erkeğinin evde olmadığı bir vakit eve attığı çiğ köfte dürümü, ırkçı erkeğine ve kendi damarlarında dolaşan asil kan pulcuklarına rağmen mideye indirerek ırkını ve erkeğini aldatan ırzına bindirdiğim yosmadır.
bin kere dedim. aşkitom, bidenem, katunum bu eve değil bir dört harfli yemeği, türk olmayan bakteri, virüs, aminoasit bile girmeyecek dedim. 'peki' dedi kabul etti. bi dönem bu kuralı ihlal etmedi, güzelce yaşadık. ta ki üç gün öncesine dek...
üç gün önce, telefonuma bi mesaj geldi: ırkdaş, yengeyi çiğ köfteciden çıkarken gördüler. ilk tepkim 'oha' oldu. inanamadım, inanmak istemedim. biricik katunum bana bunu yapmış olamazdı. doğruca eve koştum...
az gittim, uz gittim dere tepe düz gittim obama geldim. kapıyı sessizce açıp, doğru mutfağa ilerledim ve beni kahreden, yüreğimi dağlayan, beni böğrümden domdom kurşunu yemişe döndüren o iğrenç manzarayla karşılaştım. biricik katunum, elindeki çiğ köftenin son lokmasını çiğniyordu.
beni görmesiyle birden irkildi... ardından bir süre öylece bakıştık birbirimize. mermamet dilenen, acınası bi ifade vardı yüzünde. siklemedim. 'neden' dedim. 'o kadar türk yemeği varken neden?'
kaybedecek birşeyi olmadığını anladığı için herşeyi anlattı. hakiki türk olmadığını, soyunda yamukluk olduğunu söyledi. 'ya o brakisefal kafatası, ya o turan çıkıntısı?' dedim. hepsinin düzmece olduğunu söyledi. ağzının ortasına indirdim zumzuğu. zira daha fazla konuşmasına gerek yoktu.
'döndüğümde intihar etmiş olacaksın' deyip tüpgazı açıp çıktım mutfaktan. bi süre sonra geri geldim. dediğimi yapmıştı. soluduğu tüpgazla zehirnemiş ve oracıkta intihar etmişti. olması gereken buydu ve olmuştu. hiç değilse intihar ederken şerefiyle intihar ettiğini düşünüp cesedini çıkardım mutfaktan...
aziz ırkdaşlarım!
bu ibretlik hikayeyi iyi analiz edin. benim düştüğüm hataya düşmeyin. her 'ben türk'üm' diyene kanmayın. oturun ölçün kafatasını. aklınızda şüphe kalmasın.
sevdiceğinin kafatasını ölçmeyeni, katunu başka kültürün yemeklerini zıkkımlanırken hoşgörülü yaklaşan bütün türkler soyca türk olsalar dahi nazarımızda türk değildir.
kim ki katununun kafatasını ölçmeden onu zevceliğe kabul etmişse, benim gelip tüpgazı açık bırakmamı beklemeksizin en kısa zamanda intihar etmelidir!
açık açık yürüttükleri propagandayla emo reklamı yaparak asil türk soylu soydaşlarımızı etkileyip emolaştırmaya çalışan vatan, millet, bayrak düşmanlarıdır.
emo propagandası yapan, buna propagandaya çanak tutan veya bi köşede sessiz sedasız oturup olup biteni izleyen kimselerin türklükle alakaları yoktur!
türklükle alakası olmayanların türkiye'de yaşama hakkı yoktur!
tüm emolar, emo propagandası yapan devşirme çaşıtlar, olup bitene ses çıkarmayan tırsak türkler, tırsak türkleri yüreklendirmeyen gafiller tez vakitte intihar etmelidir!
trend akımların peşinde koşan, hangi ideoloji popülerse onun arkasından şirinleyen imitasyon insandır.
bire kanı bozuk devşirme dölü, bire kutsal değer bilmez yan sanayi türkçü'sü sana sesleniyorum: hiç mi anlamadınız türkçülüğü? hiç mi idrak edemedin atsız ata'yı?
her dinin kendine has kitapları, ritüelleri, emir ve yasakları, adabı olduğu gibi türkçülüğün de vardır. atsız ata'nın bütün kitapları kutsal kitap kategorisindedir. atsız imzalı bütün eserler türkçülüğün kitabıdır ve tıpkı kur'an'da olduğu gibi, atsız'ın hiçbir kitabı bel altında taşınmaz. bunu o kafatasına sok ve bir daha ne atsız'a ne türkçülüğe karşı bu tarz hakaret vari eylemlere kalkış!
