deniz baykal, baştan sona çok iyi bir parti başkanıydı. eğer o komploya kurban gitmeseydi, chp'yi ihya edeceği kesindi. şu an itibariyle chp, akp için kolay bir muhalefettir, akp de zaten bundan memnundur. gerçek muhalefet, deniz baykal'ın zamanında yaptığı muhalefettir. halkı anlamaktır, çözüm odaklı olmaktır ve ılımlı ve cesur bir siyaset gütmektir. kim ne derse desin, ben şahsen deniz baykal'ı mumla arıyorum.
sakin kafayla düşündüğümde hala ülkemizde böyle cahil, kültürsüz insanlar var mı diyorum kendi kendime. görüyorum ki ne yazık ki var. çok kitap okumayı cinsel tercihe bağlamak nasıl bir hezeyandır? bu önermeden yola çıkarak üniversite mezunu olan her insanın cinsel farklılığı olduğunu söylemek nasıl bir kafa yapısıyla bağdaşabilir? başlığı açan kişinin bir yerlerden kuyruk açısı olduğu çok net anlaşılıyor. ne diyelim, allah akıl fikir versin böylelerine...
adam için yetenekli diyenler, nasıl olur da aynı zamanda sesi kötü der bunu anlamış değilim. eğer burada adamın sesinin şarkılarda güzelleştiği anlamı çıkıyorsa, o büyük ihtimalle şarkıdaki oynamadan kaynaklanmaktadır.
(bkz: normalsesikötüolupşarkıdakisesigüzelolanadam)
sizin bu yaptığınız sadece atatürkü kullanmaktır başka bir şey değil. atatürkü kim yarattı ve atatürk'ün bu başarıları elde etmesini kim sağladı zannediyorsun? hee tabi sana göre atatürk kendi yaptı her şeyi, biz de maymundan geliyoruzdur değil mi? bu düşünce atatürk'ün kemiklerini sızlatır mı bilmem ama kesinlikle emin olduğum şey, böyle sapık fikirlerin yayılmamasının doğru olacağıdır. ama sizin gibi dinsizler ve ateistler toplumda var olduğu sürece bu sapık fikirler şüphesiz yayılacak ve bir genç ikonu olacaktır kanaatimce.
(bkz: kâfirlik moda oldu bu devirde)
not: eksilemeyi unutma sakın, anca eksilersin zaten.
artık böyle açık saçıklık toplumda moda olmanın yanı sıra, medenilik kavramı ile nitelendirildi. söyler misiniz, orasını burasını açan bir insan, açmayanların karşısında cesur bir kadın olarak dolaşıp nasıl olur da medeniliğin simgesi olur? toplumun ahlak düzenine karşı gelmek ne zamandan beri medenilik? böyleleri toplumu yozlaştırıyor işte. ne irandaki gibi bir jenerasyondan bahsediyorum, ne de ingilteredeki gibi plajlarda çıplak dolaşmaktan. her şey yerli yerinde olmalı, ne az ne çok.
geçen gün okulda birini gördüm, sırf yanındakini etkilemek için eteğini götüne kadar sıyırıyor. bu nasıl bir edep ve terbiye anlayışı? kıç baş açmak ne zamandan beri medenilik oldu? ahlaklı olmak ne zamandan beri gericilik oldu? sırf bu gerici söylemleri ortaya atanlara karşı her zaman toplumda ezilmeye çalışan namuslu insanların arkasında olacağım. biz sustukça tepemize çıkıyorlar. tamam kıyafet özgürlüğü var, ister türbanlı dolaşırsın, istersen de çıplak ama şunu unutmayın, medenilik cesur olupta kıçını başını açmak değildir, çağa ayak uydurmaktır. ama bu demek değil ki, bulunduğun çağın bütün özelliklerini kendine al. içinden uygun, modern ve akla yatkın olanları almalısın. ama insan bu işte, topluma getirdiler " medenilik ve çıplaklık " kavramlarını, sonra da bunları birlikte kullanıp modern toplumdan söz ediyorlar. geriye kalanları da " gerici ve ahlak polisi, zabıtası " diye nitelendirip ahkam kesiyorlar.
şunu bilin ki, biz karşı çıkmazsak ve susarsak bunlar ülkeyi daha ne hallere getirecekler. hiç kimse utanmasın düşüncelerinden, herkes açığa vursun ki bu ülke daha beter hale gelmesin!
