Birçok insanın yaptığıdır. Ön sevişmenin bir basamağı olarak görülebilir. Bununla birlikte hatun kişinin erkeği kendinden soğutmamak için sekse giden yolda üzerinden geçtiği bir basamaktır. Öpüşmek, elleşmek, yarı çıplak sevişmek, çıplak sevişmek, sürtünmek, anal seks, vajinal seks bahsettiğim basamaklardır.
Samimiyetine inanmadığımdır. Yanı başında kıyamet koparken hayatında bir kez Fransa'ya gitmekle Fransız yalakalığında çığır açmıştır. Tarih bilgisinden de şüphe edilebilir pek tabi.
Eşcinsellerden nefret etmek diye bir şey yoktur. Gaylerden nefret etmek diye bir şey vardır. Siz hiç lezbiyenlerin ön planda olduğunu gördünüz mü? Biz lezbiyeniz istediğimizi yaparız dediğini? lgbt olayına her ne kadar saygı duymasam da, organizasyonu adım adım geriye götüren gaylerdir.
Eşcinsellerden nefret etmek diye bir şey yoktur. Gaylerden nefret etmek diye bir şey vardır. Siz hiç lezbiyenlerin ön planda olduğunu gördünüz mü? Biz lezbiyeniz istediğimizi yaparız dediğini? lgbt olayına her ne kadar saygı duymasam da, organizasyonu adım adım geriye götüren gaylerdir.
Semt çocuklarının yapmayı sevdiği eylem. Genellikle uyuşturucu madde etkisinde yapılır. Vücutta kalan izlerin biz delinkanlıyız izlenimi verdiği sanılıyor.
Temel bir kriteri yoktur. Bazı çevrelerce insanlarla muhatap olmak yavşamak sayılırken, bazı çevrelerce ortam var ya konuşuyoruz işte olabilir. Yere ve zamana göre değişken bir fiil.
Bazı kesimlerce mantıklı bulunan ve Temel savunmaları "Ağaç yaşken eğilir" olan güruhun sıklıkla yaptığı eylemdir. Yapılmaması gerekip yapanlara ceza reva görülebilir.
Yetiştirilme tarzları farklıdır. Babaları kahkaha atmalarına müdahale etmez, aksine onlara eşlik eder. Özgür büyürler, çekemeyen çevrelerce de Rum tohumu denerek aşağılanmaya çalışırlar.
Vivaldi'den 4 mevsim. Her mevsim ayrı bir tat. Zamanında çok tattım mevsimlerin tadını, benden sonra gelecek olanlar da tatsınlar demenin bir başka yolu olabilir diye düşünüyorum.
Dün gece seni düşündüm, seni yaşadım, seni hissettim, rüyamda senin oldum, rüyamda benim oldun. Dün gece seni tattım, seni kokladım, seninle büyüdüm, seninle küçük adam oldum, seninle hissettim her duyguyu, aldım dudaklarının tadını, korkusuzca çekinmeden, acaba biri görecek mi diye düşünmeden, acaba biri bi şey der mi demeden umarsızca öptüm seni, hissettim iliklerimde dudaklarının sıcaklığını, o tatlı tadını, hafif nemli olan pembe çikolataları hissettim. Hissettim, büyüdü içimde aşkın, aşkımız büyüdü, sardı bedenimi dün gece, sardı koalanin dalını sarması gibi. Aşkımız beni senin yapti, aşkımız seni benim yaptı. O güzel günü düşündüm dün gece. Düşündüm, yüzümde anlamsızca beliren tebessüm oldu getirisi. Anlamsızca vücudumu saran aşk dalgası oldu, kelebekler uçuştu içimde, kelebekler gitti uzaklara, dahasını midemde bırakıp. Böyle hani bi an ateş basar ya, hah işte öyle bi his oldu içimde. O mükemmel his, o mükemmel duygu, o mükemmel hormon dalgası. Hani adrenalinle beraber gelen, böyle saç diplerinin terledigini hissedersin ya, sonra yüzün kızarır işte aşkın beni o hale getirdi, aşkın beni bambaşka biri yaptı. Dalgalar tsunami oldu içimde, aşkının büyüklüğü 9 şiddetindeki deprem gibi vurdu okyanusumu ve sonuçta böyle dalgaları boyu aşan bi tsunami vurdu yüreğime, yıkandı, tertemiz oldu bu küçük adam. Ellerinde büyüdü bu küçük çocuk, aşkın sardı onu, korudu, kolladi. Bi yere bırakmadı, sürekli tuttu elinde sıkı sıkı. Boşluğa düşmekten alıkoydu bu aptalı. Bu mal çocuğu. Ve ben yine dün gece seni düşündüm, en huzurlu uykulardan birini uyudum, huzurun ta kendisini düşününce insan başka türlü olması mümkün değil ki hani. O huzuru böyle kalbimde hissettim, dün gece kafam rahattı. Hiçbir şey düşünmeden sadece seni düşündüm, belki de ondan ötürü böyle oldu. Belkisi falan yok gerçi, direkt olarak o yüzden oldu yani ben öyle düşünüyorum. Dün gece seni düşündüm ben, yanımda hayalin vardı, gözlerimi kapattığım zaman göz kapaklarımda beliren yüzün vardı, o mavi gözlü güzel kadın vardı gözlerimde. Açmaya çekindim, kapadım, seni izledim böyle. izledim uzun uzun, o güzel yüzün korukledi yangımi. O güzel gülüşün aşık etti kendine bi daha, bi daha. O sonsuzluğu vaat eden denizin vardı orada. Boğulmak istedim çıkmak istemedim hiç. Dün gece seni düşündüm ve gecem güzel geçti benim. Gecem seninleymiscesine güzel geçti, fiziksel olarak seninle değildim belki ama ruhların füzyonunu izleyerek geçirdim gecemi. Ve ben seni özledim yine, yeniden. Ben seninle seviştim dün gece, manevi boyutta, binlerce öpücüğü dudaklarımda hissettim ben. Böyle canliymis gibiydi, sıcacıktın her zaman olduğu gibi. Ah en güzel yanı istediğim gibi yönetmek oldu bi şeyleri. Rüya benimdi, rüya bizimdi. Ve ben umarsızca aşık olduğum kadınla seviştim bütün bir gece..
En değerli şeyin vakit olduğunun farkına varmış insandır. insanlara vakit ayıracağına, değerli vaktini sadece kendisine ayırmış; dışarıda gezip tozan insanlara ezik gözüyle bakandır. Kedi-kahve-kitap üçlemesinin tadına varmış insandır.
Taharet musluğu olmamasından mütevellit kokmaları muhtemeldir. Genel adet günde 1 duş almaktır. Onun dışında tabiri caizse göt yıkama alışkanlıkları yoktur.
Su yüzünden çıkacağını düşündüğüm savaş. Sonrasında tarih öncesine dönülmesi muhtemel. Post apokaliptik dönem konulu eserlerin gerçeğe dönüşmüş hali olabilir.
Söylenen ses tonuna bağlı olmakla beraber temelde iki şey akla gelir:
1)Günde 5 vakit duyduğumuz ezan.
2) Müslüman olduğunu sana bir avuç soysuz döl artıklarının sevinç naraları
Zordur. Hoş, az da olsa uzaklığa bağlıdır. Ne kadar uzak? Ne sıklıkla görüşüyorsunuz? Gibi farklı parametrelerde incelenebilir. Bedenler uzak olsa da kalplerin yakın kalması için uğraşmaktır. insanı yorar, yıpratır. Yaşanmaması dilenendir. Yaşayana Allah kolaylık versindir.