borzecki
224 (ilaç gibi)
yedinci nesil yazar 4 takipçi 19.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    çilekli mojito

    1.
  1. dün itibariyle içtiğim mis kokan alkollü içecek. doğadan gelen içki gibidir.
    2 ...
  2. sabah ezanı okunurken başlık açmak

    ?.
  3. bismillahirrahmanirrahim diye başlık açılır, uykusuzluk, yorgunluk beraberinde sorunlar sonucu düzen bozulur ve ortaya bu olaylar çıkar efendim.
    2 ...
  4. bir annenin çaresiz olduğu anlar

    ?.
  5. gözlerimin gördüğü çaresizlik, az ötemde oturan bir anneye sahipti, kucağında oğlu, yanında eşi ile bir yerlere gidiyorlardı. dolmuş tıklım tıklım insanlarla dolmaya başlamıştı. bir kaç durak sonra iki yolcu aldı dolmuş şöförü bunlar da anne ile oğuldu, belli onun canı olduğu sarılışından, konuşmasından... o çaresiz bakışlara sahip annenin karşısında oturanlar yer vermişti anne ile oğluna, biraz zaman geçtikten sonra onların konuşmalarına kulak misafiri olmuştum, annesinin kucağına oturmuş o küçük bünye, büyük bir adam edasında konuşmalar sergiliyordu. belliydi ailesi tarafından çocuğun gelişmesi için bilgi dolu şeyler enjekte edildiği, biraz daha yaklaştım onların yanından kalkan birinin yerine oturdum biraz sohbetlerine katılınca o annenin öğretmen olduğunu öğrendim, bu çok güzeldi çocuklarınin gelişimi, ve geleceği için sağlam temeller atılıyordu.
    karşımda oturan annenin ise gözlerinin hafif nemli olduğunu farkettim, öğretmen bayanın oğlunu süzüyor derin derin nefes alıyordu farkedilmek istemeden, anlam yüklü o iç çekişleri ve bakışların da oğluna, o annenin sağladığı gibi imkanları sağlamak istediği fakat yapacak gücünün olmamasıyla bir çaresizlik gizliydi. elleri nasır tutmuş bu annenin, başında eşarbı, altında yerlere kadar uzanan eteği, en ufak çizgiyle oynanmamış yüzüne el değmemiş doğallık vardı, ayağında kolay kolay kimsenin giyemeyeceği eskimiş terlikleri vardı anadolu insanıydı belli, eşide onun gibiydi, bir yandan oğlunun üzerini düzeltmeye çalışıyor, bir yandan o ufak bilge adama bakıyordu...
    onun kucağında ki oğlunu sevmeye çalıştım, hatta konuşmaya ama konuşmuyor, yanına yaklaştırmıyor insanlardan uzaklaşmış bir çocuktu, bu halleri beni etkilemişti gözleri ışıl ışıldu bu küçük beyfendinin, zeki olduğunu anlamamak mümkün değildi. utandı, sıkıldı, benim onunla ısrarla konuşmaya çalışmamdan, bir ayağı diğer ayağını örtmeye çalışıyordu ne yapmak istediğini anlamıştım, sandaletinin içine giydiği çorabı yırtılmış ve bunu örtmeye çalışıyordu sanki ayıpmış gibi...
    annesi, oğlu ile ilgilenmemden hoşnut kalmıştı bir an gözlerinin parladığını gördüm, yoksa buna henüz nem olan biraz sonra dolacak gözyaşımı sebepti?
    yüzüme baktı ve " oğlum içe kapanık, ona eğitim sağlamamız gerekli, arkadaşları olmalı kendi yaşında, biz okula göndericez zaten en kısa zaman da oğlum düzelecek "
    bu söylediği cümlelerde anlamıştım gerçekten çaresiz oluşunu, hangi anne iyi bir gelecek sunmak istemez ki evladına, oğluna iyi eğitim sağlamak, onu yetiştirmek istiyor fakat şartları buna uygun olmuyordu eminim. okul kayıtları çoktan geçmiş olup, onu yaşındakiler ilkokul ikinci sınıfa geçmişlerdi.
    topluma iki ayrı insan girecekti biri daha ufakken zemini sağlam atılan küçük bilge adam, diğeri içe kapanık yetişmekte ve ailesi tarafından istenilipte okula gönderilemeyen küçük beyfendi...
    geleceğim yere ulaşmıştım, inmek zorunda olduğum için iyi günler dileyerek dolmuştan indim...

    ister istemez adalet mi diye soruyor insan, bir yardım eli küçük meleğe uzatılsa kim bilir nasıl olacaktı, belkide bir dahi kim bilebilir ki...
    2 ...
  6. kendimi seviyorum ama beğenmiş değilim

