir, çünkü tarih bir yalancılar köyüdür orada kimin ne dediğine değil ne yaptığına bakmalı.
bu üç ilke göz önüne alındığında sanıyorum ki olayları anlamak daha kolaylaşacaktır.
trend micro security programı tarafından iddia ediliyor, bu nedenle giremiyorum şu anda siteye, üstelik dedim bak eminmisin bir daha bak diye dedi baktık, eminiz.
büyük bir işin farkına vardım, her kesi bu işi çözmeleri için kışkırttım, ama kimse el atmadı, iş büyüktü altından kalmak zordu, şimdi anladım ki iş benim işimmiş, bana kalmamış zaten benim için varolmuş.
hayali değildir.
fizyolojik bir olaydır, gittim göz doktoruna sordum bir zararı olmadığını doğal bişey olduğunu söyledi, nedenini araştırmadım ama sanırım gözün içinde gözün yapılarından bir kısmının görme alanına sinyal oluşturması.
zamanında özel hastane doktorlarından biri: bu solucanlara ek olarak , parlayan ışık filan görüyorsanız durduk yere retinanızda hasar olabilir demişti, çok tehlikeliymiş.
chrome'un uygulamalarından biri her türlü web sayfası içerisinde istenmeyen reklamları engelleyebiliyor, ayrıca sizin seçtiğiniz reklam olmayan şeyleri de engelleyebiliyor.
türkiyede mücadele edilecek yegane din islam olduğu için, dinler arasında belki de en idare edeni olduğ için olabilir.
ateizim uyanıştır, körlerle savaşmıyoruz onlara ışığı sunuyoruz gözleri kamaşıyor diye korkuyorlar.
söylenene göre adabı muaşerete uygun değilmiş, ya kimse bu durumu gerçekten iplemiyor çünkü konu hakkında google da bile yeterince envantere ulaşmak mümkün değil, ya da herkes bu durumun böyle olması gerektiği hakkında öyle hemfikir ki, aksi bir düşünce hiç belirmemiş zihinlerde.
tanrıya teşekkür etmek, ama biraz tuhaf ya ondan af dilemek de olabilir bilemedim şimdi ama bir yaranma çabası var
tuhafıma giden birşey yaratmış tap bana filan diyor, kızıyor ilginç.
erkeğin mutluluğu şudur: istiyorum, kadının mutluluğuysa erkek istiyor.
friedrich nietzsche
yani demesi o ki niçenin,
kadın kendini yönetebilecek erkek ister,
istemelerinin tümüne evet diyecek bir erkekle birlikte olmak istemez. daha ziyade istemleriyle ona hükmeden bir erkek ister,
ben bunu söylediğimde doğu gericiliğiyle bile yaftalanabilirim, ama batı danslarında da hükmeden taraf erkektir, kadın erkeğe uyar.
bazı erkeğine boyun eğdirmek şeklinde tavırları olan bayanların aslında erkeklerine saygı duymadıklarını buradan belirteyim,
çünkü kadın erkeğinin boyun eğdiren olmasını sadece kendine değil tüm çevreye karşı da ister bu yönüyle kadının eş seçimi çevrenin
beğenisine göre belirlenir ve bu onu 3. kez boyun eğen yapar, ama farkında değildir.
kadın tutacağı bir taraf seçer, kendisi bir taraf değildir.efendi tabiriyle belirtilen erkek ise kendi tarafı olan değil bir tarafın taraftarı olandır en fazla, bu yönüyle erkek değiştiren değil, olayların şekline göre değişendir, değişmek ise güç değil güçsüzlüğün sembolüdür, ama kadınlar güçsüzlüğün değil her zaman gücün tarafındadırlar, aslında bu evrimin bir sonucu, çünkü eski çağlarda kadınların eş seçme hakları yoktu, sadece seçilme hakları vardı, ama erkeklerin olan seçilme hakkının dayanağı da güçtü haliyle güçlü erkekler istediği kadınları seçiyordu, şimdi kadınlar da güya seçme hakkına sahipler, ama onlar da alıştıkları gibi güçlü erkeği seçiyorlar aslında, bunda şaşılacak bir yan da yok.
velhasılı kelam ağlamayın da arzu ettiğiniz şeyi alın.
bu arada bu durumun değişmek üzre olduğunu da söyleyeyim, derdim ama bu yanılsamadan ibaret, değişen sadece güç algısı,
gücü arzulama durumunda değişiklik yok.
saygı duymak'ı da çokça anlattım ama bir daha anlatayım saygının anlamı şu , senin dinin sana benim dinim bana, yani birbirimize karışmayalım da ayrı ayrı ne yaparsak yapalım demek,
yani saygı paydalarımız ayrı demek, ama sen çıkar benim şeyim evrensel dersen, dediğin şeyin insanları rahatsız edecek derecede propagandasını yaparsan orda saygıdan bahsedemeyiz, bizim anladığımız saygı ben seviyorsam sen kızamazsın, hacı ben sevmiyorum ki,
hatta insanların bir kısmı bir şeyi severken bir kısmı da nefret bile edebiliyor saygı, saygı yok ne saygısı,
ahlaklı mücadelelerde saygı olur eğer ahlak ortak ahlaksa, ama biz karşımızdakini ahlaksızlıkla suçlarken saygı duymak
bırakınız geçiniz.
hiç kimse muhammedi sevmek zorunda da değildir ama bu beni sözlükten bile uçurabilir,
ama realite yani sevmeye zorlamak var mı böyle bişey yok tabiki,
(bkz: zorla güzellik olmaz)
bunu niye dediğimi de söyleyim çünkü bazı insanlar dünyayı siyah beyaz görüyor ama dünya renkli,
sen dersen ki biri gökten inmiş diğeri de gökten inmedi yerde yarattık der,
ama nerde aşk varsa nefret de oraya komşudur, demek istediğim seven insanlar çabuk celallenir, sonra insan sevdimi çok da mantıklı düşünemez, yoksa mantıklı düşünen bir adam, kimseye bir şeyi sevmiyor diye kızamaz.