bir arkadaşım, askerlik görevini yapıyordu. terhisine 2 ay kalmıştı. gayet iyi geçiyordu zamanı...
ama 2 gün önce kendini asmış. neden ne oldu bilemiyorum. ama o kendini asacak bir çocuk değildi. ailesi çok gariban bir aileydi. komşularımızdı bizim. yardım ederdik, aynı sofrayı paylaştık, aynı sofrada büyüdük...
astı kendini, haberini aldım. gözüm yaşla doldu. ama intihar ettiğine inanmıyorum. zira o böyle birşey yapacak insan değildi. ruh halim berbat ötesi. dün cenazesini taşıdık. yemeğimi paylaştığım mustafa karşımda tabutta duruyordu. zor be sözlük. bu kaçıncı asker? ne dönüyor bu tsk'da. birileriyle musibeti mi var diye endişe ettim. birileri mi yaptı diye. dediğim gibi, kendini asacak birisi değildi. ailesi onu ne şartlar altında büyüttü bunu bir ben bilirim. ailesinin aşevinden ekmek aldığı günleri bilirim. yıllarca besle büyüt, ama o boynuna yağlı bir urgan geçirsin... yakışmadı mustafa abi. abi diyorum, sana önceden demezdim benden 2-3 yaş büyüktün. yakışmadı. eğer intihar ettiysen sana yakışmadı. gözlerim dolu dolu be sözlük. allahtan sen varsın. babası zaten kalp hastası. üstüne üstlük tekerlik sandalyede adamcağız. inanamıyorum hala sözlük, inanmak istemiyorum...
klavyeme düşen gözyaşlarıyla entrymi burada bitiriyorum...
show tv'de gece saatlerinde yayınlanan deli yürek dizisinin, doktorlar dizisinden daha iyi olması olayıdır.
valla iyi oldu, her gece izliyorum. nostalji oluyor hakikaten. 15 yıl önce... vay be. deli yürek'in yayınlandığı zamanda doğan çocuklar şimdi sözlüğe yazar oldular. bana en çok koyan da odur.
az önce yapılan tezahürattır. davulcu apartmanımın önünden geçmekteydi, ''vur davulcu davula güm güm gümlesin'' diyerek tempo tuttum. ardından sitedeki komşular da bana eşlik etti. davulcu duygulandı. istiklal marşı okuduk. kapanışı yaptık.
yazarların, yeni araba aldıklarında dinleyecekleri ilk şarkıdır.
benim şuana kadar şahsi arabam olmadı hep baba arabasıyla gezdim. * ileride bir gün kısmet olur da arabamı alırsam, bu parçayı http://www.youtube.com/watch?v=FDZnPG7VZKQ dinlerim sanırım.
yıllar önce kenan doğulu'nun çakkıdı şarkısını dinleyip, apaçilik yapan efsane nesildir.
apaçilik demeseydik iyiydi...
yıl 2005 mi, 2006 mıydı tam hatırlamıyorum... tabi o zamanlar siz portakaldınız. * 2003 model passat arabamda dinlemiştim bu şarkıyı. son seste tabiki. klipteki lavuklar gibi arabada dans ediyordum. bir nevi gaffur gibi denilebilir. * tabi o zamanlar gencim... parçayı dinledikten 1 hafta sonra aynı arabada kaza yapmıştım. * şarkı mı uğursuzdu yoksa ben mi çok alkollüydüm bilemiyorum.
ilginç bir durum tabi. başlık tam şekilli iyi olmadı evet, farkındayım ama idare edeceksin n'apalım...
hoşlandığınız kıza tam 8764132 kere çıkma teklifi etmişsinizdir, kız tabi bunların hepsini reddetmiştir. düşünürsünüz, ne yapsam diye. aklınıza çılgınca bir fikir gelir ve uygulamak istersiniz. bokunuzla kıza seni seviyorum yazıp, kızı can damarından vuracaksınızdır. içinizden geldiği gibi çıkma teklifi edeceksinizdir. hazırlıklar başlar, tam bir hafta boyunca acılı çiğ köfte yenir, şalgam içilir. sonunda vücudunuz dayanamaz acı yemiş mayasıl göt gibi tuvalete koşarsınız ve şekil olarak ''seni seviyorum'' yazmaya başlarsınız.
