-belediyede, hastanede, postanede, iş hayatında, kısacası sosyal hayatın her alanında; başta "köprüyü geçene kadar" deyip sonra bunu şiar edinen bünyelerin hareketidir. en azılı solcular bile zaman zaman "abi iktidar onlarda n'abalım?" şeklinde serzenişlerini diz üstünde dillendirmişlerdir.
nur yüzlü gençlerin, ak pak amıcaların medyanın içerisine biraz daha sızmasıyla, çok yakın zamanda değişecek olan medya jargonundan bir örnektir efenim.
sözlük yazarlarının olmasını dilediği, genç kızların modellik/güzellik yarışmalarında uydurmak zorunda kaldığı benzer temenniler. aynı zamanda sonraki nesillere ışık tutması açısından faydalı bir anketcan;
(bkz: 80 lerin sonunda 90 larin basinda cocuk olmak) tanımına uyan tüm sözlük marabaları çok iyi bilir, bilmelidir. öncelikle bir adet sabit telefon alınır [ki o zamanlar cep telefonu yok], rastgele bir numara çevrilir..;
+alo!
-alo!
+efendim biz ptt den arıyoruz [o zamanlar daha memleketimin işletmesi, özelleşmemiş], hatlarda bir sorun var. 3 defa telefona üflemenizi rica edebilir miyim?
-tabi. üf! üf! üf!
+beyefendi/hanımefendi lütfen uzatarak, kesik kesik değil...
-üfff! üfff! üfff!
+[all together] ooohhhhh taşşaklarım yellendi! nihohahaaaa...
cinsellik, din, siyaset üçgenindeki tüm düşünülmesi gereken soruları düşünebilen, zekalarının derinliği neticesinde bizlerin okyanuslarda çimmemize vesile olmuş zatı-ı şahanelerdir.
gayet ulvi meseleler üzerinde patlattıkları kafalarını, asfalta sürtme isteği güden okur, serin sulardan kızgın kumlara atılasıdır.
zamanının büyük bölümünü sözlükte geçiren bünyenin, önemli aktiviteleri, buluşmaları, toplantıları sözlükte başlık açmak suretiyle unutmama/hatırlama gayretidir.
kişinin giyimine, tarzına bakarak inançlı yahut inançsız olduğuna karar verme durumu. toplumda pek sık görülen önyargının, kişinin inançlarını analiz etmede kullanılması.
oysa ki hz.mevlana ne güzel söylemiş yüzyıllar önce;
"nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok,nice insanlar gördüm üzerlerinde elbise yok."
(bkz: Mevlana)
-koşmaktan soluk soluğa kalmış bir bünyenin kana kana su içme girişimi sırasında "muccckkk..! + belden aşağı el hareketi" yapmak suretiyle kişinin boğulmasını sağlamak,
-bisiklet binen kişinin önüne futbol topu yuvarlamak ve bunlara benzer bilimum insan sağlığına zararlı şakalar, ancak fikir sahibi olmayan hayvanların yapabileceği şakalardır.
kıyafetler ve aksesuarlar siyah ise: satanist
kulakta küpe, saç-sakal kombinasyonu var ise: komünist
cuma günleri namaza gitmiyor ise: ataist
leydi iz en centılmının;
malumunuz, güzel yurdumun güzel insanı medeniyetten alınacak nasibin yerine, sallama amaçlı tespih, takma(!) amaçlı çakı pıçağı, maçlarda çoluk çocuk avlamak için silah aldığından sığ fikirlerin derin kişileri olmayı kendilerine amaç seçmişlerdir. bu tip tespitler yapanlar daha bi türk, daha bi müslüman sayıldıklarından, dış görünüşe bağlı inanç analizi yapmak milli sporumuz haline gelmiştir.
pek çoklarına göre küpe takan erkek hala "ibne" iken, küpe takıp kuyruk uzatan erkek ise ibne oğlu ibnedir, babasının bülent ersoy olduğu şüphe götürmez bir gerçektir.
