dünyanın yuvarlak olduğunun bilinmediği zamanlarda güneye dönüktü kıble. Şimdi yuvarlak olduğu bilindiğine göre kuzeye dönük bile kılabilirsiniz. rahat olun.
esrar vücutta 6 haftaya kadar tutulabildiği için neyi ölçtüklerine anlam veremediğim alet. diğer uyuşturucular için farklı tabi.
uyuşturucu kullananları ifşa için yaptık deseler tamam. ama onun dışında 4 hafta önceden içtiğin otta orada çıkacak. Alkolmetrede üfleme yoluyla son 6 saat, kan tahliliyle 2 yada 3 gün diye biliyorum. uyuşturucumetre neyin nesidir? ne ölçecek? o kadar fazla uyuşturucu varken hangisini ne ara ölçecek? kan değerini mi ölçüyor? ne ölçüyor arkadaş?
şayet kan değerini ölçüyorsa hijyenik davranılıyor mu? aids gibi kanla bulaşan hastalıklar için önlem alındı mı? özen gösteriliyor mu?
edit: tükürük örneği alınıyormuş. ayrıca hasarlı ve ölümlü kazalarda kullanılacakmış. hadi yine iyiyiz.
bugün senin doğum günün. telefonda 'iyi ki doğdun canım.' demek yerine sana sarılmayı isterdim, seninle konuşmak, uykun geldiğinde şapşallıklarını izlemek. olmuyor, olmadı, olmayacak. hayranım sana konuşmalarına, söylediklerine, yazdıklarına her bir şeyine. içine düşecek gibi izliyorum seni. bunu anlayamayacak kadar saf değilsin ama farkında değilsin gibi yapıyorsun. bir sonumuz olmadığı için sende konuşmuyorsun biliyorum, belki ben seni böyle seviyorum. zaten sen iste her sabah kahvaltı hazırlamaya gelirim ben, hasta olduğunda çorba yaparım sana. üzülüyorum bazen haline çok dağıttın. sanki hiç toparlanmayacak gibi, kimseyle bir şey paylaşmıyorsun sanki her şey yolunda gibi. gerçek seni biliyorum, içine attıklarını biliyorum. konuşalım istiyorum çok mu? ama sen hep susuyorsun ciddi bir şey sorduğumda. olsun bende artık sormuyorum. neşe kaynağımsın biliyor musun? farkında değilsin ama seninle görüştüğüm gün böyle bir haftalık enerji depoluyorum. seni uyandırmak için odana girdiğimde sapık gibi izledim seni. dudakların kocaman olmuş, yastığı bacağının arasına almışsın. hala gözümün önünde. uyandıramadım seni, öylece izledim. sarılmak istedim sana, uyurken ne kadar masumsun? eski sevgilinle barışacaksın diye içim içimi yiyor bazen. o kızda ne bulduğunu merak ediyorum? bitmiş olsa bile kıskanıyorum onu. ne konuştunuz ne paylaştınız neydi seni ona bağlayan? bir ortak arkadaşımız olduğunu görsem hemen tanıştır diyeceğim o kızla. manyak ettin beni, ama umutluyum sanki bir şeyler olacakmış gibi. yada söylediklerine çok mu anlam yüklüyorum ben? platonik aşk yaşamayacak kadar büyümüş olmam lazım oysa. burnun çok güzel dedin ya sen hani. o öylece kaldı aklımda. aynaya bakınca burnumla övünüyorum resmen. seni seviyorum çocuk. seni sarmak istiyorum, kimsenin seni üzmesine izin vermemek. iyi kötü her gününde yanında olmak istiyorum. ama biliyorum çok şey istiyorum. çok üzgünsün, biliyorum. çok üzüldün, biliyorum. doğum günümde aldığın şarap şişesini hala saklıyorum. ben sarhoş oldum gidiyim dediğinde gitme diye yalvarmak istedim aslında ben. benimle kal. birlikte uyumasakta yanımda olduğunu bileyim. çok şey istedim o gün, biliyorum ama sen beni kırmadın. yanına sokulup uyumak istedim kızarsın diye korktum. seviyorum seni. iyi ki doğdun. iyi ki varsın. benim için çok önemlisin. umarım mutlu olursun. bir gün gelirde bunun gibi yazdığım tüm mektupları birlikte okuruz, belki o gün gelir.
