gündemdeki son konulardan sonra ortaya koyulmuş bir tepkidir.
son yaşanan olaylardan sonra ülkenin tam bir muz cumhuriyetine dönüştüğünü görmemek için kör olmak gerek. kendi tepkim olarak facebook ta yaşadığım yeri muz cumhuriyeti ( ingilizcesi banana republic ) olarak değiştirmeye çalıştım ama yapamadım. bu konuda birbirimize destek olup yine ruhumuzu yansıtarak herhangi bir yeri muz cumhuriyeti olarak değiştirmek ya da yeni bir yer olarak eklemek konusunda yardımcı olunabilecek yerler aranmaktadır.
yanlış anlaşılmaktan kaynaklanan veya dini inanç gereği inandığı şeye karşı gelinmesine dayanamamaktan kaynaklanan bir durum olabilir.
örneğin; yine sıradan bir gün. kız arkadaşımla buluşmuşum. neyse güzel bir yemek yedikten sonra bir cafeye geçtik. kahve falan içerken birazda haftanın kritiğini falan yapar günü güzel kapatırız dedik. hafta içi başına gelen olayı anlatıyordu. benim kafa biraz dalgın iş mevzularından dolayı. hafta içi taksimde 3 kız arkadaş takılıyorlarmış. ara sokakları falan gezelim demişler. karşılarına büyük bir köpek çıkmış bunlara doğru hırlamaya başlamış. ben tabi konsantre bir şekilde dinlemiyorum.
bunlar birden kaçıştıklardan bahsetti. benim kız "allahtan hızlı koşuyorum da apartmana sığındım köpek yakalamadan önce" dedi. o an kan beynime sıçradı. " allahtan hızlı koşuyorum nedir ha nedir? allaha şirk mi koşuyorsun sen " diye buna giriştim cafenin ortasında.
tabi sonrası malum telefonlarıma cevap vermedi.
saftır ya da ablasına çok güvenmektedir. belki de gavatlıkta bir seviye daha ileri taşımak istiyordur kendisini. ablasından sıkılmış olması da muhtemeldir. sonuçta ablası o gece mervelerde kalıyorsa ve sadece iki kardeş iseler koca evi tek başına kullanma fırsatına erişmiştir. tabii anne ve babasının da biraz gavat olduğunu hesaba katıyoruz.
birileri hep bunu yüksek sesle söylüyor nedense. aslında nedeni açık. hak arayanları haksız çıkarmak. kamu malı tanımı basittir. kamuya ait olan demek. bu sadece park bahçe değil devlet kurumları için de geçerlidir. gezi parkı eylemlerinden sonra tvlerin çıkardığı zarar 100 milyon dolar civarındaydı. bunun 20 milyon dolardan fazlası biber gazıymış. hadi biz yine diyelim ki 100 milyon dolar zarara uğrattılar bu ülkeyi. şimdi sizi 2005 yılının sonuna götürmek istiyorum.
seneler 2005 yılının son aylarını gösterirken telekom'un özelleştirilmesi ile meşguldük. çoğunuz hatırlarsınız. telekom bir an da 7 milyar dolara (bu telekom'un 2 yıllık karı sadece) özelleşti. aynı telekom'u tansu çiller 96 yılında 49 milyar dolara özelleştiriyordu ki işçi memur eylemleri yüzünden bunu gerçekleştiremedi. o telekom 9 yıl için de çok büyüdü. herşey gözünüzün önünce cereyan etti. bunu belirtmeme gerek bile yok. ve değeri 7 milyar dolara düştü. öyle mi?
2005 yılında telekom'un özelleştirileceği sıralarda bazı kaynaklar da güncel değerinin 70 milyar dolardan fazla olduğunu okumuştum. 70 milyar dolar nerede 7 milyar dolar nerede...
hadi kamu mallarına geri dönelim. 100 milyon dolar nerede yakşalık 65 milyar dolar nerede? kamu malına çok değer veriyor olsaydınız 2005 yılında sokağa çıkan işçi memura destek olur telekom gibi ülkenin en büyük değeri ve gereksinimi olan bir firmanın özelleşmesine karşı çıkardınız.
neyse ki hala ayakta duran hakimlerimiz vardı da telekomun taşınmazlarını yine devlete bıraktı. devlet onlarla beraber satmıştı.