    1.
  7. beni olumsuz etkileyen kim ne yaptıysa, affetmenin en iyi ders olduğunun bilincedeyim.
    arkamdan kim ne işler çevirdiyse, gülümser geçerim
    kendime ait kurulu düzenim var o düzeni aşmam.
    hayatta hep tekmişim gibi adımlar atarım, bu beni daha da güçlü yapıyor.
    sıradan bir hayatım var, beni mutlu edebiliyor.
    istediğim herşeye sahip olabilirim, önemli olan sahip olunanların değerini bilmek.
    arada bir dışarda ne oluyor diye etrafa bakınırım, ne asosyal biriyim nede gezmeyi sevmeyen.
    içki içerim ama sarhoş olmak değildir amacım, hoş sohbetle eşlik edebilmektir.
    her türden arkadaşım var, bir tane dostum vardır.
    sevdiklerim üzüldüğünde, varlığımla güç katarım. *
    hayatım ve yaşamak adına kendim için yaptıklarım, yapmadıklarımın yarısıdır.
    her yeni gün yeniden yaşadıklarımla yaşlandığımı hissediyorum, ruhum hep genç kalcak eminim.
    bazı anlar geldiğinde karamsar ve üzgün olabiliyorum ama, gülümsemem hiç eksik olmaz yüzümden.
    insanlara güvenmemem için kazıklar yemiş olsam bile, tecrübe kazandığımı düşünüyorum.
    mutlu olmak için birilerinin yanımda olması gerekli değil, elimde kara kalemim çizimler yapar mutlu olurum.
    dört dörtlük değilim ama seviyorum kendimi ve sevdiklerimi mutlu etmeyi, sanırım kendimden fazla sevdiğim insanları düşünüyorum. kaybedicek bir şeyim yok nasılsa ben böyle mutluyum.* *
    2 ...
  8. bir moderatörle konuştum dünyam değişti

    ?.
  9. casper gibidir onlar, insanların iyiliğini isteyen hayaletlerdir. insanlarla arkadaş olmaya çalışmakta fakat arkadaş edinmesi pekte kolay olmamaktadır. * *
    resimlerini deşifre edeceğim üzgünüm.
    http://img512.imageshack.us/img512/7905/looneytunes39yu2.jpg *
    1 ...
  10. küçük bir çocuk olmak

    2.
  11. dünyanın kirliliğini, insanların değişebilir olduğunun daha farkına varılmaması.
    0 ...
  12. git ne olursa olsun git

    ?.
  13. beyindeki kayışların koptuğunda söylenecek sözlerdir. * *
    1 ...
  14. yılan gibi sıyrılmak gömleğinden

    ?.
  15. bazen daraldığımız anlar olur
    herşeyin anlamsız olduğu dakikalar
    sadece sokak lambalarının aydınlattığı bir şehir ister
    yalnız kalmak, kendine kalan yalnızlığı yaşamak, hissetmek ister
    herşeyden vazgeçmek ister insan, basit bahanelerle çıkarmak aklından, hayatından, boş saçmalıkları bırakmak ardından
    yılanın gömleğinden sıyrılması gibi, bırakıp gitmek herşeyden..
    0 ...
  16. çilek kokan sevgili

    ?.
  17. mevsim meyvelerinden kendine koku oluşturmuş sevgilidir. öpülesidir, koklanasıdır.
    1 ...
  18. marketten alınan vampirler

    1.
  19. vampirler kan emici olarak bilinmektedir, marketten vampir alınması başlığına sebep olmuştur. ayrıca bu vampirlerden * girişlerinde de mevcutmuş duyumlarıma göre tanesi 1 ytl imiş *
    0 ...
  20. sevgiliyi toz tanesinden sakınmak

    1.
  21. candır "o" sakınılır, kıskanılır, sahiplenilir. vazgeçmektir "o" nun için bir çok şeyden, "o" üzülmesin, kırılmasın diye..herşeye katmaktır "o"nu yürünen yollara, konuşmalara, herşeyin sahibi oymuşcasına her bakılan yerde "o" görülür sadece. değer verilir, ellerini tutmaya bile kıyamaz insan.. bir gün çekip gideceğini bile bile yaşanılır. ölümü göze alarak sevilir.. ve bir gün "o" çok değer verilen bunları çok basit yaşanılanlardan sayar.. seven, ölümü göze alarak seven yıkılır.. hiçliktir sadece ona kalan.. emeklerdir, sevgidir onu parçalayan.. hayatı dolu dolu yaşamayı seven insandan geriye kalan yıkık bir enkazdır.."o" çok sevilende zamanı geldiğinde, sahte sevişlere teslim olur.. *
    1 ...
  22. hayatın draması varsa mutlu edecek çok şey vardır

