Siz d haklısınız, ingiliz, Fransız, ABDli efendilerinizin elini öperken kimse size kızamıyor. Mesele el öpmekse illa batılı efendilerinizin eli öpülecek değil mi? Malum kemik gelebilir beklentisi.
Her yere heykelimi diktirir, sözlerimi kanun yaptırırdım. Ben ne dersem o olur, olmazsa darağacında astırırdım herkesi. Millet de be ni sver kahraman yapardı o zaman.
Arkadaşım, PKKlı bir sürü adam görev almak için bekliyor, yer açılması lazım. Adama da hak verin yani. O kadar PKKlıya iş bulmak kolay mı birileri işten atılsın ki yer açılsın.
O yıllarda demokrasiyi ağzına alana darağacı göösteriiliyordu. Ne demokrasisi ne halkın seçimi. işte birinii başınıza koyduk, bunun dediklerine uyun rejimi idi o yıllar. hal böyle olunca da baş kim takdir ediilmişse ona rıza gösterecelksiniz millet olarak. yani padişahlığı çok ararsınız artık da artık iş işten geçti.
Kudüs'ü kaybettik bir de laik bir çomar it çıktı "Keşke Yunanlılar memleketi ele geçirseydi Müslümanları yaklarından direklere assaydı." diye duada bulundu.
Ne hikmettir bilinmez bütün laik kesim de bu duaya, yurdun Yunanlılara teslim edilmesi ve Müslümanların ayaklarından asılmasına alkış tuttu.
Demek ki laik olunduğu zaman vatanı Yunanlılara verebiliyorlarmış. Kudüs ne ki, Misak ı Milli sınırları terk edilip yüzme mesafesindeki adaları Yunanlılar hediye etmediler mi?
Savaş tazminatı olarak alacağımız tonlarca altınları Yunanlılara bağışlamadılar mı?
Kudüsü haydi haydi verirler.
Bu kadın zeki ve vatansever biri ama ne var ki ilaç ve gıda sektörü bu kadını bitirmek için alaya alıyor. Haklı olduğunu anladığımızda, anlatmaya vaktimiz kalmayacak.
Okuyup zengin olmak istiyordum, Okuyamayan aptal arkadaşlarımın zengin olduğunu görünce aklıma mıçayım, niye okudum ki dedim. Zamanında aptal olup okulu bırakmak varmış da biz kaçırdık o treni.
Ortada bir yanlış bilgi yok, sizin verdiğiniz sayılar, Orta Asya'da kabul gören sayılar değil. Bu hesaba göre Türki cumhuriyetlerdeki Müslümanlar açısından bakarsak siz de ayet sayısını yanlış biliyorsunuz.
Tarih alanında özellikle yakın tarihimiz alanında sözüne itibar edilmeyecek tek kişi Kadir Mısıroğlu'dur çünkü adam gerçek tarihi belgeleriyle anlatıyordu. Bildiğimiz yalan tarihi reddedemeyeceğimize göre en kolayı doğruları ve ve doğruyu söyleyeni reddetmektir.
Sıkıntıları o kadar çok ki, ne çare ki kendilerini anlayacak birileri olmadığı için çokları dertlerini açmıyor. "Nasılsın?, iyiyim." Aslında iyi değiliz ama karşımızdaki derdimizi duymak istemiyor, biz de söylemiyoruz. Bunun gibi bir durum yaşadıkları.
Bir bakıma haklısınız. Bütün adamlar samsun'un içinde, çıkmıyorlar dışarı. Bu sebeple Samsun "Adamların memleketi" dir dense yeridir. Size katılıyorum.
Milli Mücadele'ye katkı olsun diye yollanan altınların iş Bankası'na harcanması ayrı bir olay da beni asıl ilgilendiren o altınların neden kullanılmadığı. Zira gelen altınlarla silah alınsa daha az vatan evladı ölürdü ve belki vatan toprakklarından daha fazlası bizim olurdu. Altınlar, ne amaçla saklandı da savaş sonrası ortaya çıktı ya kaybetseydik savaşı, altınların hesabını kim soracaktı? Ölen vatan evlatlarının hesabını kim soruyor?
Ortaya çıkan veriler ve deliller dünyanıın küre olmadığını gösteriyor. Bir zamanlar büyük ülkeler ne derse kabul ediyorduk; ama şimdi insanlar çok şeyi öğrendi ve bilgiler gelişti. insanlar eskisi gibi her anlatılan masala inanmıyor.