atsız ata'nın kitaplarını bel altında taşıyan bütün yan sanayi türkçüleri ağızlarıyla götleri yer değiştirmeden derhal intihar etsin!
türlü türlü etnik kimlik çıkarıp, devletimizin başına bela olmasına engel olmak için önce devletimizin, ardından da türk soylu bizlerin benimseyip yavaş yavaş sindirip bi güzel hazmetmesi gereken ilke.
malumunuz olduğu üzere türkiye 38 etnik kimlik vardır. biz bunları topyekün 'gayritürk' olarak adlandırıyoruz. bu ülkemizin acı bir gerçeğidir sevgili aziz ırkdaşlarım. bu öyle acı bir gerçek ki, her aklıma geldiğinde içim bir tuhaf olur. bi burukluk, bi üzüntü basar şu asil safkan bedenimi. eğer daha da içlenirsem gözlerim dolar, iyice işin bokunu çıkarırsam da gözlerimden aşağı birer damla süzülür aheste aheste. bütün bunlarasebep işte bu gayritürk olan 38 etnik kimlik.
olayın melankolik yanını bi kenara koyup ırkçı bi bakış açısıyla baktığımızda, biraz önce bahsettiğim 38 etnik köken bizim için yoktur. burda akıllara şu soru gelecek: ula madem yok da ne diye ağlıyorsun acıyla?
sevgili ırkdaşlarım,
biz türkistan'ımızda türk dışı herhangi bir kavim, ırk, toplum, zenci ya da zenci çükü istemiyoruz. bu coğrafyada ne olacaksa türk'e ait olacak. bu türkçü, ırkçı anlayışın temel prensibidir!
evet, ırkçı bakış açımıza göre varlığını bildiğimiz bu 38 kimliği yok sayacağız. varlığını unutmayacağız ama, yokmuş gibi davranacağız. anladınız değil mi? 'mış gibi' yapacağız.
türkçü, ırkçı bakış bunu gerektirir. her önüne gelenin etnik kimliğini tanıyıp, onlara azınlık muamelesi yapıp ayrıcalık tanırsak nice olur bu ülkenin hali. örneğin: bir semtte oturan kavruk tenli, minyon yedi kişi bi araya gelir ve biz türk değil, zenci japonuz derse ne bok yeriz.
işte bu mantaliteyle hareket edip, türk olmadığını bildiğimiz etnik unsurlardan biri olan pomakları türk kabul edip kısa sürede asimile etmeliyiz. 'ben pomak'ım' diyenin enseye tokat göte parmak atıp 'olur mu la. pomak yoktur rus kırması müslim dağ türk'ü vardır' deyip pomakların türkleşmesine katkıda bulunmalıyız.
hal böyleyken, 21. yüzyıl türkiye'sinde yaşama şerefine erişip, biz onları türkleştirerek kutsamak isterken olur da türkleşmemek isteyenler, eşi dostu türkleşirken bi köşeye çekilip onları izleyenler, pomak inatlı pomaklar, pomak olmakta inat ederse onlar için en güzeli intihar etmek olacaktır!
herkes türkleşirken türkleşmekten kaçınan bütün pomaklar intihar etsin!
ebine atacağı papallerin tesirine girip kendisini üstün kılan milli bilinç kavramını elinin tersiyle itip, ırkı, budunu için hayırlı işler yapmak yerine cebine atacağı üç beş kuruşun derdine düşen ve gözünü bürüyen para hırsıyla ırkına ihanetin eşiğine gelen, napolyon ruhlu insandır. bugün para için arap atına binmekten çekinmeyen, yarın petrol babası arap'ın dinarı için neler yapar düşünmek bile istemiyorum.
hem bi kere atı evcilleştirip dünyaya kazandıran biziz. bineceksen türk atına bin, helal yoldan para kazan. arap atıyla kazanılan para haramdır, günahtır. yapma etme oğul. mezardaki atanı, evdeki ananı üzme, kırma.
bir safkan türk, budununa, diline kültürüne sahip çıktığı kadar töresine, ahlakına da sahip çıkmalıdır. arap atı üstünde yarışmak töreye aykırıdır!
inadım inat deyip arap atı üstünde at koşturan bütün soysuz, kanı bozuklar inthar etsin!
