toplumsal hayatın normlarına boyun eğerek,mutluluğu düzenin çizdiği sınırlar içerisinde bulmayı uman,bu amaç için yaşayan,hayatta başarının sadece daha iyi bir iş,daha çok para ve daha çok tüketmek olduğu yalanına inanmış;ruhlarını kediye emanet etmiş,kendi nefsinin kölesi olmuş,gerçeğin karanlığı içerisinde kaybolmuş insanların durumunu ifade eden söz.
pespayedir,akademik zihniyetten nasibini almamış ilim düşmanıdır, akedemik kokuşmuşluğun dik alasıdır.
öncelikle sözüm genel olarak siyasal bilimler ve tarih bilimi üzerinedir. *
kendini hoca zanneden zihniyet yapmış olduğu bilimsel yeterlilikten alabildiğine yoksun,yüzeysel sınavına bir de utanmadan sadece derste anlattığı yerlerden sorumlu tutar.
aslında kolaylık bakımından sınav oldukça kolaydır. Derslere tam bir devamlılık sağladıktan ve hocanın anlattıkları yerleri not tutup olduğu gibi sınav kağıdına aktardıktan sonra hiçbir sorununuz yok. Arzu etmiş olduğunuz en yüksek nota ulaşmak için engelleri aşmak bulunmaktasınız.
Belki hocamız bu yolu seven öğrencilere de ciddi bir kolaylık sağlamaktadır. Hadi buna da itirazımızın olmadığını bir an için varsayalım. bir an için varsayalım diyorum çünkü üniversitelerimizde akademiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan binlerce insanın varlığını kabul ediyorum. *
buraya kadar sakinim. Ama bundan sonra ciddi bir celallenme geçiriyorum. Öncelikle akademi mantığına da biraz girerek devam edeceğim. ulan ! Sanki ben her hocaların tüm derslerine girmek zorundayım. Devam zorunluluğu getiren üniversitelerin akıllarından şaşarım.. Derse girmeden öğrenci o dersten geçebiliyorsa vardır bir bildiği.. O derse giren öğrenci o dersten bir şey kazanıyorsa o da o öğrencinin bildiğidir.
Gelelim esas soruna...! Koskoca hoca olmuşsun,insanlara kendini akademisyen olarak tanıtmayı biliyorsun,bu saygının sana duyulması hoşuna gidiyor. ulan ! o zaman niye adam gibi bir akademisyen olmanın derdine düşmüyorsun bre densiz ! Sen sınav yapıyorsun.. Ben de yapıyorum güzel güzel.. Hem de senin sınıfta verdiğin bilgilerin yanında aşırıya kaçmadan ek bilgi de veriyorum,senin sınıfta işlediğin konu başlıklarını yazmadan açıklıyorum sadece senin sınıfta anlatmaya çalıştıklarını..
Sen hoca olarak benim orda kullandığım basit bir terimin açıklamasını yazmadığım için benden puan kırıyorsun.. sebebini sorduğumda da arkadaşların yazmış,sen yazmamışsın(!) tepkisi alıyorsun. Bre sefil bre cahil hocam ! Bu nasıl kağıt okumak üniversitede ! Lise hocası mısın sen ?!
Sayın hocam bana bir anlatın bakalım ben eğer o terimin anlamını bilmesem o yazdığım cevapta o terim at sikine kelebek konmuş gibi durmaz mı ?! Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı demez misin ?! Ayrıca o terimi bilmeyen adam o ek bilgileri nasıl tutarlı bir biçimde versin !?! Diğer konu başlıklarını yazmadığım kırdığınız puanlara yorum dahi yapmam hocam dengim değilsin..
Bir konuya daha değinelim.. Sana sınav kağıdında önemli yazarların kitaplarından,fikirlerinden alıntılar yapmmışım,resmen 'aydınlatmışım' seni. Sen bu bilgilerin sınav kağıdında bir de üzerini çizmişsin.. Sen bunları bilmiyorsun diye niye kompleks yapıyorsun ki hocam ? Ama ne oldu sonra bunların üzerini çizemezsiniz dediğimde gidip kaynakları araştırıp tek tek o bilgileri bulduğunda ne oldu ?! Nasıl bir haleti ruhiyete büründün.. bilmiyorum hocam bilmiyorum.
ama bildiğim bir şey var sınıf geneline göre kağıt okuyup o başlığı arkadaşın yazmış sen yazmamışsın! bu terimi açıklamamışsın! diyerek kırdığınız puanlarla hakkaniyeti sağladığını düşünen bir organizmasınız hocam..
merhum ecevit'in sesi kulağımda duruyor hala .. birileri şuna haddini bildirsin !
