Bol yalanlı, yalakalık kokan, liyakate götünle gülünen bir günün sonunda, iki yüzlülük ile alınan yol neticesinde bol miktarda adam harcanmış olup , onlardan değiliz.
bir sohbet esnasında karşınızdaki gülerken, siz karşınızdakini kırmamak adına yalancı gülücük takınmaktasınızdır. Sohbet uzadıkça gayrisamimi mimik takınmak zorlaşmakta, yüzünüz aklınıza gelmekte, "ulan anladı mı acaba?" düşüncesi aklınızdan geçmektedir. ve bunu hemen hemen her insan yapmaktadır. tek fark, gerçekten samimi olan gayrisamimi insanın hali hemen anlaşılırken, kaşar kıvamına gelmiş insan kendini o kadar kolay belli etmemesidir. budur.
ne dersek diyelim halkın kendine yakın bulduğu için desteklediği başbakandır. nitekim vatandaş, bu laf başbakana yakışmadı demez. ne kadar vatandaşın sözcüzü olduğuna bakar. dolayısıyla duygusal davranış, abes söz v.s. vatandaşı ilgilendirmez. vatandaş bizzat kendisi o şekilde davranmaktadır zaten. vatandaşın desteğini aldığınızda ise, herkesin yakındığı, üzerine gitmeye korktuğu olgulara karşı gelme zamanıdır. zaten hep, bunu istemiştir herkes. şu ideoloji de olmasa.
evet doğru bir tespittir. nitekim türk halkı içindeki onuru, milli duyguyu hiç bir zaman kaybetmemiştir. her an göreve hazırdır. kimileri gibi sümsük değildir.
türk halkının duygularından, vatanseverliğinden korkanların uydurduğudur. burada önemli olan kimin ne söylediği değildir. söylenilenin halkın duygularını ne kadar ifade ettiğidir. rte, sokaktaki vatandaşın sözlerine tercüman olduğu için öne çıkmıştır. sokak ağzıyla mı konuşmuştur? evet efendim, halktan biri gibi konuşmuştur. noldu?
allahın olduğuna inananlar için saçma bir sorudur. nitekim biz kendimizin ne olduğunu, nerede olduğunu anlamadan allahın nerede olduğunu nasıl idrak edebilirz?