bu tiplere kız verilmez, veren tasvip edilmez, veren kişi topluma verecek dahi olsa sikilmez. bu denli aşağılık bir durumdur küpeli-kuyruklu erkeğe kız vermek. -ki zaten ibne olma nedenleri de kız alamama durumudur-
mini etek giyen kızın orospu oluşu, gecenin bi yarısı sokakta görünen kızın aşifte olduğu gerçeğiyle aynı paralelde seyrederken, başında türban olan kızların tam bir "mümin", cuma namazlarında görünen genclerin de "cennetlik" olduğu bir kesişim kümesidir. -bu ikili mutlaka evlendirilir.-
sakal uzatıp, hacca gidenden alışveriş sevapmışçasına tercih edilirken, "allah" , "kuran" , "kitap" edebiyatını en çok yapan, meyhanede "madem unutacaktın, beni neden yarattın?" deyu tanrıya isyan durumda da olsa dinlenesidir. -bu halk dinini sömüreni baş tacı eder.-
velhasıl uyur toplumun gezer insanı kardeşim; bu ülkede medeniyetin dişleri birilerinin avucunda iken, "ne büyük bir insandır işte o birilerini siken!"
ömrünün en büyük hatasını belki meşhur olmak, belki de ekmek parası için yapmış olduğunu çoluk çocuk sahibi olduğunda daha iyi anlayacak kızın ta kendisidir.
-mamut bizim oğlan neden bu kadar içine kapanık?
+senin gibi dışına açılsında elaleme kepaze mi olsun ahusu?
yaz aylarının ilk günleri olmasına rağmen içleri gıpraşan, hormonları debreşen yazar populasyonunun "sevişmek" , "sıkısmek" , "öpüşmek" , "vermek" , "veriştirmek" tarzı başlık ve entarilerine bolca rastladığımızdan, varabileceğimiz sonuçtur.
tamam gençler sevişsindir. savaşmasın, kaynaşsındır. ancak daha ilk zamanlarda böyle hızlı bir giriş yapan bu bünyelerin ileride durdurulamayıp "o" harflerine atlama arzusunda olabileceği kişide ürperti yaratmaktadır.
moderasyondan derhal bir önlem geliştirip, testesteron/östrojen hormonu zıplamış yazar kardeşlerimizi ıslah etmeleri yahut bir nebze de olsa frenlemeleri, zat-ı allerinden beklentimizdir.
bıradır geçenlerde sokaktan geçen, gençten bir kıza bakakaldım.
sağım solum sobe dedi velet, hemen bir arabanın arkasına daldım.
"o ne la yerde yemyeşil?" yirmi yetale imiş, kustum, balgam sandım.
bir kız gördüm acayip, heyecanlandım "şırrr" dona saldım.
havalar çok ısındı aq, daşşak aralarım hep oldu pişik,
kahvede gençler okeye sarmış, açmışlar bir de 70lik,
boynum mafiş, omzum kireçli, sabah beridir bilgisayar karşısında,
on ikilik piçler, geçen daş gibin hatunu parmakladı mısır çarşısında.
yeter lan allahsız sözlük bırakta evime gideyim,
yengen mumbar dolması yapmış, ekmeksizce yiyeyim,
böyle şakalar, fikirler iyi de sana bişey diyeyim.
leyla 'yı da sikeyim, mecnun 'u da gözlerinden öpeyim.
not: Entry tamamen yazara aittir ve illa "kaynak gösterilmelidir" diyorsan;
kaynak: yazarın götü
saçını sürekli sağ tarafa tarayan güzelce bağyan, aynı zamanda da model.
bu arada kate moss'un tahtını salladığı dedikoduları ortalıkta, bizden söylemesi. uludag sozluk magazin servisibursa'dan bildirdi.
-duelloya katılması halinde daha baştan kazanacak insan evladı.
-muhtemel deve güreşi müsabakalarında hiç bir zaman altta olmayacak insan evladı.
-uzun eşek oynarken eğilen guruptaysa üstüne atlayanı cezalandırması muhtemel şanslı piç. -kıskançlık göstergesi olarak "şanslı piç"-
anneler tarafından evin her bir köşesine, her eşyanın tepesine serpilen örümcek ağı biçimindeki el işlerine olan öfkenin dışa vurumudur. dantelin yarattığı sinir ancak böyle "boşaltılabilir".
