kim yada kimler tarafından ortaya atıldığı bilinmeyen akıllara zarar dezenfermasyon örneğidir.
lan bildiğin yalandır işte!
sen 30 yıldır pkk yı bitirme , sonra çık '' askerin vur emri yokdur '' de. has****ir diyoruz has*****ir...
atatürk ün izinden bir an olsun ayrılmayan ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için atatürk ün izinden giden eli öpülesi türk kadınıdır. bu ve bunun gibi türk kadınları türkiyenin iran gibi olmaması için çok çetin mücadeleler vermiştir.
şöylede bir olay yaşanmıştır;
biz küçükken arkadaşlarla mahallede toplanır 9 aylık oynardık. yine böyle dokuz aylık oynadığımız bir gündü. topun sahibi herzamanki gibi zengin piçinindi. bu zengin piçi günde iki defa dondurma yer ağzı çukulatalı gezerdi. koltuğunun altına sıkıştırdığı topla millete hava atardı. ama mahallenin bitirim abileri elinden topu alır paslaşmaya başlardı. çevreside olmadığı için kavgaya adam çağıramazdı. bunlar çok çağdaş bir aileydi. kavga etmek çok kaba bir hareketti. muhtemelen onlar beyaz türk sınıfına giriyordu ama beyaz türk kavramı ozamanlar yokdu.
dedim ya! çok deli 9 aylık oynadığımız bir gündü. çağdaş ve zengin ailenin sevimli çocuğu topunu mahallenin bitirim abilerine vermişdi. kıran kırana geçen oyunun ortasında karşıdan gelen kırmızı dar gömlekli ve siyah mini etekli bir kadın ansızın tüm ekibin dikkatini çekti. biranda herkes durmuş ve o kadına bakıyordu. bende geçen yaz tatilinde kovulana kadar mahallenin bakkalında çalıtığım ve tüm evlere servis yaptığım için herkesi çok iyi tanırdım. bu ablayıda ordan tanırdım. evlerine gittiğim zaman minicik bir şortla karşılardı beni. üzerindede eğildiği zaman memeleri çok rahatlıkla görünebilitesi yüksek askılı body olurdu. evin hemen girişinde, kapının üstünde , ne olduğunu hatırlamadığım bir söz vardı ama altında m.kemal atatürk yazıyordu. çok şaşırmıştım. bizim evde arapça '' bismillahirahmanirrahim '' yazıyordu oysa.
odalarda da atatürk resimleri vardı. demek kadın tam laikçiymiş. tabi ben küçük olduğum için bunu anlamamıştım. anlaşılan bu teyze sıkı atatürkçü olduğu için böyle seksi giyinirmiş. malum! iktidarda refah-yol hükümeti var. henüz tanklar sincanda yürütülmemiş , fadime kalkanla müslüm gündüz aynı yatakta basılıp kartel medyaya servis edilmemiş. postmodern darbe olmamış. onun için sivil iktidara bir başkaldırısı vardı bu kemalist teyzenin. gericilere yobazlara savaş açmıştı. aferindi , helal olsun vallahaydı. atatürk ün kurduğu bu ülkeyi yobazların eline bırakmaya hiç niyeti yoktu. ozamanlar şeriat ha geldi ha gelecekti. eli kulağındaydı. ama bu kemalist teyzemiz mini eteğiyle laikliği çok güzel savunurdu. o ve onun gibiler sayesinde bu ülke iran gibi olmamıştı.
nerde kalmıştık. evet evet! bu bizim süt çocuğunun annesinden başkası değildi. ilk bakışta tanıyamadım kendisini. çok kaba bi makyaj yapmıştı.
tam o esnada mahallenin doğu kökenli abisi hayalarını haşır huşur kaşıyarak o iğrenç doğu aksanıyla tarkanın o dönemlerdeki en meşhur şarkısının dizelerini kullanarak tiksinç bir laf attı ; '' kız hepsi senin mi? kıl oldum ağbi ''
ve gülüşmeler '' hahahahihihihhahahihih ''
bizim kemalist teyze nede olsa savaş kadınıydı. türk kadını savaşta cepheye silah taşımıştı. mağrurdu. ufak bir laf atmaya kalbi kırılmazdı. ama bu remen mahalle baskısıydı. hülasa, o zamalar henüz mahalle baskısıda icat edilmemişti. evet! bu kadın o zengin sütçocuğunun annesinden başkası değildi. allah kahretsin. kadını ve oğlunu tanıyan bir ben vardım. bir kadına baktım bir oğluna. o küçük masum çocuk kıpkırmızı olmuş kafasını öne eğmişti. annesinden utanıyordu ama utanmaması gerekirdi çünkü annesi yanlış bir iş yapmıyordu. ne yapsaydı. kapansa mıydı? türban mı taksaydı? laiklik elden giderken pes mi etseydi? o küçük çocuk anasının ne kadar fedakar bir kadın olduğunu o zamanlar anlayamamıştı belki ama aradan yıllar geçince bu durumu çok iyi idrak ettiğini tahmin edebiliyorum. o çocukta ailesinden aldığı mükemmel çağdaş bir eğitimle dört dörtlük kemalist olmuştu. hatta kendi gibi kemalist bir kız bulup ailesiyle bile tanışmıştı. işte buydu.
