derken yobazlar başımıza türediler arkadaş, yobazlar güçlendikçe dikdatörleşiyorlar, sanki her doğruyu kendileri biliyor ve kara verme yetkisine sahipmiş gibi. Neden hep güç kavgası var arkadaş özgür bırakamaz mısınız ülkeyi?
Hükümetin, abd'nin iran ile anlaşması üzerine rusya ile yakınlaşmaya çalışması, türkiye'nin abd ile ilişkilerinde önemli bir rolü olan fethullahçılar(amerikancılar) ile dersaneler konusunda bilerek arasını açması sonucu türkiyede yaşayan ermeni, rum, yunan ve solcu kürtler (dönmeler) aracılığıyla sözlüğümüzde islamın gereksizliği gibi propaganda içeriklere rastlamak bir kaç günlük gelecekte mümkün olacaktır. Rusyaya yakınlaşmaya çalışınca padişahlara söven zihniyetin götünün kalkmasıda beklenmektedir.
Bu yazıyı okuyun dostlar bir şey kaybetmezsiniz, ve gerçekten söylüyorum taraflı bir yazı değildir. Sizde önyargılarınızı bir kenara bırakarak okuyun.
Hindistan
Hindistanda 2 büyük din vardır, Müslümanlık ve hindunizm. Zamanında ingilizler bu iki dinin birbiriyle anlaşıp hindistanda barış ortamının oluşmasından korktuklarından, (çünkü barış ortamı olursa ingilizlerin totorileri sarsılır ve onları hindistandan şutlarlar) Müslümanlar ve Hindular birbiriyle savaşmaları için ingilizler Müslüman kılıgında kurban bayramında şehrin ortasında inek keserlermiş, Hindularda Müslümanlar inek kesiyor diye Müslümanlara saldırırlarmış.
Türkiye
Dostlar bir ajan akpli kılığında atatürke sövüyor, bir ajan eylemci kılığında camileri yakarız, Müslüman piçler diyor,
Dostlar, bir akpli kılığındaki ajan dışarı çıkarsak bütün laikleri asarız keseriz diyor.
Bir eylemci kılığındaki ajan hükümet istifa diyor, çünkü bu sayede 25 milyon akp seçmenini eylemcilere düşman etmeye çalışıyor.
Biz bir devletiz hacılar, daha düne kadar bir laik çıkıpta camiye küfretmiyordu, bir ak plide ateyizlere ana bacı sövmüyordu ve halen sövmüyorda, emin olun bizlerede Hindulara yaptıklarını yapmaya çalışıyorlar.
Bizler birbirimize karşı düşmanlık duydugumuz müddetçe geriye gideriz, birbirimize saygı duymalıyız. Taraflı medyaya bakın kendine kızıl hackler diyenler polisi, hükümeti kötüleyip duruyor neden 25 milyon seçmeni düşman edinmek için, akplilere bakın sizlere karşı dinsiz ibaresi koymuşlar, ben bunun bir hata olduğunu düşünüyorum.
Bizim aramızda hiçbirşey yok dostlar, birilerini oyuna gelmeyelim. Bizler omuz omzayız ne birlerini dinine ne de birilerinin fikirlerine karşı nefret kusma yetkimiz yoktur.
Halk asla birbirne düşman olmamalıdır. Seçilenler gelip giderler, onları seçen zihniyet gün geçtikçe değişebilir, fakat halk birbirine düşman olursa, onlar kalıcı izler bırakır işte.
2 gündür bunu yapıyorum(2.günüm) sabah kalkma gibi dertlerim kalkınca güneş doğana dek izliyorum, hemen kurtulmalıyım, uyku düzenimi eski haline döndürmeliyim.
Türkiye'nin her geçen gün daha da liberal bir yapı kazanıyor olmasının büyük etkisi olsa gerek. insanlar artık başa geçecek tek bir adamın isteğiyle eğitim sisteminden tut ekonomiden sanayiden, günlük yaşama kadar pek çok şeyin değişebildiğini görebiliyorlar. Böyle adaletsiz bir ülkede kim yaşamak ister, parayı bulan çekip gider, yada zorla bulan kendini anca geçindirir. Sonuçta ülkemiz her geçen gün "halk için devlet" anlayışından uzaklaşıp "devlet için halk" demeye başlamış.
Türkiye Cumhuriyetinin nüfusunda sürekli bir artış görülecek olabilir fakat türk gibi yaşayan insanların sayısında azalma olacaktır. Sonuçta önemli olan kimin doğurduğu değil senin ne hissettiğindir. Türk gibi hisseden bir kişi kendini bu derece normal bir devlete mensup hissedemez. Birilerinin laflarıyla hareket eden bir devlete en fazla 50 yıl türk devleti derim.
güney kore dizilerinin açık ara farkla türk dizilerinden daha iyi olduğu gerçeğiyle sonlanacak tartışmasıdır.
1- Güney kore dizileri türk dizleri kadar uzun değildir ve bıkkınlık gelmeden bir bölümü bitirebilirsiniz.
