Oncelikle bu basligi actigi için arkadaşa tesekkurlerimi sunuyorum. Dört senedir yazıyorum burda, sözlük kızlarının saçından başladılar ayak tırnağına kadar sürdüler olayı, biri cikipta ne zaman tamamlayacak bu halkayı diye bekliyorduk. Arkadaş hücre deyip olaya noktayı koymuş. Var mi başka bişeyleri ?
Ihraç edilen akademisyenler, cübbe giyen muhtarlar, tutuklu bulunan gazeteciler, hergün ülkede yaşanan iş cinayetleri, kadın ölümleri, taciz ve tecavüz olayları ve yeni yapılan hapishanelerin sayısı Ülkenin ne kadar geliştiğini ve neden gelişmediğini açık bir şekilde beyan ediyor.
Duygusal davranan, maneviyatına önem veren insandır. haklıdır kendince belki. Fakat gerçekçi olmak gerekirse plansız yaşayan insanlar sürekli üzülen kimseler olmuştur zira hayatın hiç şakası yoktur.
Önce sorun yaratırlar, sonra sorunun çözümü biziz deyip tedirgin olmuş, korkmuş insanlara kendileri tek çözüm odağıymış gibi gösterirler. Akp ikitidara geldiginden beri ülkenin sıkıntısız gecirdigi tek birgun olmuş mu ki ?
Hangi alanda olursanız olun idealist bir insan olun. Doktor olacaksınız iyi bir doktor hırsız olacaksınız iyi bir hırsız olun üzerinizdeki sıfatın hakkını verin.
Organik hosafimizin icadıyla bu tehlikenin önüne geçmiş bulumaktayiz. Sıradaki mehteri bu mucizevi buluşun altında imzası olan genç muhendisimize armağan ediyorum.
Avrupa artık buna cevap veremez herhalde. Bide iddiaa ediyorum bu büyük buluşun altında imzası olan kadın önümüzdeki miletvekili seçimlerinde has aday..
seni öldürmek istememiştim nora
beraber bir delikanlının yüreğinden yırtılıp
kaçacaktık ana rahmine doğru.
o sınırı da geçtik mi nora
o sınırı da geçtik mi bize tanrı bile dokunamayacaktı.
çünkü bu yeryüzü bu cehennem, hayallerimize sığmayacak kadardı!
hayal et nora! düşün!
memelerin ve geometrik yüzün yok,
paslı organların kimin umurunda!
biz olacaktık bir rahmin köşesinde özgür.
bir gece gibi çabuk, gece gibi ince ve sessiz nora
sahibine yalanan it gibi itaatkar
varlık bilmecesinde yokluğun hiç zaferi gibi
düşün nora düşün!
bu ölüm, sinir krizleri geçiren şiir kadar buruk
sen bu hikâyeden başka bir hikâyeye nakledilen
kan,
acildeki yatalak bekleyişlerim gibisin.
Geçirdiği uzun yolculuğun ve gece aldığı fazla volkanın tesiriyle sızıp kalan Cemal, pencereyi kapatmayı unutmuş olmalı ki içeriye dolan soğuk havanın tesiriyle uyanıverdi gicirdayan yatağından.