eğer biz bugün iran gibi olmadıysak işte bu anneler bu evlatlar sayesindedir. atam atam sen rahat uyu. beçisiyiz biz cumhuriyetin...
bir kemalist serzenişidir. oh olsundur. adam olsalardıda millete laik olsalardı dır.
şimdi hemen yarın anıtkabire gidilecek ve ataya şikayet edilecek. atam atam akp bizi sandığa gömdü.
her vatandaş gibi chp genel başkanınında seçimlerde vtandaşlık hakkını kullanmasıdır. hülasa geçen referandumda '' hayırda hayır var '' dedi , oy kullanamadı rezil oldu. bu sefer kemal kılıçdaroğlu oy kullanırken patlayacak flaşlara dikkat edilmesi gerekir. inanılmaz bir ilgi olacak.
+ rıfkı ağabey duydun mu duydun mu?
- n oldu lan.
+ kemal kılıçdaroğlu oy kullanmış.
- anuuu. essah mı deyon lağn!
sandıkların açılmasını beklemeden başlık açarak çok net tahmin yapan bir yazarın tamamı şu şekilde olan cümlesidir ; '' 12 haziran 2011 ak parti nin 3. kez tek başına iktidara gelmesi ''
tipi bozuk ve/veya çirkin olan biriyle şakalaşmak için girilen o meşhur diyalogdaki mantık hatalarını tespit etmek ve kafalarda soru işareti yaratmak için açılmış başlıktır.
+ '' sen adliyenin önünden geçme ha! ''
- '' neden ''
+ '' olum sen bu tiple 6 ay yersin ''
iş bu yukarıda geçen diyalogda tipi bozuk kimsenin adliyenin önünden geçmesi durumunda nasıl bir cezai müeyide uygulanacağı sorunsalından ziyade savcılık makamının ve emniyet teşkilatının nasıl işleyeceği bir soru işaretidir. hakkında yakalama emri olmayan bir kimse nasıl olurda emniyet güçleri tarafından alıkonulur. aslında bu şahsa '' karakolun önünden geçme '' diye bir uyarıda bulunmak gerekir. öyle ya! adliyenin önünden geçerken hakim mi yakalayacak bu adamı.
önceki sene , CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu' nun hakkında açılan '' Kılıçdaroğlu PKK ' lıdır '' grubunun kapatılması için açtığı dava ve olaylar zinciridir.
kılıçdaroğlu nun çok uyanık ve çok akıllı olduğunu göstermek için kullanılan cümledir. ama yalandır.
ne zehirdir nede başka bişey. oy kullanamayan adamdan zhir olmasını beklemek hayalciliktir.
evet evet! yanlış duymadınız. deniz baykal denilince akla ilk gelen seks kasedi olacaktır. ve bu kaset onun peşinden son nefesine kadar gelecektir. o ne biçim bir ızdıraptır öyle. geçmişinden kurtulamanın verdiği derin üzüntü. artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması...
evet evet! yanlış duymadınız. sayın kılıçdaroğlu hayatta kaldığı sürece '' ssk yı batıran adam '' olarak kalacaktır. hiçbir sözüne inanılmayacaktır. hiç bir dediği tutulmayacaktır. hiç bir zaman tam olarak güvenilmeyecektir. ve bu ızdırap , kılıçdaroğlu nun son nefesine kadar tüm vücudunu kaplayacaktır.
evet! apartman yöneticisi olarak kemal kılıçdaroğlu biçilmiş kaftan.
aidatları günü gününe toplar. apartmanın eksiklerini tespit eder. namusludur. topladığı paraları indire gandi yapmaz.
biraz abrtılı olacak ama , iddia ediyorum , apartman yöneticiliği dalında kemal kılıçdaroğlu birinci olur.
başlarım komünizmine diyen kızdır. bulmuş mis gibi yağlı , göbekli kapitalist keko yu, bırakır mı hiç!..
+ devrim yağrın taksimde yürüyoruz haberin olsun
- bensiz devam edin
+ nooldu ki kız.
- ne olacağı varmı yoldaş yea. bırakın bu eşitliği, ezilen hakları. bunlar boş iş kızım boş iş.
+ devrime ihanet ettin. bizi sattın.
- noolacağdı ya!
+ kız devrim. o değilde seninkinin bi arkadaşı varmı. şöyle yağlısından.
