Buğday teni beyaz tenden daha çok sevdiği halde bunu söyleyemeyen ama puanlama sistemiyle takdirimi kazanmis yazar. Notu biraz kiriktir, olsun.
Göründüğü gibi sert, sinirli olmadigi gibi oldukça sabirli, samimi ve komiktir. Güldürürken düşündürür ve "büyük resmi" göstermek konusunda israrcidir.
Ailecek severek takip ediyoruz efenim.
Sophie'ye benzeyen yazardan sevgilerle.
Olayları hızlı akan, on beşer dakika bakışmalar olmayan, seri halde espiri içeren mizahin kaliteli örneği.
Altmış dakika olması da bir diğer güzelliği, nasil bitti anlamadik ilk bölüm.
22 bölüm olacakmis, doğruysa üzücüdür.
Millet uzay çağına girdi girecek ben hala 60'lar 70'ler, mektuplaşmak, ah eskiler kafasi yaşiyorum sözlük, yatacak yerim yok. içimde yeleğinin cebinde köstekli saat taşiyan bir dede var ne yapsam gitmiyor.
Elini sürekli oraya götürmesi sebebiyle dikkatleri dekolte bölgesine daha çok çeken kadindir.
Ama sürekli bakip rahatsiz eden cahiller olmasa büyük ihtimalle böyle bir sıkıntıya girmeyecek olan kadindir.
Yıllarca hayalinin kurulmasinin anlamsiz bulduğum, özel olmasıyla birlikte vakti geldiğinde beğenilebilceğine inandiğim gelin elbisesi.
Yıllarca hayalinin kurulmasinin sebebini de 5 yaşinda el kadar kizlara amca teyze düğününde giydirilip ince ince bilinç altına sen de gelin olacaksin, bunu giyeceksinin işlenmesine bağlamaktayim.
Ertesi sabah da geceden birbirlerini kesenlerin günaydin mesajiyla yürüyüp gideceğini tahmin ettiğim zirvedir. Bir nevi bana sevgili bul ulan sözlük zirvesidir.
Sözlüğün amaciyla pek de paralel olmayan bir baslik ve zirvedir.
insanı akrabalarından soğutan, koca adamların ergen yönlerini gün yüzüne çıkartan vıcık vıcık samimiyetsizlik yuvası site. Bir gün uyansak facebook olayı tamamen bitmiş olsa keşke.
+Ben seçilmem seçerim
+Ayy nasıl baktı hayvan yaa (adam onu görmedi bile)
+çok farklıyımm been
+Sevgilim var benim, sözlendik biz.(15 yaşında, her gün eve girerken yüzüğü saklıyor)
+Güzellik de başa bela ya uff.s.s
+Galiba ali veli murat hasan ve can da beni seviyor ama benden çekiniyoolar.s
+Ben ulaşılmazım, çok zor bir insanım.
Çıkabilecek yeni adayların yolunu açmak için hemen ilişkisi yok yapıp ağır dramlı bir iki söz paylaşan kızdır. Bu kızımız ilk günlerde "ayyh kimselere güvenemem artıkk" rolü keserken sonraki günlerde hayatına giren er kişiye "sen benim her şeyimsin, senden başkası yalanmış" melodramı çekecektir. Bir döngü halinde devam etmesi muhtemeldir. Yapmayın, yaptırmayın. Kalite önemli.
Sempatik bir giriş yapmış dizidir. Sonu üsküdara giderkenişler güçler ve leyle ile mecnuna benzemese bari demeden edemiyor insan. Oyuncularının hepsinin oldukça başarılı olmasının yanı sıra serkan keskin'in ayrı bir tatlı olduğu ilk bölüm olmuştur.
+ apartmanımızın su borusu yeterınce çürük mü, ordan hırsızlar tırmanabilir mi?
+Abimin çanakkale'den getirdiği cam şişenin içine o gemiyi nasıl koymuşlar. önce şişeyi mi yapmışlar gemiyi mi?
+ annem benim aklımdan geçenleri okuyabilir mi?
+mahallede oynamak için ortak aldığımız topa hepimiz para verdik, akşam top kimde kalacak?
+gizlice karşıdan karşıya geçtiğimde babamın nasıl haberi oluyor, o da mı kafamın içindekileri okuyabiliyor?
+ neden akvaryumdaki balıklara ölmesin diye yem verirken, bazı balıkları öldürüp biz yiyoruz?
"Büyükler sayılara bayılırlar. Yeni bir arkadaş edindiniz diyelim: onun hakkında hiçbir zaman asıl sormaları gerekenleri sormazlar. 'Sesi nasıl?' demezler örneğin, ya da. 'Hangi oyunları sever? Kelebek koleksiyonu var mı?' diye sormazlar. Onun yerine. 'Kaç yaşında?' derler. 'Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?' Ancak bu sayılarla tanıyabileceklerini sanırlar arkadaşınızı. Eğer büyüklere, 'Güzel bir ev gördüm, kırmızı tuğlalı: pencerelerinden sardunyalar sarkıyor, damında ise kumrular var,' derseniz, nasıl bir evden söz etmekte olduğunuzu bir türlü anlayamazlar. Ne zaman ki onlara, 'Yüz milyonluk bir ev gördüm,' dersiniz, işte o zaman size, 'Oo, ne kadar güzel bir evmiş!' derler "