tam ''seni seviyoru'' kelimesinde tıkanırsınız, etraftan yardım da isteyemezsiniz. biraz daha ıkınırsınız son rötüşlar yapılmaktadır ve cümleniz tamamlanmıştır. altına imzanızı da yazmak istersiniz ama vücudunuz buna engel olur. vücudun adaletine sığınarak, sanat eserinizin fotoğrafını çekersiniz ve kızın facebook hesabına resmi mesaj olarak atarsınız. kızın ne cevap vereceği muammadır.
günlerdir beklediğiniz, ama bir türlü gelmeyen kargonuz vardır. telefon üstüne telefon açarsınız ve en sonunda kargonuzu getirmeye karar verirler. kargocu zile basar ''selamun aleyküm kargo vardı da'' der, işte o an mutluluktan ne yapcağınızı bilemezsiniz. didier drogba gibi ''aleykum selam habibi muah muah'' diyerek kargocunun yanaklarına iki buse kondurursunuz, sarılırsınız. duygu yüklü bir teslimat gerçekleşir, ardından kargocu parasını aldıktan sonra evden ayrılır.
kapınıza gelip ''allah rızası için bir sadaka'' edasıyla para isteyen güzel kızdır. binadaki ''satıcılar ve dilenciler giremez'' tabelasını siklememiştir.
Sadakayı ister, sizin de yüreğiniz burkulur çıkarırsınız 50 tl verirsiniz. Hem kızın güzelliği için verirsiniz hem de sevap kazanmak için. ''sadaka ömrü uzatır'' sözünden yola çıkarak 50 tl sadakayı verince emin olursunuz ki ölümsüzlüğünüzü ilan etmiş olursunuz. kız içinse yüreğiniz burkulur, içiniz acır ama yapacak bir şey yoktur.
messi'nin vergi kaçıran, kerhaneci babasıdır. vakti zamanında türkiye'ye gelmiş, türkiye forması almış, ardından ''oo yea turkish kebap'' edalarıyla ülkeden ayrılmıştır. şimdi ise oğlu ile hapis şoku yaşamaktadır.
ilginç bir tecrübedir. evde bir yüzük bulursunuz ''bu neymiş lan takayım bari'' dersiniz, yüzüğü takarsınız uğraşırsınız, çıkaramazsınız. hem de yüzüğü en sevdiğiniz parmağınız, orta parmağınıza takmışsınızdır. bu parmak size lazımdır. bu yüzden yüzüğün bir an önce çıkarılması gerekir. ve can havliyle birden yüzüğü çekersiniz fakat ''çıt'' sesi duyarsınız anlarsınız ki parmağınız çıkmıştır hemen en yakın hastaneye gidersiniz.
lavabonuz tıkanmış,pislikler birikmiştir ve pompa yardımıyla açmaya çalışırsınız yine de lavabonun tıkanıklığı devam etmektedir. sonra sinirden ''çek artık!'' diye nara atarsınız. yan komşu dediğinizi duymuş olmalıdır ki ''hayırdır komşu sesini duydum'' diye yardımseverlik yapmak ister.
ibne bir arkadaştır. beklersiniz ararsınız ''abi 5 dakikadan geliyorum'' der, buluşacağınız noktada beklersiniz o kadar çok beklersiniz ki çevredeki insanlar size şüpheli gözle bakarlar. eylem yapıyor zannederler. halbuki siz arkadaşınızı beklersiniz, ama insanlar size duran adam der. en sonunda arkadaşınız gelir ve çevredeki şüpheli gözler bir anda kaybolur.
insanı derin buhrana sokacak eylemdir. sol şeritten bastırıp gidersiniz ardından polis arabası denk gelir ve selektör yaparsınız. polis yol vermez, ve arabayı sağa çek diye megafondan bağırır. ''polisim olum ben sen benden nasıl yol istersin'' nidalarını duyarak cop darbelerinin vücudunuza indiğini hissedersiniz. ardından 1-2 biber gazı çekip, bedbaht bir halde arabanıza geri dönersiniz.