    1.
  23. hayatın draması varsa dramatik olaydan kurtaracak bir şeyler vardır; sarı, yeşil tüylere sahip dünyanın en tatlı varlığı olan muhabbet kuşudur.* siz üzülürsünüz o gelir bir kaç öğrendiği kelimeyi kulağınıza konuşur, birden gülümseme tutar insanı ufacık canlı mutlu eder sizi.. tek nazı sizedir kimselere tüylerini dokundurmaz, kendini sevdirmez, sizden sıkılmaz, ilgilenirsiniz şımarmaz, insanlar gibi değildir. neşe dolu ufacık varlıktır. *
    0 ...
  24. entry yazmaya yürürken başlamak

    ?.
  25. insanın beyninin çok dolu olduğu zamanlar da olabilecek, beyni rahatlatma eylemidir. içe kapanıklık, beraberinde arkadaş, dost, aile kimseye düşündüklerini anlatmama kendi kendine beyni hafifletme, motive etme, isteğidir. herşey insanın kendi beyninde yönetildiği gibi başlar ve son nokta konulur.
    beynimi kontrol edersem mutlu edebilirim
    vazgeçersem o yönetir.. *
    sıradan boş kağıda, ya da içi dolu bi deftere düşünülenleri aktarma kişinin kendini hafifletmesini sağlayacağı gibi, etrafında ki sevilen insanlarada sinir patlaması yaşatmaya engel olabilir.* *
    0 ...
  26. gece örter sokakların sessizliğini

    1.
  27. yaşamak için insan kendi payına düşen rolu üstlenmek zorundadır kimi zaman.. herkesin bi dört duvarı yoktur bu hayatta, kimilerine caddeler, sokaklar, kıytı köşeler, karanlıklar dört duvardır. hani insanın odasının camından güneş doğduğun da ışık sızar, bu duygu kimilerinin özlemidir.. boş caddeler, boş sokaklar..
    kimileri sırt üstü uyumuş
    kimilerin bedeni soğuktan donmuş
    kimileri içini ısıtmak için kanyak içer olmuş
    isimleride ayyaş konulmuş..
    gecelerdir şehirlerin çıplaklığını örten, sadece sokak lambaları aydınlatan ama neye yarar.. gündüz soyutlanırken geceden geriye sadece izler kalır.. her gün batımın da, gecenin zifiri karanlığı çökünce aynı şeyler tekrarlanır.. aynı dünyanın durmadan dönmesi gibi...
    3 ...
  28. eski türk filmlerinin yaran diyalogları

    ?.
  29. bazı türk filmlerinin sahneleri, diyalogları insanı kopartan cinstendir..
    - bakkal amca neden fermuarın açık
    - annen borcunu ödedi yavrum *

    birde " kibar feyzo" adlı eski türk filminde şener şen ile kemal sunal arasın da geçen bir diyalog vardır. *

    Feyzo köye umumi hela yaptırmıştır. Agaya yalakalık amacıyla kapısına da agaya beleş yazar. Aga olay mahaline varır ve yazıyı görür;

    Feyzo - Agaya beleş, sana beleş agam buyur!
    Aga - Yani ben sıçacam, sen de benim pohun üstüne sıçasan öle mi? Ula aga pokunun üstüne pok olur mu itoglu it! * *

    eski türk filmlerinin her sahneleri güzeldir.. *
    4 ...
  30. dilinde sevgi sözcükleri

    1.
  31. yanındayken bambaşka biri, yokluğum da savrulmuş sonbahar yaprağı misali. yorgun bedenimin son günleri sadece adı "aşk" olan saçmalıkla geçiyor. oysa bu kelimenin ismi bile sıcaklık verir kalplere, benim sadece yorgun kalbimin ritimlerini iyice yavaşlatmakta. hani sever insan iyi günde, kötü günde yanındayım der, yarına çıkacağını bilmez fakat hayaller kurar sadece "o"nunla ilgili, bunları düşündüğünde bile gözleri parlar, kalbi yavaştan atmaya başlar, bunu hisseder tüm benliğinde sanki olacakmış gibi. kendine geldiğinde bir an duraklar, aslında bunların sadece hayal kurmaktan ibaret olduğunu. asıl "o" değildir yaşanıcakların sahibi, bunun farkındadır ama aşk farkında olduklarının gerçekliğini gösteremez. içinden mırıldanır kendi kendine, kısık sesle..
    ya al canımı
    ya kurtar beni "aşk" denilen ızdıraptan
    ya benimle ol yaşayalım özgürce payımıza düşeni
    ya da bırak yalnızlığım da sadece gölgemle yaşayayım.
    ne sözcüklerin değerini düşürelim, nede aşkı yalanlara katalım.* * *
    1 ...
  32. bastonuyla devr i alem yapan doksanlık genç

