bir kadın saygı duymuyorsa bir sebebi vardır. demekki karşısında zerre saygıyı haketmeyen,belki de karısını çocuğunu aç açıkta yada ona bile gerek yok sevgisiz şefkatsiz bırakan zırtapozun tekidir. ama türk erkeğinin hatta türk halkının tamamının zihnine yerleşmiş bu kokuşmuş düşünce şöyledir ki eğer evlilikte sıkıntı varsa kaynak kadındır,kadın kocasına yetseydi koca aldatmazdı yada kadın açmasaydı adam bakmazdı vb... her ne sebeple olursa olsun kendinden daha güçsüz ve savunmasız bir kadına el kaldıran insan annesinden emdiği sütü haketmeyecek kadar şerefsiz ve haysiyetsizdir. eğer memnun değilsen açarsın boşanma davanı boşarsın karını ama bu işkembesiz insan bozuntuları bunu da yapamazlar çünkü arkalarından g*tlerini toplayacak birine ihtiyaçları var. kendi işlerini kendileri halledemeyecek kadar zavallılar birde. bunun farkındalar bu yüzden karılarına saldırmaktalar zaten. ve burada bir şekilde şiddeti savunan insansılara sesleniyorum eğer bu ülkede sizin gibi insanlar olmasaydı zaten devletin kadınları korumasına da gerek kalmayacaktı. beyninizi sadece sekse ve futbola değilde biraz da düşünmeye ayırsanız olayların ayrımına varacaksınız zaten. unutmayın beyin sadece salatası yapılan bir organ değil...
gitar çalabilen çocuğun bir aile toplantısında ailesinden gelen hadi çalsana hadi hadi çal oğlum/kızım, hede hödö amcanlar/teyzenler görsün (aile biyikleri sizin bu özelliğinizle kendilerini yüceltirler anlamsızca) ısrarlarına karşılık kendine kalkan edindiği bahanedir. anne gitarın akordu bozuk!
bunun bir farklı versiyonu da geniş aile belgesel seyrederken gerçekleşir. filleri anlatan bir belgeselde ciddi bir çiftleşme sahnesi esnasında ananemin arnavutça birşeyler gevelemesi üstüne tüm aile gülmüştük ve dedem derhal kanalı değiştrimişti.
itiraf ediyorum yine ve yine aynı salaklığı yapıp istemediğim bir şeyin içine sürükleniyorum. bazen kendime resmen hakim olamıyorum insanları reddedemiyorum. bu olanları içimde saklayamıyorum sözlük ama kimseye anlatamıyorum da.
aklımda biri var. gerçekten hoşlandığım biri var şu ara. ama o benle ilgilenmiyor ve asla da ilgilenmeyecek biliyorum. ve onun haricinde benimle ilgilenen de biri var. daha yeni tanışmamıza rağmen sanki yıllardır onu tanıyor gibiyim. zaman onunla çok hızlı geçiyor. bugün tanışmamızdan itibaren 13. gün ve biz bu on üç gündür aralıksız görüşüyoruz. ve bir dakika bile sıkılmadım yanında. peki benim bu durumum nedir? onunla duygusal bir şey yaşamak istiyor muyum bilmiyorum. aslında henüz bunu sorgulamak için erken onun farkındayım ama sonumuz ona doğru gidiyor açıkçası çünkü flört ediyor gibi bir halimiz var sözlük. kendimi ona ihanet ediyormuş gibi hissediyorum ama bu çok aptalca bunun da farkındayım. kafam çok karıştı yine işimiz zamana kaldı galiba. kontrol elimde değil bunun farkındayım ama elde etmek için çaba göstermiyorum da aynı zamanda. sanırım ben akıllanmayacağım...
hele birde yağmur çiseliyorsa tadından yenmeyen durumdur.sokak daha anlamlı,daha bir güzel gelir.sanki insanlarla birlikte bütün çirkinlikler de yok olmuş gibi hissettirir.
öleceğini bile bile yaşamak gibi bir şey.ölmeyen umudun göstergesi.belki değişiriz,belki toparlarız umuduyla sarf edilen sonuçsuz çaba.sonu hayal kırıklığı yer yer ağlamak kimseye göstermeden.hayat böyle.
yanlış bir tespit olduğunu düşünüyorum.şişman kızların kabullenmişliği daha yüksektir ve gereksiz egoları ve kaprisleri yoktur.her zaman zayıf hemcinslerine göre daha dobra ve kararlıdırlar.ergenlik süreci ayrı tabi.
bir beşiktaşlı bir galatasaraylı olduğunu söylemiş zannımca kendi içerisinde çelişkiler yaşayan yazardır. ancak çok duygusal birine benziyor birilerine karşı şiddetli hisler beslemiş. değişik!
Oneren arkadasa saygilarla baslamak istiyorum. Gercekten cok faydali olurdu amma ve lakin okullarda dayatilan tum derslere karsi cephe alan tum ergenler icin ters tepebilecek bir ders olabilir. Ozellikle arabesk dinleyen abilerine ozenenler icin basbelasi olacaktir * .
Isik yuzundn gozbebeklerinizin bir anda daha buyuk hale geldiginde korkarsiniz ve goz bebekleriniz daha da buyur ve dahada korkarsiniz ve dahada buyur ve...
Sevebilme ihtimalinde ben seni sevmedim ki demez Yilmaz Erdogan. Ama Ibrahim Sadrinin 'Ben seni hic sevmedim ki' adli bir siiri vardir. Yorgun aksamlarda dinledigimiz sarkilari sevdim... Diye devam eder ve ozellikle kendi agzindan dinlemek cok guzeldir.
Oyuncularin oyunculuklarini kelimenin tam anlamiyla konusturduklari dizidir. Turkiyeden beklenmeyecek guzel bir dizidir. Ancak ben ahu karakterinin zayif kaldigini dusunuyorum. Onun haricinde kadro cok iyi. Konu ve muziklere zaten lafim yok.
Olmasi gerekendir. Herkesin istedigini giyme hakkina sahiptir. Madem laik bir ulkedeyiz herkesin inancinin geregini yerine getirebilir.
Amma ve lakin...
Is teoride ne kadar boyle olsa da ve gonul bunun boyle olmasini istese de isler bu ulkede ne yazik ki boyle yurumuyor. Dini devlet islerine bu denli dahil eden sevgili (!) Iktidar partimiz turbani da meclis gundemine sokarak siyasi bir arac haline getirdi. Tabiki bu isin kokleri eskilere dayaniyor. Onlem alinmis bir nevi. Tipki kamu dairelerinde sakalin yasaklanmasi gibi.