mahzuniye saygı albümünde yer alan en başarılı yorumlardan biri. çok bilindik bir isim olmadığı için albümdeki diğer isimlerin yanında görünce şaşırabilirsiniz, ancak yorumunu dinledikten sonra neden bu albümde yer aldığını anlıyorsunuz. demet akalın, mustafa ceceli gibi isimler yerine böyle isimler olsaymış keşke.
demet akalın yüzünden diğer şarkılara ve sanatçılara haksızlık yapılan albüm. demet akalın olayı belli ki menajerin ya da yapımcıların reklam amaçlı yaptıkları bir şey onu eleştirelim evet ama albümdeki tüm emekleri bir iki isim yüzünden silip atmanın anlamı yok. mahzuni gibi bir üstadın eserlerinin yaşatılması adına desteklenmesi gereken projedir.
fenerbahçe'nin rahat kazandığı maçlar sonrası o yattı bu yattı diyen galatasaraylının laciverti. ikisi de siktirip gidince futbolu daha çok seveceğim.
not: fenerbahçeliyim
beğenmediği bir giri sonrası özel mesajla bana hakaret eden yazardır. gereken yerlere iletilmiştir. çaylaklığı bitince benzer şeyler yapmaması dileğiyle...
bitmek bilmeyen enerjisi ve yazma isteğiyle üreten, üretmeye devam eden başarılı yazar.
kendisi 4k- kalemkahveklavye adında yayınladığı e-dergi ile dikkatleri çekmektedir. okunmayı, takip edilmeyi dibine kadar hak eden birisi.
koray sarıdoğan öncülüğünde yayın hayatına başlamış yeni bir e-dergi. şu an tamamen amatör, her ay değişen bir konsept ve bu konsepte göre değişen kalemleriyle edebiyat dünyasına hem fikirsel hem de yapısal olarak farklı bir soluk getirmeyi hedefleyen, içerik olarak çeşitli, başarılı bir oluşum.
editörün kaleminden kalemkahveklavye dergi tanımı ve yayın ilkeleri :
"4k, temelsiz ahkamlardan ve hedefsiz tavırlardan uzak, filtresiz bir dergi girişimidir.
yazdığı zamanlarda, yaşamak yerine yazmayı seçenlerin dergisidir.
kalemini ya da klavyeni getir, kahveyi götür kampanyasıdır.
"taşın altına elini koy" ya da "taşı gediğine oturt" kaygısından muaf olup, "yazmasaydık da beslese miydik?" dedirtir.
yerin altı ile üstü arasında duran ama hiçbir yerde kalamayanların;
"her şeyin bundan sonra başladığına seni kim ikna edebilir?" sorusunu her gün kendisine soranların yeridir.
nisan-2011'deki ilk sayısını deneysel olarak yayınlayan kalemkahveklavye dergisi, mayıs'taki "eve dönüş" konseptli 2.sayısının ardından "yasak" konseptli haziran sayısını da çıkarmış bulunuyor.
4k-dergi yayin ilkeleri
-4k-dergi,yakın vadede elektronik olarak yayınlanması planlanan, edebiyat ağırlıklı bir kültür-sanat dergisidir.
-4k-dergi,otoriteye inanmaz. bünyesindeki eserler beğenildiği değil diğer parçalarla uyum sağladığı için yayınlanır.
-4k-dergi'nin klişelerden,temelsiz ahkamlardan ve hedefsiz ergen tavırlarından uzak durmak dışında kıstası yoktur.
-4k-dergi, herhangi bir sanatsal veya edebi kategoriyle ve ideolojiyle güdümlü değildir. 4k'ya göre her şey, tek şey içindir; o tek şey yaşayan ve yaşamış insan sayısı kadardır.
-4k-dergi'de anlatılan, savunulan fikirler tüm yazarların ortak fikri değildir. her eser, sahibini bağlar.
-4k-dergi, edebiyatın tanımına ve tanımını yapanlara inanmaz, itibar duymaz.
en önemli üstadların bile bunu yapmadığını bilir.
-4k-dergi,sabit bir kadro değildir. koray sarıdoğan'ın kendi yazıları için oluşturduğu 4k-kalemkahveklavye konseptinin, katılımcılara açılmış bir ürünüdür.
-4k, yazarlarına telif hakkı olarak ilk reel görüşmede kahve ikram eder. duruma göre bu hak bir başka içkiyle de değiştirilebilir.
