işin kolayına kaçmak sayılabilir. fakat unutulmaması gereken bir gerçek(veya gerçeklik) var ki o da yabancı sınırlaması nedeniyle turk futbolcu bulmanın zorluğu. ulan kıçı kırık kerim freiı almak icin 7m önerdim Fulham'a, satmadı serefsizler.
demem o ki ilk sene cok transfer yapmak zor. bi solbek bi stoper alın ilk sene idare edin. ikinci sene iyi isler yaparsınız biraz da bütçeyle.
diğer tavsiyem ise hamit ve emre'yi mutlaka oynatın. ben ikisinden de çok iyi verim aldım. drogba cok faydalı oluyor. komple forvet veya pivot oynatıyorum su an hatırlayamadım. ama hedef olarak onu secin oyun kurucunuz da selçuk olsun. lig sampiyonlugu kolay fakat ilk sene avr. başarısı zor gibi.
şu an kullanmaya başladığım ve Chrome ile senkronize ettiğim, Kullanımı oldukça hoş, turbo seçeneği sunarak yavaş bağlantılarda bir nebze de olsa hız artışı veren bir web tarayıcısı. Şimdilik güzel görünüyor.
Bu adamın iyi oynamasını öylesine istiyorum ki... Kişilik abidesidir kendileri fakat üzerinde bir tutukluk var. Umarım düzelir ve birkaç yıl daha bu formaya hizmet eder. Biz de aldığın para kuruşu kuruşuna helal olsun deriz.
saatinin 22.30 olması itibariyle gözümde biraz daha değerlenmiş dizi. o yarım saat öylesine fark ediyordu ki \"beni izleme\" diyordu sanki dizi. ama bitecekmiş diye duyduk, keşke bir sezon daha sürseydi.
ekleme: ahmet kural, murat cemcir, sadi cc* nerede olsa izlenir arkadaş. onlar için romantik komedi bile izlerim a.koim.
50-60 milyon avroya takım oyununa daha fazla katkısı olacak, ki barcelona takım olmadığı sürece bir hiç zaten ronaldinho-eto\'lu kadrodan beri, futbolcular alınabilecekken yapılacak en saçma transferdir.
battle sahnelerinin biraz az olduğu, belki de seri halinde çekilmesi gereken film. soundtracki Lose Yourself ve filmi izledikten sonra şarkı daha çok hoşunuza gitmeye başlıyor. bana çok kısa geldi süresi. 1 saat daha olsa izler miydim, nefessiz.
televizyonlardaki dizilerden, sinemalardaki filmlerden, popüler müziktekilerden çok daha farklı bir olgudur. tanımını yapmak kolay olmamakla birlikte keskin bir belirtisi de yok zaten. bünyeden bünyeye, kalpten kalbe farklılık göstermekte kendisi.
sahada attığı her adımdan gurur duyduğumuz, iyi ki galatasaray'da dedirten futbolcu.
hatta evimizdeki schalke maçında inşallah izlememişlerdir yoksa kesin alırlar bunu dedim kendi kendime. o maçta belki toplu oyunda çok yoktu ama yanındaki ruhsuz herif* yüzünden 90 dakika 3 orta sahayla tek başına mücadele etti. her maçta takımın en çok koşan oyuncu sıralamasında 1 veya 2 olması da tesadüf değil demek ki.
birinci kaptan olarak görmek istiyoruz kendisini. dakikaya bakmadan rakip defansa kadar koşup baskı yapan başka adam bulamazsınız.
beat'e tecavüz eden genç yetenek (aslında genç de sayılmaz 2008 parçası falan var ama yeni duyduk adını). zamanda yolculuk, vahim durum, ölü, çelişki, az dinlenmesi gereken parçaları. o söylerken büyük ihtimalle kaybolup gidiyorsunuz zaten.
türkiye şubesi bulunan hiphop sanatçısı. (bkz: contra)
adındaki inceliğe de dikkat çekmek gerekiyor. marshall mathers: m&m, "em and em", eminem. tabii eminem'i eminem olarak okuyorsanız ki hepimiz öyle okuyoruzdur, bunun farkına varmak zorlaşıyor. fakat till i collapse parçasındaki "And I am not hip-hop and Im just not Eminem." bölümünde "eminem"i nasıl söylediğine dikkat ederseniz o farka varıyorsunuz.
bildiğimiz kocakarı dedikodusunun takipçilerle yapılan şekli. amacı dışında kullanıldığı kesin fakat bu biraz da sizin kullanım amacınız, takip ettikleriniz ve çevrenizle alakalı.
not: bu zımbırtıyı blog'a, facebook'a benzetenlereydi son söylediğim, alınganlık olmasın sonra.