fakültede final zamanı bir sınav esnasında ev arkadaşımın sorunun yanıtını düşünmeye çalışırken farkında olmadan hocanın yüzüne daldığında hoca sinirlenerek:
çabuk yağlandırılmasına izin verilen saçtır. zira her gün yıkanan saç elbette yağlanır. saç diplerinde oluşan yağ, saçı besler. sürekli yıkanan saçın beslenmesi için ise, yağ üretimi hızlanır. saç alışmıştır ve her yıkamadan sonra harıl harıl yağ üretimi gerçekleşecektir. (bkz: atlı mı kovalıyor) bu durumdan muzdarip kişilere bu söylendiği zaman muhtemelen alınacak yanıt: "e dışarı çıkamayacağım. ayıca benim saçımın yapısı böyle. çabuk yağlanıyor." offf sanki yapacak bir şey yokturdur.
kolaydır. önceleri gün aşırı yıkamak gerekir. daha sonra bu üç günde bire çıkarılabilir. bu da normaldir. bir hafta sonu bir gün çıkmayın dışarı efendim! bu da saç sağlığı.
lakin bu alıştırma harici başka sebeplerden yağlanma oluyorsa, deri ile ilgili vs, doktora başvurulmalıdır.
profesyonel turist rehberliği yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara uygun olarak rehberlik mesleğini icra etme yetkisini kazanmış olup, yerli veya yabancı turistlere, turistlerin gezi öncesinde seçmiş oldukları dil ile uyumlu olmak üzere, rehberlik kimlik kartlarında belirtilen dillerde rehberlik eden, onlara tanıttıkları bölgenin kültürel ve doğal mirasını aktaran, gezi programının; tur operatörü veya seyahat acentasının yazılı belgelerinde tanımlandığı ve tüketiciye satıldığı şekilde yürütülmesini sağlayan ve gezi programını seyahat acentesi adına yöneten kişidir.
turist rehberi değil de, turizm rehberi demek daha uygundur. zira, yalnızca turiste adanmış değillerdir. turizmi kapsarlar, turizm sunumu yaparlar.
okuduğum bölümün parçasıdır.
(bkz: seyahat işletmeciliği ve turizm rehberliği öğretmenliği)
titiz annelerin temizlik esnası ve sonrasında kurdukları cümledir. hele bir de evin zemini koyu renk laminat parke ile döşeliyse... temizlik zamanına gerek olmadan, dışardan her girişte kapıdayken söylenen cümledir.
"okunaksız" tanımıyla, "genellemedir". gayet okunabilir şekilde yazan doktorlarımız da vardır oysaki. bunun ceremesini çektirmişlerdir insanlar, hala da çekerim babamın doktor olmasından mütevellit. *
misal:
x : yahu bu doktorların yazısı mesela, okunmuyor kardeşim...bla bla....
ben : ama hocam benim babamın yazısı oldukça okunaklı, muntazam!
x : yaw bırak şimdi
ben : >:I
"aman allahım bu ne güzellik! bakın bayan, siz bu kadar güzel olmayı hakediyorsanız ben de sizinle konuşmayı hakediyorum. msn adresim; ....@hotmail.com. böyle bir güzellik kıramaz kimseyi, evet bekliyorum."
mimarlık tarihinde biçimini ve fonksiyonunu en uzun süre koruyan bir yapı biçimidir. roma çağı'nda ortaya çıkmış, hem dini yapı olarak hem de mahkeme yapısı olarak kullanılmıştır.
hıristiyanlık'ta bu yapı tarzı dini mimarlıkta özellikle kullanılarak devam etmiştir. birbirinden sütun ya da ayak dizileriyle ayrılmış ortada geniş ve yüksek, yanlarda alçak ve dar birbirine paralel neflerden oluşan uzunlamasına gelişmiş bir mekan düzenine sahip, uç kısmında nişi andıran bir apsis olan bir yapıdır. apsiste biraz yüksekçe bir sunak bulunabilir. bazilikanın ön yüzünde bir kapı ile bir alana girilir. atrium denilen bu kare alanın ortasında kantharos adı verilen bir temizlenme çeşmesi yer alır. bazilikanın planı, önceleri haç şeklini andırırken daha sonra tamamen haç görünümünü almıştır.
başvuru formları, vs. gibi kağıtçıkların kişisel bilgi bölümünde geçen, bu kodu aklında tutamayan insanları burayı boş bırakmaya teşebbüs ettirebilen, bu insanları gıcık eden bir boşluk doldurma yeridir.
ortopedik bir sorundur. düz taban olan kişilerin ayakları yürüdüklerinde çabuk ağrır. ortopedik ayakkabılar oldukça iyi gelir, bu ayakkabıların çocukluktan itibaren giyilmesi önemlidir.
fatih terim'e vantilatör değil de dil sürçmesi sonucu antretör dediğini iddia etmiştir bir magazin muhabiriyle olan konuşmasında. Kendisi de gülmüş bu haberi okuyunca, hatta yataktan düşmüş. Şöyle diyor; " vantilatör der miyim, antretör demiştim yanlışlıkla. Ne vantilatörü yahu, yok klima diyelim, hahahaha..."