götü zora girince 'türkistan bizima abimiz' ayaklarına yatıp türk'ün eteğini yalayan ama başı beladan kurtulup biraz rahata erince iki gün önce yalvar yakar yardım dilendiği topluma derhal sırt dönüp, bazen de sırt dönmekle yetinmeyerek şahsi çıkarları uğruna 'abilik' yapmasını istediği yüce ırkı ,üç kuruşa satıp kalleşliğin, hainliğin ve hıyanetin, armutluğun ve hıyarlığın ağababasını yapan, kimi zaman yalaka, kimi zaman riyakar, her daim 'satıcı' ruhlu olan sami ırkı mensubudur.
sevgili dava arkadaşlarım, aziz ırkdaşlarım,
size uzun uzadıya arap ihanet tarihini anlatmayacağım. şüphesiz ki türk soylu olan sizler, okumuş, öğrenmiş atsız atamızın gösterdiği yolda emin adımlarla ilerlerken bu toplumun karakterini yeterince analiz etmişsinizdir. yok eğer analiz etmemişseniz intihar ediniz. düşmanını tanımayan türk olmaz. arap hıyanet tarihini bilmeyen bütün sözde türkçüler intihar etsin!
şimdi; bu araplar değiller miydi ki asırlar boyunca ekmeğini yediği, aynı tastan su içtiği, aynı kanalizasyona sıçtığı türk'ü birinci dünya savaşında arkadan hançerleyen,
bu araplar değiller miydi ki; asalaya filistin kamplarını açan, eğitim veren,
bu araplar değiller mi ki; daha kendi öz kardeşini dışlayıp, ölümüne göz yuman,
önüne gelen her siyah çomara arap ismini koyarak bilinç altında yuvalanmış olan arap sevgisini dışa vuran ve bizi; kendisi, ırkı ve milli şuuru hakkında fikir sahibi yapan, kanlarındaki arap kanından şüphe duymadığımız soysuz insanlardır. bunlar doğan görünümlü şahine benzerler. kumral, badem gözlü olup renkli gözlere sahip olmaları sizi 'hun' olduklarını düşünmeye iter. ama yanılırsınız. kanı, tam olarak 27,5 göbek ötesinden kirlenmiş ve damarındaki türk kanı/gayritürk kanı oranı bozulmuş asidi kaçmış kolaya benzeyen insanlardır. her ne kadar gizlemeye çalışsalarda an gelir damarlarındaki arap kanı harekete geçer, araplıkları depreşir arap gibi hareket ederler.
uyanık olalım!
tetikte olalım!
bu, sözümona türk olan, arap ve arapçı melezlere göz açtırmayalım!
itine, çoluğuna, çocuğuna arap ismi veren türk olmaz, olamaz!
burası bir türk yurdu. burası türk'ün anavatanı. burda kimse itine, çoluğuna çocuğuna arap ismi veremez!
itine, çoluğuna, çocuğuna arap ismi koymak isteyen intihar etsin! kendilerini aramızda istemiyoruz!
artık bi son verilip noktalandırılması gereken gayrımeşru durumdur.
aziz ırkdaşlarım!
gözlerine sürme çeken, saçlarını avrat gibi uzatan ve yine avrat gibi fönleyen, ağlak ve ezik olan bu soysuz erkeklerin türk olabiliritesi yoktur. gözü sürmeli türk mü olur allasen? gözlerindeki sürmeye bakılırsa olsa olsa arap kırması ya da arapçı gavur dölüdür bunlar. başka ihtimal yok.
her hallerinden türk olmadıkları belli olan emo denen it soyu enikleri karanfil'den söküp atma günü gelmiştir. bunlar ki yıllar boyunca karanfili, dost kitapevi'ni mesken edinip oraları adeta işgale ettiler. ve yine bunlar ki öz be öz türk olan genç soydaşlarımıza kötü örnek teşkil etmektedirler. ve artık bıçak kemiğe dayanmıştır. başka çıkar yolu kalmamıştır. bunları kökünden kazımanın tek yolu: etnik kıyım
gün bizim günümüzdür!
gün savaş günü, gün karanfili bu ırkı bozuklardan temizleme günüdür!
karanfil bunlardan arındırılmadıkça türk'e rahat uyku haramdır. biz, bu emo eniklerini, kök saldıkalrı karanfil'den kazıyıp onlardan boşalan yerlere kurt başlı gök sancağımızı dikeceğiz.