(a.k)p ile süper işleyen durum.
dinde demokrasi yoktur. peki ortada böyle bariz bir gerçek varken demokrasiyi en güzel kullanan kimler? yine dinciler. mesela şu (a.k)p bunun en güzel örneklerinden biri. demokrasiyi kullanarak din diktatoryası kuracak durmayıp hedefe devam ederse. şimdi ortada benim dinimden sizene ben dinimi yaşayamayacak mıyım? türbanıma ne karışıyosunuz? ...vb özgürlük nidaları atan sözüm ona özgürlük savaşçılarına (ki dinde kadının özgürlüğü sıfırdır) sormak istiyorum. be amına kodumun beyinsizleri siz bizim demokrasimizi kullanarak dininizi özgürce yaşamak istiyorsunuz eyvallah da benim özgürlüklerime kısıtlama gelince neden hiçbiriniz ses çıkarmıyorsunuz "bu adamın hayatı da bu, bırakın içsin içkisini (en basit örnek olarak)" diye. tam tersine dinimizde alkol yasak tayyip iyi yapıyor diyorsunuz.
iyi de sizin dininize göre yönetilecekse ülke o zaman biz sıçtık. dinde demokrasi mi var? dinde düşünce özgürlüğü mü var? dinde tek gerçek düşünce var, ne zaman ne yapılması gerektiği belli. ama senin dininden olmayanlar insanlar da var bu ülkede. ya da senin dininden olup da başka insanların görüşlerine saygı duyanlar var.ya da senin dininden olup da senin yaşadığın gibi yaşamak istemeyenler var dini. bunlar ne olacak? zamanla hepsinin ağzına sıçacaksınız değil mi? sonra da size en ufak bi kısıtlama olunca bağırısınız özgürlük diye...
peki neden laiklik gerekli biliyor musunuz? çünkü bu ülkede sadece siz yoksunuz. bu ülkeyi sadece siz kurmadınız. bu ülkede hiçbir zaman sadece siz yaşamadınız. ve şimdi laikliğe laf atabiliyorsunuz. peki dinle yönetilirsek ben kalkıp dine laf diyebilecek miyim? o lafı diyen yerimi kesip kıçıma sokacağınız kesin. mesela siz şimdi türbanla girmek istiyorsunuz ya her yere, sizin dininizle yönetilirse bu ülke diğerleri mini etekle girebilecek mi? ya da ben alkol kullanabilecek miyim? hayır! ee o zaman hiçbiriniz ağlamayın dinimizi yaşayamıyoruz diye ( adam gibi yaşamak isteyenler yaşıyor). benim ninem,teyzem gayet de yaşıyor dinini. ama sizin amacınız sadece dininizi yaşamak değil, dininiz dışındaki yaşayanları yaşatmamak. işte sorununuz bu, siyaset. yoksa başınızı bağlama sebebiniz sadece din olsaydı bağlama şeklini değiştirmeme konusunda bu kadar ısrarcı olmazdınız. gördüğüm en ince işleyen örgütsünüz.helal olsun. zaten haramolsaydı yasaklardınız. neyse... durmak yok yola devam!
kolay olmayandır. sırf dış görünüşünüz içinde bulunduğunuz toplumdan farklı olduğu için herkes ön yargıyla yaklaşır size. yaşadığım bir olayı anlatayım madem.
bir otobüs yolculuğunda yanımda oturan amca öğrenci olup olmadığımı sordu. ben de "öğrenciyim" dedim. hangi okul, hangi bölüm ...vb fasılları geçtikten sonra bitirince ne yapmayı düşündüğümü sordu. ben de "şimdilik emin değilim ama normal şartlarda öğretmem olmam gerekiyor bu bölümü bitirince" dedim. amca çok net bir ciddiyetle "peki evladım sen bu kılıkla mı öğretmen olmayı düşünüyorsun" demesin mi? gel de çıldırma. "amcacım zaten bu tiple öğretmen yapmıyolar ama yapsalardı olurdum yani ne var ki bunda" dedim. verdiği cevap duyduğum tüm saygıyı alıp götürmüştü. zaten saygı duyduğum tek nokta yaşının benden büyük olmasıydı. çünkü başka saygı duyabileceğim bir şeyi olup olmadığını bilmiyordum. neyse cevabı ne miydi: "evladım olur mu öyle şey, sen bizim çocuklarımızı yetiştireceksin, onlara örnek olman lazım. böyle olmaz." idi. ben ise ses tonumu sertleştirerek "çocuğun beni örnek alsın tabi. saçını başını böyle yapar mı bilmiyorum ama örnek alıp üniversiteyi kazansın bari.(cem yılmaz evet) zaten sadece saçımı başımı örnek alıp gidip sokaklarda boş işlerle uğraşacaksa o da o çocuğun salaklığıdır. salak ise saçımı örnek alsa da salaktır almasa da" dedim. amca da artık sinirlenmişti cevabıma : "senin gibi çocuğum olacağına salak olsun" dedi. saygım kalmamıştı demiştim evet ama nedense tamamen kıramıyodum bu saygı zincirini. kırsam zaten bu laftan sonra ağzını yüzünü de kırmam gerekiyodu. neyse bu sefer sakin bir ses tonuyla "amca, bi sürü tecavüzcü, hırsız, katil var bu ülkede ve çoğunun saçı başı senin istediğin gibi. yani saçla başla adam olunmuyor" dedim. o da "bak ben senden kaç yaş büyüğüm ve sen büyüğünle konuşmayı bile bilmiyosun" dedi. ben de "haklısın amcacım özür dilerim" diyerek kulaklığımı takıp gözlerimi kapattım. ve otobüs durana kadar da açmadım gözlerimi hiç uyumamış olmama rağmen...
