ne babasız olmak ne babalı... kocaman bir yara olur hep içerlerde, çocukluktan gelen...
keşke bazı entrylerde yazıldığı gibi sadece bir ergen yakarışı olsaydı benim için.
an itibariyle katsayıyı tamamen kaldırdıklarını duydum..
liseler ve alanlar arasındaki tüm katsayılar kaldırılmış, o zaman neden meslek liselilere kendi bölümlerini seçerken ekstradan puan veriliyor ben onu anlamıyorum... eşitlikmiş! asıl böylesi haksızlık değil mi? sayısal öğrencileri en avantajlı konumda kendi bölümlerinden kazanamazlarsa kayıyorlar eşit ağırlık-sözel bölümlere ve 3 senedir bu bölümde okuyanların üniversite yoluna taş koyuyorlar... halbuki bir eşit ağırlık-sözel öğrencisi gidip sayısal bölüme giremiyor alternatif olarak.
bu yüzden az da olsa katsayı olmalı, 3 yıl bu bölümde okuyan ile farklı bir bölümde okuyan arasında fark olmalı. oks dir sbs dir kasıp anadolu kazanan ile yerlerde sürünüp mesleğe giren ögrenci arasında da fark olmalı...
yaptığımız puanla mağdur ediliyoruz resmen.
edit: türk eğitim sistemi bok gibi. garip mahluk a teşekkürler...
aslında aşık olmak istemek yoktur. mesela ilk aşk hiç anlamadığınız bi anda güm diye vurur, siz istemezsiniz. ilk aşktan ya da herhangi bir aşktan sonra aşık olmak istemek ise aslında "birini sevsem de, şu an unutamadığımı unutsam, acı çekmesem, yeniden mutlu olsam" isteğidir..
bir nevi çivi çiviyi söker mantığıdır.
başta bazı çocukların gönderileceği okul olarak "türkan saylan lisesi" dendi. ikinci olarak bayrampaşalı "güzel günler göreceğiz, güneşli günler" dedi ve nazım hikmet'in bir şiirinden alıntı yaptı. "secret" kitabı laf arasında geçti. 2.bölüm fragmanında ise yine bayrampaşalı "nietzsche" nin sözünden alıntı yaptığını gördük.
belki kimse yakalayamadı ama, bunlar güzel ayrıntılar...
hayatımda ilk defa hiç mi hiç anlamadığım bir dilde şarkı dinlememe sebep olan grup.
ama youtube videolarını izledim de, sokak çekimleri hem daha güzel hem daha doğal. ünlü olunca biraz sıradanlaşmış gibi.
isabelle geffroy ilk arkadaş önerisi olarak izlediğim de bir sempatik geldi, o şımarığımsı haraketleri filan çok hoş.* ayrıca les passants ı çok içten söylüyor.
'yeni bir uygulamayla anadolu ve fen liselerinin katsayısı düşürülecek, meslek ve imam hatiplerin katsayısı daha yüksek olacak' haberini görebilmemiz muhtemel böyle giderse.
baba gün geçtikçe ölçüyü kaçırır, zamanla biranın yerini rakı alır. ailede huzur denen bişey kalmamıştır, baba "ben padişahım!" moduna girmiştir anne ve çocukları köle olarak görmeye başlar.
bu da benim ailemin paramparça olma sebebinin ta kendisidir.
"mutlu sahurlar" dediği için şükredilmelidir. bizim ki "ertyuıoplkjhgnmlömnjhmömn" gibi bir şey diyor kanımca, ya da japonca konuşuyor.
edit: başlık üstüme kalmış.