bir personel rezaletine şahit olmak istiyorsanız seçebileceğiniz yegane yerlerden biri. neden mi?
mezuniyet, hele ki üniversite mezuniyeti bir insanın hayatındaki en önemli gecelerden biridir. bu gecede doğal olarak kıyafet, en özenilen şeydir. bu önermeden hareketle gittiğimiz samtex mağazası, rezaletin daniskasını yaşatmıştır. "hiçbir şekilde şüpheniz olmasın, biz her alınan elbisenin notunu alıyoruz, aynı fakülteden de hiiiiç kimselere satmıyoruz." diye garanti alınan yerde aynı kıyafet nasıl olurda başkasına satılabiliyor? üstelik aynı fakülteden başka bir bölüme değil, sınıf arkadaşına! ulan senin teknolojiden haberin yok mu? kayıta geçmiyor musun elbiseyi sattık diye? iki gün sonra aynı elbiseyi aynı sınıftan başka birine satmak nedir ya?
neymiş, bir hata olmuşmuş, 14 yıldır bu işi yapıyorlarmış da hiç böyle bir şey başlarına gelmemişmiş. hep laf. aynı sınıf ulan, aynı sınıf! hadi onu geçtim, mağduriyetinizi bildirip paranızı da geri alamıyorsunuz. veremiyorlarmış. istersen başka kıyafet beğenebilirmişsin ama olur da beğenmezsen aynı elbiseyi giyecekmişsin.
dünyanın başka hiçbir yerinde böyle rezalet görülmemiştir heralde. sakın ama sakın, oradan abiye satın almayın. size yapılan iyi muamele sadece elbiseye para ödediğiniz süreye kadar geçerli oluyor çünkü.
hayır anlamıyorum neden sürekli şirin olmak, yapılan esprilere alınmamak zorundalar ki? şişmansın ulan sen. bi bak bakalım aynaya şu halinle neye benziyosun.
şişman şakalarına kahkahalarla gülmeleri.
bu kesinlikle normal değil. vay ben kendimle barışığım, aman da dünyaya şu gözlüklerle bakıyorum falan hikaye. kesinlikle psikolojileri bozuluyor. bunlar hep yol, su, elektrik olarak bilinçaltına gönderiliyor. acısı zamanla suratınızda patlayacaktır.
şişman şakası yaptığım biri okkalı bi cevap verse bana mesela, sus lan kendi ...ne bak dese, susup oturucam, vallaha bak.
sürekli şirine modunda gezmeyin yeter. ya kilo verin ya da azcık insan olun.
an itibariyle tnt de yaşamın şifreleri programında tartışılan konudur.
latife hanım'ın yeğeni bu iddiayı gündeme getirmiştir. atatürkün ilk çocuğunun fikriye hanımdan olduğunu, evlilik dışı ve zübeyde hanım'ın fikriyeyi atatürke layık görmediğinden çocuğun saklanıp manevi oğlu gibi gösterildiği belirtilmektedir. dikkate alınmalıdır kanımca.
an itibariyle yine yeni yeniden yaşanan olaydır. deneyip deneyip giriş yapamamaktayım. burdan yetkililere sesleniyorum:
sayın yetkili;
milyon dolarları cebe indirirken iyi. bi çalışıver de düzelt şunu, efendi ol adam ol lan!
düdüt: çöküyormuş lan site. 5 kasımmış. remember remember the fifth of november hesabı. ahanda haberi:
tamam internetti online gazetecilikti falan iyi güzel hoş da olmuyor efendim, sayfaları parmaklayıp karıştırma zevkini vermiyor yahu! hem internette gazetedeki gibi detayları da bulamıyorsun. aldığın radyasyondu, göz yaşarmasıydı falan da cabası. velhasıl, alın efendim bi güzel de okuyun. şiddetle tavsiye edilir.
uzun zamandır radyolarda falan duyuyorum. bir reklamdır gidiyor. ünlü ünlü şahsiteyleri de konuşturup duruyorlar. misal uğur dündar şöyle diyor;
"merhaba ben uğur dündar, sağlığın delisiyiz, suyu cam şişede içeriz"
tamam ben de sağlığın delisiyim, severim de kendimi ama anlamadığım durum şu; hava sıcak, ölüyorsun da yorgunluktan "ayy şu marketten bi su alayım da içeyim bare!" deyip markete giriyorsun, o da ne! bilmem kaç gramlık cam şişeler. iyi de arkadaş 40 derecelik havada o şişeyi kim taşıyacak?
hadi bunu hallettin, taşıdın. ben eve damacanayı nasıl alacam? kırılır lan su makinası. onu taşımak da ayrı dert zaten. üstüne cam parası falan filan, masraf yani. velhasıl-i kelam içmiyorum arkadaş allah allah ya!
--spoiler--
Mübarek'i istemediği için sokağa dökülenler "demokrasi isteyen halk" ise, cumhuriyet mitinglerine katılanlara niye "ruh hasası vatan haini" dedin o zaman? tunus'taki muhaliflerin sesine kulak vermek gerekiyorsa, muhaliflerin niye hapiste? kaddafi'nin eline silah alıp sokağa çıkanların üstüne tank sürmesi birleşmiş milletler bombardımanını gerektiriyorsa eğer, sen yıllardır nerelere tank-panzer sürüyorsun, fizan'a mı?
onlar halk,bunlar kelaynak mı?
--spoiler--
saçma salak bir sonuçtur.yılmaz özdilin 14 nisan 2010 tarihli yazısıyla değerlendirilmiştir.sonuna kadar da haklı bulduğum bir yazıdır.zaten araştırmayı yapan şirketin güvenilirliği tartışmalıdır.ahanda o yazı;
bu grup tehlikeli arkadaşım. bunlar iddialı, haşin, seksi, çekici, itici.. ne derseniz deyin. ama hala farkında olmadığınız, orda burda "işteee bir soner skbd şarkısı daha!" başlıklarını paylaştığı videolara ekleyenler var.