çok uzun zaman olmuş sözlüğe girip bir şeyler yazmayalı. aklıma geldi bir gireyim dedim, ne kadar da çok şey değişmiş sözlükte, ne değişmedi ki?
girip eski mesajlara falan baktım, eskiden hoşbeş selamımız sabahımız olan insanları aradı gözlerim kimi silik olmuş, kimi toplayıp pılını pırtını çekmiş gitmiş.
çok şeyler oldu geçtiğimiz yıllarda sözlük, mesela 30 oldum geçenlerde ne tuhaf.
Motosikletli gezgin blogları kervanına yeni katılmış, ama gezgin olamamış bir adet motosikletli gezi blogudur. türkiye içerisinde ufak ufak gezmekte ve gezdiklerimi paylaşmaktadır.
göz atmak isteyenler http://www.rotamoto.com 'dan bakabilirler efendim.
bu sene bir kaç gün kamp attığım yolu dışında her şeyi mükemmel olan koy. gitmeden önce araştırdığımda eski tarihli yazıların hepsinde meşhur orfozlardan bahsediliyordu malasef kendini bilmez iki tane yabancı dalgıcın zıpkınla vurulduğunu ekşi sözlükte okuduğumda biraz hevesim kaçmıştır gider ayak ama bir gidilip görülesi mekan.
Kömür ile ilgili yazı ve fotoğraflar için buyrun efendim blogumu takip edebilirsiniz.
90'ların sonu 2000'li yılların başında hemen hemen her evde sık rastladığımız durumdu vakti zamanında.
yadırganmazdı o zamanlar esnafın hesap makinasını naylonla kaplaması. bakkalın, marketin yazar kasasının üzerinde bulunan yazar kasa için özel imal edilmiş naylon kılıf.
bizim eve geç girmişti teknoloji, esnaf babam sanırım 2001 yılında mahalledeki çeyizci esnafından taksitle alıp kucaklayıp getirmişti uzaktan kumandalı ilk televizyonumuzu, sonunda kurtulmuştum evin en küçüğü olarak akşamları ev ahalisinin yakından kumandası olmaktan, uzaktan kumandanın pilini takıp naylonu tekrar geçirilmiş bir kumanda bile büyük bir keyifti o zamanlar, düşünsenize lan yıllarca git aç bakayım şu kanalı, sesini aç biraz, reklam girdi diğer kanalı aç diye kumanda işlevi yüklenmiş bir çocuğun elinde televizyon kumandası, ablasının yüzüne tutup düğmeye bastığında kanal değişiyor. vay amısınakoyim ne çabuk geçmiş o güzel yıllar.
Sikca rastlanilan durumdur, en basitinden bizler eskiden okullar kapandigi zaman babamizin buldugu dukkanlarda ciraklik yaparak kendi paramizi kazanmayi ogrenirdik, hayati ufaktan ufaktan gozlemlemeye baslardik. Fakat simdikilere bakildigi zaman cogu universiteyi bitirine kadar bir ise girip calismamis, hayatlari playstation, internet, sosyal medya olmus cikip arkadaslariyla iki muhabbet bile edemeyen ezik bir nesil.
Benim gibi yatabilme ihtimali varken oturmayan birinin surekli verdigi cevaptir. Bir sure sonra karsi taraf icinde normal bir durum haline gelir yatiyorum cevabi.
çalışanlarını "gezmekten" nefret ettiren mesleklerdir. sanıldığının aksine gidilip gezilmez, yani gezilse bile gezmeye gidilmiş gibi gezilmez gidilen yere çalışmak için gidilmiştir. sıkıcıdır, bunaltır.
Gece saat on`dan sonra taksim yonunden kozyatagi yonune hareket eden bir 129t ye bindiyseniz midenizin gercekten saglam olmaasi gereklidir, yaninizda gerekli dezenfekte malzemesi bulunmadan binilmemesi, ve mumkunse koltuklar bos olsa dahii ayakta seyehat edilmesi onerilir cunku yaniniza oturan birinin uzerinize veya akakkabilariniza kusma durumu genellikle bu otobuste yasanir.
Cok laf soyler, cok kufur edebilirdim bu haysiyetsiz merhametsizlere ama ettigim kufur bile cok bunlara.
Kendi halkina karsi savasan, bir cocugun bogulmasini, kor olmasini dileyenlere ne denilebilir ki.
Apo cocuk katiliydi degil mi?
Hele o israil yok mu o israil ellerinde cocuklarin kani var.
Ya dusman olduklari esad`da katletmiyor muydu cocuklari?
Ne farkiniz var yukaridakilerden?
Sistemi dogru isleyen bir ulkede olsaydik sayet tabipler odasi konuyla ilgili arastirma baslatir ve sonunda lokman hekim olabilirdi fakat ulkemizde bundan sonra da doktor olarak gorev yapacak anasi muhteremdir.
Katilabilme ihtimali olanlarin katilip destek olmasi gereken eylemdir.
Isciler olduruldugunde sus, isciler dovuldugunde sus, isci bayraminda sus ne zaman bagiracaksiniz? Gerekiyorsa yakin, yikin sizin yakip yiktiginiz bi trafik lambasi, iki otobus duragi bir kol saati etmez merak etmeyin.
Hasta olmus amcasi, yersen.
Biraz haysiyet, seref kavramindan haberdar olsa bakin haysiyeti serefi olsa demiyorum bunlardan haberdar olsa simdiye kadar yakinlarini kaybeden ailelere bassagligi, halka ozur diler ve istifa ederdi, ama hastaymis beyimiz.
Gelisi guzel yedikleri paralarin nereden geldigini unutmus, sonradan aklina gelmis yalama aciklamasidir, bir de lutuf olarak gosteriyor cibiliyetini silktiklerim.
Evet arkadas turkiye'de nukleer santral istiyorum, hatta mumkunse ankara`da kurulursa cok mukemmel olur.
Gectigimiz surecte Memlekette bu kadar olay, bu kadar rezillik, bu kadar acilar yasandi adamlar sanki zamkla koltuklarina yapistirilmis gibiler gitmiyorlar. Bir seferde sucu kabullenin tamam arkadas ben veya biz bu isi yapamadim, yapamadik diyin. Ama olur mu hic oyle sey sicak koltuk, dolgun para, bu irtiba san sohret boyle kolay birakilir mi degil mi? Birakmiyorlar iste bunlarda.
Ne halk sirtindan atiyor bu kan emicileri, ne de bu kan emiciler vazgeciyor halktan. Belki bir nukleer santralle bu konudaki kaderimiz yazilmis olur.
14 aralık operasyonundan sonra "Bir bakan için oğlunun tutuklandığını tv'den öğrenmekten daha acısı var mı? " diye sormuştu.
şimdi kendisine sormak istiyorum yakınlarını kaybedenlerin cenazeleri projeksiyondan teşhis etmesi kadar bir acı var mı?
borçların silinme işi yalandır. başlığı açan arkadaşında belirttiği gibi zaten kredi kullandırırken tüm bankalar hayat sigortası yaptırır ve müşteri kredi borçlarını bitirmeden vefat ederse, kredi borçları sigorta şirketinden tahsil edilmektedir.
fakat soma civarındaki müşterilerinin kredi taksitlerini ertelemeleri güzel olay.