elbette umutlu olacağız, ne de olsa herkes elindeki paraya göre umudunu satın alabiliyor. ha elinde parası pulu olmayanlar ne yapacak derseniz, onlar da şükretmeyi öğrenecek. şu an dayatılan düzen de bu sistem de. bunları hissettiren,düşündüren herkesin amına koymaktan başka bir çaremiz yok gibi,oturduğumuz yerden koyalım gitsin,neyse ki bu beleş.
aile içinde yerimizin dolup dolmamasıyla alakalı aslında. bir babanın,annenin yerini kimse dolduramaz ama bir evladın yerini diğeriyle doldurabilirsin. arkadaşlarımız diğer arkadaşlarıyla doldurur vs.
bence bu konuda bu kadar kafa yorup,bunu bir problem haline getiren insanlardan uzak durun. ödeyip,ödememek asıl olay değil. asıl olay bunu tartışmak,olm nasıl insanlarla birlikte oluyorsunuz aq. sosyal medyanın getirdiği bir şey bu da. sosyal medya üzerinden tanışıp daha buluşmaya gitmeden önce bunun hesabını sizlere yaptırıyor karşılıklı olarak. tartışmaya gerek yok dedikten sonra bir paragraf yazı yazan kafamı da sikiyim.
herkesin içi fesat, arkadaşın anlattığına göre karantinadan kaçma girişiminde bulunurken yakalanmışlar.Kiracıyı zorlamış,tehdit etmiş yardım etmezse diye.
son zamanlarda bu ve bunun gibilerin bu kadar itici olmasının sebebi yapacak bir şeyleri yok, belli bir yetenekleri yok.bir şekilde götleriyle,memeleriyle,at suratlarıyla tutunmaya çalışıyorlar.başarıyorlar mı dersek kesinlikle evet. şu an ben bu entry'i yazmışsam ve sen de bunu okuyorsan yeterli,ha bu bizim de salaklığımız işte ama...
konumu iyi olan taştır ama oynarken atlardan çok çekiniyorum.hesaplaması biraz can sıkıcı olabiliyor.bazen gözden kaçan hamleler oyunu belirliyor direkt.
virüs avrupadayken onları helak ediyordu, bize gelince de imtihan ediyor. bunları dile getiren insanların körelmiş bakış açılarında herhangi bir değişiklik olacağını düşünmek saflık.