Saflarımız seyrelse de yine ileri!..
Düşenlerin kanlarından doğar bir şafak!
Haydi sarssın yeri, göğü cenk türküleri;
Kanımızla burda yarın güller açacak.
emo enik kuvvetleri'ne karşı yürütüğümüz bu kanlı mücadelede bize destek olmayan, türk anne, türk babadan olmuş olsa dahi, türk değildir. emolarla karşı yürüttüğümüz mücadeleye destek olmayacak bütün fason türkler intihar etsin!
(arkadaşlar yukarıda genel itibariyle erkek emo enikleri üzerinde durdum. biz türk'üz karıyı, kızı savaşa karıştırmayız. o yüzden savaşımızı erkek emolar üzerinde yürütücez. {bi de emo kızların gideri var. gözünüzün yağını yiyim kızlara bişe olmasın})
her türk ırkçısının bilmesi gereken ve soy tespiti bakımından kesin sonuçlara ulaşilabilecek eylemdir.
aziz ırkdaşlarım, ister tanıdık olsun, ister olmasın gün içinde onlarca kişiyle merabalaşıyoruz. kimisi halis türk oluyor, kimisi devşirme gavur dölü. kafatası ölçüm sonuçları olmadığı için ise kim hangi gruba mensup tam olarak bilemiyoruz. işte bu sorunu çözmek için bir yöntem geliştirdim ve sizinle paylaşmak istiyorum.
kutlu davamın, mübarek insanları!
kafa tokuşturduğumuz anda 'tınnnn' diye net bir ses duyuyorsak korkmayın, daha da sarılın bu kişiye. çünkü adınız gibi emin olun ki bu kişi öz be öz türk soyludur.
ama yok;
kafa tokuşturduğumuz anda 'pat pat' gibi insanı rahatsız eden, kulağı tırmalayan, boğuk bir ses geliyorsa anında o kişiden elinizi, başınızı çekin. büyük ihtimalle devşirme, kanı bozuk, ırkı kırık, kızılca soysuz birisidir.
evet andalarım, anlattığım yöntem gayet billimsel olup kesin sonuç garantidir. kurbanınız olam kafa tokuşturduğunuz anda ' tınnn' sesini alamıyorsanız o kişiden anında uzaklaşın.
tınnn sesini almamasına rağmen karşısındaki bireyle selamlaşmaya, muhabbet etmeye devam eden herkes intihar etsin!
dead and hero adlı olağanüstü bir şarkıya imza attıktan sonra, osururken çıkardıkları sesleri kaydetseler bile dinleyeceğimi düşündüğüm dark rock grubu. adamlar aşmış yahu.
In the end, in the end there is nothing more.
It's the end, one big smile before you dance with the dead,
One last breath before you leave, it's still the end.
No more tears, no more fears and no more lies.
It's the end.
One big smile before you dance with the dead.
Take the ride and yoin the end and wave goodbye.
Every other day,
Waiting for the point called zero,
Every other day, take it back, take it back away from me.
Every otther day living like a dead end hero, every other day.
In the end, don't be scared, you're almost there.
It's the end,
One big smile before you dance with the dead,
One last ride before you leave, you're almost there.
You will know, when the last star fades away (at night).
Don't be scared, I'll be waiting on the other side.
Reach for my hand, I'm your last ride home.
Still the end waits, it's over, all is done.
--spoiler--
ekseriyetle eski kuşak solcular tarafından kullanılan 'toprağı bol olsun' anlamına gelen söz. tabi sözün kullanılması için bi adet mevta lazım. o ayrı.
hakkında bu kadar entry girilince öldü sandığım ama ölmeyip de yobaz zihniyetin yobaz partisine karşı direnişe davet eden bir yazı kaleme alıp bir takım kediciklerin kuyruklarına bastığını görünce iyi ki yaşıyormuşsun dediğim cesuryürek.
on numara asker olmasına rağmen politika alanında maalesef silik kalacak insandır. olaylara yaklaşımları, tutumları gayet mutlu edici olmakla birlikte bir liderde olması gereken en büyük vasıftan, yani hitabetten noksandır. karşındaki topluluğu hitabet sanatını kullanarak coşturamıyor, onları galeyana getiremiyorsan 24 ayar altın da olsan siyaset yapamazsın. maalesef osman paşa'da bu yüzden siyaset arenasına giremeyecektir.
