-abi lost diye bişe varmış biliyo musun? nası bişe?
-abi şimdi di uçak kazası oluyo, bi adaya düşüyolar, sonra garip garip olaylar oluyo.
izledikten sonra:
-abi lost diye bişe varmış biliyo musun? nası bişe?
-abi şimdi bi uçak kazası oluyo, aslında olmamış da olabilir, bööle adaya düşüyolar, aslında o ada hiç olmamış olabilir. ya nası anlatsam ki...
bazıları tarafından "anti-müslümanlık" zannedilen,* bazıları tarafından ise "ülke yönetimi ile herhangi bir dinin* kuralları içiçe olamaz" şeklinde algılanan bir atatürk ilkesidir.
bir taksiye binersiniz. yine bir muahbbet açılır. ve taksici o bonus soruyu sorar. "nerde okuyorsunuz?" cevabı alınca da hemen ağzındaki total protezi gösterir. ve anlamadığı bi yerdeki aksiliği sorar. abi biz daha birinci sınıfız desek de ne biçim öğrencisiniz siz der ve biz de "he abi , he abi" der geçiştiririz.
veya labaratuarda ödev yapıyosundur. ve herhangi bir staj öğrencisinin hastası size gelip ona soracağı soruları sorar.
çoğu şarkısının 2000li yıllarda mad house tarafından tekrar söylendiği, 80 lı yıllar deyince akla gelen ve hala unutulmayan başarılı sanatçı. like a prayer şarkısının klibinde papayı öpmüş, ve vücudunda çibanlar çıkmıştır. çok tepki almış bir kliptir.
türban bi takım aydın geçinen insanlar tarafından siyasi simge, veya gericiliğin göstergesi gibi gösterilse de sadece başörtüsünün modern halidir. siyasi simge olması bi kot pantolon veya bandanın siyasi simge olması kadar saçma birşeydir.
90 lı yılların ortasında techno müzik yapmış grup. (bkz: eurodance) ayırca ekşi sözlük de entry si bulunmayan gruptur. her sözlüğe de aynı entry yi girdiğim gruptur.
tmr tr ile son senemizi beraber geçirdiğimiz, hayatımın en güzel yıllarımın geçtiği, adanaya çok uzak olan, kendi içerisinde mutlu insanların yaşadığı liseden farklı bir mekan.
megakent shangay da yaşayan, 1 senemizin beraber geçtiği şeker insan. ayrıca bana uludagsozluk ü tavsiye eden insandır. çok severiz kendisini. kıymetlimiz.
stephen king in karakterlerine en çok içirmeyi sevdiği sigaradır.
2.900 olduğu zamanlar "lan 300 bin verim de git winston" al sözünden bıkmışımdır. sonra 3.200 olunca satamamıştır ve 2.75 e dönmüştür. ve ceplerimizi bayram ettirmiştir. winston ve marlboro dan kat kat güzel, parliament ve murattiden sonra en sevdiğim sigaradır.*
türkiyenin en zor diş hekimliği fakültesi. öğrencilerinin boş boş bakmayı adet edinmesi sebebiylen kanıtlanmıştır.
tek bir dersten hayatın 60 da birini kaybeden her sene yaklaşık 10 kişi olabilir. veya herhangi bi tek dersden dolayı başka derslerle birlikte her sene 40 kişinin hayatının 60 da birini kaybettiği görülebilir.
en erken başlayan ve en geç biten fakültedir. -eylülün ortası ile temmuzun ortası arası eğitim verilir bu güzide fakültede- tabi bütünlemeleri sayarsak ağustosun ortasına kadar sürebilir. yani depresif bir öğrencinin bu fakültede yıllık tatili sadece 1 aydır. o fakültede okuyan öğrencilerin tatilinin başlangıcı sizin tatilinizin ortasına veya sonuna denk gelebilir. lütfen böyle bir cümle kurmaya başlamayın. kalbinizi kırabilirler.
mayıs sonu ve haziran başından ağustos ortasına kadar lanet ede ede yaşarlar.
daha ilk sınıftan sabundan büyük dişler yapmak zorunda bırakılırlar. ve derslerde sözlü yapıp artı, eksi veren bir hocaları vardır (bkz: biyokimya) ayrıca bu dersin sınavı -%100ü- sözlü olur. ve jüri tek kişidir.* ayrıcanam fakülteme lanet etmemin sebebi ise bu dersten sınıftaki en fazla eksiyle ve en düşün ortalamayla tek büte kalmamdır.
bu fakültede sene sonları birkaç tıp dersinden ve tüm diş derslerinden pratik final vardır. başka üniversitelerde bu sınavlardan yüzde bilmemkaç puan kazanırken bu fakültede eğer ii geçerse teorik finale girebilir, geçmezse giremezsindir. direk bütsündür. ve hocaların o günkü psikolojik durumuna göre 50 ile 70 arasındaki kişi büte kalabilmektedir.
bazı derslerin bütünlemeleri sözlü olabilir. ki 2006 girişli öğrencilerden 1. sınıfta anatomi dersinden 88 kişi büte kalmış, ve bütünlemeleri sabah saat 9.30 dan akşam saat 22.30 a kadar sürmüştür. kısaca anlatmak gerekirse sınav tamamen bir insanlık ayıbına sahne olmuştur. tüm öğrenciler bir labaratuar a tıkılıp akşam son kişiye kadar bekletilmiştir. su sıkıntısı ve tuvalet sıkıntısı yaşanmıştır. içecek sigara bile kalmamıştır.
fakültemizi en kısa yoldan anlamanız için 140 kişi ile başlayan 2003 girişlilerin 3. sınıfta sadece 45 kişi kalmalarını söylememiz yeterli olabilir.
çoğu diş hekimi öğrencisinin hayallerini süsleyen, geçiş için üstün emeklerin harcandığı, eğer ankaradaysanız, hem istanbulda okuyamamanın verdiği pişmanlığa, hem de öyle bir üniversitede okuyamamadan dolayı duyulan, "kendine yapılan eziyetin" vicdan azabına sebep olan fakültedir. doğruluğu yüksek olan teoriler:
1. geçme notu 50 dir.
2. teorikte inanılmaz kolay bir üniversitedir.
3. 5 seneden fazla uzatmak için çok kasmak gerekir.
4. temel diş dersleri dışındaki dersleri alttan alabilirsindir.
okuduğum fakültenin altındaki tercih olması sebebiylen * kıl payı kaçırdığım fakülte. sevdiklerimin istanbulda olması sebebiyle gözümde tüten fakülte.