neredeyse tüm eskişehir tarafından duyulmuş sestir. twitter'dan takip ediyorum, eskişehir'in dört bir yanından duyulmuş. 71 Evler, bağlar, atatürk bulvarı, esogü, çankaya, kızılcıklı, odunpazarı... organize sanayi bile duymuş lan.
edit: Büyükdere mahallesi Güneyli sokak üzerindeki binalar arasındaki garajda bulunan iki araçta büyük bir patlama gelmiş. olay buymuş, dağılabiliriz.
Almanya 1. Futbol Ligi takımlarından Borussia Dortmundun, 2013-2014 sezonunda sahasında oynadığı karşılaşmaları 1 milyon 855 bin 156 seyircinin izlediği bildirildi.
Borussia Dortmund Kulübü'nden yapılan açıklamada, Signal Iduna Stadında, Borussia Dortmund takımının 17 Bundesliga, 5 UEFA Şampiyonlar Ligi , 1 Almanya Kupası ve 1 Süper Kupası karşılaşması olmak üzere toplam 24 karşılaşmanın oynandığı belirtildi.
bu sezonki maç başına seyirci ortalamasının 80.543 olduğu tespit edildi.
ziraat türkiye kupası yarı final 2.ayak maçıdır. maç saat 20:30'da başlayacak ve maçı mete kalkavan yönetecek. antalyaspor'un deplasmanda 1-0 kazanmasıyla birlikte büyük bir avantaj elde ettiği maçtır. kazanan takım ile galatasaray arasında tarafsız sahada final maçı oynanacaktır. bu maçın bir diğer önemi ise, galatasaray'ın doğrudan ş.ligi/ş.ligi ön eleme'ye gitmesi halinde galatasaray karşısında oynayacak takım kaybetse bile uefa avrupa ligi playoff'tan başlayacak.
her şeye rağmen allah'tan ümit kesilmez diyorum ve eskişehirspor'umuza başarılar diliyorum. hadi bakalım..
henüz belli olmayan fakat merakla beklenilen şakadır. geçen seneki 1 nisan 2013 google şakası olan google burundan sonra daha yaratıcı bir şey bekliyoruz. hadi bakalım.
ziraat türkiye kupası yarı finalin birinci ayak maçıdır. maç saat 20:30'da başlayacak olup maçı ilker meral yönetecektir. birinci ve ikinci ayaklar sonucunda avantajlı taraf finale çıkacak ve galatasaray-bursaspor maçlarının sonucuna göre kazanan takım ile final oynayacaktır. galatasaray-bursaspor maçını galatasarayın kazandığı taktirde eskişehirspor-mp antalyaspor maçlarının sonucuna göre avantajlı olanın direkt olarak uefa avrupa kupası playoff'larından başlaması* sözkonusudur.
türkiye spor toto süper lig 23.hafta karşılaşmasıdır. saat 19.00'da başlayacak olan karşılaşmayı halis özkahya yönetecek. eskişehirspor'un antalyaspor maçında yaşanan tatsızlıklardan dolayı pfdk'dan 1 maç seyircisiz oynama cezası vardır. lakin merak edilmemesi gerekir çünkü ülkemizde hala şehrini satmayan taraftarlarımız olduktan sonra bayan taraftarlarımızın rahatlıkla stadı doldurabileceği bir gerçektir. ceza sebebiyle maça giremeyecek taraftarlarında bir kısmı stad dışından meşale yakacağı söz konusudur. umarız fenerbahçe gibi cezalı stadda ceza almayı başarmayız. *
şu an 0-1 eskişehirspor'un üstünlüğü ile devam eden ziraat türkiye kupası maçıdır. ayrıca her bir boka ıslık çalan sivasspor taraftarlarının da futboldan hiçbir şey anlamadığının kanıtıdır.
mutlaka her üniversitelinin en az bir kere olsun yaptığı uygulamadır. ders öncesi veya sonrası çime oturmayan bir öğrenci tam üniversiteli olmuş sayılmaz. mutlaka bir kez olsun mümkünse ağaca yaslanarak gölge altında çime oturmak gereklidir.
gelecek neslin muhtemelen cep bilgisayarlarını çıkarıp tek bir tuşla istediği boyutta hologram biçiminde, en yüksek kalite de problem çıkmaksızın oynayabileceği futbol oyunudur. gözlüksüz 3D veya 4D(?) biçiminde oynayabileceği düşünülmektedir. 2099 ekim aylarında çıkması muhtemeldir.
hiçbir oyundan memnun kalmayan yazarcıkların torunlarının isteklerini karşılayabilecek oyundur aynı zamanda.
gün itibariyle "türkiye zeka testi merkezi"ne göre* ilk 10 şu şekilde oluşmuştur:
1)eskişehir
2)ankara
3)ısparta
4)edirne
5)trabzon
6)izmir
7)çanakkale
8)bolu
9)denizli
10)kütahya
Akli dengesizliği yüzünden annesinin velayetinden çıkarılan Alex kendine yeni bir bakıcı aile bulmalıdır. Bipolar kişilik bozukluğundan mustarip olan annesinden velayeti alınan Alex reşit olana kadar başka bir ailenin yanına verilecektir. En büyük hayali Harvard'a girmek olan çocuk kendine en uygun aileyi seçmelidir.