neyse bakalım sitede merve hanım için ne demiş coni efendiler :
Merve Kavakci was elected to Turkish Parliment, is a noted international lecturer and scholar recognized for her efforts in the advancement of human rights and Muslim women's empowerment . Ms. Kavakci was a lecturer on culture and international affairs at the Elliott School of International Affairs. A former Member of Parliament, Ms. Kavakci is one of the pioneers in the women's political movement in Turkey in the 1990s. Her main expertise is in the area of democratization of Muslim society and the role of religion in secular Muslim states. She has authored numerous articles, the most recent one appearing in Foreign Policy "Headscarf Heresy." Also her first book, Basortusuz Demokrasi (Scarfless Democracy) (Istanbul: Timas Publications), was published in February 2004.
özgün adı public goods,private goods olan bir raymond guess eseri.
çok da kalın olmayan bu eserde yazarımız sıkça terimlere başvurarak artık modern dünyanın kaçınılmaz bir sorunu olan kamusal alan-özel alan arasındaki ayrımın sürekli olarak içiçe olduğundan bahsederken bu yaklaşımını bireylerin üzerinden giderek anlatır. Fakat alışılagelmiş "bireyci" bakış açısının içerisine gömülmeden, toplumsal bakış açısının ışığında gerçekleştirir incelemesini.
gülayşe koçak'ın çevirisiyle yky tarafından piyasada...
japonya'daki klanlar dönemini konu edinmiş total war klasiklerinin ilk sürümü olan strateji oyunudur.
campaign olaraka sendoku jidai hemen hemen tarihsel gerçeğini yansıtmaktadır japonya'nın.
bu dönemde seçebilip oyuna başlayacağımız klanlarımız şunlardır :
shimazu
mori
imagawa
takeda
hojo
uesugi
oda
bu turn based strateji oyunu japonya'ya ait kültürel,yerel değerler ve savaş sanatlarını gerçeğe yakın bir şekilde ortaya koymayı başarmıştır.çıktığı dönem için en eyi strateji oyunlarından birisi olmayı başaran bu oyun oynanabilirlik açısından da gayet iyi bir not almayı hak etmektedir.özellikle yapmış olduğunuz savaşlarda,dağlarda,ovalarda,tepelerde,dere kenarlarında,kale savunmalarında son derece özgür bir biçimde savaş stratejileri oluşturabilir ve ordunuzun zaferini büyük bir keyifle izleyebilirsiniz.bazı savaşçı ünitelerinin çok iyi olması,sadece onlardan kurulu olan orduların rakip tanımamasına sebep olması bunun yaygın bir fikir olmasını da beraber getirmiştir.fakat bunun istisnalarını oyun içerisindeki ünitelerin özelliklerini dikkatli bir biçimde okuyunca gerçekleştirebilirsiniz.
bir çok oyuna nazaran bu oyunu expert'te bitirmek çok zor değildir.sadece çok gelişmiş üniteler elde edene kadar haritanın tamamını fethetmek zorunda kalırsınız o kadar.
bir de shogun dendiği zaman unutulmaması gereken en önemli şey ninjadır. yapmış olduğunuz ve ranklarını artırdığınız ninjalarla rakiplerinizin önemli generallerini,elçilerini,daimyolarını hatta geisha larını katledebilirsiniz.özellikle oyundaki en acımasız katiller olan geyşaları öldürebilmek ancak bir ninja veya geyşa ile mümkün olmaktadır.
bu oyunun en önemli dezavantajı bu oyunun daha sonraki versiyonlarında varolan şehirlere limitsiz bir şekilde bina inşası yapamamanızdır.belli bir sayıdan sonra yeni bina yapamamanız,aynı zamanda bir bina inşa stratejisine sahip olmanızı zorunlu kılmaktadır.
ilk versiyonundaki bazı eksiklikler oyunun expansion packlerinde belli bir ölçüde de olsa giderilmiştir.
bu oyundaki bir diğer ilgi çeken nokta ise şudur : isteğe bağlı bir biçimde klise yaptırarak klanınızın hristiyanlaşmasını sağlamanızdır.tabi ki oyundaki budist savaşçılar göz önüne alındığında bu pek akıllı bir hareket olmayacaktır.çünkü çıkan budist ayaklanmaları sizin için her daim önemli bir tehdit olacaktır.
strateji oyunlarını seven ve japonya'ya sempatisi olan herkesin muhakkak bu oyundan zevk alacağı düşünüldüğünde bu samurai fırtınası eski bir oyun olmasına rağmen bir yerlerden temin edilebilir,ya da arşivden çıkartılıp nostalji tadında yeniden oynanabilir.