(bkz: bir toplumun yozlaşması)
kuran, müslüman aleminin kutsal bir kitabıdır. bu kitabı anlaması için bir insanın zekasını ve mantığını kullanması gerekir. eğer biri bu yüce kitapta bir çelişki olduğunu iddia ediyorsa, kanıtını da ortaya sunmalıdır. şundan eminim ki, göstereceği kanıt kesinlikle bir çelişki değil, sadece mantık kullanmayı gerektiren cümlelerdir. ayrıca kuranda insanın aklının alamayacağı birçok şey de yazmaktadır. mesela; ahir ömürün sonsuzluğu gibi. bunu ne kadar düşünsekte çok muhteşem ve inanması güç bir şey. kuran okundukça insanı geliştirir ve kafasındaki soru işaretlerini tamamlamasını sağlar. kuranı tam okumayıp ya da okuyupta kafası almayan, çelişki olduğunu iddia eden ve kuranı hz.muhammed'in yazdığını iddia eden bu kâfir insanlar, kıyamet günü geldiğinde bunun hesabını nasıl verecekler? eğer kitaptaki cümleleri algılayamıyorsanız, gidip tefsir ve ilmihal kitapları satın almanızı tavsiye ediyorum. okumak istemeseniz de keyfiniz bilir ama şunu açıkça söylemem gerekir ki, bu dünya yaşamı uzun değil, yarın kim bu dünyada yaşayacağının garantisini verebilir? şu ahir ömrümüzü ibadet ve tasavvufla geçirsek ne kaybederiz? tersine maneviyatımızı güçlendiririz. şunu da unutmayalım: allahtan gelen allaha gider. dünyevi hayata kendimizi kaptırmayalım. ama ne söylesem boş, toplumumuzun geldiği şu vahim tablo beni çok üzüyor.
(bkz: kâfirlik moda oldu bu devirde)
kıllı erkeklerle dalga geçilmesi, toplumun içine düştüğü vahim tablonun bir göstergesidir. insanlar o kadar alışmış ki kılsız erkeklere, artık erkek diye kılsız erkekleri nitelendiriyorlar. buradan kastettiğim hastalıktan dolayı kılsız olan erkekler değil, kıllarını aldıran erkekler. böyle erkek olur mu? mesela iki kızın arasında geçen bir diyalog:
- böğğğ! adama bak çok gıllı ayı resmen!
- sen bir de şuna bak bacaklarında bir kıl bile yok adam gibi adam işte erkek dediğin böyle olur!
- ayol düşüncemi mi okudun ne?
gördüğünüz gibi onlar artık kıllı erkekler erkek diye nitelendirilmekten çok sanki ayrı bir cins olarak nitelendiriyorlar. bu dediğim olay daha çok elit tabakalarda meydana geliyor. şunu kafanıza sokun kızlar: erkek dediğiniz kıllı olur ve bacaklarına veya götüne ağda yapmaz.
şehzadesinin annesini hürrem için bursaya sürmüş ve sefalet içinde yaşatmış bir kişidir. mahidevran açlık ve sefalet içinde bursa da vefat etmiştir. oğlunu da boğdurtmuştur. neymiş efendim onun tahtına göz koymuş. şunu kesinlikle söyleyebilirim ki şehzade mustafa öldürtülmeseydi osmanlı 30 yıl daha hüküm sürerdi, çünkü şehzade mustafa çok yetenekli ve yeniçerilerin özellikle halkın neredeyse tümünün çok saygı duyduğu bir şehzadeydi. taht hırsına kapılıp boğdurttun, süründürttün milleti kanuni. değdi mi? şimdi neredesin? sana sezen aksudan şu sözleri söyleyerekten veda ediyorum kanuni: dünya ne sana ne de bana kalmaz. sultan süleymana kalmadı. böyle hiçbir kitap yazmaz...
havalı olacaksınız diye kıçınızı başınızı açmayın. kaşar olmayın. her önünüze gelenle çıkmayın. biraz daha terbiyeli ve ahlaklı olun.
(bkz: ayakları öpülesi iyi aile kızları)
kesinlikle saçma bir ifadedir. türkiye türklerin olduğu kadar türkiye'de yaşayan diğer vatandaşların da ülkesidir. kafatası milliyetçiliği yapıp durmayın burada. ona bakarsanız kadıköy sadece kadıköylülerindir. böyle saçmalık olur mu? gazetede yazan üç kelimeyi üç cümle diye nitelendirdikten sonra devamını okumaktan aciz olan laubali sunucu ilk önce gidip "sözcükte anlam" dersi alsın. bu ne biçim bir milliyetçilik anlayışıdır? sırf şov yapmak ve şöhret olmak için yapılan bu ahlaksızlık nedir? mantığı ve düşünme yetisi olan bir insan ilk önce okuduğu cümleyi doğru anlamalıdır. koymuşlar oraya bir sunucu, cümlenin tamamını okumadan atıp tutuyor ve ahkam kesiyor. buna milliyetçilik mi diyorsunuz? buna türklük mü diyorsunuz? ben buna ahlaksızlık diyorum!
inek olduğu tamamen yanlış bir teori. benim inek bir erkek arkadaşım vardı. pantolonunu göğüsüne kadar çekerdi. neden çekiyorsun diye sorduğumuzda ise, böyle bilgileri daha iyi hatırlıyorum derdi.