sağda solda dolaşan, milletin facebook'ta birbirine yolladığı sıradan videoları alıp ' işte trilyonlarca tıklanan video', işte 'tanrı'ların bile gülmketn kırıldığı o anlar' gibi aslı astarı olmayan tanımlarla, arakladığı bu videoları okuyucularına itekleme anlayışındaki haber sitesi dahi diyemeyeceğim lağam.
medyanın gazlamasıyla 'bi bok' olduğunu sanıp triplere giren, kendini ispatlama, adından biraz daha fazla söz ettirme derdinde olan köşe yazarımsı şarkıcımtrak.
azıcık adrenalin, birazcık heyecan isteyen bünyelerin, 10 liraya 4 porsiyon eğlence yaratabileceği eğitim yuvası. anlatayım...
bir arabaya dört kişi doluşur(en az biri odtü'lü olmamak şartıyla) ve odtü istikametinde ilerlersiniz..
odtü giriş kapısına gelince, kendini bordo bereli zanneden götü kalkık özel güvenlik elemanlarından biri gelir ve kimliğinizi sorar. kimliğiniz olmadığı için bu sorudan kurtulmaya, soruyu geçiştirmeye çalışırsınız. bi yandan da dümen icabı elleri cüzdanlara atar, kimlik çıkarıyor ayağına yatarsınız...
sizin kimliklerinizi çıkarmayıp da beyhude laflarla zamanını çaldığınızı düşünen güvenlik, bir öncekine nispeten hiddetli bi ses tonuyla 'kimliklerinizi çıkarın' komutunu verir ve başını arkaya doğru çevirip, diğer komandolarla bi fikir münakaşasına girer...
güvenliğin başını geriye çevirmesini fırsat bilip, hemen oracıkta küçük bir beyin fırtınası yaparsınız. ve iki yol olduğunu anlarsınız. birinci yol; kimliği olmayan arkadaşı nizamiyede indirip, kampüse dalmak, ikinci yol ise güvenliği siklemeyip bas gaza aşkım bas gaza eşliğinde cool ve karizmatik bir tavırla tozu dumana katarak ilerlemektir. birincisi mantıklı olmakla beraber, gençliğin getirdiği delikanlılık ve 'gazcı' arkadaşların telkiniyle ikinci ve mantıksız olanı seçersiniz...
bu esnada borda bereli yanınıza yeniden yanaşır. kimliklerinizi göstermediğiniz için sabrı taşan eleman, sinirlenmiştir. daha önceki komutunu değiştirerek 'arabadan inin' der ve ipler kopar...
'bas mına koyum' naraları eşliğinde gaza basar, kampüse kaçak yoldan girersiniz. komando ise baka kalır bi süre. ardından olayın farkına varır ve düdüğünü öttürür: düüüüt dütt. ama hiç sikinizde olmaz.
devam edersiniz, az gidersiniz, uz gidersiniz ve birden dikiz aynasında beliren polis sirenleriyle kısa süreli şok yaşarsınız. işler boka sarmaya başlamıştır. nizamiyedeki komando, polis ekibini aramış ve sizi ispitlemiştir. godoş herif!
bu sefer de polis aracından kaçmaya çalışırsınız. güya diğer kapıdan çıkacak ve polisi atlatacaksınızdır. lakin imkanı yok ki gerçekleşsin bu hayaliniz. polis arabası git gide yaklaşır size... o an, ağız ya da burundan değil, götten soluk alıp verirsiniz...
yaklaşan polis arabasıyla birlikte adrenalin salgınzı da artar. ve en sonunda polis arabası seyir halindeki aracınızın yanına yaklaşır, derken tıpkı aksiyon filmlerinde olduğu gibi aracınızın önünü keserek sizi durdurur.
ekip arabasından hızla iki kişi iner. o an 'çık dışarı' çık dışarı' seslerinden başka bişey duyduğumu hatırlamıyorum.*
neyse efendim sonra, polisler kimlik ister, niye böyle bi mallık yaptığını söyler, ayaküstü sorguya çeker sizi. durumu açıklarsınız. hatta ibnelik yapıp suçu güvenliğe atar, size kaba davrandığını, sizi tahrik ettiğini ve sonucun böyle olduğunu anlatırsınız. memur beyler ikna olur. ama devlet babanın da ikna olması gerekir. onun bedeli de on liralık bir makbuza bakar. cezanız kesilir, ödemeyi yaparsınız. ve herşey sonlanır. adrenalin salgısı azalır, bünye olağan seyrine geçer.