tam da içinden geçenleri insanların yüzüne söyleyemeyen mal insan tipinin hareketi! bunlar hayır demeyi de beceremezler. böyle bir durumda oldukları kişi değildirler, oynarlar, sahtedirler... kendilerinden de nefret ederler böylelikle, bunu da kendilerine söylemeyi beceremezler! neredeyse hayat boyu kendileri değildirler, başka birinin kılığında geziyormuş gibi hissederler (hissetsinler bir zahmet!) benim onlardan biri! kendime kızgınım şu an, çok kızgınım...
bu, mağazaya müşteri çekmek için bir taktiktir bazen. "müşteri içeri girdiğinde pahalı ya da ucuz gözüne bir şey takıldığı taktirde alması muhtemeldir" düşüncesinden ileri gelir.
vıcığı çıkmış bir kelimedir. herkesin bir tek canı vardır, ama canım dedikleri insanların sayısı pek bir fazladır. samimiyetsiz kullanımlara alet ediliyor maalesef olmazsa olmaz canımız!
o tencereyi genelde unutmuş gibi yaparım ben. zaten tamamen meşakatli olan bulaşık yıkama işleminden sonra, bir de en zor, sıkıcı, pis iş olan tencere yıkama işlemi tamamen usandırıcıdır.
gününü gün etmektir. bir gün beyaz saray da, bir gün çankaya da... ama kendi kendine kalınca bunlarla ego tatmin olamayacaktır muhtemelen. hani avrupa da serbest dolaşım hakkına sahip olamamanın da acısı çıkarılabilirdi. "n'oldu vizesiz filan serbest serbest dolaşıyorum işte!" denilebilirdi ama o da aynı kapıya çıkar. o zaman insan sosyal bir varlık olduğu için kendi genleri üzerinden "insan klonlama" olayına girerdi herhalde...