2- Türk dizleri dram üzerine dram diye kafayı yemişken, güney kore dizlerinde romantik komedi serileri ile insanı sıktırmadan zevk uyandırmaktadır.
3- Türk dizileri tarihinin anasını sayarken, güney kore dizileri daha çok gençlik üzerinde ve günümüz çağının konularını işleyerek hükümetlerine sövmeyen dizlerdir.
4- güney koreliler ne anlatıklarından çok nasıl anlattıklarına değer verirken bizimkiler işin içine her türlü siyasi eylemi katar ve kişiye zevk uyandırmak yerine, onu kendi ideolojisine çekmeye çalışır.
Her insanın içinde olan korkudur. Planlar yaparız, hayaller kurarız geleceğimizin hep aydın olduğunu düşünürüz. Gelecekte hep bir şeyleri değiştirip daha iyi yapacağımıza karar veririz fakat ölüm korkusu hep içimizde bir kenarda bekler, kimileri kader deyip atar kimileri de kaderin kendi çabasında olduğunu düşünür ve bir şeyler yapma kaygısı içinde olur fakat ölüm hep gelir, hangi gelişi olursa olsun anlık gibidir.
çukurova köylüsündeki domuz öldürmek sevaptır anlayışının büyük bir etkisi vardır bu olayda.
şöyle bir yaylara doğru çıkarken yol kenarlarında ölü yavru domuzlar görebiliyorsunuz. tarlana zarar veriyor desen gene anladıkta ormandaki domuzu ne diye öldürüyonuz. zaten çok az sayıda kalmış.
1- okulun ilk günü sınıfa girerken ayakkabıları çıkartıpta girmek.
2- ingilizcesini öğrendiğin renklerin hocanın peki türkçesi ne demesi üzerine ben türkçe bilmiyorum öğretmenim demek. ( türkçe olarak)
3- sınıfta hocanın herkes velilerini çağırsın, haftaya veliler toplantısı var demesi üzerine veli isimli birini toplantıya çağıracağını sanmak. ve bu karara sıra arkadaşıyla birlikte varmak.
gibi anılardır.
günün etkisinden olacak bütün sözlük azmış amk. herkes bu oruspuları tartışıyor, kaç para kazanıyor, şartları neler yok zart zurt. Ekşiciler azmış bize sıçrıyo amk banane lan onlardan. bunları pazarlayan mafyalar ekşici moderatörlerle anlaşınca böle patlamalar oluyor işte. malum adamların derdi para. adamlar pornografik medya olmuş biz sosyal medya kalalım. bu günü onlar için ilan ettim rahatlasın, boşalsınlar.
sözlüğe girmeye çalışırsın giremezsin, başka sözlüklerde gezerken sözlüğe giriş adresini öğrenirsin ve başka sözlükler üzerinden sözlüğüne giriş yapmak gibi bir hedeye sebebiyet veren saldırılardır.
Hukuk fakültesi dediğimizde avukatlık, hakimlik, savcılık, noterlik gibi güzel meslekler aklımıza geliyor, fakat artık her yerde hukuk fakültesi bulunmakta bu yüzden gelecekte çok fazla hukuk mezunu olacağı için siyaset bilimi ve ulusararası ilişkiler sanki gelecekte daha popüler olacak gibi duruyor.
Çok fazla hukuk fakülteleri açmaları piyasada işsiz hukuk mezunu adam depolayacak. Siyaset bilimi ve uluslarası ilişkiler ise oldukça riskli bir bölüm sen kendini geliştirmediğin müddetçe biryerlere gelemiyosun. Bu iki bölüm arasında kalmaksa çok berbat bir durum olsa gerek.
Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler mezunu isen bakanlıklarda iş bulabilmen için çok yüksek kpss puanı ve yetenekli olman gerekiyor. Yada birilerini tanıyor olman gerekiyor. Özel sektörde iş bulabilsen orda seni cılkın çıkanadek çalıştırıyorlar, malüm özel sektör. Dışişleri bakanlığı gibi yerlerde her yıl 10 bin adam almıyor işe. Ucu açık olarak Avrupa birliği ve birleşmiş milletler kalıyor iş bulabilecegin yerler.
Hukuk fakültesi mezunu bir insan ilk olarak kendi ofisini kurabiliyor, avukatlık yapabiliyor. Devlet kurumlarının avukatlıklarını yapabiliyor. Savcı, Hakim vs.. Özel şirketlerin hukuk işlerine bakabiliyor, bakanlıklarda iş bulabiliyor, noter olabiliyor ve büyükelçilik, konsolosluk gibi yerlerdede müşteşar olabiliyor. Kendini geliştirip çok daha fazla iş yapailiyor.
Fakat tüm bunlara rağmen bunca hukuk fakültesi mezunu insana yetecek kadar alan mevcut mu ? Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler den 1 yılda mezun olan insan sayısı ile hukuk fakültelerinden 1 yılda mezun olan insan sayısı arasında dağlar kadar fark var.