korkuyorum, beni bırakma. pazarda annesini arayan küçük çocuklardan da beter korkuyorum. ellerimi tut bu sefer, kalbine götür, dünyanın en güzel ritmini dinlet bana. korkuyorum, ellerimi bırakma. hem üşür ki benim ellerim sen yoksan.
''bu gezegende, iki insanın birbirlerine duydukları sevgi, bir terazide dengelenmiş midir hiç? eşitlik fikrine en çok âşıkken inanırız. çünkü en çok o zaman ihtiyaç duyarız.''
-erken kaybedenler.
kendisiyle ankara'nın bi köşesinde karşılaşmayı diliyorum. hatta kitaplarıyla dolaşmayı düşünüyorum belki karşılaşırız diye. olmadı bi kağıda bi kaç imza attırıp kağıtları keser ve kitapların başına yapıştırırım. muhakkak kitabın üstüne atılmış gibi güzel durmaz ama kanaatkar olmak lazım.
biraz daha derin düşünse üzmeyecek ve üzülmeyecek erkek. boğa burcu kadınının yanında ipleri eline almazsa sorun çıkacağını anlayacağını da ümit ediyorum.
suratsızlık. salak salak gül demiyorum ama o ekşimiş yüzünü biraz değiştir. burda bahsettiğim kesinlikle üzgün bir yüz değil; şikayetçi, huysuz bir yüz.
ailemizin müzisyeni sıfatıyla ortalıklarda dolaşan adam. bir zamanlar çocuklar duymasını izlediğimiz gibi ailecek konserine gidip izleyebiliriz. 'es' dışında pek de bi şarkısı sarmamıştır bugüne kadar beni, o ayrı.
erkek olan bir arkadaşla tenefüste oturmuş muhabbet ediyoruz. karşıdan gelen çocuğu (hoş bir çocuk) gösteriyor ve:
+ bak bu x, filistinliymiş.
-hee, biliyorum ben onu.
+oha, that70s! yuhh! sen neymişin! yuh! oha!
-ya ne var ki bizim bölümde. biliyorum çocuğu, çok mu garip?
+haa, sen biliyorum mu dedin? ben de 'yerim ben onu' anlamıştım.
-...
çocuk bu muhabbetten elbette ki bir haber. ama ben kötü hissettim bi süre çocuğu gördükçe. ulen yamyam mıyım ben?
ohadır. yapılmaması gerekeni yapmış erkektir. 6. yıla taşımasın mümkünse. 2 yılı geçirdiysen cinsiyetini önemsemeden konuşman lazım kardeş, her şey olacağına varsın.
yepyeni kocaman bir şehir... bir aya ankara'da yaşamaya başlayacağım ve sözlük bundan o kadar çok korkuyorum ki. üniversiteyi ankara'da okumayı hiç düşünmemiştim daha önce, belki istanbul daha rahatlatıcı olurdu bilmiyorum. 2 haftadan fazla ege'den dışarı çıktığım olmadı benim. şimdi ise farklı bir doku beni bekliyor. elimde değil ölümüne korkuyorum.
insanların ösym'yi arayarak bugün açıklanmadığına karar kıldığı sonuçlardır. ayrıca senelerimizi geçireceğimiz üniversiteyi, şehri hangi akla hizmet bu kadar merak ederiz(!). abi bayramı atlatalım nedir bir de ya? anasını satayım ne zaman bu kadar düşünceli oldu ösym.
--spoiler--
başta ev sahibinden bir atak bekliyordum; ama bu kadarını kesinlikle değil. son sahnede arkadaki hayali polislerle kolidorda yürüyüş ise çok ilgi çekiciydi bence. bu kadar keyif aldığım sahneler sayılıdır.