(bkz: insanlar çeşit çeşit)
en başta şunu söyleyeyim ülkeye dair her skandaldan kesinlikle akp sorumlu değildir. tabi bu herkesin işine gelir. biri gider ergenekonculara destek çıkar diğeri gider teröristlere destek çıkar. bunların hiçbirinden akp sorumlu olamaz. ergenler konusuna gelince; orada burada saçma sapan konuşup arkadaşları arasında karizma yapmak isteyen bir grup budaladan oluşur bu grup. "ülkemiz elden gidiyor, şeriata geçiyoruz, hep tayyip yüzünden" gibi ergence ve gerçeğin ne olduğunu bilmeden yapılmış yorumlardır bunlar. sanki böyle dediklerinde acayip havalı olurlar. tam tersine bunlar egolarını tatmin etmek için ona buna çamur atan, onla bunla dalga geçen bir grup budaladan oluşur. bir de bunlar yorum yapınca çevredeki salak ergenlerden de cevap gelir: " helal olsun, çok güzel söyledin valla ". bir şeyleri iyi bilmiyorsanız, konuları konuşmak için konuşmayın küçük ergencanlarım. kömür konusuna gelince, bana şu ana kadar seçimde oy toplayabilmek için kömür, odun vb.. şeyleri dağıtmamış bir parti söyleyin? her parti yapar bunu. tabi bu ergencanların gözü hep akp'de dir. yazık size vallaha acıyorum. paranıza, egonuza, giyiminize güvenip bilmediğiniz konular hakkında yorumlar yapıyorsunuz. ee tabi arkadaş çevresinde hava yapmanın yolları arasında bu. ergencanlar için en ideali. ortalıkta konu mu kalmadı? ortaya bir akp konusu at. yüksel egom yüksel hesabı. yazık yazık. benden size tavsiye ergencanlar: yatmadan önce sütünüzü için başka bir şeye burnunuzu sokmayın.
insan dediğin farklı görüşlere açık olmalı. sen bir görüşe karşıysan, o görüşe katılanların okuduğu gazeteye de karışamazsın. ayrıca bir gazete sadece yandaşları tarafından okunmamalı, muhalefetler tarafından da okunmalı ki fikir alışverişi yapılsın. her değişik fikir insanın kültürünü ve bilgi dağarcığını geliştirir. bir insana sadece okuduğu gazeteden dolayı çamur atmak, ezmek ne kadar iğrenç ve laubalice bir tavırdır. bu hangi akla mantığa sığar? şekil a daki diyalog gibi:
- sen hangi gazeteyi okuyorsun?
- zaman.
- aaa zaman mı okuyorsun? tayyipçi, fethullahçı, dinci! bööö
- ?!
bu diyalog hem zaman okuyucuları, hem de cumhuriyet okuyucuları için geçerlidir. hem şunu söylemek istiyorum, bir gazeteyi düzenli satın alan kişi ya bu gazetenin başındaki kişi veya kişileri çok iyi biliyordur ya da kültürünü geliştirmek için satın alıyordur. ama emin olun zaman gazetesini okumak, darbecilere ve cuntacılara destek veren ergenekon medyasının yalan yanlış iftira dolu haberlerini okumaktan kat kat daha iyidir.
çok yanlış bir yargılamadır. ona bakarsanız bu ülkede satanistler de yaşıyor. türkiye bu durumda satanistler ülkesi mi oluyor? bu ülkede bekçiler de yaşıyor. bu durumda türkiye bekçiler ülkesi mi oluyor? kısacası bu ülke içinde yaşayan vatandaşların dini inançlarıyla, kişilikleriyle, diniyle, en önemlisi meslekleriyle dalga geçmek ve bu kişileri bir topluma mâl etmek hiç kimsenin haddi değildir.
insan etrafında bulunan arkadaş grubunu yadırgıyorsa, aynı zamanda o arkadaş grubunun içinde bulunanlar birbirlerinin gözüne girmek için iphone'uyla ipad'iyle hava atarak yavşak hareketler yapıyorlarsa, ve ben bu koşullarda onlarla arkadaş olmuyorsam, buna rağmen asosyal sıfatı görüyorsam, evet ben asosyalim ve bundan da çok memnunum.
(bkz: yavşak yavşağı çeker)