şaka; güldürme, eğlendirme amaçlı bir eylem olduğundan mütevelli, komik; gereksiz sıfat israfıdır. ancak şakaları komik olmayan insanlar bu sıfatı kullanarak şakalarını komik hale getirme çabasına girebilirler.
leyla 'nın da bir dişi olması sebebiyle, her türlü mecnun 'u hayatından bezdirebilme potansiyeli taşıdığı bilindiğinden galibi belli kapışmadır. mecnun kendini kızgın çöllerden serin sulara da atsa nafiledir.
leyla ve leylalar her zaman kazanır, mecnun ve mecnunlar bunun bilincine varmalıdır. (mecnun) *
içgüdüleriyle dahi olsa yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla çoğu zaman insandan daha insani fonksiyonlar gösteren, insanlarda bir türlü bulunamayan güzellikleri sıklıkla bünyelerinde barındıran mubarek canlı. -mubarek dedim ki nurcuların ilgisini çeksin.-
Bu sezonun başından beri süper lig maçlarında kulaklık uygulamasına geçen hakemlerimiz arasında maç sırasında gelişen ilginç diyaloglardır. Daha ilginç ve komikleri de olduğuna eminim ama rtük engeli işte...
--spoiler--
Milliyet'in haberine göre orta hakem, 2 yardımcı hakem ve dördüncü hakem arasında geçen diyaloglarda pozisyonların ilginç tartışma ve değerlendirmeleri yapılıyor.
Hakemler arasındaki en ilginç diyalog daha maçın başındaki istiklal Marşı sırasında gelişiyor. 4 hakemin de kulağında kulaklık olması ve birbirlerinin sesini net olarak duymaları nedeniyle, marşı yüksek sesle okumamaları isteniyor. Genellikle marş öncesi orta hakem sessiz bir şekilde arkadaşlarını "Beyler istiklal Marşı, lütfen yüksek sesle okumayalım, patlıyor, kulaklarımız gidiyor, play back, play back okuyalım" diye uyarıyor.
işte hakemler arasında gelişen diyaloglar :
* Bir geri pas sırasında yardımcı hakemden orta hakeme :
- "Abi eline alırsa kesin geri pas olur...Abi geliyo toooop....Abi eline alıyooooooo...Abi geri paaaaaas"
* Orta hakemden, yardımcı hakeme :
"Ya yavrum bir tepki ver. Faul mu devam mı ?..Hiç olmazsa konuş oğlum, niye kulaklığın var...Konuuuuuuş"
* Orta hakemden, 4. hakeme :
- Üç iyi mi ?
- Abi kim iyi mi ?. Sakatlık mı var ?
- Evladım saat, saat !.. 3 dakika iyi mi ? Soranda kabahat zaten, göster göster...
* Yardımcı hakemden orta hakeme :
-Adama bak şu golü atamadı hocam...
-Boş kaleye atamadı beeee....
* Çizgi üzerinde giden bir pozisyonda yardımcı hakem- orta hakem diyaloğu :
- Çıkmadı babacığım...Çıkmadı abiciğim. Devam devam...
- iyi bak yavrum, iyi bak...
- Vallahi çıkmadı hocam devaaaam...
- Akşam TV'den bakarım...inşallah çıkmamıştır.. Yoksa var yaaaaaaa...
* Yardımcı hakem- orta hakem diyaloğu... :
- Abi hareket sarı kart
- Yok canım abartma, bizi mi yakacaksın...Pozisyona çok yakınım, karışma...
* Ve bazı diğer diyaloglar:
"Attı kendini hocam, faul değil....Bravo..."
"Bipim çalışmıyor hocam, ofsaaaaaayt"
"Arkanda didişme var hocam, didişmeeeee"
--spoiler-- *
Vodafone un saçma reklamlarından bir yenisinin sloganı. böle bi sürü geyik koşuşturuyo falan? acaba ;
"kocanız başka kadınlarla telefonda konuştuğunda size bip bip mesaj gelicek, siz de onu kıskıvrak yakalayacaksınız" gibi bir kampanya başlattılar da, o koşuşturanlar boynuzlanan kesim mi? diye merak ettiren reklam.
* eğer makul bir ücretle satılırsa bilmeyenler tarafından alınabilecek fakat bilenin bilmeyene söylemesi durumunda yerin dibine sokacak alışveriş. bilinmesi için rocco lu bir reklam çevrilmesi de mümkün, hemen senaryo;
*rocco ayakta ve tabi sucuğu da, kevsiyer yenge sırt üstü pozisyonda hamakta sallanırken bir yandan da sucuğu ısırma çabasında. her kaçırışında dış ses ; "rocco!" *