insanın sinir kat sayısını arttıran durum. sürekli birbirlerine bok attıklarından dolayı, orada sükunet içinde yaşamalarını dilerim. biri feto der biri atam atam sen kalk da ben yatam, bi git la.
akıl erdirilemeyen, insanın doğasına aykırı bir durumdur. şüphesiz ki bunu yapan da, bu zemini hazırlamaya çalışan kişiler de insanlık sıfatını yitirmiş, ne idüğü belirsiz kişilerdir.
(bkz: kardeş katli)
bu konu hasıl olduğunda birtakım kişiler devletin bekası zart zurt gibi acayip argümanlar atarlar ortaya.
batsın lan devletiniz, yıkılsın. yerin dibine girsin. ölsün. gebersin.
insancılık oynamıyoruz biz burada, doğamıza aykırı bir şeyi eleştirmeye çalışıyoruz. bu tip olayları nasıl da meşru kılmaya çalışırlar?.. anlayamıyorum.
büyük bir çelişki ise şudur: o zamanın şartları vesaire diyen bu ne idüğü belirsiz kişiler, aynı zamanda osmanlıcılık oynamaktadırlar. büyük bir osmanlı özlemi vardır içlerinde.
Tüketmek, sessiz kalmak ve koyun gibi ölmek istemeyen kişilerin eylemlerini haklı çıkarmak için ortaya attıkları sebeplerdir.
televizyonda gösterilen ve sunulan şeylerin ne kadar doğru, ne kadar yanlış olduğunun bilincindeyim. bu yüzden televizyon izlemiyorum. burjuvazi kesimine rant sağlamıyorum.
yaş 40 olmadan kafam beyaz
uzak değil gözler dumanlı, kızıl
çocuk gibi haykıran, korkan
nedir anlaşılmayan
ve peçen gece şaraplar
uyuyacağım.
kafamı soğuk suya sokacağım
ve çakıl taşlarına, bak.
yiyebilirim belki sarışını
ve şarabı bitirebilirim.
yaz bana sarhoş olmadan
ve güneş dağlardan batmadan
ayın yükselmesi ile uyuyacağım
kararan ormanlara
koşusan karacalara
ve duy savaşan yerlileri
--spoiler--
not yet 40, my beard is already white.
not yet awake, my eyes are puffy and red,
like a child who has cried too much.
what is more disagreeable
than last night's wine?
i'll shave.
i'll stick my head in the cold spring and
look around at the pebbles.
maybe i can eat a can of peaches.
then i can finish the rest of the wine,
write poems 'til i'm drunk again,
and when the afternoon breeze comes up
i'll sleep until i see the moon
and the dark trees
and the nibbling deer