Gece kuluplerinde gezen cirit atan sevgilidir. Sevgili ister kız olsun ister erkek olsun delirtir. Uzak durulası kişilerdir böyle sevgili psikolojiye zarar.
Çocuğun doğum günü yarın. Çocuk dediğimde 23 yaşında. Şimdi şöyle dalga geçmeden bir kaç şiirle destek çıkarsanız hem doğumgünü kutlamış olurum hem de hediyemi verirken bir şiir okuyup romantik kız edalarına geçerim.
Sanatçıların yeni bir albüm çıkardığında gerçekleştirdiği konsere verilen isim.
Cem Adrian'ın albüm tanıtım konseri varmış. Ben erkek arkadaşımı buraya götürmek istiyorum. Ama albüm tanıtım konseri deyince bi durakladım. Normal bir konser değil mi bu?
bok kelimesinin hayatımızdaki yeri ve önemidir.
Her ne kadar argo olarak algılansa ve sansürlenmeye çalışılsa da aslında bok sıkça kullandığımız ve her cümlede farklı bir anlam barından oldukça spesifik bir kelimedir. Şöyle ki farklı cümlelerde aynı anlamı dahi içerir.
An itibariyle ekranda bulunan amcadır. Yüzüne aşk eylül yazdırmış. Saçları boyalı, ojeli, küpeli amcamızdır. Yüzüne aşk eylül yazması ne sacmalık. Gözlüklerin altında o yazı çıkarıyor gozlugu arada çıkarıyo izleyin mutlaka.
karşılaşan eski sevgilinin sizi bir an da tanıyamamasıdır. tanımamak değil burada ki olay tanıyamamak.
şöyle ki bugün tam 145 gün önce ayrıldığım ve 2 yıl boyunca aşkını yaşadığım, yaşattığım insana ben de kalan hatıralarını vermeye gittim. Bunca zaman da anca cesaretimi toplayabildim.
Ayakkabı mağazaları var zaten içeri girdiğim de yanında arkadaşları vardı. bana dönüp 'Hoşgeldiniz' diye gülümsedi. yanına yaklaştım. yüzü bembeyaz olmuştu zaten. rafta ki ayakkabıyı kenara doğru ittim, atmadım. o köşeye eşyaları bıraktım. onca kelime bestelemişken aklımda sadece 'bunlar ben de kalmışta' diyebildim. tanıyamadı zaten yaklaşana kadar. e normaldi bu 20 kilo vermiştim aslında o da çok isterdi hep kilo vermemi. başka bişey diyemeden çıktım mağazadan. öyle türk filmlerinde ki gibi gelmedi tabi arkamdan bunu da istemezdim zaten. o eşyalar ben de bir yükmüş demek ki. teslim edince rahatladım.
bir erkeği kendine bağlamak için gerekli olan yöntemlerdir.
şöyle ki başımdan geçen olayı aktarıyım. yaklaşık bir aydır konuştuğum çocukla 1 hafta önce sevgili olmaya başladık. ama çocuk özgürlüğüne düşkün ve aşırı rahat. çok fazla erkek arkadaşı yok hatta erkek arkadaşı hiç yok. genelde de kızlarla takılıyor. sanırım bu duruma karışmamam için de benim hiç birşeyime laf söylemiyor. kimle buluşursam buluşayım aldırmıyor.
günde 5 6 mesaj atıyo 15 dakika konuşsak konu yok kapatalım telefonu falan demeler. sevgili olduktan sonra çocuk 180 derece döndü adeta. o tanıdığım adam değil bu. e dolayısıyla bende de hırs yaptı. kızlarla gezip tozmasına karışsam kezban muhabbetine giricek bundan da eminim.
yardım et sözlük bu çocuğa taktım resmen birşeyler yapmam şart!
Kadıköy kartal metrosundaki beyaz montlu kot pantalonlu mavi gözlü beyaz tenli çocuğa aşık olmaktır. Uzun uzun bakıstık hatta o yolunu bile değistirdi. En sonunda yanımda annem var diye pes edip gitti. Giderken bile uzun uzun bakıstık. Belki de hayatımın erkegi oydu. Çaresizim
Kimse o çıksın ortaya!?!!
Aslı küçük acı biberlerin turşusu yedikten sonra yapılması gerekenlerdir. o dildeki yanma hissi nasıl geçer arkadaş bunun bir çözümü olmalı. yoğurt, ekmek, domates hiç birşey o acıyı kesmiyo aksine sanki daha fazla yakıyo. geberiyorum!
Klasik bir öğrenci dramıdır. Derstten kalan bir öğrencinin ineklemesi sonucu olabilir anc. Ama durum şu ki 42 ile kaldığım derstten hukuktan bütünlemeden 100 alıp geçmişim. Çalışmamıştım ki.
