variyet ve iltifata doyduklarından, ancak kalburüstü sayılabilecek yaklaşımlara samimiyetle karşılık verirler.
sebebi; belki kibir, belki de içlerinden böyle gelmesidir.
-iyi ki geldin la nurten, özledim gız seni
+hihihi ben de seni
-bu arada unutmadıkh gızım, al bagalım şunu, doum günün kultu olsung
+ayyy inanmıyorum haydar, bakıyım neymiş... cııırrt cuurt (ambalajı açar)
... hakketen haydar, bu ne?
-ranza demirinden şiş yaptım sana guşum. biz içeri gireli, alem göt olmuş, tedbir olur nurtenim.
+hıııı... çok sağol haydar. çok incesin(!)
-güle güle gullang.
-sessiz ol hakim çalışıyor!
+pardon, anlamadım?
- bak yiğenim. burda soruları o sorar, biletleri o keser, sesleri o çıkarır: hakim tokmağı... şimdi akmarket farkıyla 1 alana 3 bedava. anladın mı?
+tamam, sormadım say.
-sabrın sınırlarına eriyor insan.
-iyinin ve kötünün uçlarını görüyor.
-aile kavramının ne denli mühim olduğunu içselleştiriyor.
-sonra, insanların neler yapabileceğine tanıklık edip, güven kıstaslarını yeniden gözden geçiriyor.
evet, namütenahi bir olumsuzluk denizi değil türkiye, ama şerden hayrı çıkartmayı öğretiyor eskeriyetle.
politikayı sıyırıp atarasak diyebiliriz ki, büyük külfet getirir. henüz gelişmiş bölgeler dahi stabil değilken, sıkıntılı coğrafyaları kaldıramaz türkiye.