bir adama aşık oldum. o beni hiç sevmedi. sevsin diye uğraştım, denemedi bile.
arkadaşıymışım gibi davrandım bende. hatta bir gün 'aşık oldum!' diye geldi. hiç ses etmedim, dinledim onu. sonra uzaklaşmak zorunda kaldım ondan... sevgilisi yokken yanında olmak kendimi iyi hissettiriyordu ama bir sevgilisi varken yediremedim kendime. izledim onu, sözlüğe bile onun için üye oldum.
arkadaşını kaybetti, yanında olamadım çünkü sevgilisi vardı.
doğum günüydü hediyeler almak istedim, olmadı çünkü sevgilisi vardı.
sevgilisi onu aldattı. duydum. yanında olmak istedim, olmadı çünkü tekrar barıştılar.
sevgilisinden ayrıldı. yanında olmak istedim, olmadı... çünkü onu çok özlediğini her halinden anlıyordum.
günler geçti, aylar geçti hatta yıllar geçti. bende birinden hoşlandım, tam sevecek gibiyken onu gördüm. içim tekrar bir acayip oldu. akşamında ayrıldım sevgilimden, kendimi ona ihanet etmişim gibi hissettim. o da beni hiç anlamadı...
şimdi düşünüyorum bazen, geliyor aklıma. arasam onu, sevdiğimi söylesem... ama vakit geç oldu artık. bundan 3 yıl önce söylemem gerekeni söylemedim. keşke diyorum keşke ilk tanıştığımızda söyleseydim, hoşlandığımı belli etseydim. çünkü zaman geçtikçe, onu tanıdıkça 'kaybetmekten korktuğum için' arkadaşlığıyla yetindim. çok zor sözlük, çok zor...
(#10020884) bu yazdığına hayran kalmıştım. Anlatımın, söylediklerin, doğallığın. Bu yazından beri seni düzenli olarak takip ediyorum. Eski sevgiline yazdıklarını okuyunca benim içim acıdı gerçekten zor şeyler yaşamış olmalısınız.
--spoiler--
ama şundan da eminim; beni bırakma diyen sevgilinin gözyaşlarındaki hakikat, yalvarışında aşk sahibicidir: 'seni seviyorum çünkü bana ihtiyacın yok' demeye getirir herşeyi. ama dillendiremez çünkü bu cümle çok duygusuz!
--spoiler--
--spoiler--
niye seni seviyorum demek zor biliyor musun? çünkü ben senin kadar pardon sizler kadar tüketmedim o iki kelimeyi. birine seni seviyorum derken heyecanlanmadan söylemek istemedim. siz öyle yaptınız, sen öyle yaptın. belki hala yapıyorsun...
--spoiler--
Gerçekten çok güzel ifade etmişsin herşeyi. tebrik ederim.
Fransızların üretip ülkemizin tükettiklerine bakılırsa çok gereksiz hareket. Siyasi mesaj olarak sakız çiğnemek havalı olsa da adamlar her sektörde bizim çalışanlarımıza, ve tüketicilerine sakız çiğniyorlar....
benzin: total, elf
süpermarket: carrefour, gima, dia endi, championsa
1.afyon: olgunlaşmamış haşhaş kapsüllerine yapılan çiziklerden sızan, güçlü bir zehir olmakla birlikte içinde morfin, kodein vb. uyuşturucular bulunan madde.
başka anlamı yoktur afyonun..
hitap ettiği kitlelerin, afyona yeni anlam yüklemesine sebep olabileceğini önceden bize anlatmış özlü söz....