çok yakın bi zamanda çalıştığım restoranda çıkan bi kavga(silahlı) vesilesiyle masaaltında siyah bir çanta duruyordu arbededen faydalanıp çantayı kaptığım gibi sahile atıverdim kendimi çantayı kumluk bi alana gömüp restorana geri döndüm hiçbirşey olmamış gibi.. polis geldi tutanak felan tutuldu derken soruşturma açıldı işyeri kapandı vs ben işsiz kaldım diye üzülmedim aksine garsonluk mesleğim değildi parası iyi diye çalışıyordum en azından eskere gidene kadar bırakırım derken aklım da sürekli çantada. fakat bünyedeki breaking bad etkisinden olsa gerek sürekli izleniyorum hissi oldugu ıcın yanına bıle yaklasamamıstım. sureklı abıler cagırıyodu zaten sorguya ayrıca cekılıoduk kac kısı dayak bıle yedı ben komıydım ayrıca pek dıkkat cekmıodum.. sımdı asıl mesele su cantayı koydugum yerı bılıyorum ve ıcınde tahmınen ya para var ya da uyusturucu.. unutup gıtmek mı yoksa belaya saplanmak mı? o kadar cok kararsızım kı ey sozluk..
eyvallah elifin hakkından behzat reyizin gelmesini dört gözle beklediğim son bölümüyle gecenin bi saati fellik fellik büfe aratan alkolün dibini görmenizi sağlayan über dizi.
çok tatlı uykudan uyandıracak rahatsızlıkta boğazda oluşan balgam ve senin uyanıp camdan aşağı tükürmen akabinde kalkıp yüzünü yıkarken kapının bi hışımla çalınması seslerden anlaşılacağı üzerine tükürüğünüzün apartman girişindeki abimizin yüzüne isabet etmesi, utançtan kapının açılamaması ''bunlar ne biçim üniversite öğrencisi'' naralarına sessiz kalınması..
bildiğin reklam panolarının yürüyen hali. öğrenci dostu, zanaat gerektirmeyen sadece yürüyerek sırtında 5 kglık reklam panosunu taşıyarak 4 saatte 50 tl kazanabildiğiniz bir iş.
bugün edirnekapıya giderken metrobüste osurdum, bu yağmurda güneş gözlüğü takan ablacım sana hiç acımadım zaten gözlüklerini de sevmemiştim.. ömründen 3 dk çalabildiysem ne mutlu bana asdfsd