--spoiler--
hayatın bize verdikleri ile yetinmeyen ve her zaman daha fazlasını isteyen bir toplum olarak mutlaka izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. filmden sonra kendimizi göz önüne alıp değerlendirdiğimizde aslında o özendiğimiz insanlara nazaran bizlerin hayatına özenende bir çok insan olduğunu farkedeceğimiz filmdir.
dram filmi olmasına rağmen dramı tam anlamıyla yaşatmayan *, tüm sahneleri ağırdan alan bir film olmuş. bizi doya doya ağlatmıyor bu yüzden. sanırım buda gerçek bir hikayeden alıntı olmasıyla ilgili bir durum.
--spoiler--
3 yıl sonra gelen edit: yuh lan bu filmi 3 yıl önce keşfedip izlemiştim, beğenmiştim de. öyle ahım şahım değildi ama güzeldi. 3 yıldır kimse mi izleyip entry atma gereği duymadı. ey bu filmi izleyip de entry atmak için buraya gelen yazar! bana ulaş, çatal kaşık seti hediye edeceğim!
türkiye'de doğmak bi insanın başına gelebilecek kötü durumlardan birisidir. çoğu insan bana; "haksızsın, türkiye güzel bir ülke, türkiye'de doğmak lütuftur" gibi cümleler edicektir muhtemelen, sonrada eksi oy alırım herhalde. ama eksi oyu verirken bir saniyeliğine de olsa durup düşününce "bi yandan haklı aslında" dedirtebiliyorsam amacıma ulaşmışım demektir.
dünya üzerinde 100lerce ülke varken bir insanın kalkıpta türkiye'de doğması ve türkiye'nin zorlu yaşam şartlarına ayak uydurması zordur, gerçekten çok zordur. türkiye'de yaşadığım süre içersinde bir çok tecrübem oldu bu konuda. türkiye'de çocukların, gençlerin tek derdi kendine bir hedef bulmak, bu hedefi gerçekleştirmeye çalışmak, kendine güzel bir gelecek hazırlamaktır. ben hiç kafasına hiçbir şey takmadan boş boş gezen gence rastlamadım. gün içersinde olmasa bile mutlaka akşam eve gidip başını yastığa koyduğunda, "ben ne yapıcam, kendime nasıl bir gelecek kurcam" düşüncelerine kapılması muhtemeldir. türkiye günümüzde iş bulmanın en zor olduğu ülkelerden biri. çoğu avrupa ülkesindeyse bitirdiğin liseye göre üniversite seçeneklerin vardır. ama geleceğine karar vermek zorunda değilsin, o üniversiteyi bırakıp sonra farklı bir üniversite tercih edebilirsin. bunun için sürekli bir sınav zorunluluğun yoktur, çoğu yerde böyledir bu. asıl isteğine ulaşana kadar aramaya devam edebilirsin. ama türkiye şartları doğrultusunda böyle bir şeyin pekte mümkün olamayacağını biliyoruz. bir bölüm seçiyoruz, ona odaklanıyoruz ve o bölümü bitiriyoruz, buna mecburmuşuz gibi... sonra ne oluyo peki? o bölümü bitirenlerin yüzde 80'i bölümüyle hiç alakası bile olmayan yerlerde çalışmaya başlıyor ve o kadar bilgi, o kadar sene boşa harcanmış oluyor. alınan maaş ile bir aile kurmaya çalışılıyor, ev alınıyor, çocuklara bakılıyor... geleceğini çizdikten sonra çocuğunun geleceğinin iyi olması için mücadele vermeye başlıyorsun.
türkiye şartlarında insanların hedefleri sadece bunlardan oluşuyor. çok nadirdir bu şartların dışına çıkmak, farklı bir şeyler istemek...