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
gayet ortada olan mantık hatasıdır. bu lafı genelde allaha inananlar söyler. ama şöyle bir şey vardır ki x'ten gelecek iyilik allah'tan gelsin cümlesinin anlamına baktığımızda x'ten iyilik istememek anlamında kullanılır. yani allah'tan bile iyilik gelsin ama x'ten gelmesin anlamındadır. sözün doğrusu x'ten gelecek iyilik şeytandan gelsin olmalıdır. ve işte tespit budur.
edit: olum niye eksiliyosunuz lan hasta mısınız? psikopat mısınız mına koyim? insan gibi tespit yaptık şurda. eksi verenler çürütebiliyorlarsa entrylerini 425241 gözle beklemekteyim.
insanın sinirlerini zorlayan durum. yatakta uzanarak tv izlersiniz. izlediğiniz kanalda reklam çıkar ve sizde "bir bakayım diğer kanallarda ne var" diyerek kanal değiştirmek için kumandaya uzanırsınız. o da ne, kumanda bıraktığınız yerde değil. demek ki bir önceki kanal değiştirmenizde başka bi yere koymuşsunuz kumandayı. sağınıza bakarsınız yok, solunuza bakarsınız yok, sinirden çıldırmaya başlarken yastık altına bakarsınız orada da yok. ve evet artık sinirden çıldırırsınız ve yataktan kalkmak için yorganı açarsınız. tam o sırada kumandanın yere düşme sesi gelir. meğer yorganın üstünde bir yerlerdeymiş. kalkıp düşen kumandayı alırsınız. hele bir de pilleri çıkmışsa iyice dellenirsiniz. kumandayı oracıkta parçalamak istersiniz ama yapamazsınız. en çok da bu koyar zaten...
internette amatör pornolar cirit atarken neden bu kadar eleştirildiğini anlayamadığım hatun. arkadaş milyonlarca porno var internette. bu kız sevgilisiyle odasında sevişip internete verseydi filmi herkes arşivlemeyecek miydi? ee bu hatunun kendi filmini çekenlerden ne farkı var? tek fark bunun profesyonel bir film çekmesi değil mi? o zaman çok da abartacak bir durum yok yani. dediğim gibi milyonlarca filmden sadece bir tanesi. bu olaydaki tek şaşırılacak nokta tez olarak bir porno film çekilmiş olmasıdır. onun da şaşırtıcı olmasının sebebi bir ilk olmasıdır. yani seneye böyle bir vaka olursa bu kadar olay olmaz. hem zaten tezden geçememiş. geçememe sebebini merak etmiyor değilim.. acaba hocalar çekimleri mi beğenmediler yoksa pozisyonları mı:) . seneye hocalardan da başarılı not alabilecek bir porno film bekliyoruz. ilgililere duyurulur * .
internette amatör pornolar cirit atarken neden bu kadar eleştirildiğini anlayamadığım durum. arkadaş milyonlarca porno var internette. bu kız sevgilisiyle odasında sevişip internete verseydi filmi herkes arşivlemeyecek miydi? ee bu hatunun kendi filmini çekenlerden ne farkı var? tek fark bunun profesyonel bir film çekmesi değil mi? o zaman çok da abartacak bir durum yok yani. dediğim gibi milyonlarca filmden sadece bir tanesi. bu olaydaki tek şaşırılacak nokta tez olarak bir porno film çekilmiş olmasıdır. onun da şaşırtıcı olmasının sebebi bir ilk olmasıdır. yani seneye böyle bir vaka olursa bu kadar olay olmaz. hem zaten tezden geçememiş. geçememe sebebini merak etmiyor değilim.. acaba hocalar çekimleri mi beğenmediler yoksa pozisyonları mı * seneye hocalardan da başarılı not alabilecek bir porno film bekliyoruz. ilgililere duyurulr *