Olunur mu doğulur mu bilemiyorum da. Türk kızı'na ve türk töresine asla yakışmaz. Herkes üstüne yakışanı giyer eyvallah da türküm, türkçüyüm diyen bu elbiseyi giymesin ağa.
Hafifmeşrep olarak yazılır "orospu" olarak okunur. Erkeği, kadını olmaz bunun.
Cennette bekleyecekler avucunu yalayacak büyük ihtimal. Ben demiyorum sahih hadis öyle diyor. Ebedi cehennem çok zor vallahi de billahi de. Lakin yansın orospular su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim.
Zina, kişiyi cehenneme sürükler
“Ey insanlar topluluğu! Zinadan uzak durunuz. Çünkü onda altı tane kötü haslet vardır. Bunların üçü dünyada, üçü ahirettedir. Dünyadakiler şunlardır:
• Zina güzelliği giderir,
• Fakirliğe sebep olur,
• Ömrü kısaltır.
Ahiretteki kötü hasletlere gelince:
• (ilahi) gazabı,
• Kötü bir şekilde hesaba çekilmeyi,
• Cehennemde de ebedi kalmayı gerektirir.
"ibnu’l Cevzi"
yarışın galibi ikinci sıradan başlayan ferrari pilotu sebastian vettel oldu. mercedes' in pit stoplarda yaptığı stratejik zamanlama hatasından yararlanan ferrari bu avantajı iyi değerlendirdi.
ilk iki açısından yarışın özeti bu. Valtteri Bottas üçüncü başladığı yarışı üçüncü, buz adam da dördüncü sırada başladığı yarışı dördüncü bitirdi. yanisi pist üzerinde geçişin çok zor olduğu albert park bu özelliğini yine yeniden göstermiş oldu ki red bull'dan çok daha hızlı olduğu halde lewis hamilton mercedes'iyle pist üzerinde Max Verstappen'i geçemedi.
yarışta yaşananların akılda kalan diğer ayrıntıları mclaren'in honda'yla süren hayal kırıklığının devam etmesi ve red bull pilotu daniel ricciiardo'nun kendi evinde başına gelenler.
yalan ağzına yuva yapmış insanlardan duyulacak bir cümle. neden hayır demeliyize çok şahane bir cevap lakin yalanı seven bir toplumuz maalesef.
cümlenin tamamı ve kaynağı şöyle.
Islak, daha ıslak öp beni ne olursun
Dudaklarında öpüşlerin en çılgını
Söndür içimdeki o büyük yangını
Yaklaş ki kalbim dudaklarında vursun
Islak, daha ıslak öp beni ne olursun
Uzat ellerini,alnım serinlesin
Keder unuttuğum bir eski şarkı
Bütün yanlızlıklar uzakta kaldı
Mutluyum, güçlüyüm, şimdi benimlesin
Uzat ellerini, alnım serinlesin
Ne olursun ıslak daha ıslak öp beni
Bahar yağmurlarıyla, meltemle öp
Arzularla, sevgilerle, özlemlerle öp
Yaklaş, bütün korkulardan uzak öp beni
Ne olursun ıslak daha ıslak öp beni.
şarkı formundaki tarkan oldukça hareketli yorumu da şöyle:
başvekile göre türkiye cumhuriyeti ve yerinde bir tespit. içmeye ayranımız yokken tahtırevanla sıçmaya gitmeye pek meraklıyız. gösteriş merakının zirve yapıp tasarrufun yerlerde süründüğü bu ortamı yaratan başvekil ve etrafının kendim ettim kendim buldum şarkısını söylemeye başlayacaklarının resmidir aynı zamanda.
hülasa teğet geçen krizlerin aslında kirişi çatırdattığına üzülerek fark ediyoruz.
malum olaylar nedeniyle gündemde olan ananasın fiyatını merak eden vatandaş sorusu.
ananasının doğal olduğunu iddia eden muz lobisinin faaliyetlerini esefle kınıyor, milli meyvesi olması hasebiyle uganda başbakanının açıklamasını bekliyoruz. doğal ananas üreticileri birliği
kuzeyden eserek getirdiği bol nem ve yağışla beynin öncelikle aşk ve meşk kıvrımlarını besleyen taze bahar günlerini müteakip kılcal damarlardaki tüm nemi kurutan kurak ve sıcak çöl rüzgarları eşliğinde başlayan insan haleti ruhiyesi.
"Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyım istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
Yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek… Böylece yaşamalıyız işte.
Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehırden.
Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli zıyaretimize, geçmışteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız"
Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde."
sözleriyle müsemma, kuytuda kalıp, unutularak terkedilmiş hissiyatını güçlendiren zeki müren şahanelerinden.
aç ya da tok fark etmiyor.
günde en az üç öğün.
açsanız tokluk hissi, toksanız hazmı kolaylaştıcı etkisi kesin.
sanırım insanı aşık edecek kadar da güç veriyor.
en azından bana göre.
güncel olarak en iyi yorumlayan mine geçili.
evet o da bana göre.
radyoculuğu 1990'lı yılların başındaki radyomu geri istiyorum kampanyasına kadar uzanır. istanbul fm'de başlayan profesyonel hayatı halen radyo turkuvaz'da devam ediyor. radyoculuk dışında reklam seslendirmesi, özel toplntılarda sunuculuk gibi işlerde de aranan bir profesyonel olup samimi duruşuyla ve nevi şahsına münhasır gülüş ve gülümseyişiyle dinleyicilerin/izleyicilerin gönlünde taht kurduğu rivayet edilir.
bizim gibi ananas cumhuriyetlerinde sık rastlanır. ne doğulu ne de batılı olabilmiş, arada kalarak kendini de geliştirememiş olması en belirleyici özelliklerinden biridir.
her şeyi biliyormuş gibi kasarken aslında hiçbir şey bilmediğini anlamak için ortlamaya göre arif olmak gerekir. bilmediğini gizlemek için malikanesine koyduğu kütüphanenin arkasına gizlenr. Kapağını bile açmadığı kitaplarının içindeki cümleleri sağdan soldan duymuştur çok olsa.
ya "vatan, millet, sakarya"dır düsturu ya da "dini ve manevi değerler". çoğunlukla da ikisi birden.
oysa iyi vergi kaçıramayan muhasebeciden hoşlanmaz. hakkını arayan emekçisini sevmez ama karşı cinsse yararlanmakta beis görmez.
kısacası insanlık hakkında konuşurken mangalda kül bırakmaz pratiğe geldimi çıkarı olmayan kişilerle ve şeylerle işi olmaz. çevrenize bakın iki kişiden biri böyledir.
"ayinesi iştir kişin lafa bakılmaz." der mesela hemen anlarsınız yaşam tarzından.
özlemek; çeşitli vesilelerle bir süredir görüşülemeyen birisi aniden akla geldiğinde yürekte bir miktar tedirginliğe neden olsa da, yüzde gülümsemeye, düşüncede mutluluğa neden olan hissiyat olarak tarif edildiği vakit anlamı olan betimleme.
bir başkası çok daha farklı özlem duyguları eşliğinde "özlemek acı verir" diyebilir pekala.
eski islam ulemasının uydurduğu mavala göre artık olmayan şeytan soyu insanlarca yitirilmiş/yokedilmiş kitap. islami inanışa göre her şeye kadir olan yaratıcı kendi kitabını kendi yarattığı kendine tapmamakta inat eden nefsinin esiri insan neslinden koruyamamış.
diyelim ki ya da bilerek ve isteyerek korumamış olduğunu kabul edelim. peki neden bu ego tatmini veya cezalandırma isteği.
diyorlar ki insanın aklı, havsalası yetmez böyle şeylere.
yetmiyorsa neden bu kadar zorlaştırıyor yarattıklarına hayatı.
karşı cinsten yatak arkadaşının -"ki yeni nesil amiyane fuck buddy diyor-"
osmanlıcası.
kanuni sultan süleyman hürrem sultan'a yazdığı bir şiirde de kullanmış.
infans:
içindeki çocuktan kurtulamamış yetişkin manasına gelmekle birlikte durağan statik kendini geliştiremeyen anlamında da kullanılır.
bu minvalde;
gelişimi sekteye uğramış insan manasında kullanılır.
(bkz: homo flores)
gürcistan'ın dmanisi bölgesinde 2002 yılında bulunan hominid fosiline verilen addır. karbon testlerine göre yaklaşık 1.8 milyon yıl öncesine aittir. afrika kıtası dışında bulunan en küçük hominid kafatasıdır. bu kafatasının bulunduğu yer civarında keşfedilen diğer buluntular ile, homo habilis ile ergaster arasındaki bağlantı olduğu bilim çevrelerince genel kabul görür.
ispanya'daki mağara bölgesi atapuerca'daki kazılarda bulunan karbon testi ile yaklaşık 780000 yıllık olduğu tahmin edilen hominid fosilinin adı. şimdiye dek bulunanlar içinde avrupa'daki en eski hominid fosili olduğu konusunda bilim çevreleri görüş birliği içindedir.