türkiye'de yaşadığım süre doğrultusunda insanların birbirinden üstün olması gerektiği hissine kapıldığını gördüm. ben daha güçlüyüm, benim bir arkam var, bana kimse dokunamaz. alkol kullanılır, sigara içilir. hatta çoğusu için lafta ot kullanılır. bu böyledir, alkol kullanmayan çoğu zaman adamdan sayılmaz. onlara şöyle tepki verilir, "oha lan nası bira içmezsin" "olum sen bi tane içsen kafayı bulursun zaten kehkeh"
bir diğer konuysa, türkiye'deki cinsel açlıktır. bu konuda dünyanın en geri kalmış ülkelerinden biriyiz, belkide en geri. yolda mini etekli gördüğün kıza 2 saniyede ne hayaller kurabiliyorken kendi kız arkadaşının giymesini engellemek ibnelikten başka bir şey değildir. bakma lan o zaman millete de. "ona çakayım, buna vurayım, am üstüne göt sikeyim. ama evlendiğim kız bakire olsun"
insanlar gelişirken, teknoloji bakımından ilerlerken bir taraftanda "ulan sobamız olsa üstünde kestane pişirsek" diye eskilere dönülür. geleceğe gitmekten, daha teknolojik şeyler düşünmektense hep geçmişte kalanlar düşünülür. hiçbir zaman ileri bakılmaz. çoğu kişi için.
karadeniz ve çoğu doğu ülkelerindeyse gelişmek söz konusu bile değildir. insanlar yeniliklere tamamen kapalıdırlar. kızların etekle dolaşmasını, hatta çalışmasını bile suç sayıyorlar.
türkiye'de en çok ilgilenilen spor dalıysa futboldur. fakat buna rağmen türkiye avrupa'da ülke puanları doğrultusunda 11. sıradadır. sadece 12 sene önce galatasaray'ın UEFA Avrupa Ligi kupası var, onun dışında futbolla ilgili avrupa'da hiç bir başarıya imza atamamış bir ülkeyiz.
3 yıl sonra gelen edit: ulan aslında tam kaldıracaktım bu yazımı ama arada doğru şeylere de değinmişim, kaldırmıyim. yanlış ve doğru arasında gidip geldim, bi 3 yıl daha geçsin o zaman kaldırırım.
süper toto süper lig'in 11.hafta karşılaşmasıdır. sivas 4 eylül stadında oynanacak ve karşılaşmayı serkan çınar yönetecektir. karşılaşma saat 20:00'de başlayacak ve lig tv'den naklen yayınlanacaktır.
son 5 maçtır yenilmeyen ve iyi bir çıkış yakalayan eskişehirspor ile son 4 maçtır kazanamayan sivasspor karşı karşıya gelecek. umuyorum iki takımda serisini sürdürür.
bariz en büyük etken istanbul'dur. Sözde futbol aslında istanbul medyası bugünkü maçtan sonra haftalardır harika oynayan Eskişehirsporlu Alper Potuk yerine Beşiktaşlı Oğuzhan'ı milli takıma gönderir, dünkü Necati'nin dansı yerine bu akşamki Beşiktaş'ın gangnam dansını konuşur. Türkiye'de gündem böyledir. istanbul'dan gözükür, istanbul'dan yaşanır.
özellikle bugün sıkça rastladığımız durumdur. geçen senelere nazaran çok daha farklı başlıklar içerisinde olduğumuz gündür, herkes ayrı kafadan düşüncelerini dile getirmekte, başlıklarını açmaktadır. bu başlıklara karşı çıkanlar çok fazladır, beğenenler fazladır, partilere hakaret fazladır, partileri yüceltenler fazladır. bunun dışında pek konunun konuşulmadığı gündür. bir yerden sonra sıkıcı hal alan durumdur.
bayramın ilk günü uyanır uyanmaz, bilgisayarı açarak yapılması gereken eylemdir. barış manço'nun "bugün bayram" şarkısı ile bayramın ilk gününe başlandığı taktirde bayram havasına girmemek elde değildir. seside sonuna kadar açıp bütün ev halkını uyandırdığımızda güzel bir bayram sabahı yaşanabilir. bence sizde denemelisiniz.
ösym bir senesinde entegre ve trigonometri konularını tamamen kaldırmıştı. bu durumun üzerine odtü devreye girdi. ösym'ye mahkeme açtı, dolayısıyla kazandı. kısacası ödtü "entegre ve trigonometri bilmeyen öğrenciyi ben ne yapayım?" diyerek kendi ayrıca bir sınav hazırlamıştı. sen ÖSS'den kaç alırsan al, odtü için onların özel sınavına girmen gerekiyordu ve sınav entegre ile trigonometri ağırlıklıydı.
konumuza gelecek olursak, eğer dershaneler kapanırsa insanlar konuları çok iyi anlayamazlar. netler düşer. büyük üniversitelere girmek kolaylaşır. üniversiteler de bu durumdan memnun kalmayacak oldukları için büyük bir sorun karşımıza gelebilir. çoğu üniversite kendi sınavını hazırlayabilir.
dershanelerin de tatmin olduğunu düşünelim. bu durumda da tıp okuyanlar bizi öldürebilir. bu sadece herhangi bir örnek. siz düşünün.