    ?.
  33. bizzat kendim şahit olmuşumdur. bedeni yaşlanmış ama ruhu hala genç olan, hayattan ümidini kesmemiş varlıklardır. gençlere nazaran daha bi yaşam doludurlar, yemeklerine, içiceklerine, sağlığına dikkat ederler.. son model çikolatalar, mesir macunları, sebzeler stok halinde onlarda mevcuttur.. hayatın tadını asıl çıkaran onlardır, doğa ile bütünleşmiş, herşeyin değerini bilen takdir ettiğim yaşlı gençlerdir.
    1 ...
  34. cennetin cam kenarın da ölü melekler otururmuş

    1.
  35. Cennetin cam kenarın da oturan yeni doğmuş ölü melek gibiyim. seyrediyorum aşağıdakileri kiminin yüzünde kırık kalpli palyaço somurtması, kiminde inleten kahkalar turfanı.. neler dönüyor oralar da elime aldığım patlamış mısırlarım, yanım da kumandam zaplıyorum kanalları, kiminin gözlerinden mavi baloncuklar dökülüyor, kiminin elinde camdan içicekler beyinleri kan ağlıyor.. kimileri bilinmedik yerlerde koşuyor kalabalıktan kaçar gibi.. kimileri sonunu yazıyor noktalayıp son buluyor nefesleri..
    birini görüyorum mutsuz, kalabalıkta yalnız, yalın ayak, titreyen ellerini nefesiyle ısıtmaya çalışıyor.. gözleri ışıl ışıl güneşin oğlu gibi, saçlarına tozlar bulaşmış, kirpiklerinde akıtmadığı mavi yaşları gizli.. korkuyor başını kaldırmaya bi köşede pısıp kalmış, elimi uzatsam gelirmi ki ? benim gökyüzüme.. istediği sıcaklık, herşey yanımda desem, avuçlarım da isteklerini sıralayıp bi dokunuşla gerçekleştiriceğimi söylesem? olmaz.. konuşmalıyım.. gitmeliyim yanına... ama nasıl.. sadece beş dakika izin istesem.. yapabilirim bunu..
    ölü melek;aşağıda biri var ufacık, onu kurtarmalıyım ordan inmem gerekli yanına
    cehenneme odun atan pop yıldızı; olmaz küçük, buraya aitsin gönderemem onların yanına
    ölü melek; gitmessem odun diye cehenneme seni attırırım!
    cehenneme odun atan pop yıldızı; mırrr mırr şeeyy tıp...
    aşağıya indiğimde donmak üzereydi o varlık, beni göremiyordu haliyle.. ama bişeyler yapmalıydım.. bulduğum bi kartonun üzerine " donmak üzeresinin isteklerini aklından geçirmen yeter seni benim yaşadığım beyaz rüyaya götürücem orda tüm isteklerin gerçekleşicek vazgeçer misin? bu soğuk betondan, tozdan, kirliliklerden.." afallamasını beklerken o şaşmamıştı bunları okurken varlık bile görmüyordu etrafın da ona yakınlaşmak isteyen.. ve devam ettim " seni korkutmak değil amacım ben ölü doğmuş meleğim" yutkundu sözcükler ince sesinden dökülmeye başladı " korkmadım senden, melekleri hissetmesem yaşayamazdım.. kocaman kalbimle savaşıyorum, gelemem yanına"
    ve kirpiklerine sakladığı yaşlar o pembe yanaklarından süzülüyordu.. " neden ağlıyorsun ? " etrafına baktı.. " ben bu hayatı tercih etmedim, üşüyorsam, ağlıyorsam, kirli ve tozlu görünümdeysem hep 'o'nun suçu, annemin beni bıraktığı yerdeyim, bekliyorum.. bekleyeceğim.. bir gün toprak olan bedeni canlanacak beni 'o' kurtaracak.. git burdan ölü melek boşluğumu dolduramaz hiç bişey"
    bir an durakladım, anne ne demekti ben hiç rastlamadım.. varlığı nasıl ki?, yokluğu nasıl olsun.. ufacık beden nasıl bu kadar kocaman yüreği taşıyabiliyordu ? özleyebilen, sadık, ailesi olan bünye olmak istiyorum .. o duyguları yaşamak, bilmek, yeniden doğmak.. annemi bulup ona sarılmak..
    0 ...
  36. © 2025 uludağ sözlük