Bilgi, deneyim, tecrube, dusunce yonunden farkli yazarlarin birbirleriyle dusunce paylasimidir.
uzun zamandır içinden çıkamadığım derdimi sözlük yazarlarıyla paylaşmak istiyorum. akıl akıldan ustun derler ben de su an buna inanarak anlatiyorum.
yaklasik bir bucuk yildir suren bir iliskim var. son 2 aydir karsimdaki kisiyi tamamen bunalımlı bir ergen olarak gormeye basladim. yasindan dolayi degil aksine hareketlerinden yola cikarak bunu dusunuyorum.
uzun zamandir hastaydim. ve yanima bile gelmedi. arada telefonda aradi napiyosun falan diye sordu. çok hasta oldugum halde finallere gitmem gerekiyordu. annem veya babam okula goturdu ama demedi ki ben seni gotureyim diye. sonra bir gun beni aradi asagiya in dedi. bende hastayim inemem dedim. bana telefonda bagirmaya basladi bende cama dahi cikmicam dedim. ve o gun benden ayrildi. bu ayrilik ilk degil kafasi esince 10 15 gun aramadigi bile olmustu. yine 1 hafa gecti ve yaklasik 3 saat once beni aradi. barismak istedigini soyledi israr etti. bende istemedim. ve su an ben ne yapacagimi dahi bilmiyorum. seviyorum deli gibi. ama cok farklilik var ailelerimiz farkli onun ailesi cok tutumlu. ben bir erkekle konussam beni yine terkeder ne konustugumu dinlemeden. ben 2 üniversite okuyorum o liseyi bile bitirmemis. her ne kadar bu konulara takilmasam da ilerde problem olur eminim. yardim et sozluk ne yapmam lazim.
11. Uluslar arası sanayi kongresi ve inovasyon sergisi bugün sabah 10.00 itibariyle gerçekleşmiş olup 2 gün boyunca sürecek bir kongredir. Kongrenin başlıca konuları pazarlar, rekabet, piyasa, gelişim ve inovasyondur.
Oldukça güzel ama sade bir sergiye sahip olup katılımcılarının düşüncelerine, uslubuna hayran kaldıgım bir sergidir.
imkanı olan herkesin katılması gerekir kanımca. 2günlük bir kongreydi. Yarın son gün. Ama seneye umarım tekrar giderim.
10 gün boyunca sevgilisini hatırlamayan kişidir.
10 gün ya bir insan mesaj atmayı da bilmez tövbestağfurullaaah. 1buçuk yıl sevgilisinizdir üstelik.
Hadi onu geçtim kısa mesajla ilişki biter mi ya la?
10 gün önce kimle kafeye gidiyosun diye sorarsınız. Bağırır çağırır bana sakın mesaj atma istemiyorum bitsin der kısa mesajda kısacık kelimelerle. 10 gün geçer aradan ama o sizi büyük ihtimal unutmuştur.
Ulan bu 1buçuk yılda boşa gitti dersiniz.
Arasan açmaz, mesaj atsan takmaz kesin başkasını buldu pez....k!
insanı mal eden durumdur. O andan sonra hiç bir lafına da inanmazsınız.
Yaklaşık 2 yıl önce başıma gelmiş olaydı. O zamanlar facebookta mesajları arşivleme diye mi saklama diye mi birşey vardı. Hala var mı bilmiyorum. Her neyse. Bu odunoğlu odunun hiç sevmediğim de bir arkadaşı vardı. Adam buna link atmış, abi sarışın kıza bak ne fena haaa yazmış bir de. Salyaları resmen klavyeye akmış. Aralarında konuşmuşlar zaar. Hödük mesajları sil tuşuna basıcağına arşivle tuşuna basmış. Ben de şifresini biliyordum zaten. Karıştırırken linke denk geldim. Açınca travma geçirdim. Ertesi gün buluştuk, hiç birşey yokmuş gibisince devam ettim.
Sonra yolda sarışın bir kız görünce beynimden vurulmuşa döndüm. Kafeye gittik. Bak sana ne göstercem dedim. Açtım konuşmalarını. Linkte ne var klip mi dedim. Linke tıklamamla telefonumu alıp kapatmaya çalışması bir oldu. Özür dilemeler falan.
Öyle işte. Ayrıldık sonra.
Not: Bu yüzden ayrılmadık. Yani olay kapandı ama gözüme artık bir sapık gibi göründü. Bitti normal olarak.
Şöyle ki siz 1 yıl boyunca onunla herşeyinizi paylaşmışsınızdır, onun için birçok şeyi göze almışsınızdır. Ve bu 1 yıl sonunda kendi aranızda güzel süprizler yapmaya karar vermişsinizdir. Sürekli birbirinizi heyecanlandırırsınız. işte ''Yıl dönümümüz harika olcak!'' ''hiç bir zaman unutamıcaksın'' '' sana kocaman bir şey aldım'' der durur. O gün gelir.
Buluşursunuz. Kahvaltı yapmak için bir yere girersiniz. Ve size o an bir bileklik çıkarıp verir. Maddi açıdan yüksek olsa yine anlarsınız ama bu bildiğimiz hacdan gelme bilekliklerdendir. ''al bak hediyen'' bile demez. Sen böreğini yerken çayının yanına bırakır bilekliği. Şaka yaptığını zannedersiniz ama durum vahimdir. Ve siz de alıcağınız hediye için haftalarca uğraşmışsanız içinize öküz oturur.
Abi hayatımda ilk kez yıldönümü geçircektim sıçtı yani.
Günlük hayatta duyulabilecek en itici cümledir.
Metroda, tramvayda sıklıkla duyduğumuz cümledir. Bunu diyenler de bir o kadar da iticidir efendim. Ya menepozlu kadınlar, ya kel adamlar ya da ders notu vermeyen öğrencilerden biridir kendileri.