- nooldu kız. bakıyorumda devrime ihanet ediyorsun.
+ başlarım şimdi devrimine. sen dediğimi unutma.
- tamam canikom. akşam biz etilerdeyiz. eşimin arkadaşıda gelecek. alkolu fazla kaçarmassam senden bahsederim.
+ harika! nasıl yakışıklı mı bari
- yok bee. yakışıklılığı ne yapacan kızım. adam acayip zengin. ama bi sorun var.
+ neymiş o sorun olan.
- herif evli.
+ olsun kızım. o karısından bıkmıştır. sen onu bana yap.
- kız az o.o.pu değilsin haa.
'' sana bi ssk genel müdürlüğü verdiler, batırdın. sen zaten tescillisin '' olarak başlayan cümlenin devamı olan , başbakan tayyip erdoğan ın kılıçdaroğlu na verdiği klasik ayarlardan birisidir.
bugün oynanan fenerbahçe - bursaspor maçından sonra , ağlamaklı halde evinin yolunu tutan fenerli taraftarları görüp mutlu olmuş bir antifener söylemi.
geçen seneki anonsçu dayı : fenerbahçe nin puan kaybetmesini olumlu karşılıyorum. son haftaya aynı puanla girmek olası bir yanlış anons un önünü açacaktır. eğer fenerbahçe şampiyon olamayacaksa , haftalar öncesinden havlu atmasında yarar vardır.
oyunu tirübün den izleyen taraftar gibi , oyunu kenardan izleyen bir teknik direktör. fenerbahçeye ne gibi bir katkısı olduğunu gözlemleyen biri varsa beri gelsin. türk antrönör diye başta bende desteklemiştim. ta ki şenol hocaya laf atana kadar.
olmadı hocam olmadı. senden ne bir fatih terim , ne şenol güneş , nede mustafa denizli olur. kusura bakma ama sen şişirilmiş balon bir hocasın.
fenerbahçe nin rezilliklerini görmekten büyük zevk alan taraftar söylemi.
bir şampiyonluk havasıdır gidiyor bakalım. her fenerbahçeli nin içinde bir umut ve bir inanç.
ya şampiyon olamazsa!...
canlılığın tesadüflerle nasıl ortaya çıktığı sorusunu cevaplamak yerine, konuyu çıkmaza sokarak problemden kurtulmaya çalışan ve ne yazık ki , 21. yüzyıl da hücrenin '' kompleks '' yapısını bilmeyen salaktır.
oysa , Cansız maddelerden canlılığın kendiliğinden oluştuğu iddiası aslında Ortaçağ a ait batıl bir inançtır. örneğin hiç alakası olmayan yerden sinek veya değişik böcekler üreyebilir. bunların kendiliğinden oluştuğunu sanmak salaklıktır. oraya bir canlı nın yumurtasını bıraktığını anlamak için bilim adamı olmayada gerek yoktur. yani , canlılık cansızlıktan değil, canlılıktan gelir. - hayat ancak hayattan gelir - kuralı , çağdaş biyolojinin temellerinden biridir.
En modern laboratuvar şartlarında, en kontrollü sistemlerle, en hassas ve sofistike cihazlarla dahi üretilmesi mümkün olmayan hücrenin ilkel ve kontrolsüz doğa şartlarında oluşabileceğine inanmaları evrimcilerin - ateistlerin akıl ve yargı düzeyi hakkında ciddi bir endişe oluşturmaktadır.
bir mühendis düşünün. yıllarca eğitim görüyor. sadece bir konuda uzmanlaşıyor. alt tarafı 5 katlı bir binaya içme su borusu döşeyecek. o mühendise aynı zamanda '' al da şu havalandırma borusunu da döşe '' desen , zorlanabilir. mühendis yaptığı işin projeye uygun olmasına dikkat eder.
oysa insan vücudunda da bildiğin borular vardır. biz buna damar deriz.
Damar adı verilen bu boru tesisatını düz bir yere yaydığımızı düşünürsek toplam uzunluğunun tek bir insan için yaklaşık 96.500 km olduğunu görürüz. yaklaşık 100.000 km olan bu borular nasıl olurda kendiliğinden , bedenin ihtiyaç duyulan her noktasına gerekli bağlantıları yapar. nasıl olurda Borular hiçbir noktada düğümlenmez, gereksiz yerlere açılmaz. nasıl olurda vücudu baştan aşağı dolaşır ve tekrar aynı noktaya geri döner.
şimdi, yukarıda -bina örneği- verdim. bu bina yerinde sabit durduğu halde 3-5 sene sonra arıza yapar. ev sahibi mütahit e bi ton küfür eder. ama insan hareket eder. koşar, zıplar kavga eder...
her şey iyi güzel hoşta , bunlar nasıl olduda tesadüfen meydana geldi.